Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Abdullah b. Amir b. Zürâr, o ikisine Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Asım, ona Zir, ona da Abdullah b. Mesud, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kıyamete yakın zamanlarda, yaşları küçük, akılları noksan bir topluluk çıkacaktır. Onlar insanların sözlerinin en hayırlısını bahsedecekler, Kuran okuyacaklar, fakat okudukları Kuran, onların boğaz çemberlerinden öteye geçmeyecektir. Bunlar, şiddetle atılan okun avı delip çıktığı gibi İslam (dinin)den hızla çıkıvereceklerdir. Bunun için kim onlara rastlarsa, onları öldürsün. Çünkü onları öldürmek, Allah katında katilleri için ecir ve sevaptır."


    Öneri Formu
8417 İM000168 İbn Mâce, Sunne, 12

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Abdullah b. Amir b. Zürâr, o ikisine Ebu Bekir b. Ayyaş, ona Asım, ona Zir, ona da Abdullah b. Mesud, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kıyamete yakın zamanlarda, yaşları küçük, akılları noksan bir topluluk çıkacaktır. Onlar insanların sözlerinin en hayırlısını bahsedecekler, Kuran okuyacaklar, fakat okudukları Kuran, onların boğaz çemberlerinden öteye geçmeyecektir. Bunlar, şiddetle atılan okun avı delip çıktığı gibi İslam (dinin)den hızla çıkıvereceklerdir. Bunun için kim onlara rastlarsa, onları öldürsün. Çünkü onları öldürmek, Allah katında katilleri için ecir ve sevaptır."


    Öneri Formu
288700 İM000168-2 İbn Mâce, Sunne, 12

Bize Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ, ona Ebu Bekir b. Ayyâş, ona Asım, ona Zir, ona da Abdullah b. Mesûd'un dediğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kıyamete yakın zamanlarda, yaşları genç, hayalleri bozuk bazı kimseler çıkacak. Bunlar Kur'an okuyacaklar, fakat okudukları Kur'an köprücük kemiklerinden aşağı geçmeyecektir. İnsanların en hayırlısının sözlerini söyleyecekler, fakat okun yaydan çıktığı gibi İslam dininden çıkacaklardır." Tirmizî der ki: Bu konuda Ali, Ebu Saîd ve Ebu Zer’den de hadis rivayet edilmiştir. Bu hadis hasen sahihtir. Bu konuda, bu hadis dışında Hz. Peygamber'den (sav) rivayet edilen hadislerde Kur'an okuyan, ama okudukları Kur'an'ın köprücük kemiklerinden öteye geçmediği kimselerin özelliklerinden bahsedilir ki bunlar Hariciler, Harûrîler ve Haricilerin diğer kollarına mensup olan kimselerdir.


    Öneri Formu
12422 T002188 Tirmizi, Fiten, 24

Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Velid, ona Evzâî, ona Zührî, ona Ebu Seleme ve Dahhâk, onlara da Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün aramızda ganimetleri paylaştırırken Temîm oğullarından Zü'l-Huveysira adında bir adam: 'Ya Rasulullah! (sav) Adaletli ol!' dedi. Rasulullah da (sav) "Yazıklar olsun sana! Ben adaletli olmazsam kim adaletli olur!" buyurdu. Bunun üzerine Ömer: 'Bana izin ver şu herifin boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) da "Hayır! Onun bazı arkadaşları vardır. Sizden biriniz kendi namazını onların namazları yanında, kendi orucunu da onların oruçları yanında hakir (küçümser) görür. Onlar okun bir avı delip çıkması gibi dinden çıkarlar. O okun ucuna (kesici, delici kısmına) bakılır onda (kan namına) bir şey bulunmaz. Sonra okun çubuğa giren yerine bakılır onda da bir şey bulunmaz. Sonra okun çubuğuna bakılır onda da bir şey bulunmaz. Sonra okun tüylerine bakılır onda da bir şey bulunmaz. Ok kanı ve işkembeyi (iz bırakmadan) delip geçmiştir. Onlar insanlar arasında bir gruplaşma olduğunda ortaya çıkarlar. Bu insanlar elinin birinde kadın göğsü veya sallanan bir uzuv (et parçası) olan bir adam gibidir" buyurdu. Ebu Said dedi ki: Ben bunu Rasulullah'dan (sav) duyduğuma şehadet ediyorum. Yine şehadet ediyorum ki, Ali (b. Ebu Talib) onlarla savaştığında onunla birlikteydim. Ölüler arasında (bu özellikler uygun) bir kimse arandı da Rasulullah'ın (sav) vasfettiği şekilde bir adam (bulunup) getirildi.


