Öneri Formu
Hadis Id, No:
15267, T000953
Hadis:
حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى عُمَرَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَيُّوبَ السَّخْتِيَانِىِّ وَابْنِ أَبِى نَجِيحٍ وَحُمَيْدٍ الأَعْرَجِ وَعَبْدِ الْكَرِيمِ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَرَّ بِهِ وَهُوَ بِالْحُدَيْبِيَةِ قَبْلَ أَنْ يَدْخُلَ مَكَّةَ وَهُوَ مُحْرِمٌ وَهُوَ يُوقِدُ تَحْتَ قِدْرٍ وَالْقَمْلُ يَتَهَافَتُ عَلَى وَجْهِهِ فَقَالَ « أَتُؤْذِيكَ هَوَامُّكَ هَذِهِ » . فَقَالَ نَعَمْ . فَقَالَ « احْلِقْ وَأَطْعِمْ فَرَقًا بَيْنَ سِتَّةِ مَسَاكِينَ » . وَالْفَرَقُ ثَلاَثَةُ آصُعٍ « أَوْ صُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ أَوِ انْسُكْ نَسِيكَةً » . قَالَ ابْنُ أَبِى نَجِيحٍ « أَوِ اذْبَحْ شَاةً » . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . وَالْعَمَلُ عَلَيْهِ عِنْدَ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمْ أَنَّ الْمُحْرِمَ إِذَا حَلَقَ رَأْسَهُ أَوْ لَبِسَ مِنَ الثِّيَابِ مَا لاَ يَنْبَغِى لَهُ أَنْ يَلْبَسَ فِى إِحْرَامِهِ أَوْ تَطَيَّبَ فَعَلَيْهِ الْكَفَّارَةُ بِمِثْلِ مَا رُوِىَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyûb es-Sahtiyânî, İbn Ebu Necih, Humeyd el-A‘rec, ve Abdülkerim, onlara Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre’nin rivayet ettiğine göre Hudeybiye’de iken ve Mekke’ye girmeden önce ihramlı olduğu halde, Nebi (sav) yanından geçmişti. O sırada bir tencerenin altında ateş yakıyor, bitler de yüzü üzerine dökülüyordu. Rasulullah (sav): “Senin (başındaki) bu haşeratın seni rahatsız ediyor mu?” buyurdu. Ka‘b: Evet deyince, Rasulullah (sav): “Tıraş ol ve altı yoksula bir ferak yedir.” Bir ferak ise üç sa’dır. “Yahut üç gün oruç tut ya da bir kurban kes.”
İbn Ebu Necih rivayetinde: “Yahut bir koyun kes” demiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Nebi (sav) ashabı ve başkaları arasındaki kimi ilim ehline göre uygulama buna göredir. İhramlı bir kimse saçlarını tıraş etse yahut ihramlı iken giymemesi gereken elbiseleri giyinse ya da hoş koku sürünse, Nebi’den (sav) rivayet edildiği gibi ona keffaret düşer.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 107, 3/288
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
KTB, HAC, UMRE
Umre, esnasında uyulacak kurallar
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ خَلَفٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ وَرْقَاءَ عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ وَقَمْلُهُ يَسْقُطُ عَلَى وَجْهِهِ فَقَالَ « أَيُؤْذِيكَ هَوَامُّكَ » . قَالَ نَعَمْ . فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَحْلِقَ وَهْوَ بِالْحُدَيْبِيَةِ ، لَمْ يُبَيِّنْ لَهُمْ أَنَّهُمْ يَحِلُّونَ بِهَا ، وَهُمْ عَلَى طَمَعٍ أَنْ يَدْخُلُوا مَكَّةَ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ الْفِدْيَةَ ، فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُطْعِمَ فَرَقًا بَيْنَ سِتَّةِ مَسَاكِينَ ، أَوْ يُهْدِىَ شَاةً ، أَوْ يَصُومَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32013, B004159
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ خَلَفٍ قَالَ حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ وَرْقَاءَ عَنِ ابْنِ أَبِى نَجِيحٍ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم رَآهُ وَقَمْلُهُ يَسْقُطُ عَلَى وَجْهِهِ فَقَالَ « أَيُؤْذِيكَ هَوَامُّكَ » . قَالَ نَعَمْ . فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يَحْلِقَ وَهْوَ بِالْحُدَيْبِيَةِ ، لَمْ يُبَيِّنْ لَهُمْ أَنَّهُمْ يَحِلُّونَ بِهَا ، وَهُمْ عَلَى طَمَعٍ أَنْ يَدْخُلُوا مَكَّةَ ، فَأَنْزَلَ اللَّهُ الْفِدْيَةَ ، فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ يُطْعِمَ فَرَقًا بَيْنَ سِتَّةِ مَسَاكِينَ ، أَوْ يُهْدِىَ شَاةً ، أَوْ يَصُومَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ .
Tercemesi:
Bize Hasen b. Halef, ona İshak b. Yusuf, ona Ebu Bişr ve Verka, onlara İbn Ebu Necîh, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre’nin rivâyet ettiğine göre Rasulullah (sav) kendisini bitleri yüzünün üzerine dökülürken görmüş ve: “Bu haşerelerin seni rahatsız etmiyor mu?” diye sormuş. Ka‘b: Ediyor deyince, Rasulullah (sav) kendisine saçlarını tıraş etmesini emretmişti. Bu, kendisi Hudeybiye’de iken olmuştu. Ayrıca kendileri Mekke’ye girmeyi ümit ettikleri bir zamanda ve Hudeybiye’de ihramdan çıkacaklarını henüz açıklamamış iken olmuştu. Allah daha sonra bu gibi durumlar için fidye hükmünü indirdi. Bundan dolayı Rasulullah (sav) kendisine ya altı yoksula bir ferak buğdayı yesinler diye vermesini yahut da bir koyun kurban etmesini ya da üç gün oruç tutmasını emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 35, 2/85
Senetler:
1. Ka'b b. Ucre el-Ensarî (Ka'b b. Ucre)
2. Ebu İsa Abdurrahman b. Ebu Leyla el-Ensarî (Abdurrahman b. Yesar b. Bilal b. Büleyl b. Uhayha)
3. Ebu Haccac Mücahid b. Cebr el-Kuraşî (Mücahid b. Cebr)
4. Abdullah b. Ebu Necih es-Sekafi (Abdullah b. Yesar)
5. Ebu Bişr Verkâ b. Ömer el-Yeşkürî (Verkâ b. Ömer b. Küleyb)
6. Ebu Muhammed İshak b. Yusuf el-Ezrak (İshak b. Yusuf b. Mirdas)
7. Hasan b. Halef el-İstirabazi (Hasan b. Halef b. Süleyman)
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Siyer, Hudeybiye Günü
Umre, esnasında uyulacak kurallar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36078, MU000862
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ عُمَرَ بْنَ الْخَطَّابِ وَعَلِىَّ بْنَ أَبِى طَالِبٍ وَأَبَا هُرَيْرَةَ سُئِلُوا عَنْ رَجُلٍ أَصَابَ أَهْلَهُ وَهُوَ مُحْرِمٌ بِالْحَجِّ فَقَالُوا يَنْفُذَانِ يَمْضِيَانِ لِوَجْهِهِمَا حَتَّى يَقْضِيَا حَجَّهُمَا ثُمَّ عَلَيْهِمَا حَجُّ قَابِلٍ وَالْهَدْىُ . قَالَ وَقَالَ عَلِىُّ بْنُ أَبِى طَالِبٍ وَإِذَا أَهَلاَّ بِالْحَجِّ مِنْ عَامٍ قَابِلٍ تَفَرَّقَا حَتَّى يَقْضِيَا حَجَّهُمَا .
