Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti:
"Birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları, kardeş olun! Bir Müslümana, kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helâl olamaz."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8117, M006526
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"لاَ تَبَاغَضُوا وَلاَ تَحَاسَدُوا وَلاَ تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا وَلاَ يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلاَثٍ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etti:
"Birbirinize buğz etmeyin! Birbirinize haset etmeyin! Birbirinize sırt çevirmeyin! Ey Allah'ın kulları, kardeş olun! Bir Müslümana, kardeşini üç geceden fazla terk etmesi helâl olamaz."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6526, /1062
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
4. Ebu Zekeriyya Yahya b. Yahya en-Neysâbûrî (Yahya b. Yahya b. Bekir b. Abdurrahman)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Kardeşlik, müslümanlar arası ilişkiler
Bize Ezher b. Cemil, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Avn b. Ebu Cuheyfe, ona da Münzir b. Cerir, Babası (Cerir b. Abdullah) şöyle demiştir:
"Sabahın erken saatlerinde Rasulullah'la (sav) birlikte oturuyorduk. Mudar kabilesinden bir gurup insan üzerlerinde (doğru dürüst bir) elbiseleri olmaksızın ve ayakları çıplak bir vaziyette kılıçlarını kuşanmış olarak geldiler. Rasulullah (sav) bunların bu ihtiyaçlı hallerini görünce yüzünün rengi değişti. İçeri girdi sonra çıktı Bilal’e ezan okumasını emretti, kamet getirilip namaz kılındı sonra bir konuşma yaptı ve 'Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.' [Nisâ, 4/1] ve 'Allah’ın azabından korunmaya çalışın herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın' [Haşr, 59/18] ayetlerini okudu. İnsanlar dinarlarından, dirhemlerinden, elbiselerinden, buğday ve hurmasından bir hurma kadar bile olsa sadaka verdiler. Ensar’dan bir kimse zorlukla taşıdığı bir sepet hurmayla geldi; diğer insanlar da bunu takip ederek bir şeyler getirdiler. Getirilen yiyecek ve giyeceklerin iki yığın olduğunu gördüm. Rasulullah'ın (sav) yüzü güldü ve sevinçten altın gibi parlıyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:"
"Kim İslâm’da iyi bir yol çığır açarsa, o kişiye hem bu yaptığının sevabı hem de bu yolda sevap işleyenlerin sevabı verilir diğerlerinin sevabından da hiçbir şey eksiltilmez. Her kim de İslâm da kötü örnek olacak bir çığır açarsa, hem bunun günahı hem de o yol üzere amel edenlerin günahı o kimseye yazılır ve diğerlerinin günahından da hiçbir şey eksilmez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22353, N002555
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَزْهَرُ بْنُ جَمِيلٍ قَالَ حَدَّثَنَا خَالِدُ بْنُ الْحَارِثِ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ وَذَكَرَ عَوْنُ بْنُ أَبِى جُحَيْفَةَ قَالَ سَمِعْتُ الْمُنْذِرَ بْنَ جَرِيرٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى صَدْرِ النَّهَارِ فَجَاءَ قَوْمٌ عُرَاةً حُفَاةً مُتَقَلِّدِى السُّيُوفِ عَامَّتُهُمْ مِنْ مُضَرَ بَلْ كُلُّهُمْ مِنْ مُضَرَ فَتَغَيَّرَ وَجْهُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِمَا رَأَى بِهِمْ مِنَ الْفَاقَةِ فَدَخَلَ ثُمَّ خَرَجَ فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَذَّنَ فَأَقَامَ الصَّلاَةَ فَصَلَّى ثُمَّ خَطَبَ فَقَالَ « ( يَا أَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمُ الَّذِى خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالاً كَثِيرًا وَنِسَاءً وَاتَّقُوا اللَّهَ الَّذِى تَسَاءَلُونَ بِهِ وَالأَرْحَامَ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلَيْكُمْ رَقِيبًا ) وَ ( اتَّقُوا اللَّهَ وَلْتَنْظُرْ نَفْسٌ مَا قَدَّمَتْ لِغَدٍ ) تَصَدَّقَ رَجُلٌ مِنْ دِينَارِهِ مِنْ دِرْهَمِهِ مِنْ ثَوْبِهِ مِنْ صَاعِ بُرِّهِ مِنْ صَاعِ تَمْرِهِ - حَتَّى قَالَ - وَلَوْ بِشِقِّ تَمْرَةٍ » . فَجَاءَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ بِصُرَّةٍ كَادَتْ كَفُّهُ تُعْجِزُ عَنْهَا بَلْ قَدْ عَجَزَتْ ثُمَّ تَتَابَعَ النَّاسُ حَتَّى رَأَيْتُ كَوْمَيْنِ مِنْ طَعَامٍ وَثِيَابٍ حَتَّى رَأَيْتُ وَجْهَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَتَهَلَّلُ كَأَنَّهُ مُذْهَبَةٌ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ سَنَّ فِى الإِسْلاَمِ سُنَّةً حَسَنَةً فَلَهُ أَجْرُهَا وَأَجْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنْ سَنَّ فِى الإِسْلاَمِ سُنَّةً سَيِّئَةً فَعَلَيْهِ وِزْرُهَا وَوِزْرُ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أَوْزَارِهِمْ شَيْئًا » .
