564 Kayıt Bulundu.
Bana Ubeydullah b. Amr el-Kavârîrî, ona Yezid b. Zuray', ona Amr b. Muhammed, ona babası, ona da İbn Ömer (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Cebrail bana komşu hakkında o kadar tavsiyede bulundu ki, ben komşuyu ko0mşuya mirasçı kılacak sandım."
Bize Ebû Bekir b. Ebî Şeybe, ona İbn İdris, ona da Şu'be; (T) yine bize Ebû Küreyb, ona İbn İdris, ona Şu'be, ona Ebû İmrân el-Cevnî, ona Abdullah b. es-Sâmit, ona da Ebû Zer (ra) şöyle demiştir: Hz. Peygamber (sav) bana şöyle vasiyet etti: "Çorba pişirdiğin zaman suyunu fazla kat. Sonra Komşularına gidip onlara iyilik amacıyla ikramda bulun."
Bize Ahmed b. Abdülvehhâb b. Necde el-Havtî, ona Utbe b. Saîd er-Rahs el-Humsî, ona İsmail b. Ayyâş, ona Ebû Bekir el-Hüzelî, ona da babası vasıtasıyla dedesi şöyle anlattı: Hz. Peygamber'e (sav), "- Ey Allah'ın Rasûlü, komşumun bendeki hakkı nedir?" diye sordum. "- Hastalandığında ziyaret edersin, senden borç istediğinde borç verirsin, muhtaç hale düştüğünde ihtiyacını karşılarsın, bir hayra nâil olduğunda kendisini tebrik edersin. Ayrıca evini onun evinden yüksek yaparak rüzgarını kesme! Eğer bir tabak da ona vermeyeceksen, pişirdiğin yemeğin kokusuyla da onu rahatsız etme!"
Bize Yahya b. Yahya, ona Abdülaziz b. Ebî Hâzim, ona babası, ona Yezîd b. Rûmân, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle demiştir: "Vallahi ey ablamın oğlu! Biz hilâli, sonra bir hilâli daha, sonra bir hilâli daha görürdük, yani iki ayda üç hilâl görürdük de, Rasûlullah'ın (sav) evlerinde ocak yanmazdı." "- Teyzeciğim! Peki nasıl yaşıyordunuz?" dedim. Şöyle cevap verdi: "- İki siyahla, hurma ve su ile ayakta duruyorduk. Ama Hz. Peygamber'in (sav) Ensârdan komşuları vardı. Onların sağmal hayvanları vardı. Rasûlullah'a (sav) süt gönderirlerdi. O da bize içirirdi."
Bize İsmail b. el-Hasan, ona Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Huyey, ona Ebû Abdurrahman el-Hubullî, ona da Abdullah b. Amr (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Allah'a vfe âhiret gününe inanan, misafirine ikrâm etsin! Allah'a ve âhiret gününe inanan ya hayır söylesin, ya da sussun! Allah'a ve âhiret gününe inanan, komşusuna ikrâm etsin!"
Bana Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr ile Muhammed b. el-Alâ' Ebû Küreyb, onlara Ebû Muâviye, ona el-A'meş, ona Şekîk, ona da Huzeyfe (ra) şöyle anlatmış: "Hz. Ömer'in yanında oturuyorduk. Hz. Ömer, "- Rasûlullah'ın (sav) fitne hakkındaki sözünü, aynen O'nun söylediği gibi hanginiz hatırlıyor?" diye sordu. Hemen, "- Ben hatırlıyorum" dedim. Hz. Ömer; "- Sen de pek cesursun! Hz. Peygamber nasıl söylemişti?" dedi. Ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedim: "Namaz kılmak, oruç tutmak, sadaka vermek, iyiliği emretmek ve kötülüğe mani olmak; insanın âilesi, malı, çocukları ve komşusu üzerinden karşılaştığı fitne ve sıkıntılara kefârettir." Hz. Ömer; "- Ben bunu kastetmiyorum; ben asıl deniz dalgaları gibi üst üste gelecek olan fitneleri kastediyorum" dedi. Bunun üzerine ben, "- Onlardan sana ne, ey mü'minlerin emîri? Çünkü seninle onlar arasında kilitli bir kapı vardır" dedim. Hz. Ömer, "- Kapı kırılacak mı, yoksa açılacak mı?" diye sordu. "- Açılmayacak, aksine kırılacak" deyince Hz. Ömer, "- Öyleyse bir daha asla kapanmayacak" diye hayıflandı. Bilâhare biz Huzeyfe'ye dedik ki: "- Ömer, kapıdan maksadın kim olduğunu biliyor muydu?" "- Evet, tıpkı yarından önce bu gecenin olacağını bildiği gibi. Ben ona içinde mugalata bulunmayan bir hadîs rivâyet ettim" diye karşılık verdi. Râvî diyor ki: Biz cesaret edip Huzeyfe'ye, kapıdan maksadın kim olduğunu soramadık. Mesrûk'tan rica ettik de, Huzeyfe'ye o sordu. Huzeyfe de, "Kapıdan maksat Ömer'dir" dedi.
Bize Kuteybe, ona Ebû’l-Ahvas, ona Mansur, ona eş-Şa‘bî, ona da el-Berâ dedi ki: Kurban bayramında namazı müteakip Rasûlullah (sav) bize hutbe okudu sonra şöyle buyurdu: "Kim bizim bu namazımızı kılar, kurbanımızı keserse, kurbanını isabetli bir vakitte kesmiş olur. Kim de namazdan önce kurban keserse o bir et koyunu olur." Ebû Burde b. Niyâr, "- Ey Allah’ın Rasûlü, vallahi ben namaza çıkmadan önce kurban kestim, çünkü ben bugünün yeme ve içme günü olduğunu biliyordum. Bundan dolayı acele ederek kendim de yedim, aile halkıma ve komşularıma da yedirdim" dedi. Rasulullah (sav), "- Senin o kestiğin bir et koyunudur" buyurdu. Bu sefer Ebû Burde, "- Bende iki et koyunundan daha iyi bir oğlak var, acaba o benim için yeterli olur mu?" diye sordu. Rasûlullah (sav) da, "- Evet, ama senden sonra hiçbir kimse için yeterli olmaz" buyurdu.
Bize Yahya b. Yahya, ona el-Leys b. Sa’d (T) bize Kuteybe b. Said, ona el-Leys, ona Said b. Ebu Said, ona babası, ona Ebu Hureyre Hz. Peygamber’in (sav) müslüman kadınlara “Ey Müslüman kadınlar! Bir komşu kadın, komşusu olan kadına bir koyun paçası bile olsa hediye olarak bir şey vermeyi küçük görmesin” diye emrettiğini rivayet etti.
Bize Ahmed b. Davud el-Mekkî, ona Muâz b. Esed, ona Abdullah b. Harun, ona Muhammed b. İshak, ona Ebû Ömer, ona Habîb b. Salim, ona da Esmâ (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dünyada insanın bahtsızlık sebebi üçtür: Kötü ev, kötü kadın ve kötü binit." "- Ey Allah'ın Rasûlü, kötü evden maksat nedir?" diye sordum. "- Evin dar olması, komşuların da huysuz olmasıdır" buyurdu. "- Binitin kötü olması ne demektir?" diye soruldu. "- Hayvanın sırtına kimseyi bindirmemesi ve huysuzluk yapmasıdır" buyurdu. "- Kötü kadından maksat nedir?" diye soruldu. "- Kısır olması ve ahlâkının kötü olmasıdır" buyurdu.
Açıklama: Rivayette talik bulunmaktadır