274 Kayıt Bulundu.
Bize İbn Ebu Esved, ona Mu’temir, ona Halife, ona Mu’temir, ona da babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Enes şöyle demiştir: "Kurayza ve Nadir (oğulları yurdu) fethedilinceye kadar, (Ensar'dan bazı kişiler) hurma ağaçlarının Hz. Peygamber'in (sav) istifadesine tahsis etmişti. Sonrasında benim ailem de bana Hz. Nebi'ye (sav) gitmemi ve vaktiyle Hz. Peygamber'e (sav) vermiş oldukları hurma ağaçlarının tamamını veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Hz. Peygamber (sav) ise bu ağaçları Ümmü Eymen'e vermişti. Tam bu sırada Ümmü Eymen çıkageldi. (Öfkesinin şiddetinden) elbiseyi boynuma dolayarak (hurma ağaçlarının mülkiyetinin kendisine verilmiş olduğunu zannettiğinden) 'Olmaz! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, Peygamber (sav) onları bana vermişken size geri vermez' demeye ya da buna benzer bir söz söylemeye başladı. Bunun üzerine Nebi (sav) ona 'Sana şu kadar (verilsin)' diyor Ümmü Eymen de 'Olmaz vallahi' diyordu. Nihayet Peygamber (sav), Ümmü Eymen'e (razı olacağı kadar) verdi." [Ravi Süleyman b. Tarhan der ki: Zannediyorum, Enes “on mislini verdi” dedi ya da buna benzer bir şey söyledi.]
Bana Malik, ona Davud b. Husayn, ona Ebu Gatafân b. Tarîf el-Mirrî, ona da Ömer b. Hattab şöyle demiştir: Bir kimse akrabasına ya da herhangi bir şekilde birine bağışta bulunsa, yapmış olduğu bu hibeden dönemez. Bir kimse de karşılık bekleyerek bir hibede bulunsa, o kimse beklediği karşılığı alamazsa hibesinden dönebilir. Yahya der ki: Ben Malik'in şöyle dediğini duydum: Bizdeki hüküm ittifakla şöyledir: Karşılık beklenerek yapılan hibe, hibe edilenin yanında bir fazlalık ya da eksiklik gibi bir değişikliğe uğrarsa, hibe edilenin, hibe edene hibeyi teslim aldığı günkü kıymetini vermesi gerekir. Hibeden Cayma Babı: Yahya der ki: Ben Malik'in şöyle dediğini duydum: Bizde ittifak edilen hüküm şöyledir: Bir kimse oğluna bir sadaka verse, oğlu da o sadakayı teslim alsa, ya da çocuk, baba ocağında olup babası ona sadaka verdiğine şahit getirse, sadaka verenin sadakadan cayma hakkı yoktur. Çünkü kişi, verdiği sadakadan dönemez. Yahya der ki: Ben Malik'in şöyle dediğini duydum: Bizde ittifak edilen hüküm şöyledir: Bir kimse, çocuğuna bir bağışta bulunur ya da sadakanın dışında bir hediye verirse, hediyesinden cayabilir. Ancak çocuk bazı kişilerin kendisine, babasının vermiş olduğu bu hediyeye güvenerek borç verdiklerini ortaya koyarsa, borçların varlığı söz konusu olduktan sonra, babanın vermiş olduğu hediyeden cayma hakkı yoktur. Aynı şekilde baba, oğluna veya kızına bir hediye verir de bir kadın, bu adamın oğlu ile, zenginliğinden ve babasının ona vermiş olduğu hediyeden dolayı evlenirse ve baba da yaptığı hibeden caymak isterse; veya bir adam, babasının hediye verdiği bir kızla kadının zenginliğinden ve babasının yaptığı bağıştan dolayı mihrini yüksek tutarak evlenirse, baba da “ben bu hibeden vazgeçiyorum” derse, babanın oğluna ve kızına verdiği hediyeden cayma hakkı yoktur.
Bize İbn Ebu Esved, ona Mu’temir, ona Halife, ona Mu’temir, ona da babası (Süleyman b. Tarhân), ona da Enes şöyle demiştir: "Kurayza ve Nadir (oğulları yurdu) fethedilinceye kadar, (Ensar'dan bazı kişiler) hurma ağaçlarının Hz. Peygamber'in (sav) istifadesine tahsis etmişti. Sonrasında benim ailem de bana Hz. Nebi'ye (sav) gitmemi ve vaktiyle Hz. Peygamber'e (sav) vermiş oldukları hurma ağaçlarının tamamını veya bir kısmını geri istememi emrettiler. Hz. Peygamber (sav) ise bu ağaçları Ümmü Eymen'e vermişti. Tam bu sırada Ümmü Eymen çıkageldi. (Öfkesinin şiddetinden) elbiseyi boynuma dolayarak (hurma ağaçlarının mülkiyetinin kendisine verilmiş olduğunu zannettiğinden) 'Olmaz! Kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a yemin ederim ki, Peygamber (sav) onları bana vermişken size geri vermez' demeye ya da buna benzer bir söz söylemeye başladı. Bunun üzerine Nebi (sav) ona 'Sana şu kadar (verilsin)' diyor Ümmü Eymen de 'Olmaz vallahi' diyordu. Nihayet Peygamber (sav), Ümmü Eymen'e (razı olacağı kadar) verdi." [Ravi Süleyman b. Tarhan der ki: Zannediyorum, Enes “on mislini verdi” dedi ya da buna benzer bir şey söyledi.]
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir