حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة قال أخبرنا أبو غالب عن أبى أمامة قال : أقبل النبي صلى الله عليه وسلم معه غلامان فوهب أحدهما لعلي صلوات الله عليه وقال لا تضربه فأنى نهيت عن ضرب أهل الصلاة وإني رأيته يصلى منذ أقبلنا وأعطى أبا ذر غلاما وقال استوص به معروفا فأعتقه فقال ما فعل قال أمرتنى أن استوصى به خيرا فأعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163975, EM000163
Hadis:
حدثنا حجاج قال حدثنا حماد هو بن سلمة قال أخبرنا أبو غالب عن أبى أمامة قال : أقبل النبي صلى الله عليه وسلم معه غلامان فوهب أحدهما لعلي صلوات الله عليه وقال لا تضربه فأنى نهيت عن ضرب أهل الصلاة وإني رأيته يصلى منذ أقبلنا وأعطى أبا ذر غلاما وقال استوص به معروفا فأعتقه فقال ما فعل قال أمرتنى أن استوصى به خيرا فأعتقه
Tercemesi:
— Ebû Ümame'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), yanında iki köle olduğu halde teveccüh ettiler (çıka geldiler). Bunlardan bir tanesini, Allah'ın rahmetleri üzerine olsun, Hazreti Ali'ye bağışladılar ve şöyle buyurdular:
«Bunu dövme; çünkü ben, namaz kılan kimseyi düğmekten alıkondunı. Ben, bizimle karşılaşalı beri, bunu namaz kılar gördüm.»
Bir köleyi de Ebû Zerr'e verdiler ve şöyle buyurdular:
«Buna ihsana dair tavsiyemi kabul et.»
Sonra Ebû Zer, o köleyi azad etti. Hazreti Peygamber sordu:
«(Köleye) ne yapıldı?»
Ebû Zer dedi ki:
«Ona iyilik etmemi emrettin, ben de onu azad ettim.»[326]
Peygamber Efendimiz bu hadîs-i şeriflerinde de köleyi döğmemeyi, ona iyi ve güzel muamele etmeyi, en büyük ihsan olarak onu azad etmeyi tavsiye etmektedirler. İnsanları köleleştirmek bir ibadet değildir; fa!tat köleleri azad etmek sevâbdır ve bir İbâdettir.
İnsan haklarını gözetmek ve korumak bakımından kölelerin bile İslâm nazarında diğer Müslümanlardan farkı yoktur. Mal ve can emniyeti, iş yaptırma ve yedirip giydirme hususlarında, kölelerin diğer insanlardan bir farkı yoktur.
Ebû Ümame kimdir? :
Ashab-ı kiramdan otup, Ebû ümame künyesini taşıyan bu zatın ismi S u d e y y 'dir. Babasının adı Aclân olup, Bahile kabilesine mensuptur. Kendilerinden yüz elli kadar hadîs-İ şerîf rivayet edilmiştir. Bir müddet Mısır'da ikâmet ettikten sonra Humusa geçti ve hicretin 81. yıhnda 106 yaşında olduğu halde orada vefat etti. Şam'da vefat eden sahabenin sonuncusu olduğu söylenir. Allah ondan razı olsun.[327]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 163, /171
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا مسدد قال حدثنا أبو عوانة عن عمر بن أبي سلمة عن أبيه عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا سرق المملوك بعه ولو بنش قال أبو عبد الله النش عشرون والنواة خمسة والأوقية أربعون
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163977, EM000165
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا أبو عوانة عن عمر بن أبي سلمة عن أبيه عن أبى هريرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم : إذا سرق المملوك بعه ولو بنش قال أبو عبد الله النش عشرون والنواة خمسة والأوقية أربعون
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre'den (Radiyaîlahu anh) rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu :
«Köle hırsızlık ettiği zaman bir neşşe -yirmi dirheme - dahi olsa, onu (ucuz bir fiatla) sat.»
Ebû Abdullah (Radiyaîlahu anh) demiştir ki:
«Neşş, yirmi dirhem gümüş miktarıdır, Nevat, beş dirhemdir. Evkı-ye de kırk dirhemdir.»[330]
Hırsızlık eden kölenin, yok pahasına dahi olsa satılması gerektiğini Peygamber Efendimiz buyurmaktadır. Ancak satılan bîr malın kusur ve ayıbını söylemek dinimizde şarttır. Satarken ve alırken hile yapmak hahamdır. Bu hadîs-İ şeriften başka turlu bir manâ anlaşılmamalıdır.