Tercemesi:
Bize Ezher b. Cemil, ona Halid b. Haris, ona Şube, ona Avn b. Ebu Cuheyfe, ona da Münzir b. Cerir, Babası (Cerir b. Abdullah) şöyle demiştir:
"Sabahın erken saatlerinde Rasulullah'la (sav) birlikte oturuyorduk. Mudar kabilesinden bir gurup insan üzerlerinde (doğru dürüst bir) elbiseleri olmaksızın ve ayakları çıplak bir vaziyette kılıçlarını kuşanmış olarak geldiler. Rasulullah (sav) bunların bu ihtiyaçlı hallerini görünce yüzünün rengi değişti. İçeri girdi sonra çıktı Bilal’e ezan okumasını emretti, kamet getirilip namaz kılındı sonra bir konuşma yaptı ve 'Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan ve ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üretip yayan Rabbinizden sakının. Adını kullanarak birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık haklarına riayetsizlikten de sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözetleyicidir.' [Nisâ, 4/1] ve 'Allah’ın azabından korunmaya çalışın herkes yarın için ne hazırladığına bir baksın' [Haşr, 59/18] ayetlerini okudu. İnsanlar dinarlarından, dirhemlerinden, elbiselerinden, buğday ve hurmasından bir hurma kadar bile olsa sadaka verdiler. Ensar’dan bir kimse zorlukla taşıdığı bir sepet hurmayla geldi; diğer insanlar da bunu takip ederek bir şeyler getirdiler. Getirilen yiyecek ve giyeceklerin iki yığın olduğunu gördüm. Rasulullah'ın (sav) yüzü güldü ve sevinçten altın gibi parlıyordu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:"
"Kim İslâm’da iyi bir yol çığır açarsa, o kişiye hem bu yaptığının sevabı hem de bu yolda sevap işleyenlerin sevabı verilir diğerlerinin sevabından da hiçbir şey eksiltilmez. Her kim de İslâm da kötü örnek olacak bir çığır açarsa, hem bunun günahı hem de o yol üzere amel edenlerin günahı o kimseye yazılır ve diğerlerinin günahından da hiçbir şey eksilmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 64, /2253
Senetler:
1. Ebu Amr Cerir b. Abdullah el-Becelî (Cerir b. Abdullah b. Cabir)
2. Münzir b. Cerir el-Becelî (Münzir b. Cerir b. Abdullah)
3. Avn b. Ebu Cuheyfe es-Süvâi (Avn b. Vehb b. Abdullah)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. Ebu Muhammed Ezher b. Cemil el-Haşimî (Ezher b. Cemil b. Cenah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Allah İnancı, kızması / gazabı/ buğzetmesi ve sebepleri
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
İman, Esasları, Ahirete, ahiret için çalışmak
KTB, İMAN
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
Müslüman, Allah sevgisi
Niyet, Sadaka, niyet ve samimiyet esastır
Sadaka, Allah için vermek
Sadaka, fazileti
Sadaka, paylaşmaya önce yakınlardan başlamak
Sadaka, paylaşmaya teşvik
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, çektikleri sıkıntılar
Sahabe, çektikleri sıkıntılar, yiyecek sıkıntısı
Sahabe, Fazileti
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sevgi, Allah için sevmek
Sünnet, ihya etmek
Sünnet, Sünnet-i Hasene
Sünnet, Sünnet-i Seyyie
Yardımseverlik, muhtaç kimselerin ihtiyacını gidermek
Yardımseverlik, yardımlaşma
Yardımseverlik, yol sorana rehberlik etmek
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'e gelen vahiy, başlangıçta, uykuda sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü her rüya sabahın aydınlığı gibi apaçık olurdu. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir, orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüs -ibadet- ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda kendisine vahiy geldi. O'na melek geldi ve 'Oku' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben okuma bilmem' dedi. Hz. Peygamber der ki: (Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben ise 'Okuma bilmem' dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben 'Okuma bilmem' dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, 'Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti' Alak, 95/1-5 dedi."
"Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü, Hatice'nin yanına girip 'Beni örtün, beni örtün' buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye 'Ey Hatice, bana ne oluyor' diyerek başından geçenleri ona anlattı ve 'kendim için endişeleniyorum' buyurdu. Hatice ise O'na 'Asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, yoksula, mahruma kazandırır, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen musibetlerde insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu alıp Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ b. Kusayy'a götürdü. Varaka Hz. Hatice'nin amcasının oğlu olup Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Arapça yazı yazabilir ve Allah'ın imkan verdiği kadarıyla İncil'i Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona 'Ey amca, kardeşinin oğlunu bir dinleyiver' dedi. Varaka b. Nevfel 'Ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun?' diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka 'Bu, Musa'ya (as) indirilen Nâmûs'tur. Keşke kavmin seni sürdüğünde genç ve hayatta olabilseydim!' dedi. Rasulullah (sav) 'Onlar beni sürecekler mi?' dedi. Varaka da 'Evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim' dedi. Sonra çok geçmeden Varaka vefat etti."
"Bir müddet vahiy kesildi (fetret dönemi oldu). Bu (fetret devri), Allah Rasulü’nü (sav) çok üzdü. Bize ulaşan haberlere göre, bu üzüntü sebebiyle kendisini defalarca dağların zirvelerinden aşağı atmak istediği zamanlar oldu. Ne zaman bir dağın zirvesine çıksa, Cebrâil (as) kendisine görünerek 'Ey Muhammed! Sen gerçekten Allah’ın Rasulüsün' derdi. Bunun üzerine kalbi yatışır, içi sükûna kavuşur ve oradan geri dönerdi. Ama vahyin kesintisi uzayınca yine aynı şeyi yapmak ister, dağa çıktığında Cebrâil (as) tekrar görünür, aynı sözü söylerdi."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
76690, HM026486
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ حَدَّثَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِيِّ فَذَكَرَ حَدِيثًا ثُمَّ قَالَ قَالَ الزُّهْرِيُّ فَأَخْبَرَنِي عُرْوَةُ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّهَا قَالَتْ أَوَّلُ مَا بُدِئَ بِهِ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِنْ الْوَحْيِ الرُّؤْيَا الصَّادِقَةُ فِي النَّوْمِ وَكَانَ لَا يَرَى رُؤْيَا إِلَّا جَاءَتْ مِثْلَ فَلَقِ الصُّبْحِ ثُمَّ حُبِّبَ إِلَيْهِ الْخَلَاءُ فَكَانَ يَأْتِي حِرَاءَ فَيَتَحَنَّثُ فِيهِ وَهُوَ التَّعَبُّدُ اللَّيَالِيَ ذَوَاتِ الْعَدَدِ وَيَتَزَوَّدُ لِذَلِكَ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَى خَدِيجَةَ فَتُزَوِّدُهُ لِمِثْلِهَا حَتَّى فَجِئَهُ الْحَقُّ وَهُوَ فِي غَارِ حِرَاءَ فَجَاءَهُ الْمَلَكُ فِيهِ فَقَالَ اقْرَأْ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا أَنَا بِقَارِئٍ قَالَ فَأَخَذَنِي فَغَطَّنِي حَتَّى بَلَغَ مِنِّي الْجَهْدُ ثُمَّ أَرْسَلَنِي فَقَالَ اقْرَأْ فَقُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ فَأَخَذَنِي فَغَطَّنِي الثَّانِيَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّي الْجَهْدُ ثُمَّ أَرْسَلَنِي فَقَالَ اقْرَأْ فَقُلْتُ مَا أَنَا بِقَارِئٍ فَأَخَذَنِي فَغَطَّنِي الثَّالِثَةَ حَتَّى بَلَغَ مِنِّي الْجَهْدُ ثُمَّ أَرْسَلَنِي فَقَالَ { اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ حَتَّى بَلَغَ مَا لَمْ يَعْلَمْ } قَالَ فَرَجَعَ بِهَا تَرْجُفُ بَوَادِرُهُ حَتَّى دَخَلَ عَلَى خَدِيجَةَ فَقَالَ زَمِّلُونِي زَمِّلُونِي فَزَمَّلُوهُ حَتَّى ذَهَبَ عَنْهُ الرَّوْعُ فَقَالَ يَا خَدِيجَةُ مَالِي فَأَخْبَرَهَا الْخَبَرَ قَالَ وَقَدْ خَشِيتُ عَلَيَّ فَقَالَتْ لَهُ كَلَّا أَبْشِرْ فَوَاللَّهِ لَا يُخْزِيكَ اللَّهُ أَبَدًا إِنَّكَ لَتَصِلُ الرَّحِمَ وَتَصْدُقُ الْحَدِيثَ وَتَحْمِلُ الْكَلَّ وَتَقْرِي الضَّيْفَ وَتُعِينُ عَلَى نَوَائِبِ الْحَقِّ ثُمَّ انْطَلَقَتْ بِهِ خَدِيجَةُ حَتَّى أَتَتْ بِهِ وَرَقَةَ بْنَ نَوْفَلِ بْنِ أَسَدِ بْنِ عَبْدِ الْعُزَّى بْنِ قُصَيٍّ وَهُوَ ابْنُ عَمِّ خَدِيجَةَ أَخِي أَبِيهَا وَكَانَ امْرَأً تَنَصَّرَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ وَكَانَ يَكْتُبُ الْكِتَابَ الْعَرَبِيَّ فَكَتَبَ بِالْعَرَبِيَّةِ مِنْ الْإِنْجِيلِ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ يَكْتُبَ وَكَانَ شَيْخًا كَبِيرًا قَدْ عَمِيَ فَقَالَتْ خَدِيجَةُ أَيْ ابْنَ عَمِّ اسْمَعْ مِنْ ابْنِ أَخِيكَ فَقَالَ وَرَقَةُ ابْنَ أَخِي مَا تَرَى فَأَخْبَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مَا رَأَى فَقَالَ وَرَقَةُ هَذَا النَّامُوسُ الَّذِي أُنْزِلَ عَلَى مُوسَى عَلَيْهِ السَّلَام يَا لَيْتَنِي فِيهَا جَذَعًا أَكُونَ حَيًّا حِينَ يُخْرِجُكَ قَوْمُكَ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَوَ مُخْرِجِيَّ هُمْ فَقَالَ وَرَقَةُ نَعَمْ لَمْ يَأْتِ رَجُلٌ قَطُّ بِمَا جِئْتَ بِهِ إِلَّا عُودِيَ وَإِنْ يُدْرِكْنِي يَوْمُكَ أَنْصُرْكَ نَصْرًا مُؤَزَّرًا ثُمَّ لَمْ يَنْشَبْ وَرَقَةُ أَنْ تُوُفِّيَ وَفَتَرَ الْوَحْيُ فَتْرَةً حَتَّى حَزِنَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِيمَا بَلَغَنَا حُزْنًا غَدَا مِنْهُ مِرَارًا كَيْ يَتَرَدَّى مِنْ رُءُوسِ شَوَاهِقِ الْجِبَالِ فَكُلَّمَا أَوْفَى بِذِرْوَةِ جَبَلٍ لِكَيْ يُلْقِيَ نَفْسَهُ مِنْهُ تَبَدَّى لَهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَام فَقَالَ لَهُ يَا مُحَمَّدُ إِنَّكَ رَسُولُ اللَّهِ حَقًّا فَيُسْكِنُ ذَلِكَ جَأْشَهُ وَتَقَرُّ نَفْسُهُ عَلَيْهِ الصَّلَاة وَالسَّلَامُ فَيَرْجِعُ فَإِذَا طَالَتْ عَلَيْهِ وَفَتَرَ الْوَحْيُ غَدَا لِمِثْلِ ذَلِكَ فَإِذَا أَوْفَى بِذِرْوَةِ جَبَلٍ تَبَدَّى لَهُ جِبْرِيلُ عَلَيْهِ السَّلَام فَقَالَ لَهُ مِثْلَ ذَلِكَ
