310 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle söylemiştir: Ben (bir gün) İbn Mesud'a geldim. O dedi ki; Kureyş kavmi İslam'a girmekte gecikti. Hz. Peygamber (sav) onlara beddua etti. Bunun üzerine onları bir kıtlık yakaladı ki, neredeyse helak olacaklardı. Ölü hayvan etlerini ve kemikleri yediler. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelerek, 'Yâ Muhammed, sen akrabayla ilgilenmeyi (sıla-i rahim) emrediyorsun. Senin kavmin helak oluyor. Artık Allah'a dua et', dedi. Rasulullah veya İbn Mesud, 'Şimdi sen, göğün, insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.' (Duhân, 44/10) ayetini okudu. Sonra Kureyş yine küfre döndü. Bu (küfre dönüşün cezası da) Yüce Allah'ın şu sözüdür: 'Onları o en şiddetli bir şekilde yakalayacağımız günü hatırla.' (Duhân, 44/16). Bu gün, Bedir günüdür. Buhârî dedi; Esbât, Mansûr tarikiyle şu ziyadede bulunmuştur: Rasulullah (sav) dua etti. Bunun üzerine onlara yağmur yağdırıldı. Yedi gün iyice ıslandılar. Ondan sonra insanlar yağmurun çok yağmasından şikayet ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Allah'ım! Etrafımıza yağdır; üzerimize değil" diye dua etti ve başının üstünden bulut gitti, onların çevrelerindeki insanlara yağmur yağdırıldı.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Esbât b. Nasr arasında inkita vardır.
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle söylemiştir: Ben (bir gün) İbn Mesud'a geldim. O dedi ki; Kureyş kavmi İslam'a girmekte gecikti. Hz. Peygamber (sav) onlara beddua etti. Bunun üzerine onları bir kıtlık yakaladı ki, neredeyse helak olacaklardı. Ölü hayvan etlerini ve kemikleri yediler. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelerek, 'Yâ Muhammed, sen akrabayla ilgilenmeyi (sıla-i rahim) emrediyorsun. Senin kavmin helak oluyor. Artık Allah'a dua et', dedi. Rasulullah veya İbn Mesud, 'Şimdi sen, göğün, insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.' (Duhân, 44/10) ayetini okudu. Sonra Kureyş yine küfre döndü. Bu (küfre dönüşün cezası da) Yüce Allah'ın şu sözüdür: 'Onları o en şiddetli bir şekilde yakalayacağımız günü hatırla.' (Duhân, 44/16). Bu gün, Bedir günüdür. Buhârî dedi; Esbât, Mansûr tarikiyle şu ziyadede bulunmuştur: Rasulullah (sav) dua etti. Bunun üzerine onlara yağmur yağdırıldı. Yedi gün iyice ıslandılar. Ondan sonra insanlar yağmurun çok yağmasından şikayet ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Allah'ım! Etrafımıza yağdır; üzerimize değil" diye dua etti ve başının üstünden bulut gitti, onların çevrelerindeki insanlara yağmur yağdırıldı.
Bize Affân ve Behz, onlara Hemmâm, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik demiştir: "Bir adam, Rasulullah’a (sav) geldi. O sırada Rasulullah (sav.) minberde bulunuyordu. Adam 'Ey Allah’ın Rasulü! Bize yağmur vermesi için Allah’a dua etseniz' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) dua etti. Gökyüzünde tek bir bulut parçası (قَزَعَةً) dahi görmüyorduk ama sonra bir yağmura tutulduk, dinmek bilmedi. Bir sonraki Cuma, aynı adam —yahut başka biri— kalktı ve 'Ey Allah’ın Rasulü! Allah’a dua etseniz de bu yağmuru bizim üzerimizden kaldırsa' dedi. Rasulullah (sav) tekrar dua etti. Ben bulutlara bakmaya başladım, bir sağa bir sola doğra açılıp, dağıldı. Bulutların ortasından tek bir yağmur damlası bile düşmedi."