Hırsızlık eden köle satılırken, bu ayıbını müşteriye söylemek 'azimdir. Aksi halde haram olur, çünkü müşteri aldatılmış demektir. Bir de hırsızlık edenin kolu kesilmez, bağışlanır mpnâsı da hatıra gelmemelidir. Kol ke:-meyi gerektiren hırsızlık için bir takım şartların bulunması lâz'mdu- ki, bunun tafsilâtı fıkıh kitapları pda yazılıdır. Bilgi için «İslâm F:khj ve Hukuku» adlı eserin 129, 130. sayfalarına bakılsın.[331]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 165, /172
Senetler:
()
Konular:
Hırsızlık
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, Hadleri uygulamadaki durum
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163976, EM000164
Hadis:
حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا عبد العزيز عن أنس قال : قدم النبي صلى الله عليه وسلم المدينة وليس له خادم فأخذ أبو طلحة بيدي فانطلق بي حتى أدخلنى على النبي صلى الله عليه وسلم فقال يا نبي الله إن أنسا غلام كيس لبيب فليخدمك قال فخدمته في السفر والحضر مقدمه المدينة حتى توفى صلى الله عليه وسلم ما قال لي عن شيء صنعته لم صنعت هذا هكذا ولا قال لي لشيء لم اصنعه إلا صنعت هذا هكذا
Tercemesi:
— Enes'den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
Peygamber (SallallahüA leyhi ve Sellem), Medine'ye şeref verip geldi. Onun bir hizmetçisi yoktu. Ebû Talha, elimden tutup götürdü, tâ Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'in huzuruna varıncaya kadar... Ebû Talha dedi ki:
«Allah'ın Peygamberi! Enes, gerçekten terbiyeli bir çocuktur, zekidir, (Müsaade ederseniz) size hizmet etsin.»
(Yine) Enes şöyle anlattı:
«Hazreti Peygamberin Medine'ye gelişlerinden vefatlarına kadar seferinde ve hazarda, kendilerine hizmet ettim. Yaptığım herhangi bir işten dolayı bana: Bunu, neden böyle yapmadın? Veya yapmadığım bir 13 için de bana: Bunu böyle yapmış olsaydın? demedi.»[328]
E n e s Hazretlerinin ifadeleri, Peygamber Efendimizin yüksek ahlâkına ve kemal mertebesine delâlet eden hallerini canlandırmaktadır. Bu arada En es Hazretlerinin de tam bir edeble hizmette bulundukları ve en İyi bir şekilde vazifelerini yapmış oldukları manâsı da çıkar. Ancak En es Hazretleri kendini değil, (AleyhissalâtÛ vesselam) Efendimizin örnek ahlâkını övme maksadı İie konuştukları aşikârdır. En es, bir insan olarak kâinatın efendisine hizmet ettiği uzun bir süre zarfında muhakkak !;i, hata işlemiştir, kusur da yapmış olabilir. Fakat bütün bunları bağışlamak ve hoş görmek suretiyle ona en güzel şekilde muamelede bulunulması, bize bir ders ve örnek olmalıdır.
E b u T a I h a kimdir? :
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), E n e s i b n i M a I i k 'İn babalığıdır. E n e s Cahîliyet zamanında annesi ümmü Süleym'-den doğmuş olup, babası Malik 'dir. Annesi Müslüman olunca, buna kızan babası Malik Şam'a geçti ve orada öldü. Sonra annesi ü m -mü S ü I e y m , Müslümanlığı kabul etmek şartı ile E b u T a I h a '-nın evlenme teklifini kabul etti. Böylece E b u T a I h a 'nm Müslüman oluşu, ümmü Süleym için mİhir karşılığı oldu. U m m ü S ö -I e y m ise, Ensar'dan ve İlk Müslüman olanlardandı. Tercüme-i hali geçmişti.
