Giriş

Bize Süfyân b. Zeyd, ona Ebu Davud el-Haferî, ona Süfyân, ona da Ebu Harun el-Abdî şöyle rivayet etmiştir: Bizler Ebu Saîd'in (el-Hudrî) yanına gelir, o da bize "Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz!" der ve Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederdi: "İnsanlar size tâbidirler. Yeryüzünün (muhtelif) bölgelerinden insanlar, dinde (derin) anlayış sahibi olmak (için) size geleceklerdir. Size geldiklerinde, onlara hayrı tavsiye edin." Ebu İsa şöyle demiştir: Ali'nin dediğine göre Yahya, Şu'be'nin, Ebu Harun el-Abdî'yi zayıf saydığını ifade etmiştir. Yahya b. Saîd şöyle demiştir: Vefat edene dek İbn Avn, Ebu Harun el-Abdî'den hadis rivayet etmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Harun'un ismi, Umâre b. Cüveyn'dir.


Açıklama: "مَرْحَبًا بِوَصِيَّةِ رَسُولِ اللَّهِ" ifadesi, "Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz!" şeklinde tercümeye yansıtılabilmiştir.

    Öneri Formu
15301 T002650 Tirmizi, İlim, 4

Bize Abdülaziz b. Abdullah, ona Malik, ona İbn Şihâb, ona A'rec, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "İnsanlar, 'Ebu Hureyre çok hadis rivayet ediyor' diyorlar. (Halbuki) Allah'ın kitabındaki şu iki ayet olmasaydı hiç hadis rivayet etmezdim. Ardından 'İndirdiğimiz apaçık delilleri gizleyenler' ayetinden 'Rahîm'dir (Bakara, 2/159-160) kısmına kadar okudu. Muhacir kardeşlerimiz çarşı-pazarda (alış-verişle); Ensar kardeşlerimiz de ziraat ile meşgul iken Ebu Hureyre ise karın tokluğuna Rasulullah'ın (sav) yanında durur, onların bulunmadıkları (yerlerde) bulunur ve onların ezberlemediklerini ezberlerdi."


    Öneri Formu
1254 B000118 Buhari, İlim, 42

Bize Ahmed b. el-Ezher, ona Heysem b. Cemîl, ona Ömer b. Süleym, ona Yusuf b. İbrahim, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kendisine bir ilim sorulup da (bildiğini) gizleyen kimseye Kıyamet günü ateşten gem vurulur!"


    Öneri Formu
8676 İM000264 İbn Mâce, Sunne, 24

Bize Ahmed b. Büdeyl b. Kureyş el-Yâmî el-Kûfî, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Umâre b. Zâzân, ona Ali b. el-Hakem, ona Atâ, ona da Ebu Hüreyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kendisine bildiği bir ilim sorulup da bunu gizleyen kimseye, Kıyamet günü ateşten bir gem vurulur!" Bu konuda Câbir ve Abdullah b. Amr'dan da hadis rivayet edilmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Ebu Hüreyre'den rivayet edilen hadis, hasen bir hadistir.


    Öneri Formu
15298 T002649 Tirmizi, İlim, 3

Bize Kuteybe, ona Nûh b. Kays, ona Ebu Harun el-Abdî, ona da Ebu Saîd el-Hudrî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Doğu tarafından insanlar, (dinlerini) öğrenmek için size geleceklerdir. Sizlere geldiklerinde, onlara hayrı tavsiye edin." (Râvi Ebu Harun el-Abdî) şöyle demiştir: "Ebu Saîd bizi gördüğünde 'Rasulullah'ın (sav) vasiyeti (gereğince) hoş geldiniz.' (Ebu İsa et-Tirmizî) şöyle demiştir: "Bunu, yalnızca Ebu Harun'un Ebu Saîd'den rivayet ettiği hadis olarak biliyoruz."


