Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etti:
"Birisi Hz. Peygamber'e (namaz vakitleri hakkında) sordu, o ise cevap vermeyerek Bilal'e ezan okumasını emretti ve fecir doğduğu zaman sabah namazını kıldı. Öyle ki bu esnada kişi, arkadaşının yüzünü tanıyamıyor ya da yanında saf tutanı bilemiyordu. Sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve öğle namazını güneş batıya meylettiği zaman kıldı. Öyle ki (cemaatin) en bilgilisi, gündüzün ortasında (mı kılıyor)! dedi. Daha sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş ışınları beyaz ve kendisi de yüksekte iken ikindi namazını kıldı. Daha sonra, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş battığında akşam namazını kıldı. Daha sonra Bilal'e ezan okumasını emretti ve şafak kaybolduğunda yatsı namazını kıldı. Ertesi gün olunca sabah namazını kıldı ve (mescitten) ayrıldı; öyle ki biz güneş doğdu! dedik. Sonra öğle namazını, ikindi vaktinden hemen önce kıldı. İkindi namazını, güneş sarardığında -ya da batarken- kıldı. Akşam namazını, şafak kaybolmadan önce kıldı. Yatsı namazını ise gecenin üçte birine doğru kıldı. Daha sonra: 'Namaz vakitleri hakkında soran nerededir?' diye sordu. Ardından da 'Namaz vakti, bu iki vakit arasındadır' buyurdu."
[Ebu Davud şöyle dedi: Süleyman b. Musa, Ata'dan, o Cabir'den, o da Hz. Peygamber'den, akşam namazının vakti hakkında yukarıdaki hadise benzer bir hadis rivayet etti ve dedi ki: Sonra yatsı namazını kıldı.] [Bazıları, gecenin üçte birine doğru; bazıları, gece yarısına doğru dediler. Aynı şekilde bunu, İbn Büreyde, babası Büreyde b. Husayb'dan, o da Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
4623, D000395
Hadis:
حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دَاوُدَ حَدَّثَنَا بَدْرُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِى مُوسَى:
" أَنَّ سَائِلاً سَأَلَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا حَتَّى أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ لِلْفَجْرِ حِينَ انْشَقَّ الْفَجْرُ فَصَلَّى حِينَ كَانَ الرَّجُلُ لاَ يَعْرِفُ وَجْهَ صَاحِبِهِ أَوْ إِنَّ الرَّجُلَ لاَ يَعْرِفُ مَنْ إِلَى جَنْبِهِ ثُمَّ أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الظُّهْرَ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ حَتَّى قَالَ الْقَائِلُ انْتَصَفَ النَّهَارُ . وَهُوَ أَعْلَمُ ثُمَّ أَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ بَيْضَاءُ مُرْتَفِعَةٌ وَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ حِينَ غَابَتِ الشَّمْسُ وَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ صَلَّى الْفَجْرَ وَانْصَرَفَ فَقُلْنَا أَطَلَعَتِ الشَّمْسُ فَأَقَامَ الظُّهْرَ فِى وَقْتِ الْعَصْرِ الَّذِى كَانَ قَبْلَهُ وَصَلَّى الْعَصْرَ وَقَدِ اصْفَرَّتِ الشَّمْسُ - أَوْ قَالَ أَمْسَى - وَصَلَّى الْمَغْرِبَ قَبْلَ أَنْ يَغِيبَ الشَّفَقُ وَصَلَّى الْعِشَاءَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ ثُمَّ قَالَ : أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ سُلَيْمَانُ بْنُ مُوسَى عَنْ عَطَاءٍ عَنْ جَابِرٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَغْرِبِ بِنَحْوِ هَذَا قَالَ ثُمَّ صَلَّى الْعِشَاءَ قَالَ بَعْضُهُمْ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ وَقَالَ بَعْضُهُمْ إِلَى شَطْرِهِ.]
[وَكَذَلِكَ رَوَاهُ ابْنُ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم.]