E b u T a I h a (Radiyallahu anh), Nece ar kabilesinden ve Enscrrdan-dır. Adı Zeyd ibni Sehi 'dir. Bedir ve diğer bütün savaşlarda bulunmuştur. Rivayet edildiğine göre. kuvve!1 kazanmak ve savaşa hazırlanmak için, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selîem)"\r\ hayatı boyunca oruç tutmazdı. Hz. Peygamber'den sonra, Fıtır ve Kurban Bayramı gönleri hariç olmak üzre kırk yıl fasılasız oruç tutmuştur. Bir deniz savaşında denizdeki gemide vefat etti. Bir ada bulup, onu gömmek için yedi gün dolaşılmış ve nihayet yedinci günde, cesedinde hiç bir değişiklik meydana gelmediği bir halde gömüldü. Gömüldüğü yer bilinmemektedir. Bîr rivayete göre de Medine'de vefat etmiştir. Yetmiş yaşında iken vefat etmiş ve kendisinden 92 kadar hadîs-i şerif rivayet olunmuştur. Cesur ve kahraman bir savaşçı olduğu için Hazreti Peygamber onun hakkında şöyle buyurmuştur:
«Askerde Ebû Talha'mn sesi, bir bölükten daha iyidir.»
Oğulluğu Enes, İbni Abbas, Ebu'f-Habbab gibi zevat kendisinden rivayet etmişlerdir. Allah ondan razı olsun.[329]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 164, /171
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, beşer olarak
Hz. Peygamber, hizmetçileri, köleleri
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Sahabe, Hz. peygamber'e hizmeti
حدثنا أحمد بن محمد حدثنا داود بن عبد الرحمن قال سمعت إسماعيل عن عاصم بن لقيط بن صبرة عن أبيه قال : انتهيت إلى النبي صلى الله عليه وسلم ودفع الراعى في المراح سخلة فقال النبي صلى الله عليه وسلم لا تحسبن ولم يقل لا تحسبن إن لنا غنما مائة لا نريد أن تزيد فإذا جاء الراعى بسخلة ذبحنا مكانها شاة فكان فيما قال لا تضرب ظعينتك كضربك أمتك وإذا استنشقت فبالغ إلا أن تكون صائما
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163978, EM000166
Hadis:
حدثنا أحمد بن محمد حدثنا داود بن عبد الرحمن قال سمعت إسماعيل عن عاصم بن لقيط بن صبرة عن أبيه قال : انتهيت إلى النبي صلى الله عليه وسلم ودفع الراعى في المراح سخلة فقال النبي صلى الله عليه وسلم لا تحسبن ولم يقل لا تحسبن إن لنا غنما مائة لا نريد أن تزيد فإذا جاء الراعى بسخلة ذبحنا مكانها شاة فكان فيما قال لا تضرب ظعينتك كضربك أمتك وإذا استنشقت فبالغ إلا أن تكون صائما
Tercemesi:
— Asım, babasından rivayet ettiğine göre, babası Lakît ibni Sabra şöyle dedi:
Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'e gittim. (Peygamberin koyunlarını gütmekte olan) çoban, ağıla bir kuzu götürdü. (Peygamber bunu görünce, onun yerine bize bir koyun kesiver diye çobana emrettikten sonra, bana hitaben) Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Selİem) şöyle buyurdu:
«(Bu koyunu senin için kesiyoruz) zannetme. —Zannetme manâsında olan kelimeyi, Tahsebenne şeklinde değil de, Tahsibenne şeklinde telâffuz buyurdular. — Bizim yüz koyunumuz var, yüzden çok olmasını istemiyoruz. Çoban, bir kuzu getirdiği zaman, onun yerine bir koyun keseriz.»
Buyurduğu sözler arasında, şunlar da vardı:
«Hizmetçini doğduğun gibi, hanımını döğme. Abdest alırken burnuna, ağzına fazla su ver, ancak oruçlu iken böyle yapma.»
