564 Kayıt Bulundu.
Bize Asım b. Ali, ona İbn Ebu Zi'b, ona Saîd, ona da Ebu Şurayh'ın rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz, vallahi iman etmiş olmaz!" buyurdu. Kendisine; "Kim, ey Allah'ın Rasûlü (sav)" diye sorulduğunda da: "Komşusu kötülüğünden emin olmayan kimse" buyurdu. [Bu hadisi (İbn Ebu Zib'den rivayette) Şebabe (b. Süvar) ve Esed b. Musa, (Asım b. Ali'ye) mütabaat etmişlerdir. Bu hadisi Humeyd b. el-Esved, Osman b. Ömer, Ebu Bekir b. Ayyaş ve Şuayb b. İshak, İbn Ebî Zib'den, o da el-Mukriî'den, o da Ebû Hureyre'den rivayet etmiştir.]
Açıklama: İbn Ebi Zi'b'den bu hadisi rivayet edenler hadisin sahabi ravisinde ihtilafa düşmüştür. Yukarıdaki rivayet dikkate alındığında ilk üç kişi (Şebabe b. Süvar, Esed b. Musa, Asım b. Ali) bu hadisi Ebû Şurayh'tan, son dörtlü (Humeyd b. Esved, Osman b. Ömer, Ebu Bekir b. Ayyaş, Şuayb b. İshak) ise Ebû Hureyre'den rivayet etmiştir.
Bize Mahmud, ona Ebu Üsâme, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Esma bt. Ebu Bekir şöyle dedi: "Zübeyr benimle evlendiğinde yeryüzünde maldan, köleden hiçbir şeyi yoktu, dünyalık olarak sadece su çekici bir deve ile bir atı vardı. Atına yemini ben bulup verirdim ve ben sulardım. Dağarcığını ben diker, hamurunu ben yoğururdum. Yalnız ekmek yapmayı beceremezdim. Onu da Ensâr'dan komşularım olan kadınlar yapıverirlerdi. Bunlar (komşuluk hakkını gözeten) sadakatli, iyi kadınlardı. Ben, Rasûlullah'ın (sav) Zübeyr'e vermiş olduğu hurmalıktan başımın üstünde hurma çekirdeği taşırdım. Bu hurmalık, benim evimden bir fersahın üçte ikisi kadar uzaklıkta idi. Bir gün, başımda hurma çekirdeği yüklü olarak evime gelirken yolda Rasûlullah'a (sav) rastladım. Yanında Ensâr'dan birtakım kimseler de vardı. Rasûlullah (sav) beni çağırdı, beni terkisine almak için deveyi çöktürmek amacıyla 'Ih, ıh' dedi. Fakat ben erkeklerle beraber yolculuk etmekten utandım. Ayrıca Zübeyr'i ve onun kıskançlığını da hatırladım. Zübeyr insanların en kıskancı idi. Rasûlullah (sav) benim utandığımı anladı ve devesini sürüp gitti. Sonra Zübeyr'in yanına geldiğimde, ona; "— Bugün Rasûlullah (sav), başımda hurma çekirdeği taşırken bana rastladı. Yanında sahâbîlerinden bir cemâat de vardı. Beni bindirmek için devesini çökertmek istedi. Fakat ben utandım, aynı zamanda senin kıskançlığını da hatırladım" dedim. Bunun üzerine Zübeyr, "— Vallâhi senin hurma çekirdeği taşıman, bana Rasûlullah (sav) ile birlikte deveye binmenden daha ağır geldi" dedi. Esma dedi ki: "Ben, bu yükü, babam Ebû Bekir'in bana at seyisliği yapacak bir hizmetçiyi göndermesine kadar çektim. Babam (hizmetçi göndermekle) sanki beni cariyelikten âzâd etmişti."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Yakûb b. Abdurrahman, ona Ebu Hâzim, ona Sehl b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: "Biz Cuma günü gelince çok sevinirdik. Bir yaşlı hanım vardı, Cuma günleri pazı köklerini toplar, bir tencereye koyar, üzerine biraz arpa tanesi katıp pişirirdi. Namazı kıldıktan sonra onu ziyaret ederdik, o da bize bu yemeği ikram ederdi. Bunun için Cuma günlerini çok sevinirdik. Cuma namazından sonra yemek yer ve öğlen uykusunu da Cuma namazından sonra uyurduk. Vallahi, bu yemeğin içinde ne iç yağı ne de et yağı vardı."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Eyyub, ona İkrime şöyle dedi: Ben size Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği kısa bazı hadisleri nakledeyim: "Rasulullah (sav) kırbanın veya su kabının ağzından su içmeyi ve kişinin komşusunun ağacını kendi duvarına dayamasına mani olmayı yasaklamıştır."
Bize İsmail b. Ebu Üveys, ona Malik, ona Yahya b. Said, ona Ebu Bekir b. Muhammed, ona Urve, ona da Hz. Âişe'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Cebrail bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, komşuyu komşuya mirasçı yapacak sandım."
Bize Muhammed b. Minhâl, ona Yezid b. Züray', ona Ömer b. Muhammed, ona babası (Muhammed b. Zeyd), ona da İbn Ömer'in (ra) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Cebrail bana komşuyu o kadar tavsiye etti ki, komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona babası, ona da Ebu Hureyre'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Ey Müslüman kadınlar! Bir kadın, bir koyun paçasından ibaret olsa bile, sakın komşusunun hediyesini küçümsemesin!"
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Ebu Ahvas, ona Ebu Hasîn, ona Ebu Sâlih, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna ikramda bulunsun. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır konuşsun ya da sussun."
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Leys, ona Saîd el-Makburî, ona da Ebu Şureyh el-Adevî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) şunları söylerken bu iki gözüm onu görmüş, şu iki kulağım onu duymuştur. "Allah'a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna iyi davransın. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, misafirine misafirlik hakkını ikram etsin." 'Misafirlik hakkı nedir, ey Allah’ın Rasulü?' diye sorulduğunda da şöyle buyurdu: "Bir gün ve bir gecedir. Üç gün ağırlamak ziyafettir. Bundan sonra yapılan ikram da (ev sahibinden misafire) sadakadır. Allah'a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun."
Açıklama: Sahih li ğayrihî'dir. Ebû Sebre'den dolayı bu isnad zayıftır. Râvi meçhuldur.