Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58515, KK65/1
Hadis:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاء فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ وَاتَّقُوا اللَّهَ رَبَّكُمْ لَا تُخْرِجُوهُنَّ مِن بُيُوتِهِنَّ وَلَا يَخْرُجْنَ إِلَّا أَن يَأْتِينَ بِفَاحِشَةٍ مُّبَيِّنَةٍ وَتِلْكَ حُدُودُ اللَّهِ وَمَن يَتَعَدَّ حُدُودَ اللَّهِ فَقَدْ ظَلَمَ نَفْسَهُ لَا تَدْرِي لَعَلَّ اللَّهَ يُحْدِثُ بَعْدَ ذَلِكَ أَمْرًا
Tercemesi:
Ey Peygamber! Kadınları boşayacağınızda, onları iddetlerini gözeterek boşayın ve iddeti de sayın. Rabbiniz Allah'tan korkun. Apaçık bir hayasızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, şüphesiz kendine zulmetmiş olur. Bilemezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir durum ortaya çıkarıverir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Talâk 65/1, /
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
İddet, boşanmış kadının iddeti
İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58521, KK65/7
Hadis:
لِيُنفِقْ ذُو سَعَةٍ مِّن سَعَتِهِ وَمَن قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنفِقْ مِمَّا آتَاهُ اللَّهُ لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا
Tercemesi:
İmkânı geniş olan, nafakayı imkânlarına göre versin; rızkı daralmış bulunan da Allah'ın kendisine verdiği kadarından nafaka ödesin. Allah hiç kimseyi verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Talâk 65/7, /
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona da Enes b. Sîrîn, şöyle demiştir:
İbn Ömer karısını hayızlı iken boşadı, Ömer de bunu Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdullah karısına dönsün!" buyurdu. Ben İbn Ömer'e “bu bir boşama sayılır mı?” dedim. İbn Ömer “sorman bile gereksiz (elbette sayılır)” dedi.
Katâde bu hadisi Yunus b. Cubeyr'den, o İbn Umer'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. peygamber (sav) Ömer'e "Abdullah'a söyle de karısına dönsün" buyurdu. Yunus b. Cubeyr der ki: Ben İbn Ömer'e “Bu bir boşama sayılır mı?” diye sordum. İbn ömer “Söyle bakalım, adam acziyet göstermiş ve ahmakça davranmışsa bu boşamanın geçerli olmasına engel midir?” dedi.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
287417, B005252-2
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَنَسِ بْنِ سِيرِينَ قَالَ سَمِعْتُ ابْنَ عُمَرَ قَالَ طَلَّقَ ابْنُ عُمَرَ امْرَأَتَهُ وَهْىَ حَائِضٌ ، فَذَكَرَ عُمَرُ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « لِيُرَاجِعْهَا » . قُلْتُ تُحْتَسَبُ قَالَ « فَمَهْ » . وَعَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ « مُرْهُ فَلْيُرَاجِعْهَا » . قُلْتُ تُحْتَسَبُ قَالَ أَرَأَيْتَ إِنْ عَجَزَ وَاسْتَحْمَقَ .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona da Enes b. Sîrîn, şöyle demiştir:
İbn Ömer karısını hayızlı iken boşadı, Ömer de bunu Peygamber'e (sav) söyledi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "Abdullah karısına dönsün!" buyurdu. Ben İbn Ömer'e “bu bir boşama sayılır mı?” dedim. İbn Ömer “sorman bile gereksiz (elbette sayılır)” dedi.