«Hizmetçini doğduğun gibi, zevceni döğme.»[332]
Bu hadîs-i şerifin metni, Imam-ı Buharı tarafından kısaltılmış olarak burada rivayet edilmiştir. Metne sadık kalarak doğrudan doğruya tercümesi mümkün olamıyacak şekilde kapalıdır. Ebû D a v u d , birinci cild, Taharet bölümünde ve bab : 56 dakİ, istinsar mevzuunda bu hadîs-i şerîfi daha geniş ve açık olarak rivayet etmektedir. Oradan faydalanılarak tercümesi yapılmıştır. Bu hadîs-i şerifte şu üç hususa işaret buyurulmaktadır:
1— Hz. Peygamber in yüz koyunu vardı ve bunlar dünya İhtiyacını karşılayacak kâfi miktar sayıda oldukları için, daha fazla çoğalıp birikmelerini murad etmemişlerdi. Yüz adedini geçmemek İçin gelen bir kuzu yerine, bir koyun fcgserlerdîy Kesilen koyun, eve, mispfîrlere, komşulara ve fakirlere harcanırdı. Buradaki rivayetten anlaşıldığına göre, bir koyun kesilmesini emretmeleri, gelen misafire İkram için hususî bir muamele değil, yüz adedini aşmamak için ve fazlalığı gidermek İçindir. Daima kazanmak ve harcamamak, biriktirmek doğru bir hareket değildir. Kazandıktan sonra, ihtiyaç fazlasını sarfetmek lâzımdır.İçtimaî yardımlaşma böyle olur, malî denge böyle kurulur.
2— La kî y t, hanımının dilinden Hazreti Peygamber'e şikâyette bulunması özerine ona :
Buyurdular. Zevce, hiç bîr zaman bir hizmetçi seviyesinde tutulmamalıdır. Hizmetçi, bir iş yapmak mükellefiyetinde bulunduğundan, onu terbiya maksadı ile döğmenin caiz olduğuna dair hadîs-i şerifler geçmişti. Zevç ve zevcenin karşılıklı haklan, hizmetçi ile kıyas cdilem'yeceğinden ve zc/cen'n hizmetçi gibi evde iş yapma mükellefiyeti bf;h.:r:mad'5:ndcm onu cyn tutmak icab eder. Onu üst ve yüksek seviyede idare etmeyi Peygamberiniz tavsiye buyurmuşlardır.
3— Abdest alırken, tam bir fazilet elde edebilmek için, buruna ve ayıza bol su vermek Sureti İle ağız ve burunu temizlemek lâzımdır:insanın vü"u-düna, zararlı mikropların çoğu ağrz ve burun yoltarı i!e girer. Bunların :;'; sık iyi bir şekilde temiz tutulmaları sağlığ'mizl ve temizliğimizi koruma bakımından da çok lüzumludur. Bunun dışında manevî fazileti ve sevabı vardır. Yalnız oruçlu bulunanlar/boğaza ve gen'zo su kaçırmama'; iç'n, İtina ile hareket etmelidirler. Buruncf fazla su çökmeme!!, gargara yapmamalıdır. Çünkü boğazdan su kaçması ve suyun genize gitmesi orucu bozar.
L â k î y t tfmdir? :
Lâkîyt ibni Sabire (Radiyaltahu anh), ashab-ı kiramdan olup, Peygamber Efendimizden hadîs-i şerif rivayet etmiştir. Oğlu Asım da kendisinden rivayet etmiştir. Ebû Asım künyesi ile şöhret bulmuş-fur. Tercüme-i hali hakkında daha geniş bir malûmat edİnüememiştir.[333]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 166, /172
Senetler:
1. Lakît b. Amir el-Ukaylî (Ebu Rezin Lakit b. Amir b. Sabira b. Abdullah)
2. ibn Ebu Razîn Asım b. Ebu Razîn el-Ukaylî (Asım b. Lakît b. Amir b. Sabira)
3. Ebu Haşim İsmail b. Kesir el-Hicazi (İsmail b. Kesir)
4. Davud b. Abdurrahman el-Abdi el-Attar (Davud b. Abdurrahman)
5. Ebu Muhammed Ahmed b. Muhammed el-Ğassânî (Ahmed b. Muhammed b. Velid b. Ukbe)
Konular:
Abdest, ağıza su vermek
Abdest, Oruç, oruçlunun abdestte ağzına su alması
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Oruç, oruçlunun abdestte burnuna su çekmesi
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أبو خلدة عن أبى العالية قال : كنا نؤمر أن نختم على الخادم ونكيل ونعدها كراهية أن يتعودوا خلق سوء أو يظن أحدنا ظن سوء
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163979, EM000167
Hadis:
حدثنا بشر بن محمد قال أخبرنا عبد الله قال أخبرنا أبو خلدة عن أبى العالية قال : كنا نؤمر أن نختم على الخادم ونكيل ونعدها كراهية أن يتعودوا خلق سوء أو يظن أحدنا ظن سوء
Tercemesi:
— (46-s) Ebu'l-Aliyye'den rivayet edildiğine göre söyle dedi:
«Biz, hizmetçiye (teslim edilen eşyayı, şüphelenmiyelim diye) mühürlemekle, ölçmekle ve saymakla emrolunmuştuk. Bunu, kötü ahlâka alışmasınlar yahud bizden birimiz (hizmetçi için) kötü zan beslemesin diye yapardık.»[334]
Bİr malı muhafaza etmek veya bir tarafa göndermek için o mal hizmetçiye teslim edildiği zaman onu bağlayıp mühürlemek, ölçmek veya saymak İhtiyatlı bir hareket olur. Bir şeyin miktarını ve keyfiyetini bilmeden, onu başkasına teslim etmek İhtilâflara yol açar ve çok kere de haksızlığa sebebiyet verir. Teslim edilen adam hakkında, kaybetti veya çaldı diye kötü zan beslemeye sevkeder. Suçsuz kimseye kötü zanda bulunmak ise günâhtır. Bu günâha düşmemek için, önceden tedbir almalıdır.
Aynı zamanda bir kutuyu lehimleyip sağlamlaştırmak ve eşyayı sarıp bağlamak ve ölçüsünü tesbit etmek, hizmetçiyi kötü alışkanlıktan kurtarır. Çünkü ölçüsü ve miktarı bilinmiyen açıktaki bir maldan almak kolaydır. Nasıl olsa bilinemiyecek düşüncesi ile hareket edip böyle bir maldan alan bir hizmetçi, zamanla bu kötü harekete alışır ve iş büyör. Bundan da kötü ahlâk doğar. Buna da mahal bırakmamak lâzımdır.
Ebû'I-AIİyye kimdir? :
Adı Ruf ey ' ibni Mihran olup, tabiîndendir ve sayılı imamlardandır. Hz. E b u B e k i r 'in sohbetinde bulunmuş ve Hazretî O m e r 'in arkasında namaz kılmıştır. Mavera'in-Nehir de İlk ezan okuyandır. Hicrî 90 tarihinde vefat etmiştir. Allah ondan razı olsun.[335]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 167, /173
Senetler:
()
Konular:
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت يزيد بن عبد الله بن قسيط قال : أرسل عبد الله بن عمر غلاما له بذهب أو بورق فصرفه فأنظر بالصرف فرجع إليه فجلده جلدا وجيعا وقال اذهب فخذ الذي لي ولا تصرفه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163982, EM000170
Hadis:
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب قال أخبرني مخرمة بن بكير عن أبيه قال سمعت يزيد بن عبد الله بن قسيط قال : أرسل عبد الله بن عمر غلاما له بذهب أو بورق فصرفه فأنظر بالصرف فرجع إليه فجلده جلدا وجيعا وقال اذهب فخذ الذي لي ولا تصرفه
Tercemesi:
— (49-s) Yezîd ibni Abdullah'dan işitildiğine göre şöyle anlattı: «Abdullah ibni Ömer, kendi kölesine, bozdursun diye, altın veya gümüş para verip (çarşıya) gönderdi. Köle, paranın karşılığını bir müddet sonra almak üzere parayı bozdurup geri döndü. Bunun üzerine, Abdullah köleyi acıklı bir şekilde döğdü ve (ona) şöyle dedi:[340]