Tercemesi:
Bize Müsedded, ona Abdullah b. Davud, ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa, ona da Ebu Musa el-Eş'arî şöyle rivayet etti:
"Birisi Hz. Peygamber'e (namaz vakitleri hakkında) sordu, o ise cevap vermeyerek Bilal'e ezan okumasını emretti ve fecir doğduğu zaman sabah namazını kıldı. Öyle ki bu esnada kişi, arkadaşının yüzünü tanıyamıyor ya da yanında saf tutanı bilemiyordu. Sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve öğle namazını güneş batıya meylettiği zaman kıldı. Öyle ki (cemaatin) en bilgilisi, gündüzün ortasında (mı kılıyor)! dedi. Daha sonra Hz. Peygamber, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş ışınları beyaz ve kendisi de yüksekte iken ikindi namazını kıldı. Daha sonra, Bilal'e ezan okumasını emretti ve güneş battığında akşam namazını kıldı. Daha sonra Bilal'e ezan okumasını emretti ve şafak kaybolduğunda yatsı namazını kıldı. Ertesi gün olunca sabah namazını kıldı ve (mescitten) ayrıldı; öyle ki biz güneş doğdu! dedik. Sonra öğle namazını, ikindi vaktinden hemen önce kıldı. İkindi namazını, güneş sarardığında -ya da batarken- kıldı. Akşam namazını, şafak kaybolmadan önce kıldı. Yatsı namazını ise gecenin üçte birine doğru kıldı. Daha sonra: 'Namaz vakitleri hakkında soran nerededir?' diye sordu. Ardından da 'Namaz vakti, bu iki vakit arasındadır' buyurdu."
[Ebu Davud şöyle dedi: Süleyman b. Musa, Ata'dan, o Cabir'den, o da Hz. Peygamber'den, akşam namazının vakti hakkında yukarıdaki hadise benzer bir hadis rivayet etti ve dedi ki: Sonra yatsı namazını kıldı.] [Bazıları, gecenin üçte birine doğru; bazıları, gece yarısına doğru dediler. Aynı şekilde bunu, İbn Büreyde, babası Büreyde b. Husayb'dan, o da Hz. Peygamber'den rivayet etmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 2, /102
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Abdullah b. Davud el-Hureybî (Abdullah b. Davud b. Amir b. Rabi')
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Eğitim, Hz. Peygamber'in namaz kılmayı öğretmesi
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5202, M001393
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا بَدْرُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِيهِ عَنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنَّهُ أَتَاهُ سَائِلٌ يَسْأَلُهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا - قَالَ - فَأَقَامَ الْفَجْرَ حِينَ انْشَقَّ الْفَجْرُ وَالنَّاسُ لاَ يَكَادُ يَعْرِفُ بَعْضُهُمْ بَعْضًا ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالظُّهْرِ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ وَالْقَائِلُ يَقُولُ قَدِ انْتَصَفَ النَّهَارُ وَهُوَ كَانَ أَعْلَمَ مِنْهُمْ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْعَصْرِ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْمَغْرِبِ حِينَ وَقَعَتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ثُمَّ أَخَّرَ الْفَجْرَ مِنَ الْغَدِ حَتَّى انْصَرَفَ مِنْهَا وَالْقَائِلُ يَقُولُ قَدْ طَلَعَتِ الشَّمْسُ أَوْ كَادَتْ ثُمَّ أَخَّرَ الظُّهْرَ حَتَّى كَانَ قَرِيبًا مِنْ وَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعَصْرَ حَتَّى انْصَرَفَ مِنْهَا وَالْقَائِلُ يَقُولُ قَدِ احْمَرَّتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَخَّرَ الْمَغْرِبَ حَتَّى كَانَ عِنْدَ سُقُوطِ الشَّفَقِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعِشَاءَ حَتَّى كَانَ ثُلُثُ اللَّيْلِ الأَوَّلُ ثُمَّ أَصْبَحَ فَدَعَا السَّائِلَ فَقَالَ
"الْوَقْتُ بَيْنَ هَذَيْنِ."