Bize Muhammed b. Kesir, ona Süfyân, ona Mansur ve A'meş, onlara Ebu Duhâ, ona da Mesrûk şöyle söylemiştir: Ben (bir gün) İbn Mesud'a geldim. O dedi ki; Kureyş kavmi İslam'a girmekte gecikti. Hz. Peygamber (sav) onlara beddua etti. Bunun üzerine onları bir kıtlık yakaladı ki, neredeyse helak olacaklardı. Ölü hayvan etlerini ve kemikleri yediler. Bunun üzerine Ebu Süfyân, Hz. Peygamber'in (sav) yanına gelerek, 'Yâ Muhammed, sen akrabayla ilgilenmeyi (sıla-i rahim) emrediyorsun. Senin kavmin helak oluyor. Artık Allah'a dua et', dedi. Rasulullah veya İbn Mesud, 'Şimdi sen, göğün, insanları bürüyecek açık bir duman çıkaracağı günü gözetle.' (Duhân, 44/10) ayetini okudu. Sonra Kureyş yine küfre döndü. Bu (küfre dönüşün cezası da) Yüce Allah'ın şu sözüdür: 'Onları o en şiddetli bir şekilde yakalayacağımız günü hatırla.' (Duhân, 44/16). Bu gün, Bedir günüdür. Buhârî dedi; Esbât, Mansûr tarikiyle şu ziyadede bulunmuştur: Rasulullah (sav) dua etti. Bunun üzerine onlara yağmur yağdırıldı. Yedi gün iyice ıslandılar. Ondan sonra insanlar yağmurun çok yağmasından şikayet ettiler. Bunun üzerine Rasulullah (sav), "Allah'ım! Etrafımıza yağdır; üzerimize değil" diye dua etti ve başının üstünden bulut gitti, onların çevrelerindeki insanlara yağmur yağdırıldı.
Bana Üveysî, ona Muhammed b. Cafer, ona Yahya b. Said ile Şerik, onlara da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'den şöyle rivayette bulunmuştur: "Hz. Peygamber (sav), koltuk altlarının beyazını görebileceğim şekilde, ellerini kaldırarak dua etti."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Abdülaziz b. Abdullah arasında inkita vardır.
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona Abbad b. Temîm, ona da Abdullah b. Zeyd şöyle demiştir: "Peygamber (sav) mihraba çıktı ve yağmur duası yaptı; ardından kıbleye yönelip cübbesini ters çevirdi ve iki rekat namaz kıldırdı." [Ebu Abdullah (el-Buhârî) der ki: İbn Uyeyne, bu hadisin ravisinin, ezan sahibi (ezanı ilk bildiren Abdullah b. Zeyd) olduğunu söylerdi. Ancak bu bir vehimdir (yanılgıdır). Çünkü bu yağmur duası hadisinin ravisi olan Abdullah b. Zeyd b. Âsım el-Mâzinî, Ensar'ın Mâzinî kabilesine mensuptur.]
Bize İsa b. Hammad, ona Leys, ona Said el-Makburî, ona da Şerik b. Abdullah'ın rivayet ettiğine göre Şerik b. Abdullah, Enes b. Malik'in şöyle dediğini duyduğunu rivayet etmiştir: "Bizler cuma günü mescitte idik. Rasulullah (sav) hutbe irat ediyordu. Derken bir adam ayağa kalktı ve 'Ya Rasulallah! Yollarda hiçbir hareket yok. Hayvanlar helak oldu. Memlekette kuraklık baş gösterdi. Allah'a dua etsen de bizlere yağmur yağdırsa!' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) yüzü hizasına kadar ellerini kaldırdı ve Allah'ım! Bize yağmur yağdır.' diye dua etti. Vallahi Rasulullah (sav) daha minberden inmemişti ki üzerimize bol bol yağmur yağdı. O gün, ertesi cuma gününe kadar üzerimize yağmur yağdı. (Ertesi cuma yine) bir adam ayağa kalktı. Bilemiyorum. Acaba bu adam, Rasulullah'a (sav) 'Ya Rasulallah! Bizim için yağmur duası etsen!' diyen adamla aynı kişi miydi yoksa değil miydi? Adam (bu sefer de) 'Ya Rasulallah! Aşırı yağışlardan dolayı yollar geçilmez, hayvanlar helak oldu. Allah'a dua etsen de bizim için yağmuru durdursa?' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah'ım! Çevremize yağdır, üzerimize yağdırma. Dağlara ve ağaçlık alanlara yağdır' diye dua etti. Vallahi Rasulullah (sav) bu şekilde dua eder etmez bulutlar dağılıp gitti. Öyle ki tek bir bulut dahi göremez olduk."