841 Kayıt Bulundu.
Bize Şeybân b. Ferrûh ve Ebu Kamil el-Cahderî, onlara Ebu Avâne, ona Ebu Bişr, ona Yusuf b. Mâhek, ona da Abdullah b. Amr (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Çıktığımız bir yolculukta Hz. Peygamber (sav) bizden geride kalmıştı. Bize yetiştiğinde ikindi namazı vakti girmişti. O esnada biz [abdest alırken] ayaklarımızı mesh ediyorduk. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) 'ateş değecek topukların vay haline' buyurdu."
Açıklama: Burada Hz. Peygamber'in (sav) 'ateş değecek topukların vah haline' ifadesinden kasıt abdest alırken ayakların iyi yıkanmamasıdır.
Bize Kuteybe b. Saîd, Amr en-Nâkıd ve Muhammed b. Nümeyr, onlara İbn Uyeyne, -Kuteybe Süfyan tahdis etti demiştir-, ona Ebu'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz taşla taharetlenirse tek taşla taharetlensin. Abdest alırken burnuna su alıp sonra sümkürsün."
Bize Kuteybe b. Saîd, Amr en-Nâkıd ve Muhammed b. Nümeyr, onlara İbn Uyeyne, -Kuteybe Süfyan tahdis etti demiştir-, ona Ebu'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Biriniz taşla taharetlenirse tek taşla taharetlensin. Abdest alırken burnuna su alıp sonra sümkürsün."
Bize Muhammed b. İbrahim el-Basrî, ona Bişr b. Mufaddal, ona İbn Avn, ona Âmir es-Şa'bî, ona Urve b. Mugîre ve Muhammed b. Sîrîn, ona bir adam nakletmiş ve bu vasıtayla da hadisi Muğire'ye ulaştırmıştır. -İbn Avn "Bu kişinin bu kişiden naklettiği hadisi bilmiyorum demiştir."- Rivayete göre Mugîre şöyle demiştir: Bir yolculuğunda Rasulullah (sav) ile birlikteydim. Yanındaki bir sopayla sırtıma hafifçe dürttü ve yolunu değiştirdi. Ben de onu takip ettim. Sonra falanca yere gelip devesini çökertti ve uzaklaştı. Gözden kayboluncaya kadar gitti. Ardından geldi ve "Yanında su var mı?" diye sordu. Yanımda bir kırba su vardı. Onu getirip kendisi için döktüm. Ellerini ve yüzünü yıkadı. Ardından kollarını yıkamak istedi. Üzerinde kolları dar bir Şam cübbesi vardı. Ellerini cübbenin altından çıkardı ve yüzünü ve kollarını yıkadı. Hadisin ravisi Hz. Peygamber'in alın ve sarığından da bahsetmiştir. İbn Avn: "Bunları tam olarak ezberleyemedim." demiştir. Sonra mestleri üzerine mesh etti. Sonra "Senin de ihtiyacın varsa sen de gör" dedi. "Benim bir hacetim yok" dedim ve kervanın yanına geldik. İnsanlar Abdurrahman b. Avf'ı imam yapmışlardı. Sabah namazının birinci rekatını kıldırmıştı. Onu uyarmak istediysem de Hz. Peygamber (sav) buna izin vermedi. Yetiştiğimiz rekatı (onun arkasında), yetişemediğimizi ise kendimiz kıldık.
Bize İshak b. İbrahim ve Ali b. Haşrem, onlara İsa b. Yunus, -İshak 'bize haber verdi'; İsa 'bize tahdis etti' ifadesini kullanmıştır.- ona A'meş, ona Müslim, ona Mesrûk, ona Mugîre b. Şu'be şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) hacetini görmek için çıkmıştı. Geri dönünce onu su kabı ile karşıladım ve ona su döktüm. Önce ellerini yıkadı. Ardından yüzünü yıkadı. Kollarını yıkamak istedi ama üzerindeki cübbe dar geldiği (için kollarını hemen çıkaramadı). Sonra onları cübbenin altından çıkarıp yıkadı. Başı ve mestleri üzerine mesh etti. Sonra da biz namaz kıldırdı."