Katâde bu hadisi Yunus b. Cubeyr'den, o İbn Umer'den şöyle rivayet etmiştir: Hz. peygamber (sav) Ömer'e "Abdullah'a söyle de karısına dönsün" buyurdu. Yunus b. Cubeyr der ki: Ben İbn Ömer'e “Bu bir boşama sayılır mı?” diye sordum. İbn ömer “Söyle bakalım, adam acziyet göstermiş ve ahmakça davranmışsa bu boşamanın geçerli olmasına engel midir?” dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Talak 2, 2/362
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
3. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Boşanma, geçerli-geçersiz olduğu durumlar
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar şöyle rivayet etmişlerdir:
Yahya b. Saîd b. Âs, Abdurrahman b. Hakem'in kızını kesin talakla boşadı. (Kadının babası) Abdurrahman b. Hakem, onu boşandığı evden alıp götürdü. Bunun üzerine Müminlerin annesi Âişe, Mervan b. Hakem'e haber gönderip “ey Mervan, Allah'tan sakın ve o kadını boşanmış olduğu evine geri gönder” dedi. Süleyman b. Yesâr'ın hadisine göre Mervan Âişe'ye “Abdurrahman b. Hakem'e engel olmaya gücüm yetmedi” dedi. Kasım b. Muhammed'in hadisinde ise Mervan, Âişe'ye “sana Fâtıma bt. Kays'ın işi ulaşmadı mı?” dedi. Âişe de Mervan'a “Fâtıma hadisini zikretmemek sana zarar vermez” dedi. Bunun üzerine Mervan “Eğer Fatıma'nın kötü durumu senin bir gerekçe ise, bu karı koca arasındaki kötü durum da kadının evinden çıkması için sana yeterli bir gerekçe olur” dedi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
270716, D002295-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْقَعْنَبِىُّ عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ وَسُلَيْمَانَ بْنِ يَسَارٍ
"أَنَّهُ سَمِعَهُمَا يَذْكُرَانِ أَنَّ يَحْيَى بْنَ سَعِيدِ بْنِ الْعَاصِ طَلَّقَ بِنْتَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَكَمِ الْبَتَّةَ فَانْتَقَلَهَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ فَأَرْسَلَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - إِلَى مَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ وَهُوَ أَمِيرُ الْمَدِينَةِ فَقَالَتْ لَهُ اتَّقِ اللَّهَ وَارْدُدِ الْمَرْأَةَ إِلَى بَيْتِهَا. فَقَالَ مَرْوَانُ فِى حَدِيثِ سُلَيْمَانَ إِنَّ عَبْدَ الرَّحْمَنِ غَلَبَنِى. وَقَالَ مَرْوَانُ فِى حَدِيثِ الْقَاسِمِ أَوَمَا بَلَغَكِ شَأْنُ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ فَقَالَتْ عَائِشَةُ لاَ يَضُرُّكَ أَنْ لاَ تَذْكُرَ حَدِيثَ فَاطِمَةَ. فَقَالَ مَرْوَانُ إِنْ كَانَ بِكِ الشَّرُّ فَحَسْبُكِ مَا كَانَ بَيْنَ هَذَيْنِ مِنَ الشَّرِّ."
Tercemesi:
Bize Ka'neb, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona da Kasım b. Muhammed ile Süleyman b. Yesar şöyle rivayet etmişlerdir:
Yahya b. Saîd b. Âs, Abdurrahman b. Hakem'in kızını kesin talakla boşadı. (Kadının babası) Abdurrahman b. Hakem, onu boşandığı evden alıp götürdü. Bunun üzerine Müminlerin annesi Âişe, Mervan b. Hakem'e haber gönderip “ey Mervan, Allah'tan sakın ve o kadını boşanmış olduğu evine geri gönder” dedi. Süleyman b. Yesâr'ın hadisine göre Mervan Âişe'ye “Abdurrahman b. Hakem'e engel olmaya gücüm yetmedi” dedi. Kasım b. Muhammed'in hadisinde ise Mervan, Âişe'ye “sana Fâtıma bt. Kays'ın işi ulaşmadı mı?” dedi. Âişe de Mervan'a “Fâtıma hadisini zikretmemek sana zarar vermez” dedi. Bunun üzerine Mervan “Eğer Fatıma'nın kötü durumu senin bir gerekçe ise, bu karı koca arasındaki kötü durum da kadının evinden çıkması için sana yeterli bir gerekçe olur” dedi
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Talak 40, /534
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
İddet, boşanmış kadının evinden dışarı çıkması
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
Sahabe, anlayış farklılıkları
Bana Malik, kendisine şöyle bir haber ulaştığını rivayet etmiştir:
Mervân b. Hakem karısına îla yapan (karısıyla ilişkiye girmeyeceğine dair yemin eden) bir adam hakkında şöyle hükmetmiştir: Îla üzerinden dört ay geçtiği zaman hanımını boşamış olur. İddeti (dört ay) içinde ise adamın eşine dönme hakkı vardır. Malik der ki: İbn Şihâb'ın görüşü de bu şekildedir. Malik, hanımına îla yapan adam hakkında, der ki: Eğer iddeti içinde karısını boşamış ve bu süre içinde, onunla ilişkiye girmemişse, iddet bitiminde karısı boş olur ve adamın geri dönüş hakkı olmaz. Ancak hastalık, hapis ve benzeri herhangi bir özürden dolayı ilişkiye girememişse, karısına dönme hakkı devam eder. İddeti bitip bain talak ile boş olduktan sonra yeniden evlenir, yine dört ay geçinceye kadar karısına yaklaşmazsa bakılır, yeminini bozmazsa birinci yeminle talak bain olur, bir daha dönemez. Nikahlayıp, karısına yaklaşmadan boşandığı için de, karısının iddet bekleme zorunluluğu ve adamın dönüş hakkı olmaz.
