267 Kayıt Bulundu.
Bize Osman b. Ahmed ed-Dekkak, ona İbrahim b. el-Heysem, ona Yahya b. Bükeyr, ona el-Leys, ona Hayve b. Şureyh, ona Ukbe b. Müslim, ona da Abdullah b. el-Hâris b. el-Cez’ ez-Zübeydî, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini işittim, dedi: “Vaya o topukların ve ayak tabanlarının ateşten başına geleceklere!..”
Bize Osman b. Ahmed ed-Dekkak, ona Ali b. İbrahim el-Vâsıtî, ona el-Hâris b. Mansur, ona Ömer b. Kays, ona İbn Şihâb, ona Urve, ona da Hz. Âişe (ra) şöyle dedi: “Rasûlullah (sav) abdest alırkenparmaklarının arasını hilâlliyor, elinin üstünü ovuyor ve şöyle diyordu: “Parmaklarınızın arasını hilâlleyin ki, Allah onların arasını ateşle hilâllemesin! Vay o topukların ateşyen başına geleceklere..”
Bize Abdullah b. Muhammed b. Abdülaziz, ona Abbas b. el-Velîd en-Narsî, ona Abdülvâhid b. Ziyâd, ona Leys, ona Abdurrahman b. Sâbıt, ona da Ebû Ümâme veya Ebû Ümâme’nin kardeşi şöyle haber vermiş: “Rasûlullah (sav) bir gurup insanın içersinde bir adamın topuklarında dirhem kadar yahut tırnak büyüklüğünde bir yere su değmediğini gördü ve ‘Vay o topukların ateşten çekeceklerine!’ dedi. Bunun üzerine her biri topuklarına baktı, eğer suyun değmediği bir yer gördü ise tekrar abdest aldı.”
Bize Ebû Bekir en-Nisâbûrî, ona Ahmed b. Abdurrahman b. Vehb, ona amcası, onaCerîr b. Hâzim, ona da Katâde b. Diâme’nin haber verdiğine göre Enes b. Malik şöyle diyordu: “Abdest alan, ancak topuğunda tırnak büyüklüğünde bir alana suyu ulaştırmayan bir adam Rasûlullah’a (sav) gelmiş, Hz. Peygamber ona şöyle demişti: “Git, abdestini güzelce al!” Bu hadisi Katâde’den rivayette Cerîr b. Hâzim tek kalmıştır, fakat o sika bir ravidir.
Bize Ahmed b. Abdullah el-Vekîl, ona el-Hasan b. Arafe, ona Hüşeym, ona el-Haccâc ve Abdülmelik, onlara Atâ, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî’nin rivayet ettiğine göre; abdestte ayağının sırtına su değmeyen bir adam görmüş ve ona; “- Bu abdestle mi namaz kıldın?” diye sormuştu. Adam, “- Ey mü’minlerin emîri, soğuk çok şiddetl idi, ayrıca beni donmaktan loruyacak bir şeyim de yok” dedi. Hz. Ömer adamın azmini gördükten sonra kendisine acıdı ve ona, “- Git, ayağından yıkamadığın kısmı da yıka ve namazını da iadet et” dedi. Sonra da ona bir hırka verilmesini emretti.
Bize İbn Mübeşşir, ona Ahmed b. Sinan, ona Yazîd b. Harun, ona Abdüsselâm b. Salih, ona İshak b. Süveyd, ona el-Alâ’ b. Ziyâd, ona da Rasûlullah’ın (sav) kendisinden razı olunmuş ashabından biri şöyle anlatmış: “Bir gün Rasûlullah (sav) gusledip insanların yanına gitmişti. Vücudunda su değmemiş parlak bir nokta kalmıştı. Biz, “- Ey Allah’ın rasûlü, şu parlak noktaya su değmemiş” dedik. Rasûlullah’ın (sav) uzun saçları vardı, o saçların ıslaklığı ile su değmeyen o noktayı da ıslattı. Bu hadisi rivayet eden Abdüsselâm, Basralıdır, hadiste kavi değildir. Diğer raviler ise sikadırlar ve bunu İshak vasıtasıyla el-Alâ’dan Mürsel olarak rivayet etmişlerdir.