123 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Asım b. Behdele, ona da Ebu Vail, Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Bizler namazda iken konuşurduk. Bir ara Hz. Peygamber'e (sav) geldim, (namaz kılıyordu), selam verdim, selamımı almadı. İçimi bir üzüntü kapladı. Hz. Peygamber (sav) (namazı bitirince) şöyle buyurdu:"Allah, Peygamberine (verdiği hükümden) dilediğini yeniler. Allah'ın yenilediği emirlerden biri de 'namazda konuşmayın' emri olmuştur."
Açıklama: mütabileri ile sahihtir.
Bize Muhammed b. Yunus en-Nesai, ona Abdülmelik b. Amr, ona Füleyh, ona Hilal b. Ali, ona da Ata b. Yesar'ın naklettiğine göre Muaviye b. Hakem es-Sülemi şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (sav) yanına geldiğim zaman bana dini meselelere dair birçok husus öğretildi. Öğretilenlerden biri de O'nun şu sözüydü: "Hapşırdığın vakit Elhamdülillah/Hamd Allah'a (cc) mahsustur de. Bir kimse hapşırır da Allah'a hamd ederse (Elhamdülillah derse) sen; yerhamükallah/Allah (cc) seni bağışlasın de." Bir gün Rasulullah (sav) ile namaz kılıyorduk. Derken bir adam hapşırdı ve elhamdülillah dedi. Ben de yüksek sesle yerhamükallah! deyiverdim. Bunun üzerine insanlar gözlerini bana öyle bir diktiler ki bu beni sinirlendirdi. Ben nedir bu haliniz, niye bana öyle dik dik bakıyorsunuz? dedim. Bunun üzerine sübhanallah! dediler. Rasulullah (sav) namazını bitirince "kimdi o konuşan?" diye sordu. Şu bedevi konuştu dediler. Rasulullah (sav) beni çağırdı ve bana "namaz; Kur'an kıraati ile Aziz ve Celil olan Allah'ı zikir içindir. Sen de namazda olduğun zaman meşguliyetin bunlar olsun," buyurdu. Doğrusu Rasulullah'tan (sav) daha şefkatli bir muallim görmedim.
Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Asım, ona da Ebu Vail, Abdullah'ın (ra) şöyle dediğini rivayet etti: Bizler namazda selam verir ve ihtiyaçlarımızı (n yerine getirilmesini) emrederdik. Sonra namaz kılarken Rasulullah'ın (sav) yanına gittim ve selam verdim, selamımı almadı. Buna üzüldüm. Rasulullah (sav) namazı bitirince şöyle buyurdu: "Allah, dilediği hükmünü yeniler. Aziz ve Celil olan Allah emrini; Namazda konuşmayınız diye yenilemiştir." Sonra Hz. Peygamber (sav) selamımı aldı.
Açıklama: Namaz ile ilgili sürece ve zamanla yapılan değişiklere örnektir.
Bize İbn Nümeyr, ona İbn Fudayl, ona el-A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Biz Hz. Peygamber namaz kılarken ona selam verirdik, o da selamımızı alırdı. Necâşî'nin yanından döndüğümüzde ona selam verdik ama selamımızı almadı. "Namazda büyük bir meşguliyet vardır" diye açıklama yaptı. Bize İbn Nümeyr, ona İshak b. Mansur, ona Hüreym b. Süfyan, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mesud (ra) Hz. Peygamber'den benzer bir hadisi nakletmiştir.
Açıklama: 'Necaşi'nin yanından döndüğümüzde' ifadesiyle Habeşistan dönüş kastedilir. Abdullah b. Mes'ûd, Habeşistan'a ilk giden kafile içinde sayılmaktadır. Mekke'de, müslümanlara yönelik boykot kalkınca bu haber, Habeşistan'a Kureyş'in müslüman olduğu şekilde yansımış ve İbn Mes'ud'un bulunduğu bir topluluk tekrar Mekke'ye dönmüştü. İbn Mes'ud'un Habeşistan'a hicreti, 615, geri dönüşü ise 620 yılında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla ilgili hadisin bu tarihten sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bilgi için bk. Diyanet İslam Ansiklopedisi, XVII, 459
Açıklama: '' فَتِلْكَ بِتِلْكَ'' ifadesinin ''Bu, sizin imama tâbi olmanızdan dolayıdır.'' şeklinde tercümesine dair bk. Azîmâbâdî, Avnu'l-ma'bûd, III, 181.