119 Kayıt Bulundu.
Bize Ârim, ona Hammâd, ona Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Ebu Talha ile Enes b. Nadr, Enes ibn Mâlik'e dağlama tedavisi uygulamışlar ve dağlamayı Ebu Talha bizzat kendi eliyle yapmıştır. Abbâd der ki: Bize Eyyûb, ona Ebu Kılâbe, ona da Enes b. Mâlik şöyle demiştir: Rasulullah (sav) Ensâr'dan bir hane halkına zehirli hayvanların zehrinden ve kulak ağrısından korunmak üzere rukye (okuyup üflemek) yoluyla tedaviye izin vermiştir. Yine Enes der ki: Rasulullah (sav) hayatta iken zatülcenp hastalığından dolayı bana dağlama tedavisi yapıldı. Ebu Talha, Enes b. Nadr, Zeyd b. Sabit benim bu tedavimde hazır bulundu, Ebu Talha dağlamayı yaptı.
Bize Ahmed b. Muhammed b. Hanbel, ona Yahya b. Said, ona Şu'be, ona Ebu't-Teyyâh, ona Mutarrif, ona da İbn Mugaffel şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) köpeklerin öldürülmesini emretti. Sonra 'Bu insanların köpeklerle ne işi var?' buyurdu. Koyun ve av köpeğinin öldürülmemesine ruhsat verdi. Sonra şöyle buyurdu: 'Köpek bir kabı yaladığı zaman onu yedi kez yıkayın, sekizincide toprakla ovun." [Ebu Davud dedi ki: "İbn Mugaffel böyle dedi."]
Açıklama: "Bu insanların köpeklerle ne işi var" ifadesiyle onların kendi hallerine bırakılmasına işaret edilmektedir. Hz. Peygamber'in köpeklerin öldürülmesini emretmesi, kuduz ve benzeri salgınlar nedeniyledir. Hayat normale döndüğünde, bu uygulamaya son verilmiştir. Bu sebeple sahabe ve daha sonraki alimler arasında köpeklerin öldürüleceğine dair bir anlayış bulunmamaktadır. Yaladığı kabın biri toprakla olmak şartıyla yedi kez yıkanmasına yapılan vurgu, insanların özel yaşam alanının dışında tutulmasına yönelik beyan olarak anlaşılmıştır. Bu nedenle ihtiyaç odaklı bakımına izin verilirken, eve sokulması uygun görülmemiştir.
Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Kesîr, ona Atâ, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) hadisi Hz. Peygamber'e (sav) nispet ederek şöyle rivayet etmiştir: "Yemek kapların ağzını örtün, su kırbalarının ağız iplerini bağlayın, kapıları kapatın, yatsı vaktinde çocuklarınızı dışarıya bırakmayın. Çünkü o zamanda cinler yayılır ve hızlıca çalıp giderler. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fare bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar." İbn Cureyc ve Hubeyb, Atâ'dan yaptıkları rivayette (cinler yerine) şeytanlar ifadesini kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile İbn Cüreyc arasında inkıta vardır.
Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Kesîr, ona Atâ, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) hadisi Hz. Peygamber'e (sav) nispet ederek şöyle rivayet etmiştir: "Yemek kapların ağzını örtün, su kırbalarının ağız iplerini bağlayın, kapıları kapatın, yatsı vaktinde çocuklarınızı dışarıya bırakmayın. Çünkü o zamanda cinler yayılır ve hızlıca çalıp giderler. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fare bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar." İbn Cureyc ve Hubeyb, Atâ'dan yaptıkları rivayette (cinler yerine) şeytanlar ifadesini kullanmıştır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Habib b. Zaide arasında inkıta vardır.
Bize Müsedded, ona Hammâd b. Zeyd, ona Kesîr, ona Atâ, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) hadisi Hz. Peygamber'e (sav) nispet ederek şöyle rivayet etmiştir: "Yemek kapların ağzını örtün, su kırbalarının ağız iplerini bağlayın, kapıları kapatın, yatsı vaktinde çocuklarınızı dışarıya bırakmayın. Çünkü o zamanda cinler yayılır ve hızlıca çalıp giderler. Uyku sırasında kandilleri söndürünüz. Çünkü fare bazen yanan fitili çeker de ev halkını yakar." İbn Cureyc ve Hubeyb, Atâ'dan yaptıkları rivayette (cinler yerine) şeytanlar ifadesini kullanmıştır.