«Git, bana ait olanı getir ve onu değiştirme (bozdurma).»[341]
Altın ve gümüş kendi cinsleri karşılığında satıldıklar! ve bozduruldukları zaman, peşin olarak alınıp verilirler. Veresiye şekline dönünce, bu haram olur. İşte köle, haram bir alış-verİş yaptığına kızan Abdullah ibni D m e r , onu acıtacak şekilde kırbaçla doğmuştur. Terbiye için hizmetçiyi döğmenİn cevazına bir işaret ise de, bundan sonra gelecek olan hadîs-İ şerîfte, köleyi döğmemek veya döğüldüğü takdirde ileri gitmemek icab ettiği beyan buyurulmaktadir.[342]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 170, /175
Senetler:
()
Konular:
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, sosyal hayatta
Köle, üzerinde tasarruf
حدثنا آدم قال حدثنا شعبة قال حدثنا حصين قال سمعت هلال بن يساف يقول : كنا نبيع البز في دار سويد بن مقرن فخرجت جارية فقالت لرجل شيئا فلطمها ذلك الرجل فقال له سويد بن مقرن ألطمت وجهها لقد رأيتني سابع سبعة وما لنا إلا خادم فلطمها بعضنا فأمره النبي صلى الله عليه وسلم أن يعتقها
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن إبراهيم التيمي عن أبيه عن أبى مسعود قال : كنت أضرب غلاما لي فسمعت من خلفى صوتا اعلم أبا مسعود لله أقدر عليك منك عليه فالتفت فإذا هو رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله فهو حر لوجه الله فقال أما إن لو لم تفعل لمستك النار أو للفحتك النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163983, EM000171
Hadis:
حدثنا محمد بن سلام قال أخبرنا أبو معاوية عن الأعمش عن إبراهيم التيمي عن أبيه عن أبى مسعود قال : كنت أضرب غلاما لي فسمعت من خلفى صوتا اعلم أبا مسعود لله أقدر عليك منك عليه فالتفت فإذا هو رسول الله صلى الله عليه وسلم قلت يا رسول الله فهو حر لوجه الله فقال أما إن لو لم تفعل لمستك النار أو للفحتك النار
Tercemesi:
— Ebû Mes'ud'dan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:
«Kendi kölemi doğuyordum. Arkamdan şöyle bir «es duydum:
«Ey Ebû Mes'ud! Bil ki, senin köleye güç yetirmenden daha çok, Allah'ın gücü sana yeter.»
Döndüm, bir de ne göreyim O, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellemp... Dedim ki:
«Ya Resûlallah! Artık bu köle, Allah rızası için hürdür.»
Bunun üzerine :
«Eğer sen böyle yapmamış olayCin, sana Cehennem ateşi dokunurdu.» Yahut: «Seni ateşin alevi yalardı.» buyurdular.[343]
Anlaşılıyor ki, Ebu Mes'ud (Radiyallahu anh) kızgınlığından ve köleyi döğmekle meşgul olmasından ötürü, yanına kadar yaklaşan Peygamber Efendimizin farkına varamamışlardır. Ebu Mes'ud'un kızgınlığını gidermek ve yaptığı işin çirkin bir İş olduğunu ona bildirmek içinA Allah Tealâ'nın kudretini Peygamber'imİz kendilerine hatırlatmıştır. Yaptığı günâhın keffareti de onu azad etmek olmuştur. Köleyi azad etmemiş olsaydı, günâhtan kurtulamıyacaktı ve azabını çekecekti. Daha önce köle ve hizmetçilerin döğülebileceğîne dair haberler geçmişti. Burçda ire döğmenjn günâh olduğu bildirilmektedir. Her ikisinin arası şöyle telif edilebilir: Lüzumsuz yere ve haddinden fazla döğmek günâhtır. Terbiye İçin kâfi miktar döğmekte beis yoktur.