    Öneri Formu
20894 B006163 Buhari, Edeb, 95

Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona da es-Sümeyt b. es-Sümeyr şöyle demiştir: Nâfi b. el-Ezrak ve arkadaşları İmran b. Husayn'a gelerek “sen helak oldun (dinden çıktın) ey İmrân” dediler. İmrân da “ben helak olmadım (küfre gitmedim)” diye cevap verdi. Onlar “bilâkis (müslümanlıktan çıktın)” dediler. İmrân “beni helak eden (dinden çıkaran) şey nedir?” diye sordu. Onlar “ Allah "Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın" (Bakara 2,193) buyurmuştur” dediler. İmrân da “Biz, müşrikleri bertaraf edinceye kadar savaştık ve din tamamıyla Allah'ın oldu. Dilerseniz size Rasulullah'tan (sav) işittiğim bir hadisi rivayet edeyim” dedi. Onlar “O hadisi Rasulullah'tan (sav) sen mi işittin?” diye sordular. İmrân da şöyle cevap verdi: "Evet, şu olaya şâhid oldum. Rasulullah (sav), müşrikler üzerine Müslümanlardan bir askerî kuvvet gönderdi. Giden Müslüman askerler müşriklere rastlayınca onlarla şiddetli bir savaş yaptılar. Neticede müşrikler mağlûp olarak sırtlarını dönüp kaçtılar. Benim yakın akrabalarımdan bir adam da müşriklerden birinin üzerine mızrakla saldırdı, adam 'Eşhedü enlâ ilahe illallah, ben artık Müslümanım' dedi. Fakat yakınım olan adam mızrakla vurup onu öldürdü. Sonra Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben helak oldum' dedi. Hz. Peygamber (sav) bir veya iki defa 'işlediğin (günah) nedir?' buyurdu. Adam da yaptığı işi arz etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama 'o halde karnını yarıp da kalbinden geçeni bilseydin?' buyurdu. Adam 'ey Allah'ın Rasulü karnını yarıp kalbinden geçeni bilebilir miyim (nasıl bilebilirim) ki?' deyince Hz. Peygamber (sav) 'Ama sen ne onun konuştuğu sözünü doğru kabul ettin, ne de kalbinden geçeni bildin' buyurdu." İmrân der ki: Sonra Rasulullah (sav) ondan yüz çevirip, bir daha onunla konuşmadı. Aradan çok geçmeden o adam öldü. Biz onu defnettik. Ertesi gün sabah olduğunda, onun cesedi toprağın üstüne çıkmıştı. İnsanlar “belki düşman mezarını açtı” dediler. Yeniden gömdük. Bu kez çocuklarımıza mezarı koruma görevi verdik. Ertesi gün yine cesedi yerin üstünde bulduk. Bu sefer “Belki çocuklar uyuya kaldı” dediler. Biz kendimiz mezarın başında nöbet tuttuk. Ama sabah olunca yine cesedi toprak üstünde bulduk. Bunun üzerine onu dağlardan birine (ıssız bir vadiye) attık. Bize İsmail b. Hafs el-Eylî, ona Hafs b. Giyâs, ona Asım, ona Sumayt, ona da İmrân b. Husayn “Rasulullah (sav) bizi bir askeri müfrezede (savaşa) gönderdi. Sonra (savaşın bitiminde) Müslümanlardan bir adam müşriklerden bir adama hücum etti” diyerek yukardaki hadisi anlattı ve rivayete şunu da ekledi: Sonra yer cesedi dışarı attı. Bunun Üzerine durum Peygamber'e (sav) arz edildi. O da şöyle buyurdu: "Yer, o adamdan daha kötü kimseyi de şüphesiz kabul eder. Lakin Allah, 'Lâ ilahe illallah' kelimesinin değerini size göstermeyi sevdi."


