حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَقَطَنُ بْنُ نُسَيْرٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ إِيَاسٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ الأُسَيِّدِىِّ قَالَ - وَكَانَ مِنْ كُتَّابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ - لَقِيَنِى أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ كَيْفَ أَنْتَ يَا حَنْظَلَةُ قَالَ قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ قَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ مَا تَقُولُ قَالَ قُلْتُ نَكُونُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ فَنَسِينَا كَثِيرًا قَالَ أَبُو بَكْرٍ فَوَاللَّهِ إِنَّا لَنَلْقَى مِثْلَ هَذَا. فَانْطَلَقْتُ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَمَا ذَاكَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَكُونُ عِنْدَكَ تُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِكَ عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ نَسِينَا كَثِيرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ لَوْ تَدُومُونَ عَلَى مَا تَكُونُونَ عِنْدِى وَفِى الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ عَلَى فُرُشِكُمْ وَفِى طُرُقِكُمْ وَلَكِنْ يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً." ثَلاَثَ مَرّات.
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Cafer b. Süleyman, ona Said b. İyas el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Rasulullah'ın (sav) vahiy kâtiplerinden olan Hanzala el-Useyyidî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir benimle karşılaştı 'Nasılsın ey Hanzala' dedi. Ben 'Hanzala münafık oldu' dedim. Ebu Bekir 'Subhanallah! ne diyorsun?' dedi. Ben 'Biz Rasulullah'ın (sav) yanında iken, O bizlere cehennemi ve cenneti adeta gözümüzle görürcesine hatırlatıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) yanından çıktıktan sonra eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle, gücümüzle uğraşıyor ve çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Ebu Bekir 'Vallahi bizler de bunun benzeri durumlarla karşılaşıyoruz' dedi. Bunun üzerine ben ve Ebu Bekir yola koyulduk ve Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu' dedim. Rasulullah (sav) 'O ne demek?' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında iken bizlere gözlerimizle görürcesine cehennemi ve cenneti hatırlatıyorsun ama senin yanından çıkıp gittiğimizde eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, iş güçle meşgul oluyor ve pek çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Nefsim elinde olana yemin olsun, eğer sizlerin benim yanımdaki ve hatırlattığım zaman öğüt almanızdaki haliniz üzere devam ederseniz yataklarınız üzerinde ve yollarınızda giderken melekler sizlerle tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, (hep böyle olmaz) bazen öyle bazen böyle olur' buyurdu ve (son cümlesini) üç defa tekrar etti."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13229, M006966
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى التَّمِيمِىُّ وَقَطَنُ بْنُ نُسَيْرٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - أَخْبَرَنَا جَعْفَرُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ سَعِيدِ بْنِ إِيَاسٍ الْجُرَيْرِىِّ عَنْ أَبِى عُثْمَانَ النَّهْدِىِّ عَنْ حَنْظَلَةَ الأُسَيِّدِىِّ قَالَ - وَكَانَ مِنْ كُتَّابِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ - لَقِيَنِى أَبُو بَكْرٍ فَقَالَ كَيْفَ أَنْتَ يَا حَنْظَلَةُ قَالَ قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ قَالَ سُبْحَانَ اللَّهِ مَا تَقُولُ قَالَ قُلْتُ نَكُونُ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ فَنَسِينَا كَثِيرًا قَالَ أَبُو بَكْرٍ فَوَاللَّهِ إِنَّا لَنَلْقَى مِثْلَ هَذَا. فَانْطَلَقْتُ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ حَتَّى دَخَلْنَا عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قُلْتُ نَافَقَ حَنْظَلَةُ يَا رَسُولَ اللَّهِ. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَمَا ذَاكَ." قُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ نَكُونُ عِنْدَكَ تُذَكِّرُنَا بِالنَّارِ وَالْجَنَّةِ حَتَّى كَأَنَّا رَأْىَ عَيْنٍ فَإِذَا خَرَجْنَا مِنْ عِنْدِكَ عَافَسْنَا الأَزْوَاجَ وَالأَوْلاَدَ وَالضَّيْعَاتِ نَسِينَا كَثِيرًا. فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم "وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنْ لَوْ تَدُومُونَ عَلَى مَا تَكُونُونَ عِنْدِى وَفِى الذِّكْرِ لَصَافَحَتْكُمُ الْمَلاَئِكَةُ عَلَى فُرُشِكُمْ وَفِى طُرُقِكُمْ وَلَكِنْ يَا حَنْظَلَةُ سَاعَةً وَسَاعَةً." ثَلاَثَ مَرّات.
