Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Muhammed b. Uyeyne, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî, ona Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî, ona babası (Abdullah b. Amr), ona da dedesi (Amr b. Avf) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav), Bilal b. Hâris'e, 'iyi belle' dedi. Bilal 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. O, (yine), 'ey, Bilal, iyi belle' dedi. Bilal ise, 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:"
"Kim, benden sonra unutulmuş olan sünnetlerimden birini ihya ederse (yeniden yaşatırsa), onunla amel edenlerin sevapları kadar sevap alır. Üstelik onların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Kim de Allah ve Rasulünün razı olmadığı bir sapkın bidat ortaya çıkarırsa, onunla amel edenlerin günahları kadar günah yüklenir. Fakat bu, o insanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez."
[Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen bir hadistir. Muhammed b. Uyeyne Missîsî, Şâmlı'dır. Kesir b. Abdullah ise İbn Amr b. Avf olup Müzenî'dir.]
Açıklama: ''اعْلَمْ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 369.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15828, T002677
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مَرْوَانَ بْنِ مُعَاوِيَةَ الْفَزَارِىِّ عَنْ كَثِيرِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ هو ابن عمرو بن عوف المزني عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ لِبِلاَلِ بْنِ الْحَارِثِ « اعْلَمْ » . قَالَ مَا أَعْلَمُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ « اعْلَمْ يَا بِلاَلُ » . قَالَ مَا أَعْلَمُ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ قَالَ « أَنَّهُ مَنْ أَحْيَا سُنَّةً مِنْ سُنَّتِى قَدْ أُمِيتَتْ بَعْدِى فَإِنَّ لَهُ مِنَ الأَجْرِ مِثْلَ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يَنْقُصَ مِنْ أُجُورِهِمْ شَيْئًا وَمَنِ ابْتَدَعَ بِدْعَةَ ضَلاَلَةٍ لاَ تُرْضِى اللَّه وَرَسُولَهَ كَانَ عَلَيْهِ مِثْلُ آثَامِ مَنْ عَمِلَ بِهَا لاَ يَنْقُصُ ذَلِكَ مِنْ أَوْزَارِ النَّاسِ شَيْئًا » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ . وَمُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ هُوَ مِصِّيصِىٌّ شَامِىٌّ وَكَثِيرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ هُوَ ابْنُ عَمْرِو بْنِ عَوْفٍ الْمُزَنِىُّ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Muhammed b. Uyeyne, ona Mervân b. Muaviye el-Fezârî, ona Kesîr b. Abdullah b. Amr b. Avf el-Müzenî, ona babası (Abdullah b. Amr), ona da dedesi (Amr b. Avf) şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav), Bilal b. Hâris'e, 'iyi belle' dedi. Bilal 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. O, (yine), 'ey, Bilal, iyi belle' dedi. Bilal ise, 'ey Allah'ın Rasulü, neyi?' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:"
"Kim, benden sonra unutulmuş olan sünnetlerimden birini ihya ederse (yeniden yaşatırsa), onunla amel edenlerin sevapları kadar sevap alır. Üstelik onların sevaplarından da hiçbir şey eksilmez. Kim de Allah ve Rasulünün razı olmadığı bir sapkın bidat ortaya çıkarırsa, onunla amel edenlerin günahları kadar günah yüklenir. Fakat bu, o insanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez."
[Ebu İsa şöyle der ki: Bu, hasen bir hadistir. Muhammed b. Uyeyne Missîsî, Şâmlı'dır. Kesir b. Abdullah ise İbn Amr b. Avf olup Müzenî'dir.]
