Giriş

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ile Amr en-Nâkid ve Züheyr b. Harb, onlara Süfyan b. Uyeyne, ona Zührî, ona Ebu Seleme; (T) Bize Muhammed b. Râfi, ona Abdürrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona İbn Müseyyeb, onlara da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini rivayet etmişler.


    Öneri Formu
2000 M000645 Müslim, Tahâre, 87

Bize Ebû Abdullah el-Hafız, ona Cafer b. Muhammed b. Nusayr el-Huldî, ona Musa b. Harun, ona Kuteybe b. Saîd, ona el-Muğîre b. Abdurrahman, ona Ebû'z-Zinâd, ona el-A'rec, ona da Ebû Hureyre (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini rivayet etti: "Biriniz uykudan kalktığında, ellerini yıkamadan abdest suyunun bulunduğu kazana sokmasın! Çünkü uykuda iken elinin nerede gecelediğini bilemez." Bunu Müslim, Sahîh'inde Kuteybe b. Saîd'den rivayet etti.


    Öneri Formu
137298 BS000578 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 180


    Öneri Formu
288745 M000645-4 Müslim, Tahâre, 87


    Öneri Formu
288746 M000645-3 Müslim, Tahâre, 87


    Öneri Formu
288747 M000645-2 Müslim, Tahâre, 87

Bize Musa b. İsmail, ona Ebân, ona Katade, ona Muhammed b. Sîrîn, ona da Ebu Hureyre Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Köpek bir kabı yaladığı zaman yedi kere yıkayın ancak yedincide onu toprakla temizleyin." Ebu Davud şöyle dedi: 'Bu hadisi Ebu Salih ve Ebu Rezîn, A'rec, Sâbit el-Ahnef, Hemmâm b. Münebbih ve Ebu's-Suddî, Ebu Hureyre'den rivayet etmişler ancak topraktan bahsetmemişlerdir.'


Açıklama: Metinde geçen sıralamanın aksine ilkinin toprakla temizlenip geri kalanların suyla yıkanmasını emreden tarikler hem ravilerinin çokluğu hem de daha fazla zabt sahibi olmaları sebebiyle tercih edilmiştir İbn Hacer, Fethu'l-bârî, (neşr. Abdülaziz b. Abdullah b. Bâz, Muhammed Fuad Abdulbâkî, Muhibbuddîn el-Hâtib), 1/276.

    Öneri Formu
1394 D000073 Ebu Davud, Taharet, 37

Bize Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Abdülhamîd b. Abdurrahman b. Zeyd b. el-Hattâb, ona Abdullah b. Abdullah b. el-Hâris b. Nevfel, ona da Abdullah b. Abbas (ra.) şöyle rivâyet etti: "Ömer b. el-Hattâb, Şam’a gitmek üzere yola çıkmıştı. Serğ mevkiine varınca, ordu komutanları Ebu Ubeyde b. Cerrâh ve arkadaşlarına rastladı. Kendisine Şam’da veba salgını başladığını haber verdiler. İbn Abbas, der ki: Hz. Ömer 'Bana ilk muhacirleri çağır' dedi. Hz. Ömer onlarla istişare etti. Onlara, Şam’da veba salgını baş gösterdiğini haber verdi (ne yapmak gerektiğini sordu). Onlar da konuyu tartıştılar. Bazıları 'Sen bir iş için yola çıktın, bundan geri dönmeni doğru bulmayız' derken, bazıları da 'Yanında insanların geri kalanı ve Rasulullah’ın ashabı var. Onları vebanın kucağına atmanı doğru bulmayız' dediler. Hz. Ömer 'Gidebilirsiniz' dedi. Sonra 'Bana Ensârı çağır' dedi. Gidip onları çağırdım. Onlarla da istişare etti. Onlar da Muhacirler gibi davrandılar ve onlar gibi tartıştılar. Hz. Ömer onlara 'Gidebilirsiniz' dedi. Sonra 'Bana, fetih muhacirlerinden burada bulunan Kureyş’in yaşlılarını çağır' dedi. Onları da çağırdım. Onlardan iki kişi bile ihtilafa düşmeden 'İnsanları geri çevirmeni, onları bu vebanın içine atmamanı uygun buluyoruz' dediler. Bunun üzerine Hz. Ömer, halka 'Ben, sabahleyin hayvanıma binip (dönüyorum). Siz de binin' dedi. Ebu Ubeyde b.Cerrâh 'Allah’ın kaderinden mi kaçıyorsun?' dedi. Hz. Ömer de ona 'Keşke bunu, senden başka biri söyleseydi ey Ebu Ubeyde! Evet, Allah’ın kaderinden, Allah’ın kaderine kaçıyorum. Senin develerin, iki yakası bulunan bir vadiye inseler, vadinin bir yakası yeşil otlak, diğeri kıraç olsa, sürünü yeşil otlakta otlatınca da, kıraç yakada otlatınca da Allah’ın kaderiyle otlatmış olmaz mısın?' dedi. Bu sırada, bir ihtiyacından dolayı ortalıkta gözükmeyen, Abdurrahman b. Avf çıka geldi ve şöyle dedi: Bu konuda bende bir bilgi var. Ben Rasulullah’ın (sav) 'Bir yerde veba olduğunu işitirseniz, oraya girmeyin. Bulunduğunuz yerde veba çıkınca da, kaçmak amacıyla oradan çıkmayın' buyurduğunu işittim. Bunu üzerine Hz. Ömer, Allah’a hamd etti ve geri döndü."


    Öneri Formu
38544 MU001621 Muvatta, Câmi, 7


    Öneri Formu
17373 B005538 Buhari, Zebaih ve's-Sayd, 34


    Öneri Formu
270345 D000105-2 Ebu Davud, Taharet, 49