3062 Kayıt Bulundu.
Bize Humeydî, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Talha b. Yahya, ona halası Aişe bt. Talha, ona da müminlerin annesi olan teyzesi Hz. Aişe şöyle haber vermiştir: Hz. Peygamber (sav) bir gün yanıma geldi ve "Yanında yiyecek var mı?" diye sordu. Hz. Aişe, yanımda hiç yiyecek yok deyince Hz. Peygamber (sav): "ben oruc tutacağım" buyurdu.
Açıklama: Oruca niyet, imsak vaktinden önce yapılmalıdır. Genel kural budur. Ancak alimlerin büyük çoğunluğu bu hadisi delil alarak, sadece farz ve nafile oruçlar için, güneşin batmasından başlayarak ertesi gün kaba kuşluk (istivâ) vaktine kadar niyet yapılabileceğini belirtmişlerdir.(Aynî, Umdetü'l-Kârî, X. 432, Beyrut, 1421/2001). Fakat böyle bir niyet için imsak vaktinden itibaren yeme, içme gibi orucu bozan bir iş yapmamış olmak gerekir.
Açıklama: Hadiste geçen "ğurr" kelimesi ayın ilk hilal olarak çıkışındaki parlak haline dendiği gibi, mücerret "parlaklık" anlamına da gelir. Burada da "bîd" kelimesinin sıfatı olarak gelmiştir. "Bîd" kelimesi de kamerî aylar için, ayın en parlak olarak görüldüğü geceler için kullanılır. Hadisteki bu sıfat tamlamasını kendinden sonraki kelimeler açıkladığı için (bedel), anlamı buna göre verdik. Buharî de "Eyyâm-ı Bîd" oruçlarının ayın on üç, on dört ve on beşinci günleri olduğuna dair bir bab açmıştır. (Buharî, Savm, 60). Neseî'nin bir rivayeti hariç ilgili hadislerde de terkip "eyyâm-ı bîd" olarak rivayet edilmiştir."el-Kâha" ise, Medine'ye üç merhale mesafedeki yerin ismidir.(Aynî,Umdetü'l-Kârî, XII. 134-136, Beyrut, 2001)
Açıklama: Aşura, hicrî aylardan Muharrem ayının onuncu günüdür. İslam tarihinde Hz. Peygamber ve Müslümanların tuttukları ilk oruç Âşûrâ orucu olup, bu orucu Medine'deki Yahudiler de tutarlardı. Hicretten sonra orucu farz kılan ayetler nazil olunca Âşurâ orucu müminlerin tercihine bırakıldı. Ramazan orucunun farz kılınmasından sonra, Hz. Peygamber Müslümanlara, sadece Âşûrâ günü oruç tutup bayram yapan Yahudilere benzememek için Muharrem'in dokuzuncu veya on birinci günlerini de ekleyerek, en az iki gün oruç tutmalarını tavsiye etmiştir. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, I. 240).
Açıklama: Ramazan orucu, gerekli şartları taşıyan bütün Müslümanların yapması gereken ibadet olup, bu farz ibadette bile hasta olanlara, sağlıklarına kavuştuklarında ve yolcu olanlara da, yurtlarına dönünce kaza etmek üzere oruç tutmama ruhsatı verilmiştir. (2/Bakara, 183-184) Hadiste sözü edilen oruç ise nafile oruçtur. Buna göre kişinin gücüne nisbetinde yolculukta da oruç tutabileceği yani yasak olmadığı anlaşılır. Ancak başka bir sahih hadisinde Hz. Peygamber "Seferde oruç tutmak iyilik değildir." (Buharî, Savm, 36; Müslim, Sıyam, 92) buyurmuştur. Bu hadisten hareketle, hadisin manasını "cihat seferinden" daha genel anlamda alarak, yolcu olan kişinin zorlanacaksa oruç tutmamasının daha iyi olduğu söylenebilir.
Açıklama: Ramazan ayında oruç tutmak farzdır. Oruç ibadeti, diğer ibadetler gibi sadece Allah rızası için tutulursa Müslüman için geçmiş günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Yani bir anlamda Ramazan ayı müminler için manevi arınma ayıdır. Ayrıca oruç, başkalarının kişinin oruç tutuğunu bilmeyecekleri için de, bilinçle riya veya gösteriş yapılmadığı müddetçe,daha samimi ve ihlasla yapılan bir ibadettir. Onun için, başka bir hadiste de ifade edildiği gibi Allah oruçluya vereceği mükâfat veya sevabı sınırlandırmamıştır. Kadir suresinde de belirtildiği gibi Kadir Gecesi(nde yapılan ibadetler) bin aydan daha hayırlıdır. Kadir gecesinin ihyası genel olarak teravih başta olmak üzere namaz kılmak, ilimle meşğul olmak ve dua etmekle yapılabileceği ifade edilir.