    Öneri Formu
15308 T002651 Tirmizi, İlim, 4

Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona da Eyyûb, Kâsım'a şöyle sorulurken onu (Kâsım’ı) işittiğini bildirdi: "Vallahi, biz sorduğunuz her şeyi bilmiyoruz. Şayet bilseydik (onu) sizden saklamazdık, (bunu) sizden saklamamız bize helâl olmaz!”


    Öneri Formu
36664 DM000113 Darimi, Mukaddime, 17

Bize Yezid b. Harun, ona Humeyd, ona Ebu Recâ, ona da Ebu Mühelleb'in rivayet ettiğine göre Ebu Musa bir hutbesinde şöyle dedi: "Bir ilim bilen kimse onu insanlara öğretsin, sakın bilgisinin olmadığı bir hususta söz söylemeye kalkışarak dinden uzaklaşmasın ve kendisini zorlayarak biliyormuş gibi göstermeye de kalkışmasın!"


    Öneri Formu
36786 DM000180 Darimi, Mukaddime, 21

Bize Ya'lâ, ona Muhammed –ki o, İbn İshak'tır-, ona amcası Musa b. Yesâr’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana ulaştığına göre Selmân, Ebu’d-Derdâ’ya şunu yazdı: "Şüphesiz ilim, insanların gelip başlarına toplandığı pınarlar gibidir. Onu (ilmi), bu da alır, öteki de alır. Allah onunla birden çok kişiyi faydalandırır. Şüphesiz söylenmeyen (gizlenen) bir hikmet (ilim) ruhsuz bir ceset gibidir. Dışarı çıkarılmayan bir ilim de kendisinden infak edilmeyen hazineye benzer. Şüphesiz âlimin misali, karanlık bir yolda hem kendisinin hem yanından geçenin, kendisiyle aydınlandığı ve herkesin kendisine hayır dua ettiği, bir kandil taşıyan bir adam gibidir."


    Öneri Formu
38653 DM000576 Darimi, Mukaddime, 46

Bize Abdülvehhab b. Saîd, ona Şuayb –ki o, İbn İshak'tır-, ona el-Evzâî, ona Ebu Kesir, ona da babası (Abdurrahman b. Üzeyne) şöyle rivayet etti: "Ebu Zerr'in yanına gittim. Orta Cemrenin yanına oturmuş, insanlar başına toplanmış, ona fetva soruyorlardı. Yanına bir adam gelip başına durdu. Sonra ona: 'Sana fetva vermek yasaklanmamış mıydı?' dedi. (Ebu Zerr) Başını kaldırıp adama baktı ve: 'Sen beni gözetlemekle mi görevlendirildin? Eğer –ensesine işaret ederek- keskin kılıcı şurama koysanız, sonra da Rasulullah'tan (sav) işitmiş olduğum bir kelimeyi siz beni öldürmeden önce söyleyebileceğime kanaat getirirsem, şüphesiz onu söyleyiveririm!' dedi."


Açıklama: Orta cemre (el-cemretü’l-vüstâ), bir fıkıh terimi olarak hacıların kurban bayramı günlerinde küçük taşları Mina’da attıkları üç ayrı yerden biridir. Bk. M. ÖZGÜ ARAS, "CEMRE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/cemre (22.02.2023).

    Öneri Formu
38639 DM000562 Darimi, Mukaddime, 46

Bize Cafer b. Avn, ona el-A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona da Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etti: "Sizden kim ilim sahibi olursa, onun gereği olarak [bildiğini] söylesin. Bilmeyen bir kişi bilmediği şeyler için 'Allahu a'lem (Allah en iyi bilendir)' desin. Çünkü (gerçekten) âlim birisine bilmediği bir şey sorulacak olursa, o da 'Allahu a'lem', der. Zaten Allah, Rasulüne (sav): 'De ki: Ben buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum ve ben yapmacık bir şekilde kendiliğimden bir şeyler uyduranlardan da değilim' (Sâd, 38/86) buyurmuştur."


    Öneri Formu
36785 DM000179 Darimi, Mukaddime, 21