27 Kayıt Bulundu.
Bize Musa, ona Ebu Avâne, ona Muğire, ona Mücahid, ona da Abdullah b. Amr şöyle rivayet etmiştir: Babam beni soylu bir kadın ile evlendirdi. Düzenli olarak gelinine gelip kocasını sorar, karısı da “(kocam) ne iyi bir adam, ona vardığımdan beri ne yatağa geldi ne de örtüyü araladı” derdi. Bu sıkça tekrarlanınca, babam, durumu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdi. Hz. Peygamber (sav) de "Onu bana yolla" buyurdu. Sonra kendisi ile karşılaştım bana "nasıl oruç tutuyorsun?" buyurdu. “her gün” dedi. "Kur'an'ı nasıl hatmediyorsun" buyurdu. “her gece” dedi. Nebî (sav), "Her ay üç gün oruç tut ve ayda bir hatim indir" buyurdu. Abdullah der ki: Ben “daha fazlasına gücüm yeter” dedim. O, "her hafta üç gün oruç tut" buyurdu. Ben “Bundan daha fazlasını yapabilirim” dedim. O, "İki gün oruçsuz geçir, bir gün oruç tut" buyurdu. Ben “Bundan daha fazlasını yapabilirim” dedim. O, "En faziletli orucu, Davud orucunu tut. Bir gün oruç tut, bir gün tutma. Hafta da bir hatim indir" buyurdu. Keşke Rasulullah'ın (sav) ruhsatını kabul etseydim. Zira ben yaşlandım ve zayıf düştüm. Ailesinden biri Kur'an'ın yedide birini kendisine gündüz okurdu. Kendisine gündüz okudukları geceleyin kolaylık olması içindi. Güç toplamak istediğinde günlerce oruç tutmaz, sonra hesaplar ve Nebî'ye verdiği sözden dönme endişesinden dolayı misliyle onları tutardı. Ebu Abdullah der ki: Bazı râviler üç bazıları beş gün, ama çoğunluğu 7 gün demiştir.
Bize Harmele b. Yahya ve Muhammed b. Seleme el-Muradî, onlara (Abdullah) İbn Vehb, ona Yunus (b. Yezid)], ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Urve b. Zübeyr, ona da Hz. Peygamber'in (sav) hanımı Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) yanında olduğu halde Havle bt. Tüveyt b. Habib b. Esed b. Abdüluzzâ kendisinin yanından geçmişti. (Aişe (r.anha) dedi ki:) Ben, bu Havle bt. Tüveyt'tir. Onun geceleri uyumadığını iddia ediyorlar dedim. Rasulullah (sav); "geceleri uyumuyor öyle mi? Güç yetirebileceğiniz amele devam edin. Vallahi! Sizler nihayet usanırsınız da Allah asla usanmaz" buyurdu.
Bize Abdulcebbâr b. Alâ b. Abdulcebbâr, ona Süfyân, ona Zührî, ona Urve, ona da Hakîm b. Hizâm şöyle rivayet etmiştir: Ben Rasulullah’dan (sav), (dünyalık bir şey) istedim, o da bana verdi, sonra tekrar istedim, yine verdi, sonra tekrar istedim, yine verdi. Ardından Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Hakîm! Kesinlikle bu mal çekici ve tatlıdır. Kim onu, gönül hoşluğuyla alırsa kendisi için malı bereketlenir. Kim de ihtirasla alırsa malı bereketlenmez. Böylesi yiyip de doymayan kimse gibidir. Veren el, alandan hayırlıdır.
Bana Rabî b. Süleyman b Davud, ona İshak b. Bekir, ona babası (Mudar b. el-Kuraşî), ona Amr b. Haris, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyir ve Said b. Müseyyeb, onlara da Hakim b. Hızâm şöyle demiştir: Rasulullah’tan (sav) bir şeyler istedim, bana verdi. Sonra tekrar istedim, yine verdi. Sonra şöyle buyurdu: "Ey Hakim! Bu mal, tatlıdır. Kim bunu tok gözlü olarak alırsa onun için bereketli olur. Kim de açgözlülükle alırsa ona bereketi olmaz. O yiyip yiyip de doymayan kimse gibi olur. Veren el de alan elden üstündür." Hakim der ki: Bunun üzerine ben “Ey Allah'ın Rasulü! Seni Hak olarak gönderene yemin olsun ki senden sonra, bu dünyadan ayrılıncaya kadar hiç kimseden hiç bir şey istemeyeceğim” dedim.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَإِنَّ اللَّهَ لاَ يَمَلُّ حَتَّى تَمَلُّوا
Açıklama: Peygamberimizin hayatı her yönüyle sade ve tabii idi. Onun hayatında fıtrata ve yaratılışa aykırı bir şey söz konusu değildi. Bu hadis bu konuda bizlere önemli bakış açısı ve yöntem sunmaktadır. Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: فَمَنْ رَغِبَ عَنْ سُنَّتِى فَلَيْسَ مِنِّى