Tercemesi:
Bize Yahya b. Yahya et-Temimî ve Katan b. Nuseyr -lafız Yahya'ya aittir-, onlara Cafer b. Süleyman, ona Said b. İyas el-Cüreyrî, ona Ebu Osman en-Nehdî, ona da Rasulullah'ın (sav) vahiy kâtiplerinden olan Hanzala el-Useyyidî şöyle rivayet etmiştir:
"Ebu Bekir benimle karşılaştı 'Nasılsın ey Hanzala' dedi. Ben 'Hanzala münafık oldu' dedim. Ebu Bekir 'Subhanallah! ne diyorsun?' dedi. Ben 'Biz Rasulullah'ın (sav) yanında iken, O bizlere cehennemi ve cenneti adeta gözümüzle görürcesine hatırlatıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) yanından çıktıktan sonra eşlerimizle, çocuklarımızla, işimizle, gücümüzle uğraşıyor ve çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Ebu Bekir 'Vallahi bizler de bunun benzeri durumlarla karşılaşıyoruz' dedi. Bunun üzerine ben ve Ebu Bekir yola koyulduk ve Rasulullah'ın (sav) huzuruna girdik. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Hanzala münafık oldu' dedim. Rasulullah (sav) 'O ne demek?' buyurdu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz senin yanında iken bizlere gözlerimizle görürcesine cehennemi ve cenneti hatırlatıyorsun ama senin yanından çıkıp gittiğimizde eşlerimizle, çoluk çocuğumuzla, iş güçle meşgul oluyor ve pek çok şeyi unutuveriyoruz' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Nefsim elinde olana yemin olsun, eğer sizlerin benim yanımdaki ve hatırlattığım zaman öğüt almanızdaki haliniz üzere devam ederseniz yataklarınız üzerinde ve yollarınızda giderken melekler sizlerle tokalaşırdı. Fakat ey Hanzala, (hep böyle olmaz) bazen öyle bazen böyle olur' buyurdu ve (son cümlesini) üç defa tekrar etti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tevbe 6966, /1128
Senetler:
()
Konular:
Dünya, dünya hayatı
Dünya, dünyaya düşkünlük
KTB, GÜNAH
Münafık, Münafığın Alametleri
Münafık, Nifak / Münafık
Sevap, sevap
Bize Yeîd b. Hârûn ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
Rasulüllah (sav) bize ikindiden sonra güneşin batımına yakın bir zamana kadar bir hutbe verdi. -Bizden onu ezberleyenler ezberledi, unutanlar unuttu. Affân der ki: Hammâd 'Benim hafızamda en çok kalan şunlardır' demiştir.- Önce Allah’a hamd etti. sonra kıyamete kadar olacak olan şeyleri anlattı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra 'amma ba'du' diyerek şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki dünya çekici ve tatlıdır. Allah sizin, ne yaptığınızı görmek üzere buraya yerleştirmiştir. Aman ha uyanık olunuz ve dünyanın çekiciliğinden, kadınların da cazibesinden sakınınız! Dikkat edin! Âdemoğlu farklı tabiatlarda yaratılmıştır. Bir kısmı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bir kısmı kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı mümin olarak doğar mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı da kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bilin ki, öfke insanın göğsünde yanan bir kor gibidir. Gözlerinin kızardığını ve boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim böyle bir durumla karşılaşırsa hemen yere (secdeye) yönelsin. Dikkat edin! Erkeklerin en hayırlısı, öfkelendiğinde yavaş öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerlisi ise, çabuk öfkelenip geç sakinleşendir. Eğer bir kişi hem öfkesinde yavaş hem de sükûnete dönüşte yavaş, ya da hem çabuk öfkelenip hem de çabuk sakinleşen ise, bu da makul bir dengedir. Dikkat edin! Tüccarların en hayırlısı, borcunu güzel ödeyen alacağına da güzel tavır takınandır. En şerlisi ise kötü ödeme yapan ve alacağına da kötü tavır takınan kişidir. Eğer bir kişi iyi ödeme yapar ama alacağını kötü isterse, yahut kötü ödeme yapar ama alacağını iyi isterse, bu da bir denge hâlidir. Dikkat edin! Her hainin, kıyamet gününde ihanetine göre bir sancağı olacaktır. En büyük ihanet ise halkın yöneticisinin ihanetidir. Dikkat edin! İnsanlardan çekinerek kimse hakkı bildiği hâlde söylemekten geri durmasın. Bilin ki, en faziletli cihad, zalim bir sultana karşı söylenen hak sözdür." Hz. Peygamber (sav) güneş batmaya yaklaşınca da şöyle buyurdu: "Dikkat ediniz! Yaşanan kısmına nispetle geri kalan dünya hayatının misali, geçen kısmına nispetle şu gününüzün geri kalan kısmı gibidir."
Açıklama: Zeyd b. Ali'nin zaafından dolayı bu hadis zayıftır.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ عَدْلٍ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ
Öneri Formu
Hadis Id, No:
50054, HM011160
Hadis:
حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ وَعَفَّانُ قَالَا حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ قَالَ أَخْبَرَنَا عَلِيُّ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَبِي نَضْرَةَ عَنْ أَبِي سَعِيدٍ الْخُدْرِيِّ قَالَ
خَطَبَنَا رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ خُطْبَةً بَعْدَ الْعَصْرِ إِلَى مُغَيْرِبَانِ الشَّمْسِ حَفِظَهَا مِنَّا مَنْ حَفِظَهَا وَنَسِيَهَا مِنَّا مَنْ نَسِيَهَا فَحَمِدَ اللَّهَ قَالَ عَفَّانُ وَقَالَ حَمَّادٌ وَأَكْثَرُ حِفْظِي أَنَّهُ قَالَ بِمَا هُوَ كَائِنٌ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ أَمَّا بَعْدُ فَإِنَّ الدُّنْيَا خَضِرَةٌ حُلْوَةٌ وَإِنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا فَنَاظِرٌ كَيْفَ تَعْمَلُونَ أَلَا فَاتَّقُوا الدُّنْيَا وَاتَّقُوا النِّسَاءَ أَلَا إِنَّ بَنِي آدَمَ خُلِقُوا عَلَى طَبَقَاتٍ شَتَّى مِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ مُؤْمِنًا وَيَحْيَا مُؤْمِنًا وَيَمُوتُ مُؤْمِنًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ كَافِرًا وَيَحْيَا كَافِرًا وَيَمُوتُ كَافِرًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ مُؤْمِنًا وَيَحْيَا مُؤْمِنًا وَيَمُوتُ كَافِرًا وَمِنْهُمْ مَنْ يُولَدُ كَافِرًا وَيَحْيَا كَافِرًا وَيَمُوتُ مُؤْمِنًا أَلَا إِنَّ الْغَضَبَ جَمْرَةٌ تُوقَدُ فِي جَوْفِ ابْنِ آدَمَ أَلَا تَرَوْنَ إِلَى حُمْرَةِ عَيْنَيْهِ وَانْتِفَاخِ أَوْدَاجِهِ فَإِذَا وَجَدَ أَحَدُكُمْ شَيْئًا مِنْ ذَلِكَ فَالْأَرْضَ الْأَرْضَ أَلَا إِنَّ خَيْرَ الرِّجَالِ مَنْ كَانَ بَطِيءَ الْغَضَبِ سَرِيعَ الرِّضَا وَشَرَّ الرِّجَالِ مَنْ كَانَ سَرِيعَ الْغَضَبِ بَطِيءَ الرِّضَا فَإِذَا كَانَ الرَّجُلُ بَطِيءَ الْغَضَبِ بَطِيءَ الْفَيْءِ وَسَرِيعَ الْغَضَبِ وَسَرِيعَ الْفَيْءِ فَإِنَّهَا بِهَا أَلَا إِنَّ خَيْرَ التُّجَّارِ مَنْ كَانَ حَسَنَ الْقَضَاءِ حَسَنَ الطَّلَبِ وَشَرَّ التُّجَّارِ مَنْ كَانَ سَيِّئَ الْقَضَاءِ سَيِّئَ الطَّلَبِ فَإِذَا كَانَ الرَّجُلُ حَسَنَ الْقَضَاءِ سَيِّئَ الطَّلَبِ أَوْ كَانَ سَيِّئَ الْقَضَاءِ حَسَنَ الطَّلَبِ فَإِنَّهَا بِهَا أَلَا إِنَّ لِكُلِّ غَادِرٍ لِوَاءً يَوْمَ الْقِيَامَةِ بِقَدْرِ غَدْرَتِهِ أَلَا وَأَكْبَرُ الْغَدْرِ غَدْرُ أَمِيرِ عَامَّةٍ أَلَا لَا يَمْنَعَنَّ رَجُلًا مَهَابَةُ النَّاسِ أَنْ يَتَكَلَّمَ بِالْحَقِّ إِذَا عَلِمَهُ أَلَا إِنَّ أَفْضَلَ الْجِهَادِ كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ فَلَمَّا كَانَ عِنْدَ مُغَيْرِبَانِ الشَّمْسِ قَالَ أَلَا إِنَّ مِثْلَ مَا بَقِيَ مِنْ الدُّنْيَا فِيمَا مَضَى مِنْهَا مِثْلُ مَا بَقِيَ مِنْ يَوْمِكُمْ هَذَا فِيمَا مَضَى مِنْهُ