Tercemesi:
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve, ona da Hz. Âişe (r.anha) şöyle demiştir:
"Hz. Peygamber'e gelen vahiy, başlangıçta, uykuda sadık rüya şeklindeydi. Gördüğü her rüya sabahın aydınlığı gibi apaçık olurdu. Ardından kendisine yalnızlık sevdirildi. O, Hira mağarasına çekilir, orada ailesine dönmeden birçok gece tehannüs -ibadet- ederdi. Bunun için de yanına azık alırdı. (Azığı bittikten) sonra Hatice'nin yanına döner, yine azık alırdı. (Hal böyle iken) kendisi Hira mağarasında bulunduğunda kendisine vahiy geldi. O'na melek geldi ve 'Oku' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Ben okuma bilmem' dedi. Hz. Peygamber der ki: (Melek) beni aldı, öyle bir sıktı ki takatim kesildi. Sonra beni bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben ise 'Okuma bilmem' dedim. Beni yine aldı ve ikinci kez takatim kesilene kadar sıktı, ardından bıraktı ve 'Oku' dedi. Ben 'Okuma bilmem' dedim. Beni (bir daha) aldı ve takatim kesilene kadar üçüncü defa sıktı, sonra bıraktı. Bana, 'Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, rabbin en cömert olandır. O, insana, kalemle bilmediğini öğretti' Alak, 95/1-5 dedi."
"Hz. Peygamber (sav) korkudan titreyerek döndü, Hatice'nin yanına girip 'Beni örtün, beni örtün' buyurdu. Korku hali ondan gidene kadar onu örttüler. Ardından o, Hatice'ye 'Ey Hatice, bana ne oluyor' diyerek başından geçenleri ona anlattı ve 'kendim için endişeleniyorum' buyurdu. Hatice ise O'na 'Asla, (bilakis) sevin! Vallahi, Allah seni asla rezil-rüsva etmez. Vallahi, sen, akrabalarınla ilgilenir, doğru konuşur, ihtiyaç sahiplerini gözetir, yoksula, mahruma kazandırır, misafiri ağırlar, Hak'tan gelen musibetlerde insanlara yardım edersin' dedi. Hatice onu alıp Varaka b. Nevfel b. Esed b. Abdüluzzâ b. Kusayy'a götürdü. Varaka Hz. Hatice'nin amcasının oğlu olup Cahiliye devrinde Hristiyan olmuştu. Arapça yazı yazabilir ve Allah'ın imkan verdiği kadarıyla İncil'i Arapça yazardı. Oldukça yaşlı biriydi ve gözleri görmez olmuştu. Hatice ona 'Ey amca, kardeşinin oğlunu bir dinleyiver' dedi. Varaka b. Nevfel 'Ey kardeşimin oğlu ne görüyorsun?' diye sordu. Rasulullah da ona gördüklerini anlattı. Bunun üzerine Varaka 'Bu, Musa'ya (as) indirilen Nâmûs'tur. Keşke kavmin seni sürdüğünde genç ve hayatta olabilseydim!' dedi. Rasulullah (sav) 'Onlar beni sürecekler mi?' dedi. Varaka da 'Evet, senin getirdiğinin benzerini kim getirdiyse ona düşmanlık yapılmıştır, senin o gününe yetişirsem, her şeyimle sana yardım edeceğim' dedi. Sonra çok geçmeden Varaka vefat etti."