Malik der ki: Karısına yaklaşmamaya yemin eden kimse dört ay geçince bakılır, boşarsa rici (dönüş hakkı olan) talak meydana gelmiş olur. İddeti içerisinde dönebilir. İddeti bitmeden dört ay geçerse talak vaki olmaz, iddeti bitinceye kadar dönebilir. Bu sırada dönmeden iddeti biterse talak bain olur ve bir daha dönemez. Bu hususta işittiğimin en güzeli budur.
Malik, karısına yaklaşmamaya yemin eden, sonra da bir talak ile boşayan ve boşama iddeti bitmeden dört ay geçen adam hakkında der ki: Bu adam, yeminini bozarak keffaret vermemişse iki talak ile boşamış olur. Şayet boşama iddeti dört aydan önce biterse bu durumda adamın yemini boşama olmaz. Çünkü karısı ondan boş iken dört ay geçmiş olmaktadır.
İmam Malik der ki: Bir kimse karısına bir gün ya da bir ay yaklaşmamaya yemin eder de sonra dört aydan daha fazla bir müddet geçinceye kadar bekler hanımına yaklaşmazsa, bu yemin, boşamayı gerektiren yemin olmaz. Boşamayı gerektiren yemin, hanımına dört aydan daha fazla yaklaşmamaya yemin eden kişinin yeminidir. Fakat dört ay, ya da daha az karısına yaklaşmamaya yemin eden kimsenin yemini kanaatimce îlâ sayılmaz. Çünkü nazarı dikkate alınacak zaman, (yani dört ay) gelince yeminin gereği yerine gelmiş olur. Bir şey gerekmez.
İmam Malik der ki: Bir koca, karısı çocuğunu sütten kesinceye kadar ona yaklaşmamaya yemin ederse bu yemin ila sayılmaz.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36875, MU001173
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ مَرْوَانَ بْنَ الْحَكَمِ كَانَ يَقْضِى فِى الرَّجُلِ إِذَا آلَى مِنِ امْرَأَتِهِ أَنَّهَا إِذَا مَضَتِ الأَرْبَعَةُ الأَشْهُرِ فَهِىَ تَطْلِيقَةٌ وَلَهُ عَلَيْهَا الرَّجْعَةُ مَا دَامَتْ فِى عِدَّتِهَا . قَالَ مَالِكٌ وَعَلَى ذَلِكَ كَانَ رَأْىُ ابْنِ شِهَابٍ . قَالَ مَالِكٌ فِى الرَّجُلِ يُولِى مِنِ امْرَأَتِهِ فَيُوقَفُ فَيُطَلِّقُ عِنْدَ انْقِضَاءِ الأَرْبَعَةِ الأَشْهُرِ ثُمَّ يُرَاجِعُ امْرَأَتَهُ أَنَّهُ إِنْ لَمْ يُصِبْهَا حَتَّى تَنْقَضِىَ عِدَّتُهَا فَلاَ سَبِيلَ لَهُ إِلَيْهَا وَلاَ رَجْعَةَ لَهُ عَلَيْهَا إِلاَّ أَنْ يَكُونَ لَهُ عُذْرٌ مِنْ مَرَضٍ أَوْ سِجْنٍ أَوْ مَا أَشْبَهَ ذَلِكَ مِنَ الْعُذْرِ فَإِنَّ ارْتِجَاعَهُ إِيَّاهَا ثَابِتٌ عَلَيْهَا فَإِنْ مَضَتْ عِدَّتُهَا ثُمَّ تَزَوَّجَهَا بَعْدَ ذَلِكَ فَإِنَّهُ إِنْ لَمْ يُصِبْهَا حَتَّى تَنْقَضِىَ الأَرْبَعَةُ الأَشْهُرِ وَقَفَ أَيْضًا فَإِنْ لَمْ يَفِئْ دَخَلَ عَلَيْهِ الطَّلاَقُ بِالإِيلاَءِ الأَوَّلِ إِذَا مَضَتِ الأَرْبَعَةُ الأَشْهُرِ وَلَمْ يَكُنْ لَهُ عَلَيْهَا رَجْعَةٌ لأَنَّهُ نَكَحَهَا ثُمَّ طَلَّقَهَا قَبْلَ أَنْ يَمَسَّهَا فَلاَ عِدَّةَ لَهُ عَلَيْهَا وَلاَ رَجْعَةَ . قَالَ مَالِكٌ فِى الرَّجُلِ يُولِى مِنِ امْرَأَتِهِ فَيُوقَفُ بَعْدَ الأَرْبَعَةِ الأَشْهُرِ فَيُطَلِّقُ ثُمَّ يَرْتَجِعُ وَلاَ يَمَسُّهَا فَتَنْقَضِى أَرْبَعَةُ أَشْهُرٍ قَبْلَ أَنْ تَنْقَضِىَ عِدَّتُهَا إِنَّهُ لاَ يُوقَفُ وَلاَ يَقَعُ عَلَيْهِ طَلاَقٌ وَإِنَّهُ إِنْ أَصَابَهَا قَبْلَ أَنْ تَنْقَضِىَ عِدَّتُهَا كَانَ أَحَقَّ بِهَا وَإِنْ مَضَتْ عِدَّتُهَا قَبْلَ أَنْ يُصِيبَهَا فَلاَ سَبِيلَ لَهُ إِلَيْهَا وَهَذَا أَحْسَنُ مَا سَمِعْتُ فِى ذَلِكَ . قَالَ مَالِكٌ فِى الرَّجُلِ يُولِى مِنِ امْرَأَتِهِ ثُمَّ يُطَلِّقُهَا فَتَنْقَضِى الأَرْبَعَةُ الأَشْهُرِ قَبْلَ انْقِضَاءِ عِدَّةِ الطَّلاَقِ قَالَ هُمَا تَطْلِيقَتَانِ إِنْ هُوَ وُقِفَ وَلَمْ يَفِئْ وَإِنْ مَضَتْ عِدَّةُ الطَّلاَقِ قَبْلَ الأَرْبَعَةِ الأَشْهُرِ فَلَيْسَ الإِيلاَءُ بِطَلاَقٍ وَذَلِكَ أَنَّ الأَرْبَعَةَ الأَشْهُرِ الَّتِى كَانَتْ تُوقَفُ بَعْدَهَا مَضَتْ وَلَيْسَتْ لَهُ يَوْمَئِذٍ بِامْرَأَةٍ . قَالَ مَالِكٌ وَمَنْ حَلَفَ أَنْ لاَ يَطَأَ امْرَأَتَهُ يَوْمًا أَوْ شَهْرًا ثُمَّ مَكَثَ حَتَّى يَنْقَضِىَ أَكْثَرُ مِنَ الأَرْبَعَةِ الأَشْهُرِ فَلاَ يَكُونُ ذَلِكَ إِيلاَءً وَإِنَّمَا يُوقَفُ فِى الإِيلاَءِ مَنْ حَلَفَ عَلَى أَكْثَرَ مِنَ الأَرْبَعَةِ الأَشْهُرِ فَأَمَّا مَنْ حَلَفَ أَنْ لاَ يَطَأَ امْرَأَتَهُ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ أَوْ أَدْنَى مِنْ ذَلِكَ فَلاَ أَرَى عَلَيْهِ إِيلاَءً لأَنَّهُ إِذَا دَخَلَ الأَجَلُ الَّذِى يُوقَفُ عِنْدَهُ خَرَجَ مِنْ يَمِينِهِ وَلَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ وَقْفٌ . قَالَ مَالِكٌ مَنْ حَلَفَ لاِمْرَأَتِهِ أَنْ لاَ يَطَأَهَا حَتَّى تَفْطِمَ وَلَدَهَا فَإِنَّ ذَلِكَ لاَ يَكُونُ إِيلاَءً .