Tercemesi:
Bize Yeîd b. Hârûn ve Affân, onlara Hammâd b. Seleme, ona Ali b. Zeyd, ona Ebu Nadre, ona Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir:
Rasulüllah (sav) bize ikindiden sonra güneşin batımına yakın bir zamana kadar bir hutbe verdi. -Bizden onu ezberleyenler ezberledi, unutanlar unuttu. Affân der ki: Hammâd 'Benim hafızamda en çok kalan şunlardır' demiştir.- Önce Allah’a hamd etti. sonra kıyamete kadar olacak olan şeyleri anlattı. Allah’a hamd ve sena ettikten sonra 'amma ba'du' diyerek şöyle buyurdu:
"Muhakkak ki dünya çekici ve tatlıdır. Allah sizin, ne yaptığınızı görmek üzere buraya yerleştirmiştir. Aman ha uyanık olunuz ve dünyanın çekiciliğinden, kadınların da cazibesinden sakınınız! Dikkat edin! Âdemoğlu farklı tabiatlarda yaratılmıştır. Bir kısmı mümin olarak doğar, mümin olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bir kısmı kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı mümin olarak doğar mümin olarak yaşar, kâfir olarak ölür. Bir kısmı da kâfir olarak doğar, kâfir olarak yaşar, mümin olarak ölür. Bilin ki, öfke insanın göğsünde yanan bir kor gibidir. Gözlerinin kızardığını ve boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Her kim böyle bir durumla karşılaşırsa hemen yere (secdeye) yönelsin. Dikkat edin! Erkeklerin en hayırlısı, öfkelendiğinde yavaş öfkelenen ve çabuk sakinleşendir. En şerlisi ise, çabuk öfkelenip geç sakinleşendir. Eğer bir kişi hem öfkesinde yavaş hem de sükûnete dönüşte yavaş, ya da hem çabuk öfkelenip hem de çabuk sakinleşen ise, bu da makul bir dengedir. Dikkat edin! Tüccarların en hayırlısı, borcunu güzel ödeyen alacağına da güzel tavır takınandır. En şerlisi ise kötü ödeme yapan ve alacağına da kötü tavır takınan kişidir. Eğer bir kişi iyi ödeme yapar ama alacağını kötü isterse, yahut kötü ödeme yapar ama alacağını iyi isterse, bu da bir denge hâlidir. Dikkat edin! Her hainin, kıyamet gününde ihanetine göre bir sancağı olacaktır. En büyük ihanet ise halkın yöneticisinin ihanetidir. Dikkat edin! İnsanlardan çekinerek kimse hakkı bildiği hâlde söylemekten geri durmasın. Bilin ki, en faziletli cihad, zalim bir sultana karşı söylenen hak sözdür." Hz. Peygamber (sav) güneş batmaya yaklaşınca da şöyle buyurdu: "Dikkat ediniz! Yaşanan kısmına nispetle geri kalan dünya hayatının misali, geçen kısmına nispetle şu gününüzün geri kalan kısmı gibidir."