Ebû Mes'ud kimdir? :
Ismİ U k b e 'dİr. Babasının âdı A m r olup, Ebu Mes'ud E I - B e d r î künyesi İle meşhurdur. Bedirde ikâmet ettiğinden ona, bulunduğu yere nisbeten B e d r î denmiştir. Yoksa Bedir savaşında bulunduğu için bu vasfı almamıştır. Çünkü Bedir savaşında bulunmadığı rivayet edilir. Uhud ve ondan sonraki savaşlarda bulunmuştur. Bir rivayette Hz. A I i 'nİn hilâfeti zamanında ve diğer bir rivayette de Hz. M u a v İ y e devrinde vefat etmiştir. Ensar'dan ve Hazreç kabilesindendi. Allah ondan razı olsun.[344]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 171, /175
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Hz. Peygamber, hataları düzeltmesi
Hz. Peygamber, itaat, boyun eğmek,
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Köle, üzerinde tasarruf
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن سفيان قال حدثني سلمة بن كهيل قال حدثني معاوية بن سويد بن مقرن قال : لطمت مولى لنا ففر فدعانى أبى فقال اقتص كنا ولد مقرن سبعة لنا خادم فلطمها أحدنا فذكر ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم فقال مرهم فليعتقوها فقيل للنبي صلى الله عليه وسلم ليس لهم خادم غيرها قال فليستخدموها فإذا استغنوا خلوا سبيلها
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163990, EM000178
Hadis:
حدثنا مسدد قال حدثنا يحيى بن سعيد عن سفيان قال حدثني سلمة بن كهيل قال حدثني معاوية بن سويد بن مقرن قال : لطمت مولى لنا ففر فدعانى أبى فقال اقتص كنا ولد مقرن سبعة لنا خادم فلطمها أحدنا فذكر ذلك للنبي صلى الله عليه وسلم فقال مرهم فليعتقوها فقيل للنبي صلى الله عليه وسلم ليس لهم خادم غيرها قال فليستخدموها فإذا استغنوا خلوا سبيلها
Tercemesi:
— Muaviye ibni Süveyd dedi ki:
«Bize aid, köleye bir tokat attım. Köle kaçtı. Babam, beni (ve onu) çağırdı. Sonra ,(köleye) dedi ki:
«Kısas yapE» (saaa vurulan tokatm aynını, bu oğluma vur, köle kısas yapmadı, bağışladı).
Biz Mukarrin oğullan yedi kişi idik. Bizim bir kölemiz vardı. Birimiz onu tokatlamıştı. Bu hadise, Peygamber (SallallahüAleyhiveSellem)'e anlatıldı. Bunun üzerine Hazreti Peygamber şöyle buyurdu :
«OMukaerin oğullarına enıret, o köleyi (cariyeyi) azad etsinler.»
Peygamber (SallaUahüAle$jıiveSellem)'e dendi ki:
«Onların bu köleden başka bir'hizmetçileri yoktur.»
Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:
«(öyle ise) Onu hizmette kullansınlar, ona ihtiyaçları kalmayınca onu salıversinler (azad etsinler).»[357]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 178, /178
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Yargı, köleye karşılık hüre Kısas
- حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال لي محمد بن المنكدر ما اسمك فقلت شعبة قال حدثني أبو شعبة عن سويد بن مقرن المزني ورأى رجلا لطم غلامه فقال : أما علمت أن الصورة محرمة رأيتني وإني سابع سبعة إخوة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ما لنا إلا خادم فلطمه أحدنا فأمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نعتقه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163991, EM000179
Hadis:
- حدثنا عمرو بن مرزوق قال أخبرنا شعبة قال لي محمد بن المنكدر ما اسمك فقلت شعبة قال حدثني أبو شعبة عن سويد بن مقرن المزني ورأى رجلا لطم غلامه فقال : أما علمت أن الصورة محرمة رأيتني وإني سابع سبعة إخوة على عهد رسول الله صلى الله عليه وسلم ما لنا إلا خادم فلطمه أحدنا فأمرنا النبي صلى الله عليه وسلم أن نعتقه
Tercemesi:
— Şu'be (Radiyallahıı anh) anlatarak şöyle dedi:
Muhammed ibni Münkedir bana sordu ki:
«îsmin nedir?»
Ben:
«Şu'be!» dedim.
O da dedi ki:
«Ebû Şube bana, Süveyd ibni Mukarrin El-Müzenî'den rivayet ederek anlattı. Süveyd, kendi kölesini tokatlıyan bir adam görmesi üzerine (ona) şöyle demişti:
«Bilmiyor musun ki, yüze vurmak haramdır? Biliyorum ki, ben, Re-sûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) zamanında yedi kardeşten yedincisi idim. Bizim yalnız bir kölemiz vardı. Birimiz onu dövmüştü. Bunun üzerine Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem), onu azad etmemizi emretti.»[358]
Lâfızları biraz değişik olmakla beraber, daha önce geçen hadîs-i şe-rlflerdeki hadisenin tekrarı ve başka bir yoldan rivayetidir.[359]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 179, /179
Senetler:
()
Konular:
Köle, Cariye, azadı, insan hürriyeti
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.