"Bir müddet vahiy kesildi (fetret dönemi oldu). Bu (fetret devri), Allah Rasulü’nü (sav) çok üzdü. Bize ulaşan haberlere göre, bu üzüntü sebebiyle kendisini defalarca dağların zirvelerinden aşağı atmak istediği zamanlar oldu. Ne zaman bir dağın zirvesine çıksa, Cebrâil (as) kendisine görünerek 'Ey Muhammed! Sen gerçekten Allah’ın Rasulüsün' derdi. Bunun üzerine kalbi yatışır, içi sükûna kavuşur ve oradan geri dönerdi. Ama vahyin kesintisi uzayınca yine aynı şeyi yapmak ister, dağa çıktığında Cebrâil (as) tekrar görünür, aynı sözü söylerdi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Aişe bt. Ebubekir 26486, 8/455
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Dürüstlük, özde ve sözde samimi olmak
Hz. Peygamber, Cebraille ilişkisi
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Hatice
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
KTB, ADAB
Kur'an, ilk inen sureler
Siyer, hicret, öncesinde Mekke ve hatıralar
Siyer, Hz. Peygamber'in Hira günleri
Tarihsel Şahsiyetler, Varaka b. Nevfel
Vahiy, başlangıcı
Vahiy, Peygamber'e ulaşma süreci
Vahiy, vahyin kesilmesi
Yardımseverlik, yardımlaşma
Bize Züheyr b. Harb, İbn Ebu Ömer ve Amr en-Nakıd, onlara İbn Uyeyne, ona Zührî, bir önceki hadisin isnadıyla nakletmiştir.
[İbn Uyeyne; "birbirinizle alakayı kesmeyin" ifadesini de eklemiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8122, M006528
Hadis:
حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ، عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه و سلم قَالَ:
"لَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَحَاسَدُوا، وَلَا تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا، وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثٍ."
[وَزَادَ ابْنُ عُيَيْنَةَ "وَلاَ تَقَاطَعُوا."]
Tercemesi:
Bize Züheyr b. Harb, İbn Ebu Ömer ve Amr en-Nakıd, onlara İbn Uyeyne, ona Zührî, bir önceki hadisin isnadıyla nakletmiştir.
[İbn Uyeyne; "birbirinizle alakayı kesmeyin" ifadesini de eklemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6528, /1063
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Ebu Osman Amr b. Muhammed en-Nakıd (Amr b. Muhammed b. Bükeyr)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Dargınlık, Küsmek, caiz olmaması, üç günden fazla
Bize İbrahim b. Muhammed, ona Yahya, ona Ubeydullah b. Ahnes, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sahip olmadığın bir şey üzerine adak adanmaz, yemin edilmez. Günah olan bir şeyi yapmak ve akraba ile bağı koparmak üzerine de adak adanmaz, yemin edilmez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28265, N003823
Hadis:
أَخْبَرَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ الأَخْنَسِ قَالَ أَخْبَرَنِى عَمْرُو بْنُ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لاَ نَذْرَ وَلاَ يَمِينَ فِيمَا لاَ تَمْلِكُ وَلاَ فِى مَعْصِيَةٍ وَلاَ قَطِيعَةِ رَحِمٍ » .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Muhammed, ona Yahya, ona Ubeydullah b. Ahnes, ona Amr b. Şuayb, ona babası (Şuayb b. Muhammed), ona da dedesi (Abdullah b. Amr) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
"Sahip olmadığın bir şey üzerine adak adanmaz, yemin edilmez. Günah olan bir şeyi yapmak ve akraba ile bağı koparmak üzerine de adak adanmaz, yemin edilmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eymân ve'n-Nuzûr 17, /2337
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Şuayb b. Muhammed es-Sehmi (Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
3. Ebu İbrahim Amr b. Şuayb el-Kuraşi (Amr b. Şuayb b. Muhammed b. Abdullah b. Amr b. As)
4. Ubeydullah b. Ahnes en-Nehai (Ubeydullah b. Ahnes)
5. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
6. İbrahim b. Muhammed et-Teymi (İbrahim b. Muhammed b. Abdullah b. Ubeydullah)
Konular:
Adak, Allah'a isyan içeren adaklar
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
KTB, GÜNAH
Yemin, yeminle istenileni vermek
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn Uleyye, ona Uyeyne b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Cevşen), ona da Ebu Bekre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Zulüm ve akrabalık ilişkilerini kesmek dışında hiç bir günahın cezasını -Ahiretteki cezasına ek olarak-Allah bu dünyada vermek için acele etmez."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33956, D004902