Tercemesi:
Bana Yahya, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre kendisine Ömer b. el-Hattâb’a, Ali b. Ebu Talib’e ve Ebu Hureyre’ye hac niyetiyle ihrama girmiş bir kimsenin eşine yaklaşmasına dair soru sorulması üzerine şu cevabı verdikleri haberi ulaşmıştır: Onlar haclarını tamamlayıncaya kadar oldukları gibi devam ederler. Bundan sonra ise ertesi sene hac etmek ve kurban kesmekle yükümlüdürler. (Ravi) dedi ki: Ayrıca Ali b. Ebu Talib de şöyle demiştir: Ertesi sene hac etmek niyetiyle ihrama girecek olurlarsa haclarını tamamlayıncaya kadar birbirlerinden ayrı dururlar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 862, 1/138
Senetler:
()
Konular:
Hac, esnasında uyulacak kurallar
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36079, MU000863
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ أَنَّهُ سَمِعَ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ مَا تَرَوْنَ فِى رَجُلٍ وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ وَهُوَ مُحْرِمٌ فَلَمْ يَقُلْ لَهُ الْقَوْمُ شَيْئًا فَقَالَ سَعِيدٌ إِنَّ رَجُلاً وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ وَهُوَ مُحْرِمٌ فَبَعَثَ إِلَى الْمَدِينَةِ يَسْأَلُ عَنْ ذَلِكَ فَقَالَ بَعْضُ النَّاسِ يُفَرَّقُ بَيْنَهُمَا إِلَى عَامٍ قَابِلٍ . فَقَالَ سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ لِيَنْفُذَا لِوَجْهِهِمَا فَلْيُتِمَّا حَجَّهُمَا الَّذِى أَفْسَدَاهُ فَإِذَا فَرَغَا رَجَعَا فَإِنْ أَدْرَكَهُمَا حَجٌّ قَابِلٌ فَعَلَيْهِمَا الْحَجُّ وَالْهَدْىُ وَيُهِلاَّنِ مِنْ حَيْثُ أَهَلاَّ بِحَجِّهِمَا الَّذِى أَفْسَدَاهُ . وَيَتَفَرَّقَانِ حَتَّى يَقْضِيَا حَجَّهُمَا . قَالَ مَالِكٌ يُهْدِيَانِ جَمِيعًا بَدَنَةً بَدَنَةً . قَالَ مَالِكٌ فِى رَجُلٍ وَقَعَ بِامْرَأَتِهِ فِى الْحَجِّ مَا بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَنْ يَدْفَعَ مِنْ عَرَفَةَ وَيَرْمِىَ الْجَمْرَةَ إِنَّهُ يَجِبُ عَلَيْهِ الْهَدْىُ وَحَجُّ قَابِلٍ قَالَ فَإِنْ كَانَتْ إِصَابَتُهُ أَهْلَهُ بَعْدَ رَمْىِ الْجَمْرَةِ فَإِنَّمَا عَلَيْهِ أَنْ يَعْتَمِرَ وَيُهْدِىَ وَلَيْسَ عَلَيْهِ حَجُّ قَابِلٍ . قَالَ مَالِكٌ وَالَّذِى يُفْسِدُ الْحَجَّ أَوِ الْعُمْرَةَ حَتَّى يَجِبَ عَلَيْهِ فِى ذَلِكَ الْهَدْىُ فِى الْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ الْتِقَاءُ الْخِتَانَيْنِ وَإِنْ لَمْ يَكُنْ مَاءٌ دَافِقٌ . قَالَ وَيُوجِبُ ذَلِكَ أَيْضًا الْمَاءُ الدَّافِقُ إِذَا كَانَ مِنْ مُبَاشَرَةٍ فَأَمَّا رَجُلٌ ذَكَرَ شَيْئًا حَتَّى خَرَجَ مِنْهُ مَاءٌ دَافِقٌ فَلاَ أَرَى عَلَيْهِ شَيْئًا وَلَوْ أَنَّ رَجُلاً قَبَّلَ امْرَأَتَهُ وَلَمْ يَكُنْ مِنْ ذَلِكَ مَاءٌ دَافِقٌ لَمْ يَكُنْ عَلَيْهِ فِى الْقُبْلَةِ إِلاَّ الْهَدْىُ وَلَيْسَ عَلَى الْمَرْأَةِ الَّتِى يُصِيبُهَا زَوْجُهَا وَهِىَ مُحْرِمَةٌ مِرَارًا فِى الْحَجِّ أَوِ الْعُمْرَةِ وَهِىَ لَهُ فِى ذَلِكَ مُطَاوِعَةٌ إِلاَّ الْهَدْىُ وَحَجُّ قَابِلٍ إِنْ أَصَابَهَا فِى الْحَجِّ وَإِنْ كَانَ أَصَابَهَا فِى الْعُمْرَةِ فَإِنَّمَا عَلَيْهَا قَضَاءُ الْعُمْرَةِ الَّتِى أَفْسَدَتْ وَالْهَدْىُ .
Tercemesi:
O (Yahya b. Yahya) bana, ona Mâlik, ona Yahya b. Saîd’in rivayet ettiğine göre Saîd b. el-Müseyyeb’i şöyle derken dinlemiştir: İhramlı olduğu halde eşi ile birlikte bir araya gelen kişi hakkındaki görüşünüz nedir? dedi. Huzurunda bulunanlardan kimse ona bir şey demedi. Saîd dedi ki: Bir kişi ihramlı olduğu halde hanımı ile beraber oldu. Medine’ye bunu hükmünü sormak üzere birisini gönderdi. Bazıları, ertesi seneye kadar onlar birbirlerinden ayrı tutulur dedi. Saîd b. el-Müseyyeb de dedi ki: Onlar oldukları gibi devam etsinler ve ifsad ettikleri haclarını tamamlasınlar. Haclarını bitirdikten sonra geri dönerler. Ertesi sene hac vaktine erişirlerse, onlara hac etmek ve kurban kesmek icab eder. İfsad ettikleri hac için nereden ihrama girmişlerse oradan ihrama girerler ve haclarını tamamlayıncaya kadar ayrı kalırlar.