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası, ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa, ona babası, onun Rasulullah'tan (sav) rivayetine göre birisi gelip ona namaz vakitlerine dair soru sordu, Allah Rasulü ona hiçbir cevap vermedi. (Ebu Musa) dedi ki: Tan yeri ağarıp insanlar henüz biri diğerini tanıyamayacağı bir vakitte iken sabah namazı için kamet getirdi. Sonra ona (Bilal’e) verdiği emir üzerine güneş zevale erince –kişi: Artık günün yarısı oldu, diyeceği vakitte- öğle için kamet getirdi –O ise onlardan daha iyi biliyordu.- Sonra ona verdiği emir üzerine güneş henüz yüksekte iken ikindi için kamet getirdi. Sonra ona verdiği emir üzerine güneş batınca akşam namazı için kamet getirdi. Sonra (batıdaki) kırmızı şafak kaybolunca ona verdiği emir üzerine yatsı için kamet getirdi. Sonra ertesi günü sabah namazını, kişi güneş doğdu ya da doğmak üzeredir diyeceği bir vakitte namazı bitirdi. Sonra öğle namazını dünün ikindi vaktine yakın bir zamana kadar geciktirdi. Arkasından ikindi namazını bitirdiği vakit, kişi artık güneşin ışıkları kızardı, diyeceği bir vakte kadar geciktirdi. Sonra akşamı neredeyse (batıdaki) kırmızı şafak kayboluncaya kadar geciktirdi. Arkasından yatsı namazını gecenin ilk üçte biri oluncaya kadar geciktirdi. Sonra sabah olunca soru soranı çağırarak; "işte vakit bu ikisi arasındadır" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1393, /243
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
5. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kamet getirmek
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
5203, M001394
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ أَبِى مُوسَى سَمِعَهُ مِنْهُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ سَائِلاً أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلَهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ. بِمِثْلِ حَدِيثِ ابْنِ نُمَيْرٍ غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ فَصَلَّى الْمَغْرِبَ قَبْلَ أَنْ يَغِيبَ الشَّفَقُ فِى الْيَوْمِ الثَّانِى.
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Veki', ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa'nın rivayet ettiğine göre o bunu babasından dinlemiştir: Birisi gelip Nebi'ye (sav) namazın vakitlerine dair soru sordu. Sonra hadisi İbn Nümeyr'in hadisi gibi rivayet etti ancak rivayetinde şunları söyledi: Akşam namazını ikinci gün şafak kaybolmadan önce kıldı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Mesâcid ve Mevâdi'u's-salât 1394, /244
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22279, N000524
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَأَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ قَالَ إِمْلاَءً عَلَىَّ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سَائِلٌ يَسْأَلُهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ بِالْفَجْرِ حِينَ انْشَقَّ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالظُّهْرِ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ وَالْقَائِلُ يَقُولُ انْتَصَفَ النَّهَارُ وَهُوَ أَعْلَمُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْعَصْرِ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْمَغْرِبِ حِينَ غَرَبَتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْعِشَاءِ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ثُمَّ أَخَّرَ الْفَجْرَ مِنَ الْغَدِ حِينَ انْصَرَفَ وَالْقَائِلُ يَقُولُ طَلَعَتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَخَّرَ الظُّهْرَ إِلَى قَرِيبٍ مِنْ وَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعَصْرَ حَتَّى انْصَرَفَ وَالْقَائِلُ يَقُولُ احْمَرَّتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَخَّرَ الْمَغْرِبَ حَتَّى كَانَ عِنْدَ سُقُوطِ الشَّفَقِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعِشَاءَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ ثُمَّ قَالَ « الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ » .
Tercemesi:
Bize Abde b. Abdullah ve Ahmed b. Süleyman, o ikisine Ebu Davud, ona Bedr b. Osman, ona Ebu Bekir b. Ebu Musa (ra) babasından aktarıp şöyle dedi: Bir adam Rasulullah'a (sav) geldi ve namaz vakitlerinden sordu. Rasulullah (sav) ona cevap vermedi. Şafak sökünce Bilal'e kamet getirmesini emretti. Sonra güneş tepeden batı tarafa kayınca öğle namazı için kamet etmesini emretti. Birisi gündüz yarılandı diyordu. Rasulullah (sav) ise bunu en iyi şekilde biliyordu. Sonra güneş henüz yüksekte iken ikindi namazı için kamet etmesini emretti. Sonra güneş batınca akşam namazı için kamet etmesini emretti. Sonra ufuktaki kızıllık kaybolunca yatsı namazı için kamet etmesini emretti. Ertesi gün sabah namazını geciktirdi. Birisi güneş doğmak üzeredir diyordu. Sonra öğle namazını, önceki günün ikindi namazı vaktine kadar geciktirip kıldı. Sonra ikindiyi geciktirip kıldırdı. Birileri güneş sararmış diyordu. Sonra ufuktaki kızıllık kayboluncaya kadar akşam namazını geciktirdi. Sonra gecenin üçte biri geçinceye kadar yatsı namazını geciktirerek kıldı ve:
"Namaz vakitleri bu iki vaktin arasıdır," buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 15, /2120
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
5. Ahmed b. Süleyman er-Ruhâvî (Ahmed b. Süleyman b. Abdülmelik b. Ebu Şeybe b. Yezid b. Lâî)
Konular:
Namaz, vakti
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عَامِرٍ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَكُونُ فِى هَذِهِ الأُمَّةِ أَرْبَعُ فِتَنٍ فِى آخِرِهَا الْفَنَاءُ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
32734, D004241
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ الْحَفَرِىُّ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ عَنْ عَامِرٍ عَنْ رَجُلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"يَكُونُ فِى هَذِهِ الأُمَّةِ أَرْبَعُ فِتَنٍ فِى آخِرِهَا الْفَنَاءُ."
