Giriş

Bize Hişâm b. Ammâr ve Sehl b. Ebu Sehl, o ikisine Süfyan b. Uyeyne, ona Esved b. Kays, ona da Nübeyh el-Anezî, Câbir b. Abdullah'ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Uhud şehitleri, Medine'nin merkezine getirilmişlerdi. Rasulullah (sav), onların (defnedilmeleri için) şehid edildikleri yerlere geri götürülmelerini emretti."


    Öneri Formu
15127 İM001516 İbn Mâce, Cenâiz, 28

Bize Ebu Tahir Ahmed b. Amr b. Serh, Harmele b. Yahya ve Amr b. Sevvad el-Âmirî, -lafızları yakındır- onlara İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihab, ona Urve b. Zübeyr, ona da Peygamber'in (sav) hanımı Aişe şöyle rivayet etti: Aişe Hz. Peygamber'e (sav); Uhud gününden daha zor bir günün oldu mu dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Kavminin çok eziyeti ile karşılaştım. En kötüsü de Akabe günü idi. İbn Abduyâlîl b. Abdükülâl'dan himaye ve koruma istedim kabul etmedi. Ben de hüzünlü bir halde ayrıldım. Ne yapacağımı bilemeden Karn-i Se'âlib mevkiine geldim. Başımı kaldırdım, bir gördüm ki başımın üstünde bir bulut beni gölgeliyor, bulutun içinde Cebrail bana seslenerek; Allah (ac), kavminin sana cevabını ve seni reddedişini işitti. Onlara dair dilediğini kendisine emretmen için sana dağlar meleğini gönderdi dedi. Dağlar meleği bana seslenip selam verdi ve ey Muhammed! Allah, kavminin sana cevabını işitti. Ben dağlar meleğiyim. Dilediğin emri bana emretmen için beni sana Rabbin gönderdi. Dilersen iki Ahşeb dağını onların üstüne kapatayım" dedi. Hz. Peygamber (sav) de cevaben; "aksine, ben Allah'ın, onların soyundan, bir olan Allah'a ibadet edip ona bir şeyi ortak koşmayan kimseler çıkaracağını ümit ediyorum" buyurdu.


    Öneri Formu
2699 M004653 Müslim, Cihad ve Siyer, 111

Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî ve Muhammed b. el-Müsenna, o ikisine Abdülvahhab, ona Humeyd, ona da Enes (ra) şöyle demiştir: "Uhud (savaşı) gününde Rasulullah'ın (sav) bir dişi kırıldı ve başından yaralandı. Kan yüzüne akmaya başladı. Yüzündeki kanı hem siliyor hem de “Kendilerini Allah'a çağıran peygamberlerinin yüzünü kana boyayan bir kavim nasıl iflah olur?” diyordu. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"


    Öneri Formu
31199 İM004027 İbn Mâce, Fiten, 23

Bize Hassân b. Hassân, ona Muhammed b. Talha, ona Humeyd, ona Enes'in söylediğine göre amcası Enes b. Nadr, Bedir savaşında bulunamamıştı. Bundan dolayı şöyle derdi: Hz. Peygamber'in (sav) ilk savaşında bulunamadım. Allah beni Hz. Peygamber'in (sav) beraberinde (müşriklerle yapılacak savaşta) hazır bulundurursa ortaya koyacağım kahramanlığı da elbette herkese gösterecektir. Daha sonra Enes b. Nadr Uhud savaşına katıldı. Müslüman askerler bozguna uğrayıp dağılınca; Allah'ım! Şu Müslümanların yaptıklarından dolayı senden özür diliyorum; müşrikle­rin yaptıklarından da(zulüm) sana sığınırım, diyerek kılıcıyla müşriklere doğru ilerledi. Bu sırada Sa'd b. Muaz'a rastladı ve 'Ey Sa'd, nereye çekiliyorsun? Ben Uhud Dağı'nın eteklerinde cennetin ko­kusunu alıyorum dedi, çarpışmaya geçti ve şehit edildi. Enes b. Nadr'in cesedi tanınamadı. Sonunda onu kız kardeşi vücudundaki bir benden veya parmak uç­larından tanıyabildi. Vücudunda seksenden fazla mızrak, kılıç ve ok yarası vardı.


    Öneri Formu
31227 B004048 Buhari, Megâzî, 17

Bize Yahya b. Abdullah es-Sülemî, ona Abdullah, ona Ma‘mer, ona ez-Zührî, ona Sâlim, ona da babası (Abdullah b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) sabah namazının son rekâtının rükûundan başını kaldırdığı vakit “Semiallahu limen hamideh, rabbenâ leke’l-hamd” dedikten sonra: “Allah’ım, filâna, filâna ve filâna lanet et” buyurdu. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi."


    Öneri Formu
31258 B004069 Buhari, Megâzî, 22

Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî ve Muhammed b. Müsenna, o ikisine Abdülvahhab, ona Humeyd, ona da Enes b. Malik (ra) şöyle demiştir: "Uhud (savaşı) gününde Rasulullah'ın (sav) bir dişi kırıldı ve başından yaralandı. Kan yüzüne akmaya başladı. Hz. Peygamber (sav) bir yandan yüzündeki kanı siliyor bir yandan da “Kendilerini Allah'a çağıran peygamberlerinin yüzünü kana bulayan bir kavim nasıl iflah olur?” diyordu. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"


    Öneri Formu
275648 İM004027-2 İbn Mâce, Fiten, 23


    Öneri Formu
2687 M004645 Müslim, Cihad ve Siyer, 104


    Öneri Formu
2691 M004648 Müslim, Cihad ve Siyer, 106


    Öneri Formu
2796 M004683 Müslim, Cihad ve Siyer, 136


    Öneri Formu
18226 T003004 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 3