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ عُيَيْنَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "مَا مِنْ ذَنْبٍ أَجْدَرُ أَنْ يُعَجِّلَ اللَّهُ تَعَالَى لِصَاحِبِهِ الْعُقُوبَةَ فِى الدُّنْيَا - مَعَ مَا يَدَّخِرُ لَهُ فِى الآخِرَةِ - مِثْلُ الْبَغْىِ وَقَطِيعَةِ الرَّحِمِ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona İbn Uleyye, ona Uyeyne b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Cevşen), ona da Ebu Bekre'nin naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Zulüm ve akrabalık ilişkilerini kesmek dışında hiç bir günahın cezasını -Ahiretteki cezasına ek olarak-Allah bu dünyada vermek için acele etmez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Edeb 51, /1114
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Büyük Günah, büyük günahlar
KTB, GÜNAH
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8112, M006524
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ شُعَيْبِ بْنِ اللَّيْثِ حَدَّثَنِى أَبِى عَنْ جَدِّى حَدَّثَنِى عُقَيْلُ بْنُ خَالِدٍ قَالَ قَالَ ابْنُ شِهَابٍ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ:
"مَنْ أَحَبَّ أَنْ يُبْسَطَ لَهُ فِى رِزْقِهِ وَيُنْسَأَ لَهُ فِى أَثَرِهِ فَلْيَصِلْ رَحِمَهُ."
Tercemesi:
Bize Abdulmelik b. Şuayb b. Leys, ona babası (Şuayb b. Leys), ona dedesi (Leys b. Sa'd), ona Ukayl b. Halid, ona İbn Şihab, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav); "rızkına bolluk, ömrüne bereket ve uzunluk verilmesini isteyen akrabalık bağlarını korusun" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6524, /1062
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
4. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
5. Ebu Abdülmelik Şuayb b. Leys el-Fehmî (Şuayb b. Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Abdulmelik b. Şuayb el-Fehmî (Abdulmelik b. Şuayb b. Leys b. Sa'd)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8115, M006525
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَمُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ الْمُثَنَّى - قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ الْعَلاَءَ بْنَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّ لِى قَرَابَةً أَصِلُهُمْ وَيَقْطَعُونِى وَأُحْسِنُ إِلَيْهِمْ وَيُسِيئُونَ إِلَىَّ وَأَحْلُمُ عَنْهُمْ وَيَجْهَلُونَ عَلَىَّ. فَقَالَ:
"لَئِنْ كُنْتَ كَمَا قُلْتَ فَكَأَنَّمَا تُسِفُّهُمُ الْمَلَّ وَلاَ يَزَالُ مَعَكَ مِنَ اللَّهِ ظَهِيرٌ عَلَيْهِمْ مَا دُمْتَ عَلَى ذَلِكَ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Müsenna ve Muhammed b. Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Alâ b. Abdurrahman, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Bir adam; ya Rasulullah! Benim akrabam var! Ben onlarla ilişkilerimi sıcak tutmaya çalışıyorum; onlar beni arayıp sormuyurlar. Ben onlara iyilik ediyorum; onlar bana kötülük! Ben onlara yumuşak davranıyorum; onlar bana karşı kaba davranıyorlar demiş. Bunun üzerine Efendimiz; "eğer dediğin gibi isen, sanki onlara sıcak kül yediriyor gibisin! Sen bu şekilde devam ettikçe onlara karşı Allah'ın destek ve yardımı daima seninle olacaktır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6525, /1062
Senetler:
()
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
حَدَّثَنَا حَاجِبُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ الزُّبَيْدِىُّ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ح
وَحَدَّثَنِيهِ حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ مَالِكٍ
[أَنّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه و سلم قَالَ: "لَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَحَاسَدُوا، وَلَا تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا، وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثٍ."]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8120, M006527
Hadis:
حَدَّثَنَا حَاجِبُ بْنُ الْوَلِيدِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْوَلِيدِ الزُّبَيْدِىُّ عَنِ الزُّهْرِىِّ أَخْبَرَنِى أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ح
وَحَدَّثَنِيهِ حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنِى ابْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى يُونُسُ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِ حَدِيثِ مَالِكٍ
[أَنّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه و سلم قَالَ: "لَا تَبَاغَضُوا، وَلَا تَحَاسَدُوا، وَلَا تَدَابَرُوا وَكُونُوا عِبَادَ اللَّهِ إِخْوَانًا، وَلَا يَحِلُّ لِمُسْلِمٍ أَنْ يَهْجُرَ أَخَاهُ فَوْقَ ثَلَاثٍ."]
