566 Kayıt Bulundu.
Bize Asım b. Ali, ona İbn Ebu Zi'b, ona Saîd, ona da Ebu Şurayh'ın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!" buyurdu. Kendisine; "Kim, ey Allah'ın Rasûlü (sav)" diye sorulduğunda da: "Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse" buyurdu. [Bu hadisi (İbn Ebu Zib'den rivayette) Şebabe (b. Süvar) ve Esed b. Musa, (Asım b. Ali'ye) mütabaat etmişlerdir. Bu hadisi Humeyd b. el-Esved, Osman b. Ömer, Ebu Bekir b. Ayyaş ve Şuayb b. İshak, İbn Ebî Zib'den, o da el-Mukriî'den, o da Ebû Hureyre'den rivayet etmiştir.]
Açıklama: İbn Ebi Zi'b'den bu hadisi rivayet edenler hadisin sahabi ravisinde ihtilafa düşmüştür. Yukarıdaki rivayet dikkate alındığında ilk üç kişi (Şebabe b. Süvar, Esed b. Musa, Asım b. Ali) bu hadisi Ebû Şurayh'tan, son dörtlü (Humeyd b. Esved, Osman b. Ömer, Ebu Bekir b. Ayyaş, Şuayb b. İshak) ise Ebû Hureyre'den rivayet etmiştir.
Bize Muhammed b. Minhâl, ona Yezid b. Züray', ona Ömer b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Cebrail bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Müslüman kadınlar! Bir kadın, bir koyun paçasından ibaret olsa bile, sakın komşusunun hediyesini küçümsemesin!"
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır konuşsun ya da sussun."
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Şu’be, ona Ebu İmran, ona Talha, ona da Hz. Âişe şöyle dedi: Hz. Peygamber’e (sav), 'Benim iki komşum var, hediyemi bunların hangisine önce vereyim?' dedim. Bana, "Kapısı sana en yakın olan komşuna" buyurdu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şureyh el-Adevî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) şunları söylerken bu iki gözüm onu görmüş, şu iki kulağım onu duymuştur. "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna iyi davransın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine misafirlik hakkını ikram etsin." 'Misafirlik hakkı nedir, ey Allah’ın Rasulü?' diye sorulduğunda da şöyle buyurdu: "Bir gün ve bir gecedir. Üç gün ağırlamak ziyafettir. Bundan sonra yapılan ikram da (ev sahibinden misafire) sadakadır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun."
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Mehdî, ona Süfyan, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hüreyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin yahut sussun!"
Bize Abdullah b. Mesleme, ona İbn Ebu Hâzim, ona babası (Seleme b. Dinar), ona da Sehl şöyle demiştir: "Cuma günleri biz çok sevinirdik." Kendisine "Neden sevinirdiniz?" diye sordum, şu cevabı verdi: "Bizim yaşlı bir ninemiz vardı. Budâ'a'ya -İbn Mesleme buranın Medîne'de bir hurmalık olduğunu söyledi- birilerini gönderirdi, pazı köklerini alır, onları bir tencereye koyar, içine biraz da arpa tanesi katardı. Cuma namazını kılıp mescitten ayrıldığımızda ona selam verirdik, o da bize yaptığı yemekten verirdi. Bunun için çok sevinirdik. Cumaları ancak cuma namazından sonra yemek yer ve öğle uykusuna yatardık."
Bize Abdülazîz b. Abdullah, ona İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikram etsin."
Bize Abdülaziz b. Abdullah el-Üveysî, ona İbn Ebu Hâzim, ona babası (Yezid b. Ruman), ona Yezîd b. Rûmân, ona da Urve'nin rivâyet ettiğine göre Hz. Âişe (ra), ablasının oğlu Urve'ye; "— Biz Peygamber ailesi iki ay içinde üç hilâl görürdük de RasûIullah'ın (sav) evlerinde ateş yakılmazdı (çünkü pişirilecek bir yemek yoktu)" dedi. Urve de, "— Teyzeciğim, sizleri ne yaşatırdı?" diye sorunca, "— İki siyah şey: Hurma ile su!" diye cevap verdi, sonra şunu ilave etti: "Ancak Rasûlullah'ın (sav) Ensâr'dan birtakım komşuları vardı. Bu komşuların da sağmal develeri olurdu. Onlar evlerinden Rasûlullah'a (sav) hediye olarak süt gönderirlerdi ve o da bize içirirdi."