Açıklama:
''اعْلَمْ'' ifadesinin tercümedeki gibi anlaşılabileceğine dair bk. Mübârekfûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, VII, 369.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İlim 16, 5/45
Senetler:
1. Ebu Abdullah Amr b. Avf el-Müzeni (Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha)
2. Ebu Kesir Abdullah b. Amr el-Müzeni (Abdullah b. Amr b. Avf b. Zeyd b. Milha)
3. Kesir b. Abdullah el-Müzeni (Kesir b. Abdullah b. Amr b. Avf b. Zeyd)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Uyeyne el-Fezarî (Muhammed b. Uyeyne)
6. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (Abdullah b. Abdurrahman b. Fadl b. Behrâm b. Abdussamed)
Konular:
Bid'at, bid'at çıkarmak
KTB, İLİM
Sünnet, ihya etmek
Bize Müslim b. Hâtim el-Ensârî el-Basrî, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona babası (Abdullah b. Müsennâ), ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bana 'ey oğulcağızım! Eğer, kalbinde herhangi bir kimse için kin beslemeden sabahlayıp akşamlayabiliyorsan bunu yap' buyurdu. Ardından bana 'ey oğulcağızım, işte bu benim sünnetimdir. Sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle olur' buyurdu." [Hadiste uzun bir kıssa anlatılmaktadır.]
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bu rivayet, bu tarikten hasen-garîb bir hadistir. Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, güvenilir (sika), babası, güvenilir (sika), Ali b. Zeyd de sadûktur. Ancak o, zaman zaman başkalarının mevkuf olarak rivayet ettiği hadisi merfu olarak rivayet etmiştir.]
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Velîd, ona da Şu'be “Ali b. Zeyd bize hadis rivayet ederdi. Kendisi çokça ref ederdi. (Mevkuf hadisleri merfu olarak rivayet ederdi.)” demiştir. Uzunca zikredilen şekliyle bu hadis dışında, Said b. Müseyyeb'in, Enes'ten rivayet ettiği başka bir hadis bilmiyoruz. Bu hadisi Abbâd b. Meysere el-Minkarî, Ali b. Zeyd'den, o da Enes'ten rivayet etmiş ama senette Said b. Müseyyeb'i zikretmemiştir. Ebu İsa der ki: Bu meseleyi Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) ile müzakere ettim ancak o, bu hadisi tanımadı. Said b. Müseyyeb'in, Enes’ten ne bu hadisi, ne de başka bir hadisi rivayet ettiği bilinmemektedir. Enes b. Malik, 93/712 senesinde, Said b. Müseyyeb ise ondan iki sene sonra; 95/714 senesinde vefat etmiştir.]
Açıklama: Tirmizi'nin değerlendirmelerinden "قَالَ أَبُو عِيسَى وَذَاكَرْتُ بِهِ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَلَمْ يَعْرِفْهُ" kısmı tam olarak anlaşılamamış; tercümeye ''..ancak o, bilgisinin olmadığını ifade etti.'' şeklinde yansıtılmıştır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
15830, T002678
