Öneri Formu
Hadis Id, No:
66219, HM016883
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ وَأَبُو أُسَامَةَ عَنْ زَكَرِيَّا عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ مُطْعِمٍ قَالَ
قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَا حِلْفَ فِي الْإِسْلَامِ وَأَيُّمَا حِلْفٍ كَانَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ لَمْ يَزِدْهُ الْإِسْلَامُ إِلَّا شِدَّةً
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed, ona İbn Nümeyr ve Ebu Usame, onlara Zekeriyya, ona Said b. İbrahim, ona babası ona da Zübeyr b. Mut'im, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "İslam'da (kardeşlik) antlaşması yoktur, Cahiliye döneminde (iyilik üzerine) yapılmış bütün antlaşmaları ise İslam ancak güçlendirmiştir.
Açıklama:
Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Cübeyr b. Mut'im 16883, 5/731
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
cahiliye, âdetleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
61867, HM007012
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ أَبِي الْعَبَّاسِ وَحُسَيْنُ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالَا حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِي الزِّنَادِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَيَّاشِ بْنِ أَبِي رَبِيعَةَ عَنْ عَمْرِو بْنِ شُعَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ
أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خَطَبَ النَّاسَ عَامَ الْفَتْحِ عَلَى دَرَجَةِ الْكَعْبَةِ فَكَانَ فِيمَا قَالَ بَعْدَ أَنْ أَثْنَى عَلَى اللَّهِ أَنْ قَالَ يَا أَيُّهَا النَّاسُ كُلُّ حِلْفٍ كَانَ فِي الْجَاهِلِيَّةِ لَمْ يَزِدْهُ الْإِسْلَامُ إِلَّا شِدَّةً وَلَا حِلْفَ فِي الْإِسْلَامِ وَلَا هِجْرَةَ بَعْدَ الْفَتْحِ يَدُ الْمُسْلِمِينَ وَاحِدَةٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ تَتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ وَلَا يُقْتَلُ مُؤْمِنٌ بِكَافِرٍ وَدِيَةُ الْكَافِرِ كَنِصْفِ دِيَةِ الْمُسْلِمِ أَلَا وَلَا شِغَارَ فِي الْإِسْلَامِ وَلَا جَنَبَ وَلَا جَلَبَ وَتُؤْخَذُ صَدَقَاتُهُمْ فِي دِيَارِهِمْ يُجِيرُ عَلَى الْمُسْلِمِينَ أَدْنَاهُمْ وَيَرُدُّ عَلَى الْمُسْلِمِينَ أَقْصَاهُمْ ثُمَّ نَزَلَ
وَقَالَ حُسَيْنٌ إِنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Ebu el-Abbas ve Hüseyin b. Muhammed, onlara Abdurrahman b. Ebu ez-Zinâd, ona Abdurrahman b. el-Hâris b. Abdullah b. Ayyâş b. Ebu Rabia' ona da Amr b. Şuayb babasından ve dedesinden rivayetle dedi ki Resulullah (sav) fetih senesinde Kabe'nin merdivenlerinden insanlara hitap etti ve Allah'a hamdüsenada bulunduktan sonra şöyle buyurdu: "Ey İnsanlar! Cahiliye döneminde (iyilik üzerine) yapılmış bütün antlaşmaları İslam ancak pekiştirmiştir, İslam'da (haksızlık üzerine) antlaşma yoktur, fetihten sonra hicret yoktur, Müslüman'ların eli kendileri dışındakilere karşı tek eldir, Müslümanların kanları birbirine eşittir, bir Mümin bir kafirin diyeti olarak öldürülmez, kafirin diyeti Müslümanın diyetinin yarısıdır, dikkat edin İslamda akrabaları karşılıklı mehir sayarak evlenme yoktur, zekat toplarken hayvanların zekat memurunun yanına kadar sevk zorunluluğu ve hayvanları zekat memurunun uzağında bir yere götürme usulü yoktur, zekatları bulundukları yerde alınır, (savaşta) Müslümanların en uzak olanları [düşmana en yakın olanları ele geçirdikleri ganimetlerden] düşmana uzak olan Müslümanlara hisselerini verir.", sonra merdivenler indi. Hüseyin onun Resulullah'ı (sav) işittiğini söylemiştir.
