Giriş

Bize Hüseyin b. Muhammed, ona Halef b. Halîfe, ona Ebû Maliğk el-Eşcaî, ona da Ebû Hâzim şöyle rivâyet etti: Ebû Hureyre (ra) abdest alırken ben onun arkasında duruyordum. Abdest suyunu koltuk altına kadar ulaştırıyordu. Ona; "- Ey Ebû Hureyre! Bu nasıl abdest alma?" deyince şöyle cevap verdi: "- Ey Ferruh Oğulları! Siz burada mıydınız? Eğer sizin burada olduğunuzu bilseydim böyle abdest almazdım. Ancak ben, dostum Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Mü'minin ziyneti (nuru, parlaklığı) abdest suyunun ulaştığı yerlere kadar yayılır."


Açıklama: İsnadı kavîdir. Halef b. Halîfe hakkında kendisini sahihlik durumundan indirecek ifadeler bulunmaktadır. Bu yüzden isnad sahih değil kavîdir.

    Öneri Formu
46800 HM008827 İbn Hanbel, II, 371

Bize Ebû Âmnir, ona Fuleyh b. Süleyman, ona Nuaym b. Abdullah el-Mücemmir'in anlattığına göre; kendisi, mescidin üstünde bulunan Ebû Hureyre'nin (ra) çıkmıştı. O sırada Ebû Hureyre abdest alıyordu, kollarını kaldırıp bana doğru döndü ve dedi ki: Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle dediğini işittim: "Kıyamet günü benim ümmetim, abdest izlerinin parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" Râvî Nuaym dedi ki: Buradaki "Abdest uzuvlarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!" cümlesi Rasûlullah'ın (sav) sözü müdür, yoksa Ebû Hureyre'ye mi aittir bilemiyorum."


Açıklama: Hadis sahihtir. فُلَيْحُ بْنُ سُلَيْمَانَ Füleyh b. Süleym hakkında söylenen kelam mevcuttur. Diğer raviler sikadır.

    Öneri Formu
45145 HM008394 İbn Hanbel, II, 334

Bize Ebû'l-Alâ, ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebî Hilâl, ona Nuaym b. el-Mücemmir şöyle rivâyet etti: "Ebû Hureyre (ra) ile birlikte mescidin üstüne çıkmıştım. Ebû Hureyre'nin üzerinde, gömleğin altında şarval vardı. Şarvalı çıkardı, sonra abdest aldı; yüzünü ve kollarını yıkadı, suyu pazılarına kadar, ayaklarını yıkarken de baldırına kadar ulaştırdı. Sonra ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Kıyâmet günü benim ümmetim, abdest azalarının parlaklığı ile sakar ve sekili atlar gibi olacaklar. Dolayısıyla abdest uzuvlarının parlakılığını uzatmaya gücü yeten, bunu yapsın!"


Açıklama: Hadis sahîh isnad kavîdir. Bir önceki hadiste olduğu gibi burada da Ebû'l-Alâ' el-Hasen b. Sevvâr bulunmaktadır. Kendisi labe'se bihi, sadûktur.

    Öneri Formu
48502 HM009184 İbn Hanbel, II, 400

Bize Ebû'n-Nadr, ona Abdulhamîd b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir insan namaz kılma niyeti ile abdeste kalkar, sonra ellerini yıkarsa elleriyle işlediği (küçük) günahları ilk damla ile birlikte dökülür. Ağzına, burnuna su alır ve burnunu sümkürerek temizlerse, diliyle ve dudaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk dökülen damlası ile birlikte dökülür. Yüzünü yıkadığında, gözleri ve kulaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk damlası ile birlikte dökülür. Kollarını dirseklere kadar ve ayaklarını da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkadığında bütün (küçük) günahlarından kurtulur, ve annesinin doğurduğu günkü gibi tertemiz olur. Bundan sonra namaz kılmaya kalkarsa Allah onun derecesini daha da yükseltir. Yerinde kalıp oturursa kurtulmuş olarak oturur."


Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.

    Öneri Formu
71350 HM022623 İbn Hanbel, V, 263

Bize Muhammed b. Bişr, ona Ebû Hayyân, ona Ebû Zur'a, ona da Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) bir sabah namazı esnasında Bilâl'e şöyle dedi: "- Ya Bilâl! İslâm'da fayda göreceğini en çok ümit ettiğin amelini söyle bana, çünkü ben cennette bu gece önümde senin ayak seslerini işittim." Bilâl; "- Ey Allah'ın rasûlü! İslâm'da fayda göreceğimi en çok ümit ettiğim amelim şudur: Ben gecde ve gündüz her saatte tam olarak temizlendikten (abdest aldıktan) sonra, mutlaka bu abdestle rabbimin bana takdir buyurduğu kadar namaz kılarım" dedi.