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسْلِمُ بْنُ حَاتِمٍ الأَنْصَارِىُّ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىُّ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ قَالَ : قَالَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ قَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « يَا بُنَىَّ إِنْ قَدَرْتَ أَنْ تُصْبِحَ وَتُمْسِىَ لَيْسَ فِى قَلْبِكَ غِشٌّ لأَحَدٍ فَافْعَلْ » . ثُمَّ قَالَ لِى « يَا بُنَىَّ وَذَلِكَ مِنْ سُنَّتِى وَمَنْ أَحْيَا سُنَّتِى فَقَدْ أَحَبَّنِى . وَمَنْ أَحَبَّنِى كَانَ مَعِى فِى الْجَنَّةِ » . وَفِى الْحَدِيثِ قِصَّةٌ طَوِيلَةٌ . قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا : حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ مِنْ هَذَا الْوَجْهِ . وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ الأَنْصَارِىُّ ثِقَةٌ وَأَبُوهُ ثِقَةٌ وَعَلِىُّ بْنُ زَيْدٍ صَدُوقٌ إِلاَّ أَنَّهُ رُبَّمَا يَرْفَعُ الشَّىْءَ الَّذِى يُوقِفُهُ غَيْرُهُ . قَالَ وَسَمِعْتُ مُحَمَّدَ بْنَ بَشَّارٍ يَقُولُ : قَالَ أَبُو الْوَلِيدِ قَالَ شُعْبَةُ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ زَيْدٍ وَكَانَ رَفَّاعًا وَلاَ نَعْرِفُ لِسَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَنَسٍ رِوَايَةً إِلاَّ هَذَا الْحَدِيثَ بِطُولِهِ . وَقَدْ رَوَى عَبَّادُ بْنُ مَيْسَرَةَ الْمِنْقَرِىُّ هَذَا الْحَدِيثَ عَنْ عَلِىِّ بْنِ زَيْدٍ عَنْ أَنَسٍ وَلَمْ يَذْكُرْ فِيهِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ . قَالَ أَبُو عِيسَى وَذَاكَرْتُ بِهِ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَلَمْ يَعْرِفْهُ وَلَمْ يُعْرَفْ لِسَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَنَسٍ هَذَا الْحَدِيثُ وَلاَ غَيْرُهُ وَمَاتَ أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ سَنَةَ ثَلاَثٍ وَتِسْعِينَ وَمَاتَ سَعِيدُ بْنُ الْمُسَيَّبِ بَعْدَهُ بِسَنَتَيْنِ مَاتَ سَنَةَ خَمْسٍ وَتِسْعِينَ .
Tercemesi:
Bize Müslim b. Hâtim el-Ensârî el-Basrî, ona Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, ona babası (Abdullah b. Müsennâ), ona Ali b. Zeyd, ona Said b. Müseyyeb, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir:
"Hz. Peygamber (sav) bana 'ey oğulcağızım! Eğer, kalbinde herhangi bir kimse için kin beslemeden sabahlayıp akşamlayabiliyorsan bunu yap' buyurdu. Ardından bana 'ey oğulcağızım, işte bu benim sünnetimdir. Sünnetimi ihya eden beni sevmiş olur. Beni seven de cennette benimle olur' buyurdu." [Hadiste uzun bir kıssa anlatılmaktadır.]
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bu rivayet, bu tarikten hasen-garîb bir hadistir. Muhammed b. Abdullah el-Ensârî, güvenilir (sika), babası, güvenilir (sika), Ali b. Zeyd de sadûktur. Ancak o, zaman zaman başkalarının mevkuf olarak rivayet ettiği hadisi merfu olarak rivayet etmiştir.]
[Ebu İsa şöyle demiştir: Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Velîd, ona da Şu'be “Ali b. Zeyd bize hadis rivayet ederdi. Kendisi çokça ref ederdi. (Mevkuf hadisleri merfu olarak rivayet ederdi.)” demiştir. Uzunca zikredilen şekliyle bu hadis dışında, Said b. Müseyyeb'in, Enes'ten rivayet ettiği başka bir hadis bilmiyoruz. Bu hadisi Abbâd b. Meysere el-Minkarî, Ali b. Zeyd'den, o da Enes'ten rivayet etmiş ama senette Said b. Müseyyeb'i zikretmemiştir. Ebu İsa der ki: Bu meseleyi Muhammed b. İsmail (el-Buhârî) ile müzakere ettim ancak o, bu hadisi tanımadı. Said b. Müseyyeb'in, Enes’ten ne bu hadisi, ne de başka bir hadisi rivayet ettiği bilinmemektedir. Enes b. Malik, 93/712 senesinde, Said b. Müseyyeb ise ondan iki sene sonra; 95/714 senesinde vefat etmiştir.]
