146 Kayıt Bulundu.
Bize Mahmud İbn Ğaylan, ona Ebu Davud, ona Şu’be, Ona A’meş, ona Ebû Sâlih, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet etiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim bir demir parçasıyla intihar ederse, cehennem ateşi içerisinde sonsuza değin elindeki demiri karnına saplayıp durur. Her kim de bir zehirle kendisini öldürürse, cehennem ateşinin içerisinde sonsuza kadar elindeki zehiri yudumlayacaktır. Her kim de yüksek bir yerden kendisini atarak intihar ederse, o da cehennemde yuvarlanıp duracaktır." [Muhammed b. Alâ; Vekî’ ve Ebû Muaviye A’meş’ten, o da Ebû Salih’ten, o da Ebû Hureyre aracılığıyla Şu’be’nin rivayet ettiği hadisin bir benzerini rivayet etmişlerdir.] [Tirmizî, bu hadis sahihtir ve birinci hadisten daha sağlamdır, dedi. Bu hadisi A’meş, Ebû Sâlih’den, o Ebû Hureyre’den o da Hz. Peygamberden bu şekliyle bir çok kişi rivayet etmiştir.] [Muhmmed b. Aclân, o Saîd el Makbûrî’den, o Ebû Hureyre’den (ra) o da Hz. Peygamberden rivayet etmiştir: “Her kim zehir ile intihar etmişse Cehennem’de azap görecektir” Burada “sonsuza kadar / ebedi olarak” sözünü söylememiştir. Nitekim Ebû’z Zinâd, A’rec’den , o Ebû Hureyre’den, o da Hz. Peyamber’den (sav) hadisi bu şekliyle rivayet etmiştir. Bu daha doğrudur. Zira rivayetler, tevhit ehlinin Cehennemde azap edildikten sonra oradan çıkarılacaklarını beyan etmektedir. Orada ebedî olarak kalacaklarını zikretmezler.]
Bize Muhammed b. Abdullah el-Hâfız, ona Ebû Bekir İsmail b. Muhammed ed-Darîr Rey şehrinde, ona Muhammed b. el-Ferec, ona Ubeydullah b. Musa, ona el-A'meş (T), Bize Ahmed b. Cafer, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası Ahmed b. Hanbel, ona Vekî, ona el-A'meş, ona Zeyd b. Vehb, ona Abdurrahman b. Abdirabbilka'be, rivayet ettiğine göre Abdullah b. Amr şöyle demiştir: Onunla birlikte Kabe'nin gölgesinde oturuyordum. İnsanlara hadisler naklediyor ve şöyle diyordu: Rasullullah (sav) ile birlikte bir seferdeydik. Bir yerde konakladık. Bazılarımız çadır kuruyor, bazılarımız hayvanları ile uğraşıyor, bazılarımız ok talimi yapıyordu. Bu arada Rasulullah'ın davetçisi insanları namaza çağırdı. Ben de hemen oraya vardım. Rasulullah (sav) insanlara hutbe veriyor ve şöyle diyordu: "Ey İnsanlar! Benden önceki her peygambere ümmetini hayır bildiğine yöneltmesi ve kötü bildiğinden de uyarması bir haktır. Bu ümmetin afiyet ve esenliği ilk kısmındadır. Sonunu ise büyük bir bela ve birbirini takip eden fitneler takip edecektir. Mümin "işte bunda helak olurum" diyecek o bela dağılacak bir başkası gelecektir. Bu böyle devam edip gidecektir. Her kim cehennemden kurtulmak ve cennete girmek isterse Allah'a ve âhiret gününe iman ettiği halde can versin. İnsanlara kendisine vermeleri istediği şeyi versin. Bir imama biat eden, ona elini ve kalbinin meyvesini veren kişi yapabilirse ona itaat etsin." Bir defasında da şöyle buyurdu: "Yapabildiği sürece ona itaat etsin." Şöyle söylediğini de zannetmekteyim: "Eğer biri gelir de imama karşı çıkarsa onun boynunu vursun". Abdullah b. Amr'dan bunları duyduğum zaman başımı ayaklarımın arasına aldım ve şöyle dedim: "Amcanın oğlu Muaviye şimdi bize birbirimizi öldürmemizi, mallarımızı aramızda batıl ile yememizi emrediyor. Halbuki Allah (ac) "Kendinizi öldürmeyin", "Mallarınızı aranızda batıl ile yemeyin" buyuruyor. Elini alına koydu, başını eğdi ve ardından başını kaldırıp şöyle dedi: "Allah'a itaat ettiği konuda ona itaat et, Allah'a isyan konusunda ona isyan et." Ona şöyle dedim: "Bunu sen Allah Resulünden (sav) duydun mu?" "Evet, bu iki kulağım duydu ve kalbim onu iyice kavradı" diye cevap verdi. Vekî'in hadisinin lafzını Müslim Sahîh'inde, Ebû Bekr b. Ebû Şeybe ve başkaları da Vekî'den rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْتَ مِنِّى بِمَنْزِلَةِ هَارُونَ مِنْ مُوسَى إِلاَّ أَنَّهُ لاَ نَبِىَّ بَعْدِى
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَنْتَ مِنِّى بِمَنْزِلَةِ هَارُونَ مِنْ مُوسَى إِلاَّ أَنَّهُ لاَ نَبِىَّ بَعْدِى