Açıklama:
Bu isnad hasendir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 7012, 2/704
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
Hz. Peygamber, hitabeleri
Müslüman, mü'min olmayana karşı savunmak
Nikah, şiğar şeklindeki
Siyer, fetihten sonra Hicretin durumu
Siyer, Mekke'nin fethi
Yargı, diyet, anlaşmalı zımminin
Yargı, kısası düşüren haller
Zekat, zekat memurunun malı ayağına getirtmesi
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
69283, HM020890
Hadis:
حَدَّثَنَا عبد الله حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ زِيَادٍ سَبَلَانُ حَدَّثَنَا عَبَّادُ بْنُ عَبَّادٍ عَنْ شُعْبَةَ عَنْ مُغِيرَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ شُعْبَةَ بْنِ التَّوْأَمِ عَنْ قَيْسِ بْنِ عَاصِمٍ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ مِثْلَهُ [أَنَّهُ سَأَلَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ الْحِلْفِ فَقَالَ مَا كَانَ مِنْ حِلْفٍ فِي الْجَاهِلِيَّةِ فَتَمَسَّكُوا بِهِ وَلَا حِلْفَ فِي الْإِسْلَامِ]
Tercemesi:
Bize İbrahim b. ez-Zinâd Sebelân, ona Abbad b. Abbad, ona Şu'be, ona Muğîre, ona babası, ona Şu'be b. et-Tevem ona da Kays b. Asım, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet ederek şu hadisin benzerini zikretti. [O Resulullah'a (sav) antlaşmalar hakkında sorunca O da şöyle buyurdu: "Cahiliye döneminde (iyilik üzerine) yapılmış bütün antlaşmalara uyun ve İslam döneminde antlaşma yapmak kaldırılmıştır. ]
Açıklama:
Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Kays b. Asım 20890, 6/878
Senetler:
()
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Cahiliye, adetlerini sürdürmek
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى رَافِعٍ أَنَّ أَبَا رَافِعٍ أَخْبَرَهُ قَالَ بَعَثَتْنِى قُرَيْشٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُلْقِىَ فِى قَلْبِىَ الإِسْلاَمُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى وَاللَّهِ لاَ أَرْجِعُ إِلَيْهِمْ أَبَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لاَ أَخِيسُ بِالْعَهْدِ وَلاَ أَحْبِسُ الْبُرُدَ وَلَكِنِ ارْجِعْ فَإِنْ كَانَ فِى نَفْسِكَ الَّذِى فِى نَفْسِكَ الآنَ فَارْجِعْ." قَالَ فَذَهَبْتُ ثُمَّ أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْلَمْتُ.
[قَالَ بُكَيْرٌ وَأَخْبَرَنِى أَنَّ أَبَا رَافِعٍ كَانَ قِبْطِيًّا.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا كَانَ فِى ذَلِكَ الزَّمَانِ فَأَمَّا الْيَوْمَ لاَ يَصْلُحُ.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17210, D002758
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ وَهْبٍ أَخْبَرَنِى عَمْرٌو عَنْ بُكَيْرِ بْنِ الأَشَجِّ عَنِ الْحَسَنِ بْنِ عَلِىِّ بْنِ أَبِى رَافِعٍ أَنَّ أَبَا رَافِعٍ أَخْبَرَهُ قَالَ بَعَثَتْنِى قُرَيْشٌ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُلْقِىَ فِى قَلْبِىَ الإِسْلاَمُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى وَاللَّهِ لاَ أَرْجِعُ إِلَيْهِمْ أَبَدًا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"إِنِّى لاَ أَخِيسُ بِالْعَهْدِ وَلاَ أَحْبِسُ الْبُرُدَ وَلَكِنِ ارْجِعْ فَإِنْ كَانَ فِى نَفْسِكَ الَّذِى فِى نَفْسِكَ الآنَ فَارْجِعْ." قَالَ فَذَهَبْتُ ثُمَّ أَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَسْلَمْتُ.
[قَالَ بُكَيْرٌ وَأَخْبَرَنِى أَنَّ أَبَا رَافِعٍ كَانَ قِبْطِيًّا.]
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ هَذَا كَانَ فِى ذَلِكَ الزَّمَانِ فَأَمَّا الْيَوْمَ لاَ يَصْلُحُ.]
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Salih, ona Abdullah b. Vehb, ona Amr, ona Bükeyr b. Eşec, ona Hasan b. Ali b. Ebu Râfi', ona da Ebu Râfi' şöyle rivayet etmiştir:
Kureyş beni Rasulullah'a (sav) yolladı. Hz. Peygamber'i (sav) gördüğümde İslâm inancı gönlüme düşüverdi de Ya Rasulullah! Vallahi! Ben, onlara asla dönmeyeceğim dedim. Nebî (sav), "ben antlaşmayı çiğnemem! Elçiyi de alıkoymam! Ancak sen geri dön! Şimdi hissettiğini o zaman da hissedersen (bize) dön!" buyurdu. Ben de (Kureyş'e) gittim. Ardından Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelip müslüman oldum.
[(Ravi) Bükeyr, (Hasan b. Ali), bana, Ebu Râfi'nin Kıptî olduğunu bildirdi dedi. ]
[Ebû Davud şöyle demiştir: Bu (uygulama), o zamanda geçerli idi. Günümüze gelince, (bu uygulama) uygun olmaz.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 163, /639
Senetler:
1. Ebu Râfi' el-Kıbtî (Eslem)
2. Hasan b. Ali el-Kuraşî (Hasan b. Ali b. Eslem)
3. Ebu Abdullah Bükeyr b. Abdullah el-Kuraşî (Bükeyr b. Abdullah b. Eşec)
4. Amr b. Haris el-Ensarî (Amr b. Haris b. Yakub)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Yönetim, Diplomasi, Elçilik/Sefaret
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عُيَيْنَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ قَتَلَ مُعَاهِدًا فِى غَيْرِ كُنْهِهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17212, D002760
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ عُيَيْنَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى بَكْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ قَتَلَ مُعَاهِدًا فِى غَيْرِ كُنْهِهِ حَرَّمَ اللَّهُ عَلَيْهِ الْجَنَّةَ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Uyeyne b. Abdurrahman, ona babası (Abdurrahman b. Cevşen), ona da Ebu Bekre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Vakti dışında bir anlaşmalıyı öldürene Allah, cenneti haram kılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 165, /639
Senetler:
1. Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh es-Sekafî (Nüfey' b. Haris b. Kelde)
2. Abdurrahman b. Cevşen el-Ğatafani (Abdurrahman b. Cevşen)
3. Uyeyne b. Abdurrahman el-Ğatafani (Uyeyne b. Abdurrahman b. Cevşen)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17211, D002759
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ النَّمَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى الْفَيْضِ عَنْ سُلَيْمِ بْنِ عَامِرٍ - رَجُلٍ مِنْ حِمْيَرَ - قَالَ كَانَ بَيْنَ مُعَاوِيَةَ وَبَيْنَ الرُّومِ عَهْدٌ وَكَانَ يَسِيرُ نَحْوَ بِلاَدِهِمْ حَتَّى إِذَا انْقَضَى الْعَهْدُ غَزَاهُمْ فَجَاءَ رَجُلٌ عَلَى فَرَسٍ أَوْ بِرْذَوْنٍ وَهُوَ يَقُولُ اللَّهُ أَكْبَرُ اللَّهُ أَكْبَرُ وَفَاءٌ لاَ غَدْرٌ فَنَظَرُوا فَإِذَا عَمْرُو بْنُ عَبَسَةَ فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ مُعَاوِيَةُ فَسَأَلَهُ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"مَنْ كَانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ قَوْمٍ عَهْدٌ فَلاَ يَشُدُّ عُقْدَةً وَلاَ يَحُلُّهَا حَتَّى يَنْقَضِىَ أَمَدُهَا أَوْ يَنْبِذَ إِلَيْهِمْ عَلَى سَوَاءٍ." فَرَجَعَ مُعَاوِيَةُ .
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer en-Nemrî, ona Şube, ona Ebu Feyz, ona da Himyer'den bir ravi olan Süleym b. Amir şöyle rivayet etmiştir:
Muaviye ile Bizans arasında (barış) antlaşma(sı) vardı. (Muaviye) onların topraklarına doğru yola koyulmuş, antlaşma (süresi) bittiği (anda) onlara saldıracaktı! (Derken) at üzerinde -Ravilerden biri şüpheye düşüp Türk atı demiştir- bir adam çıkageldi. Allahu ekber! Allahu ekber! Ahde vefa gerekir, ihanet etmek yoktur! diyordu. (İnsanlar) baktılar da onun Amr b. Abese olduğunu gördüler! Muaviye ona sormak için kendisine (birini) yolladı. (Amr), Rasulullah'ın, "kendisi ile bir topluluk arasında antlaşma bulunan süresi bitene ya da antlaşmayı bozduğunu ilan edene dek onu ne bozsun ne de çiğnesin!' buyurduğunu işittim" dedi. (Bunun üzerine) Muaviye geri döndü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 164, /639
Senetler:
1. Ebu Nüceyh Amr b. Anbese es-Sülemî (Amr b. Anbese b. Halid b. Huzeyfe b. Amr)
2. Ebu Yahya Süleym b. Amir el-Kila'i (Süleym b. Amir)
3. Ebu Feyz Musa b. Eyyüb el-Mehri (Musa b. Eyyüb)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Söz, sözde durmak, ahde vefa
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ قَالَ مَالَ مَكْحُولٌ وَابْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ إِلَى خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ وَمِلْتُ مَعَهُمَا فَحَدَّثَنَا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ قَالَ قَالَ جُبَيْرٌ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى ذِى مِخْبَرٍ - رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - فَأَتَيْنَاهُ فَسَأَلَهُ جُبَيْرٌ عَنِ الْهُدْنَةِ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا وَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17222, D002767