Açıklama:
Tirmizi'nin değerlendirmelerinden "قَالَ أَبُو عِيسَى وَذَاكَرْتُ بِهِ مُحَمَّدَ بْنَ إِسْمَاعِيلَ فَلَمْ يَعْرِفْهُ" kısmı tam olarak anlaşılamamış; tercümeye ''..ancak o, bilgisinin olmadığını ifade etti.'' şeklinde yansıtılmıştır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, İlim 16, 5/46
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Müsenna Abdullah b. Müsenna el-Ensarî (Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Abdullah el-Ensari (Muhammed b. Abdullah b. Müsenna b. Abdullah b. Enes b. Malik)
6. Müslim b. Hâtim el-Ensari (Müslim b. Hâtim)
Konular:
KTB, İLİM
Müslüman, Affetmek Kin Beslemek
Müslüman, peygamber sevgisi
Sahabe, çektikleri sıkıntılar
Sünnet, ihya etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2488, M004785
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ سَهْلِ بْنِ عَسْكَرٍ التَّمِيمِىُّ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَسَّانَ ح
وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الدَّارِمِىُّ أَخْبَرَنَا يَحْيَى - وَهُوَ ابْنُ حَسَّانَ - حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَلاَّمٍ - حَدَّثَنَا زَيْدُ بْنُ سَلاَّمٍ عَنْ أَبِى سَلاَّمٍ قَالَ قَالَ حُذَيْفَةُ بْنُ الْيَمَانِ قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا كُنَّا بِشَرٍّ فَجَاءَ اللَّهُ بِخَيْرٍ فَنَحْنُ فِيهِ فَهَلْ مِنْ وَرَاءِ هَذَا الْخَيْرِ شَرٌّ قَالَ نَعَمْ. قُلْتُ هَلْ وَرَاءَ ذَلِكَ الشَّرِّ خَيْرٌ قَالَ:
"نَعَمْ." قُلْتُ فَهَلْ وَرَاءَ ذَلِكَ الْخَيْرِ شَرٌّ قَالَ:
"نَعَمْ." قُلْتُ كَيْفَ قَالَ:
"يَكُونُ بَعْدِى أَئِمَّةٌ لاَ يَهْتَدُونَ بِهُدَاىَ وَلاَ يَسْتَنُّونَ بِسُنَّتِى وَسَيَقُومُ فِيهِمْ رِجَالٌ قُلُوبُهُمْ قُلُوبُ الشَّيَاطِينِ فِى جُثْمَانِ إِنْسٍ." قَالَ قُلْتُ كَيْفَ أَصْنَعُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنْ أَدْرَكْتُ ذَلِكَ قَالَ:
"تَسْمَعُ وَتُطِيعُ لِلأَمِيرِ وَإِنْ ضُرِبَ ظَهْرُكَ وَأُخِذَ مَالُكَ فَاسْمَعْ وَأَطِعْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Sehl b. Asker et-Temîmî, ona Yahya b. Hassan; (T)
Bize Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî, ona Yahya b. Hassan, ona Muaviye b. Sellam, ona Zeyd b. Sellam, ona Ebu Sellam, ona da Huzeyfe b. Yeman şöyle rivayet etmiştir: Ya Rasulullah! Biz bir şer içindeydik de Allah bize hayrı (İslâm) getirdi. Biz (şimdi hayır) içindeyiz. Bu hayrın ardından şer olacak mı dedim.
"Evet" buyurdu. Bu şerrin ardından hayır olacak mı dedim.
"Evet" buyurdu. Bu hayrın ardından şer olacak mı dedim.
"Evet" buyurdu. Nasıl dedim.
"Benden sonra (gönderildiğim) hidayet üzere iş tutmayan ve yolum üzere yol almayan yöneticiler olacaktır. Onların içinde kalpleri şeytanların kalpleri (gibi olup) insan suretinde kimseler de çıkacaktır" buyurdu. Ya Rasulullah! Bu (zamana) erişirsem nasıl davranayım dedim.
"Yöneticiyi dinler ve itaat edersin. Sırtına vurulsa, malın alınsa da dinle ve itaat et" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmâre 4785, /792
Senetler:
()
Konular:
Bid'at, sonradan dini bir uygulama olarak uydurulan şeyler
Bilgi, gayb olan konular ve muğayyebatı hamse
Sünnet, ihya etmek
Yönetici, itaat ve sınırları
Yönetici, saptırıcı olanlarına dikkat