Mâlik dedi ki: Her biri, birer büyük baş kurban keserler.
Mâlik, hac esansında Arafat’tan ayrılıp cemreye taş atmadan önce eşi ile bir araya gelen adam hakkında bir kurban kesmesi ve ertesi senede hac etmesi icab ettiğini söylemiştir. Eğer eşine yaklaşması Akabe cemresine taş atmasından sonra olmuşsa ona bir umre yapmak ve kurban kesmek gerekir, ertesi sene hac etmek yükümlülüğü yoktur.
Mâlik dedi ki: Hacda yahut umrede kendisine kurban kesmesini gerektirecek şekilde haccı ve umreyi ifsad etmesine sebep olan hal ise iki sünnet yerinin bir araya gelmesidir, meni gelmese dahi.
(Mâlik) dedi ki: Tenlerinin birbirlerine değmesinden ötürü meni gelecek olursa aynı şey gerekir. Fakat bir erkek, menisi gelinceye kadar bir şeyler hatırlayacak olursa ona bir şey düşeceği görüşünde değilim. Bir erkek, hanımını öpmekle birlikte menisi akmayacak olursa öpmekten ötürü ona sadece bir kurban kesmek düşer. İhramlı olduğu halde hac ya da umre esnasında kendisinin de karşı çıkmaması ile birlikte kocasının kendisi ile defalarca cima ettiği bir kadına yalnızca kurban ve ertesi sene hac mevsimine yetişmesi halinde hac etmek düşer. Eğer umre ihramında iken kocası ona yaklaşmışsa ona sadece ifsad ettiği umreyi kaza etmek ve kurban kesmek gerekir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 863, 1/138
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, İhram, yasaklarını ihlâlin sonuçları
Hac, İhramlıya Yasak Olan Şeyler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36084, MU000868
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ سَمِعَ رَبِيعَةَ بْنَ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ يَقُولُ فِى ذَلِكَ مِثْلَ قَوْلِ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ . قَالَ مَالِكٌ وَذَلِكَ أَحَبُّ مَا سَمِعْتُ إِلَىَّ فِى ذَلِكَ . وَسُئِلَ مَالِكٌ عَنْ رَجُلٍ نَسِىَ الإِفَاضَةَ حَتَّى خَرَجَ مِنْ مَكَّةَ وَرَجَعَ إِلَى بِلاَدِهِ فَقَالَ أَرَى إِنْ لَمْ يَكُنْ أَصَابَ النِّسَاءَ فَلْيَرْجِعْ فَلْيُفِضْ وَإِنْ كَانَ أَصَابَ النِّسَاءَ فَلْيَرْجِعْ فَلْيُفِضْ ثُمَّ لِيَعْتَمِرْ وَلْيُهْدِ وَلاَ يَنْبَغِى لَهُ أَنْ يَشْتَرِىَ هَدْيَهُ مِنْ مَكَّةَ وَيَنْحَرَهُ بِهَا وَلَكِنْ إِنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَهُ مَعَهُ مِنْ حَيْثُ اعْتَمَرَ فَلْيَشْتَرِهِ بِمَكَّةَ ثُمَّ لِيُخْرِجْهُ إِلَى الْحِلِّ فَلْيَسُقْهُ مِنْهُ إِلَى مَكَّةَ ثُمَّ يَنْحَرُهُ بِهَا .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik’in rivayet ettiğine göre o, Rabia b. Ebu Abdurrahman’ı bu hususta tıpkı İkrime’nin İbn Abbas’tan rivayetinde belirtildiği gibi kanaat belirttiğini işitmiştir.
Mâlik dedi ki: Bu ise benim bu hususta işittiklerim arasında en sevdiğim kanaattir.