    Öneri Formu
29858 İM003930 İbn Mâce, Fiten, 1

Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona da es-Sümeyt b. es-Sümeyr şöyle demiştir: Nâfi b. el-Ezrak ve arkadaşları İmran b. Husayn'a gelerek “sen helak oldun (dinden çıktın) ey İmrân” dediler. İmrân da “ben helak olmadım (küfre gitmedim)” diye cevap verdi. Onlar “bilâkis (müslümanlıktan çıktın)” dediler. İmrân “beni helak eden (dinden çıkaran) şey nedir?” diye sordu. Onlar “ Allah "Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın" (Bakara 2,193) buyurmuştur” dediler. İmrân da “Biz, müşrikleri bertaraf edinceye kadar savaştık ve din tamamıyla Allah'ın oldu. Dilerseniz size Rasulullah'tan (sav) işittiğim bir hadisi rivayet edeyim” dedi. Onlar “O hadisi Rasulullah'tan (sav) sen mi işittin?” diye sordular. İmrân da şöyle cevap verdi: "Evet, şu olaya şâhid oldum. Rasulullah (sav), müşrikler üzerine Müslümanlardan bir askerî kuvvet gönderdi. Giden Müslüman askerler müşriklere rastlayınca onlarla şiddetli bir savaş yaptılar. Neticede müşrikler mağlûp olarak sırtlarını dönüp kaçtılar. Benim yakın akrabalarımdan bir adam da müşriklerden birinin üzerine mızrakla saldırdı, adam 'Eşhedü enlâ ilahe illallah, ben artık Müslümanım' dedi. Fakat yakınım olan adam mızrakla vurup onu öldürdü. Sonra Rasulullah'ın (sav) yanına geldi ve 'ey Allah'ın Rasulü! Ben helak oldum' dedi. Hz. Peygamber (sav) bir veya iki defa 'işlediğin (günah) nedir?' buyurdu. Adam da yaptığı işi arz etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) adama 'o halde karnını yarıp da kalbinden geçeni bilseydin?' buyurdu. Adam 'ey Allah'ın Rasulü karnını yarıp kalbinden geçeni bilebilir miyim (nasıl bilebilirim) ki?' deyince Hz. Peygamber (sav) 'Ama sen ne onun konuştuğu sözünü doğru kabul ettin, ne de kalbinden geçeni bildin' buyurdu." İmrân der ki: Sonra Rasulullah (sav) ondan yüz çevirip, bir daha onunla konuşmadı. Aradan çok geçmeden o adam öldü. Biz onu defnettik. Ertesi gün sabah olduğunda, onun cesedi toprağın üstüne çıkmıştı. İnsanlar “belki düşman mezarını açtı” dediler. Yeniden gömdük. Bu kez çocuklarımıza mezarı koruma görevi verdik. Ertesi gün yine cesedi yerin üstünde bulduk. Bu sefer “Belki çocuklar uyuya kaldı” dediler. Biz kendimiz mezarın başında nöbet tuttuk. Ama sabah olunca yine cesedi toprak üstünde bulduk. Bunun üzerine onu dağlardan birine (ıssız bir vadiye) attık. Bize İsmail b. Hafs el-Eylî, ona Hafs b. Giyâs, ona Asım, ona Sumayt, ona da İmrân b. Husayn “Rasulullah (sav) bizi bir askeri müfrezede (savaşa) gönderdi. Sonra (savaşın bitiminde) Müslümanlardan bir adam müşriklerden bir adama hücum etti” diyerek yukardaki hadisi anlattı ve rivayete şunu da ekledi: Sonra yer cesedi dışarı attı. Bunun Üzerine durum Peygamber'e (sav) arz edildi. O da şöyle buyurdu: "Yer, o adamdan daha kötü kimseyi de şüphesiz kabul eder. Lakin Allah, 'Lâ ilahe illallah' kelimesinin değerini size göstermeyi sevdi."


