Giriş

Fâtıma der ki: Peygamber (sav) ölmeden önceki hastalığında, vefat edeceğini bana gizlice haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, hane halkından kendisine ilk kavuşan kimsenin ben olacağımı haber verdi. Bu­na da (sevinip) güldüm.


    Öneri Formu
34363 B003626 Buhari, Menakıb, 25


    Öneri Formu
34361 B003624 Buhari, Menakıb, 25

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin ona da Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmiştir: Ali b. Ebu Talib, (Fatıma ile evli iken) Ebu Cehil’in kızına talip oldu. Fatıma bunu işitince Nebi’ye (sav) gidip: Senin kavmin, kızların adına hiç öfkelenmediğini konuşup duruyorlar. İşte Ali, Ebu Cehil’in kızını nikâhlamak istiyor, dedi. Misver der ki: Bunun üzerine Nebi (sav) ayağa kalktı, ben onun teşehhüdü (kelime-i şehadeti) söyledikten sonra şöyle dediğini duydum: "Şimdi ben kızımı Ebu Âs b. Rabî’a nikâhlamıştım, o da bana (kızımı üzmeyeceğine dair) ve bana sözünde durarak doğru söylemiş oldu. Hiç şüphesiz Fatıma benden bir parçadır. Ve ben sizin onu üzmenizden hoşlanmam. Vallahi Rasulullah’ın kızı ile Allah’ın düşmanının kızı ebediyen bir adamın nikahında olmayacaktır." Bunun üzerine Ali, Ebu Cehil’in kızını istemekten vazgeçti. Bize Muhammed b. Amr b. Halhala, ona İbn Şihâb, ona Ali, ona da Misver bu hadisin rivayet etmiş ve rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Hz. Peygamber (sav) Abduşşems oğullarından olan damadını zikretti ve onun damatlığını güzelce övdü, sonra da "O bana söz verdi, sözünde durdu, bana vadetti ve vadini yerine getirdi" bu­yurdu .


Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Amr arasında inkıta vardır.

    Öneri Formu
280773 B003729-2 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 16

Bize Yesera b. Safvân b. Cemil el-Lahmî, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona Urve, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) ölüm hastalığı sırasında Fâtıma (as) yanına çağırdı ve ona gizlice bir şey söyledi. Fâtıma ağladı. Sonra bir daha çağırıp yine gizlice bir şey söyledi. Bu defa da Fâtıma güldü. Biz bu ağlamanın ve gül­menin sebebini sorduk. Fâtıma “Peygamber (sav) ölmeden önceki hastalığında, vefat edeceğini bana gizlice haber verdi. Bunun üzerine ben ağladım. Sonra bana, yine gizlice, hane halkından kendisine ilk kavuşan kimsenin ben olacağımı haber verdi. Bu­na da güldüm” dedi.


    Öneri Formu
34597 B004433 Buhari, Megâzî, 83

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyir, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: Fâtıma, Ebu Bekir'e haber gönderip, Hz. Peygamber'den kendine düşen miras payını; Allah'ın, Rasulü'ne fey olarak bıraktığı ve Peygamber'in de Müminlere sada­ka yaptığı Medine'deki Fedek ile Hayber ganimetinin beşte birinden kendi payına kalanı istedi.


    Öneri Formu
34771 B003711 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 12

Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Ali b. Hüseyin ona da Misver b. Mahreme şöyle rivayet etmiştir: Ali b. Ebu Talib, (Fatıma ile evli iken) Ebu Cehil’in kızına talip oldu. Fatıma bunu işitince Nebi’ye (sav) gidip: Senin kavmin, kızların adına hiç öfkelenmediğini konuşup duruyorlar. İşte Ali, Ebu Cehil’in kızını nikâhlamak istiyor, dedi. Misver der ki: Bunun üzerine Nebi (sav) ayağa kalktı, ben onun teşehhüdü (kelime-i şehadeti) söyledikten sonra şöyle dediğini duydum: "Şimdi ben kızımı Ebu Âs b. Rabî’a nikâhlamıştım, o da bana (kızımı üzmeyeceğine dair) ve bana sözünde durarak doğru söylemiş oldu. Hiç şüphesiz Fatıma benden bir parçadır. Ve ben sizin onu üzmenizden hoşlanmam. Vallahi Rasulullah’ın kızı ile Allah’ın düşmanının kızı ebediyen bir adamın nikahında olmayacaktır." Bunun üzerine Ali, Ebu Cehil’in kızını istemekten vazgeçti. Bize Muhammed b. Amr b. Halhala, ona İbn Şihâb, ona Ali, ona da Misver bu hadisin rivayet etmiş ve rivayetinde şu eklemeyi yapmıştır: Hz. Peygamber (sav) Abduşşems oğullarından olan damadını zikretti ve onun damatlığını güzelce övdü, sonra da "O bana söz verdi, sözünde durdu, bana vadetti ve vadini yerine getirdi" bu­yurdu .


    Öneri Formu
34790 B003729 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 16

Bana Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu'be, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona da Abdullah (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav), etrafında Kureyş'ten bazı kimseler olduğu halde, (Kâbe'de) secde ederken Ukbe b. Ebu Muayt, yeni bo­ğazlanmış bir devenin işkembesini getirip Hz. Peygamber'in sırtına koydu. Peygamber (sav) secdeden başını kaldıramadı. Hemen Fâtıma (as) geldi ve Hz. Peygamber'in sırtından o o işkembeyi aldı ve bunu yapana beddua etti. Peygamber (sav) "Allah'ım Kureyş'ten şu topluluğu; Ebu Cehil b. Hişâm, Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa, Umeyye b. Halef'i" yahut "Ubey b. Halef'i sana havale ediyorum" buyurdu. Burada tereddütte kalan râvî, Şu'be'dir. ibn Mesûd der ki: Ben bunların hepsinin Bedir günü öldürül­üp orada bir kuyuya atılmış olduğunu gördüm. Yalnız Umeyye b. Halef'in yahut Ubey b. Halef'in eklemleri koptuğu için, kuyuya atılmadı.


    Öneri Formu
34982 B003854 Buhari, Menakıbu'l-Ensar, 29


    Öneri Formu
34362 B003625 Buhari, Menakıb, 25


    Öneri Formu
34757 B003705 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 9


    Öneri Formu
34827 B003767 Buhari, Fedailü Ashabi'n-Nebi, 29