567 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Malik b. Enes rivâyet etti. (T) Yine bize Kuteybe ve Muhammed b. Rumh, onlara da el-Leys b. Sa'd rivâyet etti. (T) Yine bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona Abde ile Yezid b. Harun, bunların hepsine de Yahya b. Saîd rivâyet etti. (T) Yine bize Muhammed b. el-Müsennâ -buradaki lafız da ona aittir-, ona Abdülvehhâ es-Sekafî, ona Yahya b. Saîd, ona Ebû Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona Amra, ona da Hz. Âişe (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar ısrarla tavsiyede bulundu ki, ben komşuyu komşuya mirasçı kılacak sandım."
Bana Amr en-Nâkıd, ona Abdülaziz b. Ebî Hâzim, ona Hişâm b. Urve, ona babası, onada Hz. Âişe, Rasûlullah'dan (sav) bir önceki hadisin benzerini rivayet etmiştir. [Buna göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cibril bana komşuyu o kadar ısrarla tavsiye etti ki, ben onon komşuyu komşuya vâris kılacağını zannettim."]
Bana Ubeydullah b. Amr el-Kavârîrî, ona Yezid b. Zuray', ona Amr b. Muhammed, ona babası, ona da İbn Ömer (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, ben komşuyu ko0mşuya mirasçı kılacak sandım."
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona İbn İdris, ona da Şu'be; (T) yine bize Ebû Küreyb, ona İbn İdris, ona Şu'be, ona Ebû İmrân el-Cevnî, ona Abdullah b. es-Sâmit, ona da Ebû Zer (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) bana şöyle vasiyet etti: "Çorba pişirdiğin zaman suyunu fazla kat. Sonra Komşularına gidip onlara iyilik amacıyla ikramda bulun."
Bize Yahya b. Yahya, ona Abdülaziz b. Ebî Hâzim, ona babası, ona Yezîd b. Rûmân, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: "Vallahi ey ablamın oğlu! Biz hilâli, sonra bir hilâli daha, sonra bir hilâli daha görürdük, yani iki ayda üç hilâl görürdük de, Rasûlullah'ın (sav) evlerinde ocak yanmazdı." "- Teyzeciğim! Peki nasıl yaşıyordunuz?" dedim. Şöyle cevap verdi: "- İki siyahla, hurma ve su ile ayakta duruyorduk. Ama Hz. Peygamber'in (sav) Ensârdan komşuları vardı. Onların sağmal hayvanları vardı. Rasûlullah'a (sav) süt gönderirlerdi. O da bize içirirdi."
Bize İsmail b. el-Hasan, ona Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Huyey, ona Ebû Abdurrahman el-Hubullî, ona da Abdullah b. Amr (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Allah'a vfe âhiret gününe inanan, misafirine ikrâm etsin! Allah'a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin, ya da sussun! Allah'a ve âhiret gününe inanan, komşusuna ikrâm etsin!"
Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ile Muhammed b. el-Alâ' Ebû Küreyb, onlara Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Şekîk, ona da Huzeyfe (ra) şöyle anlatmış: "Hz. Ömer'in yanında oturuyorduk. Hz. Ömer, "- Rasûlullah'ın (sav) fitne hakkındaki sözünü, aynen O'nun söylediği gibi hanginiz hatırlıyor?" diye sordu. Hemen, "- Ben hatırlıyorum" dedim. Hz. Ömer; "- Sen de pek cesursun! Hz. Peygamber nasıl söylemişti?" dedi. Ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedim: "Namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, iyiliği emretmek ve kötülüğe mani olmak; insanın âilesi, malı, çocukları ve komşusu üzerinden karşılaştığı fitne ve sıkıntılara kefârettir." Hz. Ömer; "- Ben bunu kastetmiyorum; ben asıl deniz dalgaları gibi üst üste gelecek olan fitneleri kastediyorum" dedi. Bunun üzerine ben, "- Onlardan sana ne, ey mü'minlerin emîri? Çünkü seninle onlar arasında kilitli bir kapı vardır" dedim. Hz. Ömer, "- Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" diye sordu. "- Açılmayacak, aksine kırılacak" deyince Hz. Ömer, "- Öyleyse bir daha asla kapanmayacak" diye hayıflandı. Bilâhare biz Huzeyfe'ye dedik ki: "- Ömer, kapıdan maksadın kim olduğunu biliyor muydu?" "- Evet, tıpkı yarından önce bu gecenin olacağını bildiği gibi. Ben ona içinde mugalata bulunmayan bir hadîs rivâyet ettim" diye karşılık verdi. Râvî diyor ki: Biz cesaret edip Huzeyfe'ye, kapıdan maksadın kim olduğunu soramadık. Mesrûk'tan rica ettik de, Huzeyfe'ye o sordu. Huzeyfe de, "Kapıdan maksat Ömer'dir" dedi.
Açıklama: Rivayette talik bulunmaktadır
Bize Ebû'l-Hasan Ali b. Muhammed el-Mukriî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub, ona Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Ebû İmrân el-Cevnî, ona Talha, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle rivâyet etti: "- Ey Allah'ın Rasûlü, benim iki tane komşum var, hediyemi vermeye bunlardan önce hangisi ile başlayayım?" diye sordum. "- Kapısı sana yakın olandan" buyurdu.
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona İbrahim b. Merzûk, ona Vehb b. Cerîr, ona Şu'be, ona Ebû İmrân el-Cevnî, ona Talha, ona Kureyş'ten bir adam, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle rivâyet etti: "- Benim iki komşum var, ey Allah'ın Rasûlü, hediyemi bunlardan önce hangisine vereyim?" diye sordum. "- Kapısı sana daha yakın olanına" buyurdu. Bu hadîsi Buhârî Sahîh'inde Haccâc b. el-Minhâl vasıtasıyla Şu'be'den rivâyet etmektedir. Muhaddisler bu rivâyette ihtilaf ettiler, bazıları onu ceyyid, bazıları da mürsel kabul etmişlerdir.