Tercemesi:
Bize Hacib b. Velid, ona Muhammed b. Harb, ona Muhammed b. Velid ez-Zübeydî, ona Zührî, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmiştir; (T)
Bize Harmele b. Yahya, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona da Enes, Hz. Peygamber'den Malik hadisinin benzerini nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6527, /1062
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
3. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Kardeşlik, müslümanlar arası ilişkiler
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9127, M006582
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يُونُسَ حَدَّثَنَا زُهَيْرٌ حَدَّثَنَا أَبُو الزُّبَيْرِ عَنْ جَابِرٍ قَالَ اقْتَتَلَ غُلاَمَانِ غُلاَمٌ مِنَ الْمُهَاجِرِينَ وَغُلاَمٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَنَادَى الْمُهَاجِرُ أَوِ الْمُهَاجِرُونَ يَا لَلْمُهَاجِرِينَ. وَنَادَى الأَنْصَارِىُّ يَا لَلأَنْصَارِ. فَخَرَجَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ:
"مَا هَذَا دَعْوَى أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ." قَالُوا لاَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِلاَّ أَنَّ غُلاَمَيْنِ اقْتَتَلاَ فَكَسَعَ أَحَدُهُمَا الآخَرَ قَالَ:
"فَلاَ بَأْسَ وَلْيَنْصُرِ الرَّجُلُ أَخَاهُ ظَالِمًا أَوْ مَظْلُومًا إِنْ كَانَ ظَالِمًا فَلْيَنْهَهُ فَإِنَّهُ لَهُ نَصْرٌ وَإِنْ كَانَ مَظْلُومًا فَلْيَنْصُرْهُ."
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Abdullah b. Yunus (et-Temîmî), ona Züheyr (b. Muaviye el-Cu'fî), ona da Ebu Zübeyr (Muhammed b. Müslim) Cabir (b. Abdullah el-Ensârî)'nin şöyle anlattığını nakletti: Biri muhacirlerden, diğeri ensardan iki çocuk kavga ettiler. Bunun üzerine muhacir veya (birkaç) muhacir yetişin ey muhacirler! Ensardan olan(lar) da yetişin ey ensar diye haykırdılar. Derken Rasulullah (sav) çıkarak; "ne bu, cahiliye halkı (gibi kabile) çağrıları" diye sordu. Ashab; bir şey yok ya Rasulullah! Yalnız iki çocuk kavga etti. Biri diğerine tekme attı dediler. Efendimiz (sav); "önemli değil! Kişi zalim de olsa, mazlum da olsa din kardeşine yardım etsin. Kişi zalimse onu engellesin. Çünkü (zalimi yaptığı işten döndürmek) ona yapılacak bir yardımdır. Kişi mazlum ise ona yardımda bulunsun" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6582, /1070
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Züheyr b. Muaviye el-Cu'fî (Züheyr b. Muaviye b. Hadîc b. Rahîl b. Züheyr b. Hayseme)
4. Ebu Abdullah Ahmed b. Yunus et-Temimî (Ahmed b. Abdullah b. Yunus b. Abdullah b. Kays)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Eğitim, çocukların eğitimi
IRKÇILIK
Kabilecilik, sahabe arasında
KTB, ADAB