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِىُّ حَدَّثَنَا عِيسَى بْنُ يُونُسَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ عَنْ حَسَّانَ بْنِ عَطِيَّةَ قَالَ مَالَ مَكْحُولٌ وَابْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ إِلَى خَالِدِ بْنِ مَعْدَانَ وَمِلْتُ مَعَهُمَا فَحَدَّثَنَا عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ قَالَ قَالَ جُبَيْرٌ انْطَلِقْ بِنَا إِلَى ذِى مِخْبَرٍ - رَجُلٌ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم - فَأَتَيْنَاهُ فَسَأَلَهُ جُبَيْرٌ عَنِ الْهُدْنَةِ فَقَالَ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ
"سَتُصَالِحُونَ الرُّومَ صُلْحًا آمِنًا وَتَغْزُونَ أَنْتُمْ وَهُمْ عَدُوًّا مِنْ وَرَائِكُمْ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Muhammed en-Nüfeyl, ona İsa b. Yunus, ona el-Evzâî (Abdurrahman b. Amr), ona da Hassan b. Atiyye şöyle demiştir: Mekhul, İbn Ebu Zekeriyya ve ben Halid b. Ma'den'e gittik. O bize Cübeyr b. Nüfeyr'den bir hadis nakletti. Halid dedi ki: Cübeyr bana; bizimle gel de Zü'l-Mihber'e gidelim, dedi. Ona geldik, Cübeyr de ona bu barıştan sordu. O da şöyle dedi:
"Rumlarla güvenilir bir barış yapacaksınız ve onlarla arkanızdaki (size saldıran) düşmanlarla savaşacaksınız."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 168, /642
Senetler:
1. Ebu Sellam Zü Mihber el-Habeşî (Zü Mihber el-Habeşi)
2. Ebu Abdurrahman Cübeyr b. Nüfeyr el-Hadramî (Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik b. Âmir)
3. Hassan b. Atiyye el-Muharibî (Hassan b. Atiyye)
4. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
5. Ebu Amr İsa b. Yunus es-Sebiî (İsa b. Yunus b. Amr b. Abdullah)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Kudâ'î (Abdullah b. Muhammed b. Ali b. Nüfeyl)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22585, D003458
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ الْجَرْجَرَائِىُّ قَالَ مَرْوَانُ الْفَزَارِىُّ أَخْبَرَنَا عَنْ يَحْيَى بْنِ أَيُّوبَ قَالَ كَانَ أَبُو زُرْعَةَ إِذَا بَايَعَ رَجُلاً خَيَّرَهُ قَالَ ثُمَّ يَقُولُ خَيِّرْنِى وَيَقُولُ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"لاَ يَفْتَرِقَنَّ اثْنَانِ إِلاَّ عَنْ تَرَاضٍ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim el-Cerceraî, ona Mervan (b. Muaviye) el-Fezârî, ona da Yahya b. Eyyüb, Babası Ebu Züra'nın alışveriş yaptığı zaman karşı tarafı muhayyer bırakır ve sen de beni muhayyer bırak, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav) şöyle haber verdiğini duydum, derdi.
"(Alışveriş yapan) İki kişi birbirlerinden razı olarak ayrılsınlar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 53, /805
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Zür'a b. Amr el-Beceli (Herim b. Amr b. Cerir b. Abdullah)
3. ibn Ebu Züra Yahya b. Eyyüb el-Ceriri (Yahya b. Eyyub b. Ebu Züra b. Amr)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Cafer Muhammed b. Hatim el-Cerceraî (Muhammed b. Hatim b. Yunus)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Ticaret, muhayyerlik
Ticaret, ticaret
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ حَدَّثَنَا حَفْصٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ أَقَالَ مُسْلِمًا أَقَالَهُ اللَّهُ عَثْرَتَهُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22588, D003460
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مَعِينٍ حَدَّثَنَا حَفْصٌ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"مَنْ أَقَالَ مُسْلِمًا أَقَالَهُ اللَّهُ عَثْرَتَهُ."
Tercemesi:
Bize Yahya b. Main, ona Hafs (b. Gıyas), ona el-A'meş, ona Ebû Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav), şöyle buyurduğunu haber vermiştir:
"Allah (cc), bir müslümana ikâle yapan kimsenin günahını affeder."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, İcâre 54, /805
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Main (Yahya b. Main b. Avn)
Konular:
Antlaşma, anlaşmalara dayalı ilişkiler
Ticaret, ticaret
Ticaret, ticari ilişkiler