272 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman ve İbn Museyyeb, onlara da Ebu Hureyre'nin (ra.) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Zina eden kişi (olgun bir) mümin olduğu hâlde zina edemez. İçki içen de (olgun bir) mümin olarak içki içemez. Hırsız da (olgun bir) mümin olarak hırsızlık yapamaz." Bize İbn Şihâb, ona Abdülmelik b. Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Hişâm, ona da Ebu Bekir aynı hadisi Ebu Hureyre'den rivayet etmiş ve rivayetine şu ifadeleri de eklemiştir: "İnsanların gözleri önünde yağmacılık yapan yüksek mevki' sahibi biri, bu işi yaparken (olgun) mümin olarak yapamaz."
Açıklama: “Mü’min olarak yapmaz...” cümleleri, imanın kemâli ondan zâil olur anlamındadır. Yani kâmil mü’min bunları yapmaz demektir. Hz. Peygamber’in, ifâdeyi güçlendirmek ve etkisini arttırmak için zaman zaman böyle bir üslubu benimsediği bilinmektedir. Bile bile inkârın dışında hiçbir günah, insanı imandan çıkarmaz. Ulemanın icmâı ile de sâbittir ki, haram işleyenler kâfir olmazlar, imanlarını kaybetmezler.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy, ona Şu'be, ona Hâbîb b. Ebu Sâbit, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zerr'in (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Cibril bana: 'Ümmetinden her kim Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölürse cennete girer yâhud ateşe girmez' dedi." Ebû Zerr (ra), o kişi zina etse ve hırsızlık yapsa da mı? diye sordu. Hz. Peygamber, "Hangi günahı işlerse işlesin (sonunda cennete girer)" buyurdu.
Bize Müsedded, onas Yahya, ona Süfyan, ona Mansur ile Süleyman, onlara Ebu Vâil, ona Ebu Meysere, ona da Abdullah rivâyet etti. Ayrıca bana Vâsıl, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti: Ben Rasûlullah'a (sav) sordum -veya O'na soruldu-: "— Allah katında en büyük günah hangisidir?" Rasûlullah (sav), "— Seni yaratan Allah olduğu halde O'na ortak koşmandır" buyurdu. "— Sonra hangisidir?" diye sordum. "- Sofrana ortak olacağından korkarak çocuğunu öldürmendir" buyurdu. "— Sonra hangisidir?" dedim. "— Komşunun helâliyle zina etmendir" buyurdu. İbn Mes'ûd dedi ki: Rasûlullah'ın (sav) bu cevaplarını tasdik edici olarak şu âyet indi: *Onlar, Allah ile birlikte başka bir tanrıya tapmazlar; haksız yere, Allah’ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar, zina etmezler." (el-Furkan, 25/68).
Ebû Davud şöyle dedi: Hüseyin b. Hureys el-Mervezî şu notu yazıp bana gönderdi: Bize el-Fadl b. Musa, ona el-Hüseyin b. Vâkıd, ona Umare b. Ebu Hafsa, ona İkrime, ona da İbn Abbas (ra) rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e geldi ve karım, kendisine uzanan hiçbir eli geri çevirmiyor dedi. Hz. Peygamber de "boşa onu!" dedi. Bu sefer adam ama nefsimin onun peşinden gidebileceğinden korkuyorum dedi. O zaman Rasulullah (sav); "Öyleyse ondan faydalan!” buyurdu
Açıklama: “Kendisine uzanan hiçbir eli geri çevirmiyor” cümlesi iki manaya hamledilmiştir. Birine göre; kadın namusunu korumuyor, fuhuş yapıyor. Diğerine göre de kadın ailenin malını yeterince korumuyor, kim isterse veriyor demektir. Bu görüşlerin her ikisi de tenkide açıktır. Kadın eğer fâhişe idiyse, Hz. Peygamber’in “onunla evliliğine devam et” demesi makul değildir. Kaldı ki bu durumda Hz. Peygamber’in ona ya iftira cezasını vermesi ya da mulâane ahkâmını uygulaması gerekirdi. İkinci ihtimale göre kadının çok cömert biri olduğu, ne bulursa dağıttığı, her isteyene verdiği düşünülecek olursa, şüphesiz cömertlik boşanmayı gerektiren bir kusur değildir, aksine bir fazilettir. Dolayısıyla bundan dolayı Hz. Peygamber’in “karını boşa!” demesi de makul değildir. Bu ifâde ile kadında bulunan gayri ciddilik, ahlakî gevşeklik, herkesle senli-benli olabilen yapısının, bir kadında bulunması gereken vakar ve ağırbaşlılığın onda bulunmadığının kastedilmiş olması da muhtemeldir. Bu hadîsi tahric edenlerden biri olan Nesaî, “Râvilerden biri bunu İbn Abbas'a ref' etti, diğeri ref' etmedi. Bu hadîs sâbit değildir” demiştir. Bu değerlendirmenin de ciddiye alınması gerekir.