Açıklama:
Zeyd b. Ali'nin zaafından dolayı bu hadis zayıftır.
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
أَفْضَلُ الْجِهَادِ كَلِمَةُ عَدْلٍ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ebu Said el-Hudrî 11160, 4/51
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. Ali b. Zeyd el-Kuraşî (Ali b. Zeyd b. Abdullah b. Züheyr b. Abdullah b. Cüd'ân)
4. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
5. Ebu Halid Yezid b. Harun el-Vasitî (Yezid b. Harun b. Zâzî b. Sabit)
5. Ebu Osman Affân b. Müslim el-Bahilî (Affân b. Müslim b. Abdullah)
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
Hadis Rivayeti
İnsan, insanın yaratılış gayesi, yapısı ve saygınlığı
İnsan, yaratılış özellikleri
Kıyamet, yakın olması
KTB, YARATILIŞ
Müslüman, Gerçeği/hakkı korkmadan söylemek
Öfke, öfke kontrolü
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Zulüm, zulüm cezasız kalmaz
Bize Muhammed Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi:
"Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. Şu'be Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu da aktarmıştır: Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. O halde, ensar ve muhacire (cennet nimetlerini) ikram eyle."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2777, M004674
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالَ ابْنُ الْمُثَنَّى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ أَخْبَرَنَا شُعْبَةُ عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَقُولُ:
"اللَّهُمَّ إِنَّ الْعَيْشَ عَيْشُ الآخِرَةِ. قَالَ شُعْبَةُ أَوْ قَالَ اللَّهُمَّ لاَ عَيْشَ إِلاَّعَيْشُ الآخِرَهْ، فَأَكْرِمِ الأَنْصَارَ وَالْمُهَاجِرَهْ."
Tercemesi:
Bize Muhammed Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi:
"Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. Şu'be Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu da aktarmıştır: Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. O halde, ensar ve muhacire (cennet nimetlerini) ikram eyle."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4674, /771
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Dua, başkası için dua etmek
Dünya, dünya hayatı
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
Hz. Peygamber, duaları
KTB, DUA
Siyer, Hendek günü
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13516, M007088
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا يَزِيدُ بْنُ هَارُونَ أَخْبَرَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ الْبُنَانِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"يُؤْتَى بِأَنْعَمِ أَهْلِ الدُّنْيَا مِنْ أَهْلِ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيُصْبَغُ فِى النَّارِ صَبْغَةً ثُمَّ يُقَالُ يَا ابْنَ آدَمَ هَلْ رَأَيْتَ خَيْرًا قَطُّ هَلْ مَرَّ بِكَ نَعِيمٌ قَطُّ فَيَقُولُ لاَ وَاللَّهِ يَا رَبِّ. وَيُؤْتَى بِأَشَدِّ النَّاسِ بُؤْسًا فِى الدُّنْيَا مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ فَيُصْبَغُ صَبْغَةً فِى الْجَنَّةِ فَيُقَالُ لَهُ يَا ابْنَ آدَمَ هَلْ رَأَيْتَ بُؤْسًا قَطُّ هَلْ مَرَّ بِكَ شِدَّةٌ قَطُّ فَيَقُولُ لاَ وَاللَّهِ يَا رَبِّ مَا مَرَّ بِى بُؤُسٌ قَطُّ وَلاَ رَأَيْتُ شِدَّةً قَطُّ."