Mâlik’e Mekke’den çıkıp kendi beldesine dönünceye kadar ifada tavafını yapmayı unutmuş kimsenin durumu sorulması üzerine şu cevabı vermiştir: Görüşüm şu ki: Eğer eşine yaklaşmamış ise geri dönüp ifada tavafın yapsın, eğer eşine yaklaşmış ise geri dönsün (o tavafının) kazasını yapsın sonra umre yapsın ve bir kurban hediye etsin. Mekke’den kurbanı satın alıp onu orada kesmesi ona uygun değildir. Fakat eğer kurbanını umre için ihrama girdiği yerden beraberinde götürmemiş ise o takdirde Mekke’den hediyelik kurbanını satın aldıktan sonra onu Harem bölgesinin dışına çıkartsın ve oradan onu Mekke’ye getirdikten sonra Mekke’de kessin.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 868, 1/140
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Tavaf, Kabe'yi tavaf etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18106, T002974
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ قَالَ :أَتَى عَلَىَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أُوقِدُ تَحْتَ قِدْرٍ وَالْقَمْلُ تَتَنَاثَرُ عَلَى جَبْهَتِى أَوْ قَالَ حَاجِبِى فَقَالَ « أَتُؤْذِيكَ هَوَامُّ رَأْسِكَ ؟» . قَالَ : قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ: « فَاحْلِقْ رَأْسَكَ وَانْسُكْ نَسِيكَةً أَوْ صُمْ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ أَوْ أَطَعِمْ سِتَّةَ مَسَاكِينَ » . قَالَ أَيُّوبُ : لاَ أَدْرِى بِأَيَّتِهِنَّ بَدَأَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona İsmail b. İbrahim, ona Eyyûb, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, Ka‘b b. Ucre’nin şöyle dediğini rivayet etti: Ben bir tencerenin altını yakmaya çalışırken, Rasulullah (sav) yanıma geldi. Bitler ise alnımın üzerine dökülüyordu -ya da kaşımın üzerine dedi.- Rasulullah (sav): “Başındaki bu haşerat seni rahatsız ediyor mu?” buyurdu. Ka‘b dedi ki: Evet, dedim. Allah Rasulü: “O halde başının saçlarını kes ve ya bir kurban kes yahut üç gün oruç tut ya da altı yoksula yemek yedir” buyurdu.
Eyyûb dedi ki: Bunların hangisini başta söylediğini bilmiyorum.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/213
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Yapılan Hatalar
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18104, T002973
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ أَخْبَرَنَا هُشَيْمٌ أَخْبَرَنَا مُغِيرَةُ عَنْ مُجَاهِدٍ قَالَ: قَالَ كَعْبُ بْنُ عُجْرَةَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ لَفِىَّ نزلَتْ هَذِهِ الآيَةُ وَإِيَّاىَ عنى بِهَا ( فَمَنْ كَانَ مِنْكُمْ مَرِيضًا أَوْ بِهِ أَذًى مِنْ رَأْسِهِ فَفِدْيَةٌ مِنْ صِيَامٍ أَوْ صَدَقَةٍ أَوْ نُسُكٍ ) قَالَ: كُنَّا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِالْحُدَيْبِيَةِ وَنَحْنُ مُحْرِمُونَ وَقَدْ حَصَرَنَا الْمُشْرِكُونَ وَكَانَتْ لِى وَفْرَةٌ فَجَعَلَتِ الْهَوَامُّ تَسَاقَطُ عَلَى وَجْهِى فَمَرَّ بِىَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « كَأَنَّ هَوَامَّ رَأْسِكَ تُؤْذِيكَ » . قَالَ: قُلْتُ نَعَمْ . قَالَ « فَاحْلِقْ » . وَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ . قَالَ مُجَاهِدٌ: الصِّيَامُ ثَلاَثَةُ أَيَّامٍ وَالطَّعَامُ سِتَّةُ مَسَاكِينَ وَالنُّسُكُ شَاةٌ فَصَاعِدًا . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ مُجَاهِدٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى لَيْلَى عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ حَدَّثَنَا هُشَيْمٌ عَنْ أَشْعَثَ بْنِ سَوَّارٍ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ عَنْ كَعْبِ بْنِ عُجْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِنَحْوِ ذَلِكَ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ وَقَدْ رَوَاهُ عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الأَصْبَهَانِىِّ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَعْقِلٍ أَيْضًا .
Tercemesi:
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Muğire, ona Mücâhid’in şöyle dediğini rivayet etti: Ka‘b b. Ucre dedi ki: Nefsim elinde olana yemin ederim ki, şu: “Artık aranızdan her kim hasta olur yahut başında bir eziyet bulunursa ona oruç, sadaka yahut kurbandan biri ile fidye düşer” (Bakara, 2/196) ayet-i kerimesi benim hakkımda nâzil olmuş ve onunla kast edilen benim, dedi. (Ka‘b) devamla dedi ki: Nebi (sav) ile birlikte Hudeybiye’de idik ve ihrama girmiştik. Müşrikler de bizi alıkoymuşlardı. Benim de saçlarım kulak memelerime kadar varıyordu. Bu sefer haşerat yüzüme dökülmeye başladı. Nebi (sav) yanımdan geçti ve: “Başındaki bu haşerat sanki seni rahatsız ediyor gibi” buyurdu. Ben: Evet deyince, Rasulullah (sav): “O halde tıraş ol” buyurdu ve bu ayet-i kerime nâzil oldu.
Mücâhid dedi ki: Oruç üç gündür, yemek kefareti altı yoksula yemek yedirmektir, kurban ise bir koyun ve daha yukarısını kesmektir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Ebu Bişr, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir.
Bize Ali b. Hucr, ona Huşeym, ona Eş’as b. Sevvâr, ona eş-Şa‘bî, ona Abdullah b. Ma‘kil, ona daKa‘b b. Ucre, o, Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etmiştir.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bunu ayrıca Abdurahman b. el-Esbahânî, Abdullah b. Ma‘kil’den de rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 2, 5/212
Senetler:
()
Konular:
Hac, engel durumunda ne yapılacağı
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Yapılan Hatalar
Hayvanlar, zararı
Hz. Peygamber, ayetleri tefsiri
Kur'an, Nüzul sebebleri
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنِى يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَهُ أَنَّهُ سَمِعَ رَجُلاً مِنْ أَهْلِ الشَّامِ وَهُوَ يَسْأَلُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ عَنِ التَّمَتُّعِ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ هِىَ حَلاَلٌ . فَقَالَ الشَّامِىُّ إِنَّ أَبَاكَ قَدْ نَهَى عَنْهَا . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ أَبِى نَهَى عَنْهَا وَصَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَأَمْرَ أَبِى نَتَّبِعُ أَمْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ الرَّجُلُ بَلْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَ لَقَدْ صَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعُثْمَانَ وَجَابِرٍ وَسَعْدٍ وَأَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ وَابْنِ عُمَرَ قال أبو عيسى حديث ابن عباس حديث حسن. وَقَدِ اخْتَارَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمُ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ . وَالتَّمَتُّعُ أَنْ يَدْخُلَ الرَّجُلُ بِعُمْرَةٍ فِى أَشْهُرِ الْحَجِّ ثُمَّ يُقِيمَ حَتَّى يَحُجَّ فَهُوَ مُتَمَتِّعٌ وَعَلَيْهِ دَمٌ مَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَإِنْ لَمْ يَجِدْ صَامَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةً إِذَا رَجَعَ إِلَى أَهْلِهِ وَيُسْتَحَبُّ لِلْمُتَمَتِّعِ إِذَا صَامَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ أَنْ يَصُومَ فِى الْعَشْرِ وَيَكُونَ آخِرُهَا يَوْمَ عَرَفَةَ فَإِنْ لَمْ يَصُمْ فِى الْعَشْرِ صَامَ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ فِى قَوْلِ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمُ ابْنُ عُمَرَ وَعَائِشَةُ وَبِهِ يَقُولُ مَالِكٌ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ لاَ يَصُومُ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ . وَهُوَ قَوْلُ أَهْلِ الْكُوفَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَأَهْلُ الْحَدِيثِ يَخْتَارُونَ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ فِى الْحَجِّ وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14793, T000824
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ بْنُ حُمَيْدٍ أَخْبَرَنِى يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ أَنَّ سَالِمَ بْنَ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَهُ أَنَّهُ سَمِعَ رَجُلاً مِنْ أَهْلِ الشَّامِ وَهُوَ يَسْأَلُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ عَنِ التَّمَتُّعِ بِالْعُمْرَةِ إِلَى الْحَجِّ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ هِىَ حَلاَلٌ . فَقَالَ الشَّامِىُّ إِنَّ أَبَاكَ قَدْ نَهَى عَنْهَا . فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ أَرَأَيْتَ إِنْ كَانَ أَبِى نَهَى عَنْهَا وَصَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَأَمْرَ أَبِى نَتَّبِعُ أَمْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ الرَّجُلُ بَلْ أَمْرَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَقَالَ لَقَدْ صَنَعَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ عَلِىٍّ وَعُثْمَانَ وَجَابِرٍ وَسَعْدٍ وَأَسْمَاءَ بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ وَابْنِ عُمَرَ قال أبو عيسى حديث ابن عباس حديث حسن. وَقَدِ اخْتَارَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَغَيْرِهِمُ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ . وَالتَّمَتُّعُ أَنْ يَدْخُلَ الرَّجُلُ بِعُمْرَةٍ فِى أَشْهُرِ الْحَجِّ ثُمَّ يُقِيمَ حَتَّى يَحُجَّ فَهُوَ مُتَمَتِّعٌ وَعَلَيْهِ دَمٌ مَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَإِنْ لَمْ يَجِدْ صَامَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةً إِذَا رَجَعَ إِلَى أَهْلِهِ وَيُسْتَحَبُّ لِلْمُتَمَتِّعِ إِذَا صَامَ ثَلاَثَةَ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ أَنْ يَصُومَ فِى الْعَشْرِ وَيَكُونَ آخِرُهَا يَوْمَ عَرَفَةَ فَإِنْ لَمْ يَصُمْ فِى الْعَشْرِ صَامَ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ فِى قَوْلِ بَعْضِ أَهْلِ الْعِلْمِ مِنْ أَصْحَابِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمُ ابْنُ عُمَرَ وَعَائِشَةُ وَبِهِ يَقُولُ مَالِكٌ وَالشَّافِعِىُّ وَأَحْمَدُ وَإِسْحَاقُ . وَقَالَ بَعْضُهُمْ لاَ يَصُومُ أَيَّامَ التَّشْرِيقِ . وَهُوَ قَوْلُ أَهْلِ الْكُوفَةِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَأَهْلُ الْحَدِيثِ يَخْتَارُونَ التَّمَتُّعَ بِالْعُمْرَةِ فِى الْحَجِّ وَهُوَ قَوْلُ الشَّافِعِىِّ وَأَحْمَدَ وَإِسْحَاقَ .
Tercemesi:
Bize Abd b. Humeyd, ona Yakub b. İbrahim b. Sa‘d, ona babası, ona Salih b. Keysân, ona İbn Şihâb’ın rivayet ettiğine göre Salim b. Abdullah kendisine şunu rivayet etmiştir: Şam ahalisinden bir adamın Abdullah b. Ömer’e, umre yaptıktan sonra hac için ihrama gireceği vakte kadar ihramdan çıkıp temettu’ haccı yapmanın hükmünü sorduğunu işitmişti. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer ona: O helaldir, dedi. Şamlı adam: Ama senin baban onu yasaklamıştı, dedi. Bu sefer Abdullah b. Ömer: Sence babam onu yapmayı yasaklamış olduğu halde, Rasulullah (sav) onu yapmış iken babamın emrine mi uymalıyız, yoksa Rasulullah’ın (sav) emrine mi? dedi. Adam: Hayır, Rasulullah’ın (sav) emrine elbette, deyince, İbn Ömer: Andolsun Rasulullah (sav) onu yapmıştır, diye cevap verdi.
(Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen sahih bir hadistir. Bu hususta Ali, Osman, Câbir, Sa‘d, Ebu Bekir kızı Esmâ ve İbn Ömer’den gelmiş rivayetler de vardır.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: İbn Abbas’ın rivayet ettiği hadis hasen bir hadistir. Nebi’nin (sav) ashabı ile onlardan başkaları arasındaki ilim ehlinden bir topluluk umre yapıp ihramdan çıktıktan sonra hac niyetiyle ihrama girinceye kadar, ihramdan çıkarak temettu’ yapmayı tercih etmişlerdir. Temettu’ haccı, hac aylarında kişinin umre niyetiyle ihrama girdikten (ve umresini eda ettikten) sonra, hacca başlayıncaya kadar (ihramdan çıkmak suretiyle) temettu’ edip (ihram dolayısıyla yasak olan şeylerden) faydalanmaya devam etmesidir. Böyle bir hac yapan kimseye kolayına gelen bir kurbanlık düşer. Kurban kesemeyecek olursa, hac günlerinde üç, ailesinin bulunduğu memleketine dönünce de yedi gün oruç tutar. Temettu’ haccı yapan kimsenin hac günlerindeki üç günlük orucu (Zülhicce’nin) ilk on gününde tutması ve tutacağı son günün de Arefe gününde olması müstehabtır. Eğer ilk on günde oruç tutmayacak olursa, Nebi’nin (sav) ashabı arasından kimi ilim ehlinin kanaatine göre (Kurban Bayramının 2., 3., ve 4. günleri olan) Teşrîk günlerinde oruç tutar. Bu kanaat sahipleri arasında İbn Ömer ve Âişe de vardır. Mâlik, Şâfiî, Ahmed ve İshak da bu görüştedir. Bazılarına göre ise Teşrîk günlerinde oruç tutmaz. Bu da Kûfelilerin görüşüdür.
Ebu İsa dedi ki: Hadis ehli hacda umre ile temettu’ yapmayı (temettu’ haccını) yapmayı tercih ederler. Bu aynı zamanda Şâfiî, Ahmed, İshak’ın da görüşüdür.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Hac 12, 3/185
Senetler:
()
Konular:
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Umre
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36112, MU000896
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ رَبِيعَةَ بْنِ أَبِى عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَنَّ رَجُلاً أَتَى الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ فَقَالَ إِنِّى أَفَضْتُ وَأَفَضْتُ مَعِى بِأَهْلِى ثُمَّ عَدَلْتُ إِلَى شِعْبٍ فَذَهَبْتُ لأَدْنُوَ مِنْ أَهْلِى فَقَالَتْ إِنِّى لَمْ أُقَصِّرْ مِنْ شَعَرِى بَعْدُ فَأَخَذْتُ مِنْ شَعَرِهَا بِأَسْنَانِى ثُمَّ وَقَعْتُ بِهَا فَضَحِكَ الْقَاسِمُ وَقَالَ مُرْهَا فَلْتَأْخُذْ مِنْ شَعَرِهَا بِالْجَلَمَيْنِ . قَالَ مَالِكٌ أَسْتَحِبُّ فِى مِثْلِ هَذَا أَنْ يُهْرِقَ دَمًا وَذَلِكَ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عَبَّاسٍ قَالَ مَنْ نَسِىَ مِنْ نُسُكِهِ شَيْئًا فَلْيُهْرِقْ دَمًا .
Tercemesi:
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Rabia b. Ebu Abdurrahman’ın rivayet ettiğine göre bir adam el-Kâsım b. Muhammed’e gelerek: Ben ifada tavafımı yaptım. Benimle birlikte hanımım da tavaf etti, sonra bir dağ yoluna yöneldim, eşime yaklaşmak isteyince, ben henüz saçlarımı kısaltmadım, dedi. Bu sefer dişlerimle saçlarından biraz kopardım, sonra onunla beraber oldum, dedi. el-Kasım güldü ve: Ona saçlarından makasla bir miktar kesmesini söyle, dedi.
Mâlik dedi ki: Böyle birisi hakkında bir kan akıtmasını (kurban kesmesini) müstehab görürüm. Çünkü Abdullah b. Abbas şöyle demiştir: Hac ibadetlerinden bir şey unutan bir kimse bir akan akıtsın.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 896, 1/144
Senetler:
()
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, traş olma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
38251, HM002648
Hadis:
حَدَّثَنَا عَفَّانُ حَدَّثَنَا وُهَيْبٌ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ
أَنَّ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سُئِلَ فِي حَجَّةِ الْوَدَاعِ فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ حَلَقْتُ قَبْلَ أَنْ أَذْبَحَ قَالَ فَأَوْمَأَ بِيَدِهِ وَقَالَ لَا حَرَجَ وَقَالَ رَجُلٌ يَا رَسُولَ اللَّهِ ذَبَحْتُ قَبْلَ أَنْ أَرْمِيَ قَالَ فَأَوْمَأَ بِيَدِهِ وَقَالَ لَا حَرَجَ قَالَ فَمَا سُئِلَ يَوْمَئِذٍ عَنْ شَيْءٍ مِنْ التَّقْدِيمِ وَالتَّأْخِيرِ إِلَّا أَوْمَأَ بِيَدِهِ وَقَالَ لَا حَرَجَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Abbas b. Abdulmuttalib 2648, 1/749
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu Bekir Vüheyb b. Hâlid el-Bâhilî (Vüheyb b. Hâlid b. Aclân)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Hac, hacta ceza gerektiren durumlar
Hac, Hz. Peygamber'in haccı
Hz. Peygamber, ibadetlerde kolaylığı tercihi
Hz. Peygamber, veda haccı
Teşvik Edilenler, Kolaylaştırıcı olmak, kolaylık göstermek