Tercemesi:
Bana Malik, kendisine şöyle bir haber ulaştığını rivayet etmiştir:
Mervân b. Hakem karısına îla yapan (karısıyla ilişkiye girmeyeceğine dair yemin eden) bir adam hakkında şöyle hükmetmiştir: Îla üzerinden dört ay geçtiği zaman hanımını boşamış olur. İddeti (dört ay) içinde ise adamın eşine dönme hakkı vardır. Malik der ki: İbn Şihâb'ın görüşü de bu şekildedir. Malik, hanımına îla yapan adam hakkında, der ki: Eğer iddeti içinde karısını boşamış ve bu süre içinde, onunla ilişkiye girmemişse, iddet bitiminde karısı boş olur ve adamın geri dönüş hakkı olmaz. Ancak hastalık, hapis ve benzeri herhangi bir özürden dolayı ilişkiye girememişse, karısına dönme hakkı devam eder. İddeti bitip bain talak ile boş olduktan sonra yeniden evlenir, yine dört ay geçinceye kadar karısına yaklaşmazsa bakılır, yeminini bozmazsa birinci yeminle talak bain olur, bir daha dönemez. Nikahlayıp, karısına yaklaşmadan boşandığı için de, karısının iddet bekleme zorunluluğu ve adamın dönüş hakkı olmaz.
Malik der ki: Karısına yaklaşmamaya yemin eden kimse dört ay geçince bakılır, boşarsa rici (dönüş hakkı olan) talak meydana gelmiş olur. İddeti içerisinde dönebilir. İddeti bitmeden dört ay geçerse talak vaki olmaz, iddeti bitinceye kadar dönebilir. Bu sırada dönmeden iddeti biterse talak bain olur ve bir daha dönemez. Bu hususta işittiğimin en güzeli budur.
Malik, karısına yaklaşmamaya yemin eden, sonra da bir talak ile boşayan ve boşama iddeti bitmeden dört ay geçen adam hakkında der ki: Bu adam, yeminini bozarak keffaret vermemişse iki talak ile boşamış olur. Şayet boşama iddeti dört aydan önce biterse bu durumda adamın yemini boşama olmaz. Çünkü karısı ondan boş iken dört ay geçmiş olmaktadır.
İmam Malik der ki: Bir kimse karısına bir gün ya da bir ay yaklaşmamaya yemin eder de sonra dört aydan daha fazla bir müddet geçinceye kadar bekler hanımına yaklaşmazsa, bu yemin, boşamayı gerektiren yemin olmaz. Boşamayı gerektiren yemin, hanımına dört aydan daha fazla yaklaşmamaya yemin eden kişinin yeminidir. Fakat dört ay, ya da daha az karısına yaklaşmamaya yemin eden kimsenin yemini kanaatimce îlâ sayılmaz. Çünkü nazarı dikkate alınacak zaman, (yani dört ay) gelince yeminin gereği yerine gelmiş olur. Bir şey gerekmez.
İmam Malik der ki: Bir koca, karısı çocuğunu sütten kesinceye kadar ona yaklaşmamaya yemin ederse bu yemin ila sayılmaz.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1173, 1/202
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
Yemin, İ'lâ
Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
58520, KK65/6
Hadis:
أَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنتُم مِّن وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّ وَإِن كُنَّ أُولَاتِ حَمْلٍ فَأَنفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتَّى يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّ فَإِنْ أَرْضَعْنَ لَكُمْ فَآتُوهُنَّ أُجُورَهُنَّ وَأْتَمِرُوا بَيْنَكُم بِمَعْرُوفٍ وَإِن تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُ أُخْرَى
Tercemesi:
Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun, onları sıkıştırıp (gitmelerini sağlamak için) kendilerine zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hâmile iseler, doğum yapıncaya kadar nafakalarını verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin, aranızda uygun bir şekilde anlaşın. Eğer anlaşamazsanız çocuğu, başka bir kadın emzirecektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Talâk 65/6, /
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, boşama konusundaki haksızlığın önlenmesi
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini