Öneri Formu
Hadis Id, No:
24520, İM002335
Hadis:
حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عَمَّارٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ الصَّبَّاحِ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَبْلُغُ بِهِ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « إِذَا اسْتَأْذَنَ أَحَدَكُمْ جَارُهُ أَنْ يَغْرِزَ خَشَبَةً فِى جِدَارِهِ فَلاَ يَمْنَعْهُ » . فَلَمَّا حَدَّثَهُمْ أَبُو هُرَيْرَةَ طَأْطَئُوا رُءُوسَهُمْ فَلَمَّا رَآهُمْ قَالَ مَالِى أَرَاكُمْ عَنْهَا مُعْرِضِينَ وَاللَّهِ لأَرْمِيَنَّ بِهَا بَيْنَ أَكْتَافِكُمْ .
Tercemesi:
Bize Hişam b. Ammar ve Muhammed b. Sabbah, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Muhammed b. Şihab ez-Zührî, ona A'rec Abdurrahman b. Hürmüz, ona Ebu Hureyre (r.a) (Hadisi merfu olarak rivayet etti), Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Birinizin duvarının üzerine ağaç (tan hatil başını) koymak için komşusu izin istediği zaman duvar sahibi onu menetmesin.
Ebû Hureyre, bu hadîsi yanındakilere rivayet edince onlar, (bunu garipsiyerek) başlarını eğdiler. Ebu Hureyre onları (n bu vaziyetlerini) görünce: Ne oluyor ki, ben sizi bu (sünnet) den yüz çevirir görüyorum. Vallahi ben duvarın üzerine konulacak hatil başını, (sonra) sizin omuzlarınızın arasına bırakırım, dedi"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm 15, /373
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Sabbah el-Cürcerâî (Muhammed b. Sabbah b. Süfyan b. Ebu Süfyan)
Konular:
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24521, İM002336
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بِشْرٍ بَكْرُ بْنُ خَلَفٍ حَدَّثَنَا أَبُو عَاصِمٍ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَمْرِو بْنِ دِينَارٍ أَنَّ هِشَامَ بْنَ يَحْيَى أَخْبَرَهُ أَنَّ عِكْرِمَةَ بْنَ سَلَمَةَ أَخْبَرَهُ أَنَّ أَخَوَيْنِ مِنْ بَلْمُغِيرَةَ أَعْتَقَ أَحَدَهُمَا أَنْ لاَ يَغْرِزَ خَشَبًا فِى جِدَارِهِ فَأَقْبَلَ مُجَمِّعُ بْنُ يَزِيدَ وَرِجَالٌ كَثِيرٌ مِنَ الأَنْصَارِ فَقَالُوا نَشْهَدُ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « لاَ يَمْنَعْ أَحَدُكُمْ جَارَهُ أَنْ يَغْرِزَ خَشَبَةً فِى جِدَارِهِ » . فَقَالَ يَا أَخِى إِنَّكَ مَقْضِىٌّ لَكَ عَلَىَّ وَقَدْ حَلَفْتُ فَاجْعَلْ أُسْطُوَانًا دُونَ حَائِطِى أَوْ جِدَارِى فَاجْعَلْ عَلَيْهِ خَشَبَكَ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bişr Bekir b. Halef, ona Ebu Asım (Dahhâk b. Mahled), ona (Ebu Velid) İbn Cüreyc, ona Amr b. Dinar, ona da Hişam b. Yahya, İkrime b. Seleme'nin şöyle dediğini rivayet etti::
Belmüğire (Benü’l-Müğire)’den iki kardeşten biri, evinin duvarının üzerine başkasının hatil başlarını koydurmamaya, köle azadlamak üzere yemin etti. Sonra Mücemmi’ bin Yezid ile Ensâr-i Kirâm’dan çok sayıda adam, geldiler ve dediler ki: Rasulullah'ın (sav)’ın: “Sizden birisi, (evinin) duvarına, komşusunun ağaç (hatil başını) koymasını engellemesin” buyurduğuna şehâdet ederiz. (Yemin eden kardeş) bunun üzerine (diğerine) şöyle dedi: Ey kardeşim! Senin lehinde ve benim aleyhimde hüküm verilmiş oldu. Ben de (köle azadlamak üzere) yemin ettim. Bu itibarla sen benim duvarımın yanına bir direk koy ve hatilini direğin Üzerine bırak (ki benim yeminim bozulmasın.)”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm 15, /373
Senetler:
1. Mücemmi' b. Yezid el-Ensarî (Mücemmi' b. Yezid b. Cariye b. Amir b. Mücemmi')
2. İbn Ebu Rabi'a İkrime b. Seleme b. Rabi'a (İkrime b. Seleme b. Rabi'a)
3. Hişam b. Yahya el-Mahzumi (Hişam b. Yahya b. As b. Hişam b. Muğîra)
4. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
5. Ebu Velid İbn Cüreyc el-Mekkî (Abdülmelik b. Abdülaziz b. Cüreyc)
6. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
7. Ebu Bişr Bekir b. Halef el-Basri (Bekir b. Halef)
Konular:
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Yardımseverlik, yardımlaşma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278910, M006689-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا ابْنُ إِدْرِيسَ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ الْجَوْنِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الصَّامِتِ عَنْ أَبِى ذَرٍّ قَالَ إِنَّ خَلِيلِى صلى الله عليه وسلم أَوْصَانِى « إِذَا طَبَخْتَ مَرَقًا فَأَكْثِرْ مَاءَهُ ثُمَّ انْظُرْ أَهْلَ بَيْتٍ مِنْ جِيرَانِكَ فَأَصِبْهُمْ مِنْهَا بِمَعْرُوفٍ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona İbn İdris, ona Şube; (T) Bize Ebu Küreyb, ona İbn İdris, ona Şube, ona Ebu İmran el-Cevnî, ona Abdullah b. Samit, ona Ebu Zer şöyle demiştir: "Hz. Peygamber bana şöyle tavsiyede bulundu: 'Çorba pişirdiğin zaman suyunu fazla kat. Sonra Komşularına gidip onlara iyilik amacıyla ikramda bulun.'"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6689, /1084
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Nadr Abdullah b. Samit el-Ğifarî (Abdullah b. Samit)
3. Ebu İmran Abdulmelik b. Habib el-Esedî (Abdulmelik b. Habib)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, ADAB
KTB, KOMŞU, KOMŞULUK
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35442, MU000565
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنِ الْقَاسِمِ بْنِ مُحَمَّدٍ أَنَّهُ قَالَ هَلَكَتِ امْرَأَةٌ لِى فَأَتَانِى مُحَمَّدُ بْنُ كَعْبٍ الْقُرَظِىُّ يُعَزِّينِى بِهَا فَقَالَ إِنَّهُ كَانَ فِى بَنِى إِسْرَائِيلَ رَجُلٌ فَقِيهٌ عَالِمٌ عَابِدٌ مُجْتَهِدٌ وَكَانَتْ لَهُ امْرَأَةٌ وَكَانَ بِهَا مُعْجَبًا وَلَهَا مُحِبًّا فَمَاتَتْ فَوَجَدَ عَلَيْهَا وَجْدًا شَدِيدًا وَلَقِىَ عَلَيْهَا أَسَفًا حَتَّى خَلاَ فِى بَيْتٍ وَغَلَّقَ عَلَى نَفْسِهِ وَاحْتَجَبَ مِنَ النَّاسِ فَلَمْ يَكُنْ يَدْخُلُ عَلَيْهِ أَحَدٌ وَإِنَّ امْرَأَةً سَمِعَتْ بِهِ فَجَاءَتْهُ فَقَالَتْ إِنَّ لِى إِلَيْهِ حَاجَةً أَسْتَفْتِيهِ فِيهَا لَيْسَ يُجْزِينِى فِيهَا إِلاَّ مُشَافَهَتُهُ فَذَهَبَ النَّاسُ وَلَزِمَتْ بَابَهُ وَقَالَتْ مَا لِى مِنْهُ بُدٌّ . فَقَالَ لَهُ قَائِلٌ إِنَّ هَا هُنَا امْرَأَةً أَرَادَتْ أَنْ تَسْتَفْتِيَكَ وَقَالَتْ إِنْ أَرَدْتُ إِلاَّ مُشَافَهَتَهُ وَقَدْ ذَهَبَ النَّاسُ وَهِىَ لاَ تُفَارِقُ الْبَابَ . فَقَالَ ائْذَنُوا لَهَا . فَدَخَلَتْ عَلَيْهِ فَقَالَتْ إِنِّى جِئْتُكَ أَسْتَفْتِيكَ فِى أَمْرٍ . قَالَ وَمَا هُوَ قَالَتْ إِنِّى اسْتَعَرْتُ مِنْ جَارَةٍ لِى حَلْيًا فَكُنْتُ أَلْبَسُهُ وَأُعِيرُهُ زَمَانًا ثُمَّ إِنَّهُمْ أَرْسَلُوا إِلَىَّ فِيهِ أَفَأُؤَدِّيهِ إِلَيْهِمْ فَقَالَ نَعَمْ وَاللَّهِ . فَقَالَتْ إِنَّهُ قَدْ مَكَثَ عِنْدِى زَمَانًا . فَقَالَ ذَلِكَ أَحَقُّ لِرَدِّكِ إِيَّاهُ إِلَيْهِمْ حِينَ أَعَارُوكِيهِ زَمَانًا . فَقَالَتْ أَىْ يَرْحَمُكَ اللَّهُ أَفَتَأْسَفُ عَلَى مَا أَعَارَكَ اللَّهُ ثُمَّ أَخَذَهُ مِنْكَ وَهُوَ أَحَقُّ بِهِ مِنْكَ فَأَبْصَرَ مَا كَانَ فِيهِ وَنَفَعَهُ اللَّهُ بِقَوْلِهَا
Tercemesi:
Bize Mâlik, ona Yahya b. Saîd, ona Kasım b. Muhammed şöyle rivayet etmiştir: Karım vefat etmişti. Muhammed b. Ka'b el-Kurazî bana taziye için gelmişti. Sonra bana şunları anlattı: İsrailoğullarında ilim ve takva sahibi bir adam vardı. Bu adamın bir karısı vardı. Onu çok beğenir ve severdi. Kadın vefat etti. Adam çok üzüldü. Evinde inzivaya çekilip kendini eve kapattı. İnsanların arasına girmemeye başladı. Yanına da kimse girmiyordu. Bir kadın bu adamı duyup yanına geldi ve "Ona bir konu danışacağım. Mutlaka onunla konuşmam gerek" dedi. İnsanlar gittiler ama kadın kapıdan ayrılmadı. Mutlaka görmem gerek diyordu. Birisi evinden çıkmayan adama "Bir kadın var, sana bir soru sormak istiyor ve seninle konuşmaktan başka çaresi olmadığını söylüyor. İnsanlar gitti ama o kapıdan ayrılmıyor" dedi. Adam "ona izin verin" dedi. Kadın adamın yanına geldi ve "Sana bir konuda danışmaya geldim. Bir komşumdan ziynetini ödünç almıştım. Onu takınıyor bazen de başkalarına ödünç veriyordum. Bir zaman sonra bunu geri vermemi istediler. Geri vereyim mi?" diye sordu. Adam "Evet, geri ver" dedi. Kadın "Ama bu bende uzun zaman kaldı" dedi. Adam "Aldığın gibi vermen de gerekiyor." dedi. Kadın da "Peki Allah sana merhamet etsin. Allah'ın sana emanet olarak verip sonra aldığı hanıma mı bu kadar üzülüyorsun. Adam yanlış yaptığını anladı ve Allah kadının sözüyle ona fayda verdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Cenâiz 565, 1/79
Senetler:
1. Ebu Hamza Muhammed b. Ka'b el-Kurazi (Muhammed b. Ka'b b. Süleym b. Esed b. Amr)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
Konular:
Hadis, israiliyyat içerikli haberler
Kıssa, hikaye
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ - وَاللَّفْظُ لِعَمْرٍو - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279125, M005079-3
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ - وَاللَّفْظُ لِعَمْرٍو - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Eyyûb, Amr en-Nâkıd ve Züheyr b. Harb, hepsine – lafız Amr’a ait olmak üzere- İbn Uleyye, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona Enes’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) kurban bayramı birinci günü :
-Kim namazdan önce kesmiş ise tekrar kessin, buyurdu. Bir adam ayağa kalkarak:
-Ey Allah’ın Rasulü, bugün canın et çektiği bir gündür, dedi ve komşularının ihtiyaçlarını söz konusu etti. Rasulullah (sav) adeta onun söylediğini doğrular gibi oldu. Ayrıca adam:
-Yanımda iki et koyunundan daha çok sevdiğim bir oğlak var. Onu kesebilir miyim, dedi. (Enes): (Ona) müsaade etti, dedi. (Enes ) devamla dedi ki: Ona verdiği ruhsat ondan başkalarını da kapsadı mı yoksa kapsamadı mı bilemiyorum, (deyip) şunu ekledi:
-Sonra Rasulullah (sav) da iki koçun yanına gitti, onları kesti. İnsanlar da birkaç koyuna kalkıp (onları kestiler) sonra da onları aralarında dağıttılar –ya da: Aralarında parçalayarak pay ettiler.-
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5079, /836
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Hayseme Züheyr b. Harb el-Haraşî (Züheyr b. Harb b. Eştâl)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Bayram, kurban bayramı
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, NAMAZ,
Kurban, büyük ve küçük başlardan kurbanlık hayvanlar,
Kurban, Kesim Zamanı
Kurban, kesim zamanı, bayram namazının akabinde kesmek
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ - وَاللَّفْظُ لِعَمْرٍو - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279126, M005079-2
Hadis:
وَحَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَعَمْرٌو النَّاقِدُ وَزُهَيْرُ بْنُ حَرْبٍ جَمِيعًا عَنِ ابْنِ عُلَيَّةَ - وَاللَّفْظُ لِعَمْرٍو - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا .
Tercemesi:
Bana Yahya b. Eyyûb, Amr en-Nâkıd, Züheyr b. Harb, onların hepsine – lafz Amr’a ait olmak üzere- İbn Uleyye, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona Muhammed, ona Enes rivayet edip şöyle demiştir: Rasulullah (sav) kurban bayramı birinci günü:
-Namazdan önce kurbanını kesmiş olan tekrar etsin, buyurdu. Bir adam ayağa kalkarak:
-Ey Allah’ın Rasulü, bugün canın et çektiği bir gündür, dedi ve komşularının ihtiyacını söz konusu etti. Rasulullah (sav) da onu doğrular gibi oldu. Sonra adam:
-Bir de yanımda iki et koyunundan daha çok hoşuma giden bir oğlak var onu kesebilir miyim, dedi. (Enes ) dedi ki:
-Rasulullah (sav) ona ruhsat verdi. (Enes): Ona verdiği o ruhsat, ondan başkasını da kapsadı mı kapsamadı mı bilemiyorum, dedi. (Enes) dedi ki: Sonra Rasulullah (sav) iki koça yöneldi ve onları kesti. İnsanlar da birkaç koyuna kalkıp (kestiler) ve onları kendi aralarında dağıttılar. Yahut da: Kendi aralarında parçalayıp pay ettiler, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5079, /836
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
5. Ebu Osman Amr b. Muhammed en-Nakıd (Amr b. Muhammed b. Bükeyr)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Bayram, kurban bayramı
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, NAMAZ,
Kurban, büyük ve küçük başlardan kurbanlık hayvanlar,
Kurban, Kesim Zamanı
Kurban, kesim zamanı, bayram namazının akabinde kesmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279127, M006685-6
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ عَنْ مَالِكِ بْنِ أَنَسٍ ح وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ وَمُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ عَنِ اللَّيْثِ بْنِ سَعْدٍ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ وَيَزِيدُ بْنُ هَارُونَ كُلُّهُمْ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ - يَعْنِى الثَّقَفِىَّ - سَمِعْتُ يَحْيَى بْنَ سَعِيدٍ أَخْبَرَنِى أَبُو بَكْرٍ - وَهُوَ ابْنُ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ - أَنَّ عَمْرَةَ حَدَّثَتْهُ أَنَّهَا سَمِعَتْ عَائِشَةَ تَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَا زَالَ جِبْرِيلُ يُوصِينِى بِالْجَارِ حَتَّى ظَنَنْتُ أَنَّهُ لَيُوَرِّثَنَّهُ » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Malik b. Enes; (T) Bize Kuteybe ve Muhammed b. Rumh, onlara Leys b. Sa'd; (T) Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, onlara Abde ve Yezid b. Harun, hepsine Yahya b. Said; (T) Bize Muhammed b. Müsenna -lafız ona aittir-, ona Abdülvehhab -yani es-Sekafî-, ona Yahya b. Said, ona Ebu Bekr -yani İbn Muhammed b. Amr b. Hazm-, ona Amra, ona Hz. Aişe, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, bir an onu mirasçı kılacak zannettim."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6685, /1083
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Amre bt. Abdurrahman el-Ensâriyye (Amre bt. Abdurrahman b. Sa'd b. Zürâre)
3. Ebu Bekir b. Amr el-Ensarî (Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
4. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
5. Ebu Muhammed Abdülvehhab b. Abdülmecid es-Sakafî (Abdulvehhab b. Abdulmecid b. Salt)
6. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
Konular:
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, ADAB
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ وَهِشَامٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلَّى ثُمَّ خَطَبَ فَأَمَرَ مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ أَنْ يُعِيدَ ذِبْحًا ثُمَّ ذَكَرَ بِمِثْلِ حَدِيثِ ابْنِ عُلَيَّةَ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا ].
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279133, M005080-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ الْغُبَرِىُّ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ وَهِشَامٌ عَنْ مُحَمَّدٍ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَلَّى ثُمَّ خَطَبَ فَأَمَرَ مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ أَنْ يُعِيدَ ذِبْحًا ثُمَّ ذَكَرَ بِمِثْلِ حَدِيثِ ابْنِ عُلَيَّةَ [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ النَّحْرِ « مَنْ كَانَ ذَبَحَ قَبْلَ الصَّلاَةِ فَلْيُعِدْ » . فَقَامَ رَجُلٌ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا يَوْمٌ يُشْتَهَى فِيهِ اللَّحْمُ . وَذَكَرَ هَنَةً مِنْ جِيرَانِهِ كَأَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَدَّقَهُ قَالَ وَعِنْدِى جَذَعَةٌ هِىَ أَحَبُّ إِلَىَّ مِنْ شَاتَىْ لَحْمٍ أَفَأَذْبَحُهَا قَالَ فَرَخَّصَ لَهُ فَقَالَ لاَ أَدْرِى أَبَلَغَتْ رُخْصَتُهُ مَنْ سِوَاهُ أَمْ لاَ قَالَ وَانْكَفَأَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى كَبْشَيْنِ فَذَبَحَهُمَا فَقَامَ النَّاسُ إِلَى غُنَيْمَةٍ فَتَوَزَّعُوهَا . أَوْ قَالَ فَتَجَزَّعُوهَا ].
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Ubeyd el-Ğabari, ona Hammad b. Zeyd, ona Eyyûb ve Hişam, onlara Muhammed ona Enes b. Malik rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) namaz kıldıktan sonra hutbe verdi ve namazdan önce kurban kesmiş olanlara kurbanlarını yeniden kesmelerini emretti. Sonra İbn Uleyye’nin hadisinin mislini zikretti.
[ Rasulullah (sav) kurban bayramı birinci günü:
-Namazdan önce kurban kesmiş olan kimse tekrar etsin, buyurdu. Bir adam ayağa kalkarak:
-Ey Allah’ın Rasulü, bugün canın et çektiği bir gündür, dedi. Komşularının da fakirliklerini söz konusu etti. Rasulullah (sav) onu adeta doğrular gibi oldu. Adam:
-Bir de yanım da iki koyun etinden daha çok sevdiğim bir oğlak var, onu keseyim mi, dedi. (Enes) dedi ki: Ona ruhsat verdi. (Enes) dedi ki: Onun o ruhsatının ondan başkalarını kapsayıp kapsamadığını bilemiyorum.
(Sonra Enes) dedi ki: Rasulullah (sav) da iki koçun yanına gitti onları kesti. İnsanlar da kalkıp birkaç koyunu kestiler ve onları dağıttılar –ya da: Onları parçalayıp aralarında paylaştırdılar, dedi.-]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Edâhî 5080, /836
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Bekir Muhammed b. Sirin el-Ensarî (Muhammed b. Sirin)
3. Ebu Abdullah Hişam b. Hassan el-Ezdi (Hişam b. Hassan)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Muhammed b. Ubeyd el-Guberî (Muhammed b. Ubeyd b. Hisab)
Konular:
Bayram, bayram namazı
Bayram, kurban bayramı
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
KTB, NAMAZ,
Kurban, büyük ve küçük başlardan kurbanlık hayvanlar,
Kurban, Kesim Zamanı
Kurban, kesim zamanı, bayram namazının akabinde kesmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
61354, HM012832
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ وَ (ح) حَجَّاجٌ قَالَ حَدَّثَنِي شُعْبَةُ قَالَ سَمِعْتُ قَتَادَةَ يُحَدِّثُ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ لَا يُؤْمِنُ أَحَدُكُمْ حَتَّى يُحِبَّ لِأَخِيهِ أَوْ لِجَارِهِ مَا يُحِبُّ لِنَفْسِهِ
وَلَمْ يَشُكَّ حَجَّاجٌ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Enes b. Malik 12832, 4/453
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
4. Ebu Muhammed Haccac b. Muhammed el-Mesîsî (Haccac b. Muhammed)
Konular:
Haklar, komşu hakları
İyilik, komşuya iyilik etmek
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Müslüman, kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi
Müslüman, mü'minin kişiliği
Müslüman, vasıfları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53435, HM003672
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُبَيْدٍ حَدَّثَنَا أَبَانُ بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ الصَّبَّاحِ بْنِ مُحَمَّدٍ عَنْ مُرَّةَ الْهَمْدَانِيِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِنَّ اللَّهَ قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَخْلَاقَكُمْ كَمَا قَسَمَ بَيْنَكُمْ أَرْزَاقَكُمْ وَإِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ يُعْطِي الدُّنْيَا مَنْ يُحِبُّ وَمَنْ لَا يُحِبُّ وَلَا يُعْطِي الدِّينَ إِلَّا لِمَنْ أَحَبَّ فَمَنْ أَعْطَاهُ اللَّهُ الدِّينَ فَقَدْ أَحَبَّهُ وَالَّذِي نَفْسِي بِيَدِهِ لَا يُسْلِمُ عَبْدٌ حَتَّى يَسْلَمَ قَلْبُهُ وَلِسَانُهُ وَلَا يُؤْمِنُ حَتَّى يَأْمَنَ جَارُهُ بَوَائِقَهُ قَالُوا وَمَا بَوَائِقُهُ يَا نَبِيَّ اللَّهِ قَالَ غَشْمُهُ وَظُلْمُهُ وَلَا يَكْسِبُ عَبْدٌ مَالًا مِنْ حَرَامٍ فَيُنْفِقَ مِنْهُ فَيُبَارَكَ لَهُ فِيهِ وَلَا يَتَصَدَّقُ بِهِ فَيُقْبَلَ مِنْهُ وَلَا يَتْرُكُ خَلْفَ ظَهْرِهِ إِلَّا كَانَ زَادَهُ إِلَى النَّارِ إِنَّ اللَّهَ عَزَّ وَجَلَّ لَا يَمْحُو السَّيِّئَ بِالسَّيِّئِ وَلَكِنْ يَمْحُو السَّيِّئَ بِالْحَسَنِ إِنَّ الْخَبِيثَ لَا يَمْحُو الْخَبِيث
Tercemesi:
Abdullah b. Mes'ud'dan (Radıyallahü anh): Rasülullah (Sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:
"Allah rızıklarınızı aranızda taksim ettiği gibi ahlakınızı/ huylarınızı da taksim etti. İzzet ve celal sahibi olan Allah, dünyalığı sevdiği-sevmediği herkese verir. Dini ise sadece sevdiği kişilere bahşeder. O halde Allah kime (doğru) din nasib etmişse onu seviyor demektir.
Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki bir kişi dili ve kalbiyle teslim olmadıkça Müslüman olamaz, komşusu onun şerli hareketlerinden emin olmadığı sürece (tam) iman etmiş olamaz."
Dediler ki:
'Ey Allah'ın Rasülü! Nedir bu şerli hareketler?'
"Zulüm ve haksızlıktır. (Mü'min) kul kendisiyle infak ettiği ve hakkında bereketli olması (nı istediği) için haram mal kazanmaz/ kazanmasın. Kabul edilmesi için de (haram malla) tasaddukta bulunmaz. Malını (infak etmeksizin) geride bırakacak olursa, ancak cehenneme götüren bir azık olur. (Dikkat edin,) kötülük kötülüğü silmez, kötülüğü ancak iyilik/ sevap siler. Bir pislik hiçbir zaman başka pisliği temizlemez."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Mes'ud 3672, 2/38
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Mürre el-Hemedanî Mürretü't-Tayyib (Mürre b. Şerahîl)
3. Sabbah b. Muhammed el-Ahmesi (Sabbah b. Muhammed b. Ebu Hazim)
4. Eban b. İshak el-Esedi (Eban b. İshak)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Ubeyd et-Tenafisî (Muhammed b. Ubeyd b. Abdurrahman)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Allah İnancı, Allah'ın kulu ile ilişkisi
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Allah İnancı, kullarına karşı sevecen ve merhametlidir
Bereket, rızkın, malın ve ömrün bereketlenmesi
Hak, haksızlık yapmak
İnfak, Bağış
İyilik, iyiliğin kötülüğü gidermesi
Kazanç, haram kazançlar
Komşuluk, komşuluk ilişkileri
Müslüman, güven vermek, insanlara
Müslüman, Sadakat, Güvenilirlik, Hiyanet
Müslüman, vasıfları
Zulüm / Zalim, zulmetmek