53 Kayıt Bulundu.
Bize Züheyr b. Harb, ona Cerîr b. Abdulhamîd, ona Fudayl b. Gazvân, ona Ebu Hâzim el-Eşcaî, ona Ebu Hüreyre şöyle rivayet etti: Bir adam Rasulullah'a (sav) gelip "Ben aç ve bitap düştüm" dedi. Hz. Peygamber (sav) eşlerinden birine haber gönderdi, eşi ise "Seni hak ile gönderen Allah'a yemin olsun ki evde sudan başka bir şey yok" diye cevap verdi. Daha sonra Allah Rasulü, başka bir hanımına haber gönderdi, o eşi de aynı cevabı gönderdi. Hepsi de "Seni hak üzere gönderen Allah'a yemin olsun ki sudan başka bir şey yok" demişlerdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Bu adamı bu akşam misafir edene Allah rahmetiyle muamele eylesin" buyurdu. Ensâr'dan bir zat kalkıp "Ben misafir ederim ey Allah'ın Rasulü" dedi ve onu evine götürdü. Eşine "Yiyecek bir şey var mı?" diye sordu. Eşi "Sadece çocuklarımın azığı var" diye cevap verdi. Ensâr'dan olan zat "Sen çocukları bir şeyle avut. Misafirimiz gelince ışığı söndür ve ona biz de yiyormuşuz gibi yap. O yemeye başlayınca kandili söndür" dedi. Böylece oturdular, misafir yemeğini yedi. Sabah olunca Ensâr'dan olan zat Hz. Peygamber'e (sav) gitti. Hz. Peygamber (sav) "Eşinle bu gece misafire yaptığınız Allah'ın hoşuna gitti" buyurdu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona da Leys rivayet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, ona da Abdullah b. ez-Zübeyr'in anlattığına göre; Ensâr’dan bir adam, Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda, Harre’de halkın hurma bahçelerini suladıkları bir ark yüzünden Zübeyr’e çatmıştı. Ensarî, Zübeyr’e; "- Suyu serbest bırak, aksın!” demiş, ama Zübeyr kabul etmemişti. Bu yüzden Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda tartışmaya başladılar. Bunun üzerine Rasûlullah (sav) Zübeyr’e; "- Ya Zübeyr! Önce kendin sula, sonra komşularına da suyu gönder!" buyurdu. Ensârî Hz. Peygamber’in bu sözüne kızdı ve; "- Zübeyr, senin halanın oğlu olduğu için mi böyle hüküm veriyorsun?" dedi. Bu söz üzerine Rasûlullah'ın (sav) yüzünün rengi attı ve Zübeyr’e dönüp; "- Ya Zübeyr! Sen bahçeni sula! Sonra suyu tut, hurma ağaçlarının köklerine ulaşmadan bırakma!" dedi. Bilahare Zübeyr şöyle dedi: “Vallahi ben, ‘Hayır, rabbine andolsun ki, aralarında çıkan anlaşmazlık hususunda seni hakem kılıp sonra da verdiğin hükümden içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın onu kabullenmedikçe ve boyun eğip teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar' (Nisâ, 4/68) meâlindeki âyetin bu olay üzerine nâzil olduğunu zannediyorum."
Daha önceden Medine'yi yurt edinmiş ve gönüllerine imanı yerleştirmiş olan kimseler, kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık hissetmezler. Kendileri zaruret içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerdir.
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.