    Öneri Formu
45125 HM008384 İbn Hanbel, II, 334

Bize Ebû Bekiğr b. İshak el-Fakîh, ona Bağdat'ta el-Hüseyin b. Yesâr el-Hannât, ona Ebû Bilâl el-Eş'arî, ona Muhammed b. Hâzim, ona el-A'meş, ona Ebû Süfyan, ona Cabir (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak yine de bunu tam olarak yapamazsınız. Bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Sürekli abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret eder."


    Öneri Formu
188732 NM000455 Hakim, el-Müstedrek, I, 192 (1/131)

Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. İshak es-Sağânî, ona Ravh b. Ubâde, ona Şu'be rivâyet etti. Bize Ebû Bekir b. İshak, ona Muhammed b. Gâlib, ona Ebû'l-Velîd ile Ebû Amr Muhammed b. Kesîr rivâyet ettiler ve onlar da bize Şu'be rivâyet etti dediler. Yine bize Ahmed b. Cafer el-Katîî, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-A'meş, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak yapamazsınız. Fakat bilin ki dininizin en hayırlı (ameli) namazdır. Devamlı abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret gösterir."


    Öneri Formu
188729 NM000452 Hakim, el-Müstedrek, I, 190 (1/130)

Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Üseyd b. Asım, ona el-Hüseyin b. Hafs, ona da Süfyan rivâyet etti. Yine bize el-Hüseyin b. el-HJasan b. Eyyub, ona Ebû Yahya b. Ebî Meserre, ona Hallâd b. Yahya, ona Ebû'l-Fadl b. İbrahim, ona Cafer b. Muhammed b. el-Hüseyin, ona Yahya b. Yahya, ona Vekî', ona Süfyan, ona Mansur, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra), Rasûlullah'ın (sav) şpöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak başaramazsınız. Fakat bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Devamlı abdestli olmaya da nacak (kâmil) mü'min gayret gösterir." Bu rivâyet, Buharî ve Müslim'in şartlarına göre sahih bir hadistir, ancak onlar bunu tahric etmediler. Bunun ve bunun gibi hadislerin gizli bir kusuru (illet) olduğunu da bilmiyorum. Ancak Ebû Hilâl el-Eş'arî bu rivâyet konusunda vehme düşmüştür, Ebû Muâviye üzerinde vehmetmiştir.


    Öneri Formu
188731 NM000454 Hakim, el-Müstedrek, I, 191 (1/130)

Bize Ebû Âmir Abdülmelik b. Amr, ona Züheyr b. Muhammed, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona Saîd b. el-Müseyyeb, ona da Ebü Saîd el-Hudrî'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Size, Allah'ın günahları sildiği ve sevapları arttırdığı amelin ne olduğunu söyleyeyim mi?" "- Buyur, ey Allah'ın rasûlü" dediler. "- Zor zamanlarda güzelce abdest almak, şu mescidlere giderken çokça adım atmak ve bir namazı kıldıktan sonra diğer namaz vaktini beklemektir. Sizden biri evinden abdestli olarak çıkar, Müslümanlarla beraber namaz kılar, sonra da bir yerde oturur ve diğer namaz vaktini beklerse, melekler onun için 'Allahım, onu bağışla! Allahım ona merhamet eyle' diye dua ederler. Namaza kalktığınızda safları düz tutun, onu tam yapın ve boşlukları doldurun! Ben sizi sırtımın da görürüm. İmamınız 'Allahü ekber' dediğinde siz de 'Allahü ekber' deyin. O rukûya gittiğinde siz de gidin. O 'Semiallahü limen hamideh' deyince siz de 'Allahümme, Rabbena leke'l-hamd' deyin. Şüphe yok ki erkekler için safların en hayırlısı ilk sıralardır, en hayırsızı (sevabı az olanı) da son sıralardır. Kadınlar için ise safların en hayırlı olanı son sıralar, en hayırsızı (sevabı az olanı) da ilk sıralardır. Ey kadınlart cemaati! Erkekler secdeye gittiğinde gözlerinizi kapatın ki gömleğin darlığından dolayı (önünüzdeki) erkeklerin avret mahallerini görmeyin!"


Açıklama: Bu isnad mutaba'atta hasendir.

    Öneri Formu
49233 HM011007 İbn Hanbel, III, 3

Bize Yezîd b. Harun, ona Selîm b. Hayyân, ona Ebû Gâlib, ona da Ebû Ümâme (ra) şöyle dedi: "Abdestini tam ve eksiksiz yaptığın zaman, koltuğuna bağışlanmış olarak oturursun. Peşinden kalkıp bir de namaz kılarsa, kendisine fazilet ve mükâfat yazılır. Sadece oturursa bağışlanmış olarak oturur." Bir adam ona; "- Ey Ebû Ümâme, o kişi kalkıp namaz kıldığında bu nâfile olmaz mı, ne dersin?" diye sorunca şöyle dedi: "- Hayır, nâfile olması sadece Rasûlullah'a (sav) ait olsa gerek. Bu kişi günah ve hatalar içinde yaşarken nasıl nâfile olur? Bilakis fazilet ve mükâfat olarak yazılır."


    Öneri Formu
71224 HM022549 İbn Hanbel, V, 255