65 Kayıt Bulundu.
Bize İbnü's-Serh ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâ'îdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Ezd kabilesinden İbnü'l-Lutbiyye adında bir adamı zekât memuru olarak tayin etmiş -ki İbnü's-Serh (bu zatın isminin) İbnü'l-Utbiyye olduğunu söylemiştir- Bir süre sonra (adam zekât toplama işini bitirip) geldi ve şu (mallar) sizindir. Şu (mallar da) bana hediye edildi dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) minbere çıkıp Allah’a hamd u sena ettikten sonra (şöyle) dedi: "Bu memura ne oluyor, adamı (göreve) gönderiyoruz geliyor ve bu sizin bu da bana hediye edildi diyor. Annesinin veya babasının evinde olsaydı da (bir) baksaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi? Sizden zekât mallarından (haksız yere) bir şey alan kıyamet gününde, o malı da (omuzunda) getirir. Eğer o mal deve ise onun inleyip bağırması, inekse böğürmesi, koyunsa acı bir melemesi vardır." Hz. Peygamber (sav) sonra ellerini kaldırdı. Hatta biz koltuklarının altının bozumtırak rengini gördük. Sonra; "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" diye seslendi.
Açıklama: Devlet me'murunun görevi sebebi ile hediye alması hesaba sebep olacak bir husus olduğu rivayetten anlaşılandır. Devletin belirlediği miktarı devlet adına almalıdır. Bunun dışında hediyeler alması bu görev sebebi ile olursa caiz değildir. Bu bir açıdan görevini suistimale açık bir konu olması sebebiyle bu yolla alınan mal haramdır.Bunu yapan me'mur devlet malından çalmış olup haindir. Bkz. İbn Raslan el-Makdisî, Ahmed b. Hüseyn b. Ali,Şerhü Sünen-i Ebî Dâvûd, Thk. Halid er-Rabat işrafında bir Komisyon (Mısır: Dâru'l-fellahnlil bahsi'l-ilmi ve't-türâs, 1437/2016), 12/558.
Bize Ebu Velid et-Tayâlîsî, ona Leys, ona Bükeyr b. Abdullah b. el-Eşec, ona Büsr b. Said İbnü's-Sa'dî'nin şöyle anlattığını rivayet etti: "Ömer (ra) beni zekât toplamak üzere görevlendirmişti. İşimi bitirince bana ücret verilmesini emretti. Bunun üzerine ona ben bu işi Allah rızası için yaptım dedim. O da bana şöyle dedi: Sana verileni al, zira ben de Hz. Peygamber (sav) döneminde (bu işte) çalıştım. Bana ücret verdi."
Bize İbnü's-Serh ve İbn Ebu Halef, onlara Süfyan, ona Zührî, ona Urve, Ebu Humeyd es-Sâ'îdî’nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) Ezd kabilesinden İbnü'l-Lutbiyye adında bir adamı zekât memuru olarak tayin etmiş -ki İbnü's-Serh (bu zatın isminin) İbnü'l-Utbiyye olduğunu söylemiştir- Bir süre sonra (adam zekât toplama işini bitirip) geldi ve şu (mallar) sizindir. Şu (mallar da) bana hediye edildi dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) minbere çıkıp Allah’a hamd u sena ettikten sonra (şöyle) dedi: "Bu memura ne oluyor, adamı (göreve) gönderiyoruz geliyor ve bu sizin bu da bana hediye edildi diyor. Annesinin veya babasının evinde olsaydı da (bir) baksaydı, kendisine bir hediye verilir miydi, yoksa verilmez miydi? Sizden zekât mallarından (haksız yere) bir şey alan kıyamet gününde, o malı da (omuzunda) getirir. Eğer o mal deve ise onun inleyip bağırması, inekse böğürmesi, koyunsa acı bir melemesi vardır." Hz. Peygamber (sav) sonra ellerini kaldırdı. Hatta biz koltuklarının altının bozumtırak rengini gördük. Sonra; "Allah'ım tebliğ ettim mi? Allah'ım tebliğ ettim mi?" diye seslendi.