Giriş

Bize Muhammed b. Yahya en-Nisâbûrî, ona Ebû'l-Velîd Hişâm b. Abdülmelîk, ona Hammâd, ona Âsım, ona Zirr b. Hubeyş, ona da Abdullâh b. Mes'ûd (ra) şöyle rivâyet etmiştir: "- Ey Allah'ın rasûlü, Ümmetinden görmediğin kimseleri (kıyamette) nasıl tanıyacaksın?" diye soruldu. "- Abdest azalarının oarlaklığı ile; onların abdest azaları parlak olacaktır" buyurdu. izleri ile gurr, muhaccel ve bulkturlar." Ebû'l-Hasan el-Kattân, bize Ebû Hâtim, ona da Ebû'l-Velîd rivayet etti diyerek bu hadîsin benzerini zikretti.


Açıklama: Elbani bu hadisin hasen-sahih olduğunu ifade etmiştir

    Öneri Formu
8717 İM000284 İbn Mâce, Tahâret, 6

Bize Ahmed b. Abdullah, ona Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona da Âsım b. Süleyman şöyle anlatmış: Onlar Selâsil gazvesine katılıp Muâviye'nin yanına dönmüşlerdi. Muâviye'nin yanında Ebu Eyyûb ile Ukbe b. Âmir de bulunuyordu. Ebu Eyyûb, ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kim emredildiği şekilde abdestini alır ve yine emredildiği şekilde namazını kılarsa daha önce işlemiş olduğu günahları bağışlanır." Ebû Eyyûb, Ukbe'ye, "Öyle değil mi, ya Ukbe!" diye sordu. Ukbe de, "Evet gerçekten öyle" diye cevap verdi.


Açıklama: Burada bağışlanacağı ifade edilen günahlar, insanın işlemiş olduğu küçük hatalardır.

    Öneri Formu
38828 DM000744 Darimi, Taharet, 44

Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."


Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.

    Öneri Formu
280877 M000584-2 Müslim, Tahâre, 39

Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."


Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.

    Öneri Formu
280878 M000584-3 Müslim, Tahâre, 39

Bize Yahya b. Eyyüb, Süreyc b. Yunus, Kuteybe b. Saîd ve Ali b. Hucr, İsmail b. Cafer'den, -İbn Eyyüb, İsmail'den "Haddesena" sigasını kullanmış, hadisi şeyhinden işittiğini belirtmiştir-, ona Alâ'dan, ona Ebû Alâ Abdurrahman b. Yakub'dan ona Ebû Hureyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) mezarlığa gelip "Selam size ey müminlerin diyarı! Allah'ın dilediği zaman biz de size katılacağız! Kardeşlerimi görmüş olmayı çok isterdim" buyurmuştu. (Orada bulunan ashâb): "Biz senin kardeşlerin değil miyiz, ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Siz benim ashâbımsınız. Kardeşlerimiz ise henüz gelmeyenlerdir" buyurdu. "Ümmetinden daha gelmeyenleri nasıl tanıyor ve biliyorsun ey Allah'ın resulü?" diye sordular. Hz. Peygamber "Bir adamın simsiyah atlar arasında alnı ve ayakları beyazlı atları olsa onları seçemez mi?" diye sordu. "Elbette seçer" dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine şöyle buyurdu: "Onlar aldıkları abdest sebebiyle alınlarında ve ayaklarında nur olduğu halda gelirler. Ben onları havuza götürürüm. Dikkat ediniz! Bazı kimseler benim havuzumdan kaybolup (başka bir sürüye katılmış) devenin kovulduğu gibi kovulacaklar. Ben onlara "Haydi, buraya gelin" derim. Ama "Onlar senden sonra hallerini değiştirdiler" denilir. Ben de 'Öyleyse uzak olsunlar, uzak olsunlar' derim."


Açıklama: Burada havuzdan uzaklaştırılanların Rasulullah'tan sonra yaşayan mürted ve munafıklar olduğu belirtilir. Bunların abdest yerlerinin parlaması caiz görülmüştür. (Nevevî, Şerhu Muslim, III, 136-137). Nitekim kendilerine kahraman denilsin diye savaşıp ölenlerin kanlarıyla Allah huzuruna getirilmesinde benzer bir mana bulunabilir. Ancak Allah onların niyetleri ila-i kelimetullah olmadığı için amellerini kabul etmemiştir.

    Öneri Formu
280879 M000584-4 Müslim, Tahâre, 39

Bize Osman b. Ebî Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Ebû Malik Sa'd b. Tarık, ona Rib'î, ona da Huzeyfe (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benim havuzumun boyu Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Hayatım elinde olan Allah'a yemin olsun ki o havuzun kâseleri yıldızlardan daha çoktur, suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, yabancı develeri kendi havuzundan uzaklaştıran bir adam gibi ben de bazı insanları havuzumdan uzaklaştıracağım." Kendisine; "- Ey Allah'ın Rasûlü! O gün bizi tanıyacak mısın?" diye soruldu. Bunun üzerine Rasûlullah (sav); "- Evet. Siz, başka hiç bir ümmette bulunmayan, abdest izlerinden dolayı yüzlerinizde ve ayaklarınızda var olan bir parlaklıkla benim yanıma geleceksiniz" buyurdu.


    Öneri Formu
32406 İM004302 İbn Mâce, Zühd, 36

Bize el-Humeydî, ona Süfyân, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Hz. Osman’ın âzâtlısı Humrân rivâyet etti: “Hz. Osman (ra) oturakların üzerinde abdest alıyordu. Abdest azalarını üçer kez yıkadı, sonra da, “Ben Rasûlullah’ın (sav) abdesti böyle aldığnı gördüm” dedi, sonra da Hz. Peygamber’in (sav) şöyle b uyurduğunu işittim, diye ekledi: “Cenâb-ı Hak, abdestini güzelce alan sonra da namazını kılan bir adamın, o namazla kılacağı diğer namaz arasındaki (hatalarını) bağışlar.”


    Öneri Formu

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Abdülaziz ed-Derâverdî (T) Bana İshak b. Musa el-Ensârî, ona Ma'n, ona Mâlik, onlara Alâ b. Abdurrahman, ona babası Abdurrahman, ona da Ebû Hureyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) bir gün mezarlığa gitmiş ve şöyle buyurmuştur: "Selam size Ey mümin topluluğun diyarı! Biz Allah'ın izniyle (bir gün) size katılacağız." Sonra İsmail b. Cafer'in hadisinin benzerini nakletti. Ancak Mâlik'in hadisi "O gün havuzumdan bazı kimseler kesinlikle uzaklaştırılır..." şeklindedir.


    Öneri Formu
271397 M000585-2 Müslim, Tahâre, 39

Bize Yunus b. Muhammed ile Hucey, onlara Leys b. Sa'd, ona Ebû'z-Zübeyr, ona Süleyman b. Abdurrahman, ona da Asım b. Süfyan es-Sekafî şöyle anlatmış: Ashâb-ı kirâm Zatü's-Selâsil gazvesine çıkmışlardı, fakat savaş yapılmamıştı. Sahabîler bir müddet ribatta beklemişler, sonra da Muâviye'nin yanına dönmüşlerdi. O sırada Ebû Eyyûb ile Ukbe b. Amir (ra) de Muâviye'nin (ra) yanında idiler. Asım dedi ki: "- Ey Ebû Eyyub, bu yılki savaşı kaçırdık. Bize, 'Kim mescitte -Huceyn'in rivayetinde, dört mescitte- namaz kılarsa günahı affolur' şeklinde bir rivâyet ulaştı. Ebû Eyyub şu karşılığı verdi: "- Ey kardeşimin oğlu! Ben sana bundan daha kolay bir şeyi göstereyim mi? ına rehberlik edeyim mi? Ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa, geçmiş günahları bağışlamır." Ebû Eyyub, "Öyle değil mi ya Ukbe?" diye sorar. Ukbe de, "Evet" der.


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahih li ğayrihidir. Buradaki dört mescitten maksat, muhtemelen Mescid-i Haram, Mescid- Nebî, Mescid-i Aksâ ve Kubâ mescididir.

    Öneri Formu
75206 HM023993 İbn Hanbel, V, 423

Bize Ebu Küreyb ile Vâsıl b. Abdüla'lâ -hadisin lafzı Vâsıl'a aittir-, onlara İbn Fudayl, ona Ebu Mâlik el-Eşcaî, ona Ebû Hâzim, ona da Ebû Hureyre'nin (ra.) rivayet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Ümmetim Kevser havuzunun başında benim yanıma gelecek. Başkasının develerini kendi devesinden uzaklaştıran adam gibi ben de bazı insanları havuzdan uzaklaştıracağım." Bunun üzerine sahabe; "- Ey Allah'ın Peygemberi! O zaman sen bizi tanıyacak mısın?" diye sordu. Rasulullah (sav.) da; "- Evet. Sizin, sizden başka kimsede bulunmayan bir simanız olacak, o gün siz benim yanıma abdest izlerinden dolayı yüzünüz ve ayaklarınız parlayarak geleceksiniz. Ancak içinizden bir gurup insan benden alıkonulacak ve bana erişemeyecek. O zamane ben; "- Ya rabbî, onlar benim ashabımdan olan insanlardır" diyeceğim. Hemen bir melek bana; "- Senden sonra onların neler yaptıklarını biliyor musun?" şeklinde cevap verecek.


    Öneri Formu
280876 M000582-2 Müslim, Tahâre, 37