Tercemesi:
Bize Amr en-Nakıd, ona Yezid b. Harun, ona Hammad b. Seleme, ona Sabit el-Bünânî, ona da Enes b. Malik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Kıyamet günü cehennemliklerden (olduğu halde) dünyadakilerin en zengini getirilip cehenneme bir kere sokulur. Ardından; ey Adem oğlu! (Herhangi) bir güzellik görmüş müsün? (Herhangi) bir nimet sana nasip olmuş mu denilir de o, ey Rabbim! Vallahi, hayır der. Cennetliklerden (olduğu halde) dünyada insanların en fakiri olan da getirilip bir kere cennete sokulur. Ona; ey Adem oğlu! (Herhangi) bir fakirlik görmüş müsün? (Herhangi) bir sıkıntıya maruz kalmış mısın denilir de o, ey Rabbim! Vallahi, hayır! Ne (herhangi) bir fakirlik ne de (herhangi) bir sıkıntı gördüm der."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7088, /1155
Senetler:
()
Konular:
Cehennem, Cehennemlikler
Cennet, ehlinin Allah Teala ile konuşmaları
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14234, M007197
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ إِدْرِيسَ ح
وَحَدَّثَنَا ابْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى وَمُحَمَّدُ بْنُ بِشْرٍ ح
وَحَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ يَحْيَى أَخْبَرَنَا مُوسَى بْنُ أَعْيَنَ ح
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ رَافِعٍ حَدَّثَنَا أَبُو أُسَامَةَ كُلُّهُمْ عَنْ إِسْمَاعِيلَ بْنِ أَبِى خَالِدٍ ح
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا قَيْسٌ قَالَ سَمِعْتُ مُسْتَوْرِدًا أَخَا بَنِى فِهْرٍ يَقُولُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"وَاللَّهِ مَا الدُّنْيَا فِى الآخِرَةِ إِلاَّ مِثْلُ مَا يَجْعَلُ أَحَدُكُمْ إِصْبَعَهُ هَذِهِ - وَأَشَارَ يَحْيَى بِالسَّبَّابَةِ - فِى الْيَمِّ فَلْيَنْظُرْ بِمَ يَرْجِعُ."
[وَفِى حَدِيثِهِمْ جَمِيعًا غَيْرَ يَحْيَى سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ذَلِكَ.]
[وَفِى حَدِيثِ أَبِى أُسَامَةَ عَنِ الْمُسْتَوْرِدِ بْنِ شَدَّادٍ أَخِى بَنِى فِهْرٍ وَفِى حَدِيثِهِ أَيْضًا قَالَ وَأَشَارَ إِسْمَاعِيلُ بِالإِبْهَامِ.]
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona da Abdullah b. İdris; (T)
Bize İbn Nümeyr, ona da babası ve Muhammed b. Bişr; (T)
Bize Yahya b. Yahya, ona da Musa b. A'yun; (T)
Bize Muhammed b. Râfi', ona da Ebu Üsame, onlara İsmail b. Ebu Halid; (T)
Bize Muhammed b. Hatim, ona Yahya b. Said, ona İsmail, ona Kays, ona da Benû Fihr'in kardeşi Müstevrid'in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu:
"Vallahi, ahirette dünyanın (değeri), ancak sizden birinin şu parmağını -Yahya b. Said işaret parmağını gösterdi- denize daldırdığında (çıkardığı su) kadardır. Baksın bakalım, ne kadar su çıkarabilmiş?"
[Yahya'nın dışındaki diğer bütün ravilerin hadisinde; ben bunu Rasulullah (sav) söylerken işittim ibaresi vardır.]
[Ebu Üsame'nin hadisinde; Benû Fihr'in kardeşi Müstevrid b. Şeddâd'dan ibaresi de yer alır. Yine onun hadisinde; İsmail baş parmağı ile işaret etti ifadesi vardır.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cennet ve sıfatü neîmihâ ve ehlihâ 7197, /1171
Senetler:
1. Müstevrid b. Şeddad el-Kuraşi (Müstevrid b. Şeddad b. Amr b. Ahab b. Habib)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Muhammed Abdullah b. İdris el-Evdî (Abdullah b. İdris b. Yezid b. Abdurrahman)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
DÜNYA - AHİRET DENGESİ
Dünya, aldatıcılığı
Dünya, dünya hayatı
Dünya, dünyaya düşkünlük
Dünya, hayatının değeri ve değersizliği
İman, Esasları, Ahirete, üstünlüğü
KTB, İMAN