    Öneri Formu
275411 İM003930-2 İbn Mâce, Fiten, 1

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süfyan, ona babası (Saîd b. Mesrûk), ona İbn Ebu Nu'm, ona da Ebu Said el Hudri şöyle demiştir: "Hz. Ali, Peygamber'e (sav) toprağı ile karışık halde olan bir altın parçası göndermişti. Hz. Peygamber (sav) de onu dört kişi arasında: Akra b. Habis el-Hanzalî el-Mucâşi ile Uyeyne b. Bedr el-Fezari arasında, Nebhan oğullarından biri olan Zeyd el-Hayl et-Tâi ile Kilab oğullarından biri olan Alkame b. Ulase el-Âmirî arasında paylaştırdı. Kureyş ve ensar(dan bazı kimseler) kızarak 'Necd halkının ileri gelenlerine veriyor da bizi bırakıyor' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'ben bu külçeyi onlara vermekle kalplerini İslam'a ısındırmak istiyorum' buyurdu. Ravi Ebu Saîd der ki: Derken çukur gözlü, elmacık kemikleri ve alnı çıkık, sık sakallı, başı tıraş edilmiş bir adam (Harkus b. Züheyr Zü'l-huvaysıra) ayağa kalktı ve 'Ey Muhammed Allah'tan kork' dedi. Hz. Peygamber de 'Ben isyan edersem kim Allah'a itaat eder? Allah, yeryüzünde yaşayan insanlar hakkında bana, güvenirken siz nasıl olur da bana güvenmezsiniz?' buyurdu. Halid b. Velid olduğunu zannettiğim bir adam onu öldürmek için izin istedi. Rasulullah (sav) izin vermedi. O adam dönüp gidince Peygamber efendimiz 'Bu adamın soyundan bir kavim türeyecek, onlar Kur'an'ı okuyacaklar ama (okudukları Kur'an) gırtlaklarından aşağıya geçmeyecek. okun avı delip çıktığı gibi İslamiyet'ten çıkacaklar. (Onlar) putperestleri bırakıp Müslümanları öldürmeğe çalışacaklar. Ben onlara yetişmiş olsam kesinlikle kendilerini Ad kavminin tepelendiği gibi tepelerim' buyurdu."


    Öneri Formu
33754 D004764 Ebu Davud, Sünne, 27, 28

Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona Velid, ona Evzâî, ona Zührî, ona Ebu Seleme ve Dahhâk, onlara da Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bir gün aramızda ganimetleri paylaştırırken Temîm oğullarından Zü'l-Huveysira adında bir adam: 'Ya Rasulullah! (sav) Adaletli ol!' dedi. Rasulullah da (sav) "Yazıklar olsun sana! Ben adaletli olmazsam kim adaletli olur!" buyurdu. Bunun üzerine Ömer: 'Bana izin ver şu herifin boynunu vurayım' dedi. Rasulullah (sav) da "Hayır! Onun bazı arkadaşları vardır. Sizden biriniz kendi namazını onların namazları yanında, kendi orucunu da onların oruçları yanında hakir (küçümser) görür. Onlar okun bir avı delip çıkması gibi dinden çıkarlar. O okun ucuna (kesici, delici kısmına) bakılır onda (kan namına) bir şey bulunmaz. Sonra okun çubuğa giren yerine bakılır onda da bir şey bulunmaz. Sonra okun çubuğuna bakılır onda da bir şey bulunmaz. Sonra okun tüylerine bakılır onda da bir şey bulunmaz. Ok kanı ve işkembeyi (iz bırakmadan) delip geçmiştir. Onlar insanlar arasında bir gruplaşma olduğunda ortaya çıkarlar. Bu insanlar elinin birinde kadın göğsü veya sallanan bir uzuv (et parçası) olan bir adam gibidir" buyurdu. Ebu Said dedi ki: Ben bunu Rasulullah'dan (sav) duyduğuma şehadet ediyorum. Yine şehadet ediyorum ki, Ali (b. Ebu Talib) onlarla savaştığında onunla birlikteydim. Ölüler arasında (bu özellikler uygun) bir kimse arandı da Rasulullah'ın (sav) vasfettiği şekilde bir adam (bulunup) getirildi.


    Öneri Formu
279612 B006163-2 Buhari, Edeb, 95