Öneri Formu
Hadis Id, No:
2227, M002026
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ بْنِ قَعْنَبٍ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ - وَهُوَ ابْنُ بِلاَلٍ - عَنْ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنِ ابْنِ أَبِى رَافِعٍ قَالَ
"اسْتَخْلَفَ مَرْوَانُ أَبَا هُرَيْرَةَ عَلَى الْمَدِينَةِ وَخَرَجَ إِلَى مَكَّةَ فَصَلَّى لَنَا أَبُو هُرَيْرَةَ الْجُمُعَةَ فَقَرَأَ بَعْدَ سُورَةِ الْجُمُعَةِ فِى الرَّكْعَةِ الآخِرَةِ (إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ) - قَالَ - فَأَدْرَكْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ حِينَ انْصَرَفَ فَقُلْتُ لَهُ إِنَّكَ قَرَأْتَ بِسُورَتَيْنِ كَانَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ يَقْرَأُ بِهِمَا بِالْكُوفَةِ. فَقَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ إِنِّى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَأُ بِهِمَا يَوْمَ الْجُمُعَةِ."
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb, ona Süleyman (b. Bilal), ona Cafer (b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib), ona da babası (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali), Ubeydullah b. Ebu Râfi'in şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Mervan (kendisine vekaleten) Ebu Hureyre'yi Medine valiliğine atamış ve Mekke'ye gitmişti. Bu sebeple bize Cuma namazını Ebu Hureyre kıldırdı. Birinci rekatta okuduğu Cuma Suresi'nden sonra, ikinci rekatta Münafikûn Suresi'ni okudu. Ubeydullah (b. Ebu Râfi') şöyle demiştir: Namazdan çıktıktan sonra Ebu Hureyre'nin arkasından yetiştim ve ona namazda, Ali'nin Kufe'deyken okuduğu iki sureyi okudun dedim. Bunun üzerine Ebu Hureyre; Rasulullah'ı (sav) Cuma günü namazda bu iki sureyi okurken işitmiştim dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cumu'a 2026, /338
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
4. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
5. Ebu Muhammed Süleyman b. Bilal el-Kuraşi (Süleyman b. Bilal)
6. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Cuma Namazı, Ashabın Cuma Namazında Okuduğu Sureler
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma Namazı, cuma namazında hangi sureler okunur
Cuma namazı, Hz. Peygamber'in okuduğu sureler
KTB, CUMA
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2229, M002027
Hadis:
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَأَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ ح
وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ - يَعْنِى الدَّرَاوَرْدِىَّ - كِلاَهُمَا عَنْ جَعْفَرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ قَالَ اسْتَخْلَفَ مَرْوَانُ أَبَا هُرَيْرَةَ. بِمِثْلِهِ غَيْرَ "أَنَّ فِى رِوَايَةِ حَاتِمٍ فَقَرَأَ بِسُورَةِ الْجُمُعَةِ فِى السَّجْدَةِ الأُولَى وَفِى الآخِرَةِ (إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ)." وَرِوَايَةُ عَبْدِ الْعَزِيزِ مِثْلُ حَدِيثِ سُلَيْمَانَ بْنِ بِلاَلٍ.
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, o ikisine Hâtim b. İsmail (T);
Bize Kuteybe (b. Said), ona Abdülaziz ed-Derâverdî, onlara Cafer (b. Muhammed), ona babası (Muhammed el-Bakır), ona da Ubeydullah b. Ebu Râfi'; Mervân, Ebu Hureyre'yi kendi yerine bıraktı demiş ve bir önceki hadisin bir benzerini nakletmiştir. Hatim'in rivayetinde ise; "birinci rekatta Cuma suresini, son rekatta ise Münâfikun suresini okudu ibaresi vardır."
Abdülaziz'in rivayeti ise Süleyman b. Bilal'ın hadis gibidir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cumu'a 2027, /338
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Muhammed el-Bakır (Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali)
4. Ebu Abdullah Cafer es-Sâdık (Cafer b. Muhammed b. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
5. Ebu Muhammed Abdülaziz b. Muhammed ed-Derâverdî (Abdülaziz b. Muhammed b. Ubeyd b. Ebu Ubeyd)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
KTB, CUMA
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3833, M002312
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ مُحَمَّدٍ الْجَرْمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ أَبْجَرَ الْكِنَانِىُّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ طَلْحَةَ بْنِ مُصَرِّفٍ عَنْ خَيْثَمَةَ قَالَ كُنَّا جُلُوسًا مَعَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو إِذْ جَاءَهُ قَهْرَمَانٌ لَهُ فَدَخَلَ فَقَالَ أَعْطَيْتَ الرَّقِيقَ قُوتَهُمْ قَالَ لاَ. قَالَ فَانْطَلِقْ فَأَعْطِهِمْ. قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"كَفَى بِالْمَرْءِ إِثْمًا أَنْ يَحْبِسَ عَمَّنْ يَمْلِكُ قُوتَهُ."
