337 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû'n-Nadr, ona Abdulhamîd b. Behrâm, ona Şehr b. Havşeb, ona da Ebû Ümâme'nin (ra) rivâyet ettiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Bir insan namaz kılma niyeti ile abdeste kalkar, sonra ellerini yıkarsa elleriyle işlediği (küçük) günahları ilk damla ile birlikte dökülür. Ağzına, burnuna su alır ve burnunu sümkürerek temizlerse, diliyle ve dudaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk dökülen damlası ile birlikte dökülür. Yüzünü yıkadığında, gözleri ve kulaklarıyla işlediği (küçük) günahları suyun ilk damlası ile birlikte dökülür. Kollarını dirseklere kadar ve ayaklarını da topuklara (aşık kemiklerine) kadar yıkadığında bütün (küçük) günahlarından kurtulur, ve annesinin doğurduğu günkü gibi tertemiz olur. Bundan sonra namaz kılmaya kalkarsa Allah onun derecesini daha da yükseltir. Yerinde kalıp oturursa kurtulmuş olarak oturur."
Açıklama: Hadis mütabileriyle birlikte sahihtir.
Bize Yezîde b. Harun, onaq Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona Zirr, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti: "Dedim ki: Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden (dünyada iken) görmediğin kişileri nasıl tanıyacaksın?" "Onlar abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi gelecekler."
Bize Ebû Davud, ona Şu'be, ona el-A'meş şöyle rivâyet etti: Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu Ebû Hureyre'nin (ra) rivâyet ettiğini Zekvân'dan işittim: "İnsan güzelce abdestini alır sonra da başka hiçbir amacı olmadan namaza giderse, attığı her adımdan dolayı Allah onu bir derece yükseltir yahut onun bir hatasını siler."
Bize Ebû Bekiğr b. İshak el-Fakîh, ona Bağdat'ta el-Hüseyin b. Yesâr el-Hannât, ona Ebû Bilâl el-Eş'arî, ona Muhammed b. Hâzim, ona el-A'meş, ona Ebû Süfyan, ona Cabir (ra), Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak yine de bunu tam olarak yapamazsınız. Bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Sürekli abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret eder."
Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. İshak es-Sağânî, ona Ravh b. Ubâde, ona Şu'be rivâyet etti. Bize Ebû Bekir b. İshak, ona Muhammed b. Gâlib, ona Ebû'l-Velîd ile Ebû Amr Muhammed b. Kesîr rivâyet ettiler ve onlar da bize Şu'be rivâyet etti dediler. Yine bize Ahmed b. Cafer el-Katîî, ona Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, ona babası, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona el-A'meş, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra) Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak yapamazsınız. Fakat bilin ki dininizin en hayırlı (ameli) namazdır. Devamlı abdestli olmaya ancak mü'min olan gayret gösterir."
Bize Yezîd b. Harun, ona Hammâd b. Seleme, ona Asım, ona Zirr, ona da Abdullah (ra) şöyle haber verdi: "Dedim ki: Ey Allah'ın rasûlü! Ümmetinden (dünyada iken) görmediğin kişileri nasıl tanıyacaksın?" "Onlasr abdest azalarının parlaklığı sayesinde sakar ve sekili atlar gibi olacaklar."
Bize Ebû'l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Üseyd b. Asım, ona el-Hüseyin b. Hafs, ona da Süfyan rivâyet etti. Yine bize el-Hüseyin b. el-HJasan b. Eyyub, ona Ebû Yahya b. Ebî Meserre, ona Hallâd b. Yahya, ona Ebû'l-Fadl b. İbrahim, ona Cafer b. Muhammed b. el-Hüseyin, ona Yahya b. Yahya, ona Vekî', ona Süfyan, ona Mansur, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd, ona da Sevbân (ra), Rasûlullah'ın (sav) şpöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Dosdoğru olunuz! Ancak bunu tam olarak başaramazsınız. Fakat bilin ki amellerinizin en hayırlısı namazdır. Devamlı abdestli olmaya da nacak (kâmil) mü'min gayret gösterir." Bu rivâyet, Buharî ve Müslim'in şartlarına göre sahih bir hadistir, ancak onlar bunu tahric etmediler. Bunun ve bunun gibi hadislerin gizli bir kusuru (illet) olduğunu da bilmiyorum. Ancak Ebû Hilâl el-Eş'arî bu rivâyet konusunda vehme düşmüştür, Ebû Muâviye üzerinde vehmetmiştir.
Bize Ebû Saîd ile Abdurrahman b. Muhammed es-Serrâc, onlara Ebû'l-Abbas, ona er-Rabî', ona eş-Şâfiî, ona Saîd b. Salim, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona İbnu'l-Hanefiyye, ona da Hz. Ali'nin (ra) haber verdiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Namazın anahtarı abdesttir, başlangıcı tekbir, sonu da selamdır." Ebû Saîd'in rivâyetinde eş-Şâfiî şöyle dedi: "Namaza ancak tekbir ile başlanır ve ancak selam ile bitirilir. Her kim başlangıç tekbirinden selama kadar namazı bozacak bir şey yaparsa, namazı fasit olur. Bu hüküm, bu konuda Rasûlullah'dan (sav) bize rivâyet edilen hadise uygun düşmektedir."
Bize Süfyan b. Uyeyne Ebû Muhammed, ona Mis'ar b. Kidâm, ona Osman b. el-Muğîre es-Sekafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Aliş'nin (ra) şöyle dediği haber verildi: "Ben Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak o hadisten dilediği kadar beni faydalandırırdı. Ancak başkası bana bir hadis rivâyet ettiğinde kendisine yemin verirdim, eğer yemin ederse rivâyetini kabul ederdim. Bir gün bana Ebû Bekir (ra) bir hadis rivâyet etti, şüphesiz Ebû Bekir doğru söylemiştir. O, 'Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim' dedi: "İnsan bir günah işler de hemen arkasından güzelce abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar, sonra da Allah'tan bağışlanma dilerse, Cenâb-ı Hak onu mutlaka bağışlar." Süfyan dedi ki: Bu hadisi bir Asım, ona el-Hasan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivâyet etti. Yalnız bu rivâyette fazla olarak "arınırsa" kelimesi yer almaktadır, o da namazla arınırsa demektir.
Bize Yezîd b. Harun, ona Selîm b. Hayyân, ona Ebû Gâlib, ona da Ebû Ümâme (ra) şöyle dedi: "Abdestini tam ve eksiksiz yaptığın zaman, koltuğuna bağışlanmış olarak oturursun. Peşinden kalkıp bir de namaz kılarsa, kendisine fazilet ve mükâfat yazılır. Sadece oturursa bağışlanmış olarak oturur." Bir adam ona; "- Ey Ebû Ümâme, o kişi kalkıp namaz kıldığında bu nâfile olmaz mı, ne dersin?" diye sorunca şöyle dedi: "- Hayır, nâfile olması sadece Rasûlullah'a (sav) ait olsa gerek. Bu kişi günah ve hatalar içinde yaşarken nasıl nâfile olur? Bilakis fazilet ve mükâfat olarak yazılır."