Tercemesi:
Bize Said b. Muhammed el-Cermî, ona Abdurrahmân b. Abdülmelik b. Ebcer el-Kinâni, ona babası, ona Tâlha b. Musarrif', ona Hayseme şöyle rivayet etti: Abdullah b. Amr ile oturuyorduk. Aniden ona bir vekîl-i harcı gelerek içeri girdi, Abdullah ona; kölelerin yiyeceklerini verdin mi? diye sordu. Vekil; hayır cevabını verdi. Abdullah; öyle ise git de onlara yiyeceklerini ver. (Zira) Rasulullah (sav); "bir kimseye günah namına sahibi bulunduğu kimselerin yiyeceğini vermemesi yeter" buyurdu dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Zekât 2312, /388
Senetler:
()
Konular:
Haklar, İşçi hakları
Köle, cariyelere iyi davranmak
Köle, kölelik, cariyelik hukuku.
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15776, M003697
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى قَالَ قَرَأْتُ عَلَى مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ يَزِيدَ مَوْلَى الأَسْوَدِ بْنِ سُفْيَانَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ قَيْسٍ أَنَّ أَبَا عَمْرِو بْنَ حَفْصٍ طَلَّقَهَا الْبَتَّةَ وَهُوَ غَائِبٌ فَأَرْسَلَ إِلَيْهَا وَكِيلُهُ بِشَعِيرٍ فَسَخِطَتْهُ فَقَالَ وَاللَّهِ مَا لَكِ عَلَيْنَا مِنْ شَىْءٍ. فَجَاءَتْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَذَكَرَتْ ذَلِكَ لَهُ فَقَالَ
"لَيْسَ لَكِ عَلَيْهِ نَفَقَةٌ." فَأَمَرَهَا أَنْ تَعْتَدَّ فِى بَيْتِ أُمِّ شَرِيكٍ ثُمَّ قَالَ
"تِلْكَ امْرَأَةٌ يَغْشَاهَا أَصْحَابِى اعْتَدِّى عِنْدَ ابْنِ أُمِّ مَكْتُومٍ فَإِنَّهُ رَجُلٌ أَعْمَى تَضَعِينَ ثِيَابَكِ فَإِذَا حَلَلْتِ فَآذِنِينِى." قَالَتْ فَلَمَّا حَلَلْتُ ذَكَرْتُ لَهُ أَنَّ مُعَاوِيَةَ بْنَ أَبِى سُفْيَانَ وَأَبَا جَهْمٍ خَطَبَانِى. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَمَّا أَبُو جَهْمٍ فَلاَ يَضَعُ عَصَاهُ عَنْ عَاتَقِهِ وَأَمَّا مُعَاوِيَةُ فَصُعْلُوكٌ لاَ مَالَ لَهُ انْكِحِى أُسَامَةَ بْنَ زَيْدٍ." فَكَرِهْتُهُ ثُمَّ قَالَ
"انْكِحِى أُسَامَةَ." فَنَكَحْتُهُ فَجَعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا وَاغْتَبَطْت.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona Esved b. Süfyan'ın azadlısı Abdullah b. Yezid, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Fatıma bt. Kays şöyle rivayet etti: Ebu Amr b. Hafs Fatıma'yı gıyaben talâkı bâinle boşamış da vekili ona arpa göndermiş. Fatıma buna razı olmamış. Fakat Ebu Amr'ın vekili; vallahi seni bizde bir hakkın yoktur demiş. Bunun üzerine Fatıma, Rasulullah'a (sav) gelerek bu meseleyi ona anlatmış. Peygamber (sav); "senin onda nafaka hakkın yoktur" buyurmuş ve iddetini Ümmü Şerîk'in evinde geçirmesini emretmiş. Sonra; "Ümmü Şerik ashabımın daima ziyaretine gittikleri bir kadındır. Sen İbn Ummi Mektûm'un yanında iddet bekle, çünkü o a'mâ bir adamdır. (Yanında) çarşafını atabilirsin! (Nikâh için) helâl olduğun zaman bana bildir" buyurdu. Fatıma şunları söylemiş: (Nikâha) helâl olduğum vakit kendilerine, Muaviye b. Ebu Süfyan ile Ebu Cehm'in beni istediklerini söyledim. Rasulullah (sav) şöyle buyurdular:
"Ebu Cehm sopasını boynundan bırakmaz; Muaviye'ye gelince, o da yoksuldur, hiç malı yoktur. Sen Üsame b. Zeyd ile evlen!" Ben buna razı olmadım. Sonra (tekrar); "sen Üsame b. Zeyd ile evlen" buyurdular. Bunun üzerine onunla evlendim. Allah onda hayır halk etti; ben de gıpta ettim!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Talak 3697, /607
Senetler:
()
Konular:
Nafaka, üç talakla boşanmış kadının mesken ve nafaka hakkı
VEKALET
Vekil, VekaletYerine Vekil tayin etme