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah, ona Ebu Davud Haferî, ona Bedr b. Osman, ona Amir, ona bir adam, ona da Abdullah'tan (b. Mes'ud) (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:
"Bu ümmette dört tane fitne meydana gelecektir. Onların sonunda yokluk vardır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Fiten 1, /964
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Racül (Racül)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
5. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
6. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Fitne, Fesat, İfsat, fitnecilik, bozgunculuk
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
138506, BS001772
Hadis:
أَخْبَرَنَا أَبُو عَلِىٍّ الرُّوذْبَارِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ دَاسَةَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ حَدَّثَنَا مُسَدَّدٌ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ دَاوُدَ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِى مُوسَى : أَنَّ سَائِلاً سَأَلَ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا حَتَّى أَمَرَ بِلاَلاً ، فَأَقَامَ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ قَالَ فِيهِ : وَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ، فَلَمَّا كَانَ مِنَ الْغَدِ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ قَالَ فِيهِ : وَصَلَّى الْعِشَاءَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ ، ثُمَّ قَالَ :« أَيْنَ السَّائِلُ عَنْ وَقْتِ الصَّلاَةِ؟ الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ ». أَخْرَجَهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ مِنْ أَوْجُهٍ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 1772, 3/51
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Abdullah b. Davud el-Hureybî (Abdullah b. Davud b. Amir b. Rabi')
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
6. Ebû Dâvûd es-Sicistânî (Süleyman b. el-Eş'as b. İshak es-Sicistâni)
7. Ebû Bekir Muhammed b. Dâse el-Basrî (Muhammed b. Bekir b. Muhammed b. Abdurrezzak b. Dâse)
8. Ebu Ali Hasan b. Muhammed et-Tûsî (Hüseyin b. Muhammed b. Muhammed b. Ali b. Hâtim)
Konular:
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
138488, BS001754
Hadis:
أَخْبَرَنَاهُ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ الْحَافِظُ أَخْبَرَنَا أَحْمَدُ بْنُ سَلْمَانَ قَالَ قُرِئَ عَلَى عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ ح وَحَدَّثَنَا أَبُو مُحَمَّدٍ : عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الأَصْفَهَانِىُّ أَخْبَرَنَا أَبُو بَكْرٍ : أَحْمَدُ بْنُ سَعِيدٍ الإِخْمِيمِىُّ بِمَكَّةَ حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ الْحَسَنِ حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ : الْفَضْلُ بْنُ دُكَيْنٍ حَدَّثَنَا بَدْرُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنِى أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى الأَشْعَرِىُّ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ -صلى الله عليه وسلم- : أَنَّهُ أَتَاهُ سَائِلٌ فَسَأَلَهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ ، فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا ، فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ الْفَجْرَ حِينَ انْشَقَّ الْفَجْرُ وَالنَّاسُ لاَ يَكَادُ يَعْرِفُ بَعْضُهُمْ بَعْضًا ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الظُّهْرَ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ وَالْقَائِلُ يَقُولُ انْتَصَفَ النَّهَارُ وَهُوَ كَانَ أَعْلَمُ مِنْهُمْ ، وَأَمَرَهُ فَأَقَامَ الْعَصْرَ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْمَغْرِبَ حِينَ وَقَعَتِ الشَّمْسُ ، ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ الْعِشَاءَ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ، ثُمَّ أَخَّرَ الْفَجْرَ مِنَ الْغَدِ حَتَّى انْصَرَفَ مِنْهَا وَالْقَائِلُ يَقُولُ طَلَعَتِ الشَّمْسُ أَوْ كَادَتْ ، ثُمَّ الظُّهْرَ حِينَ كَانَ قَرِيبًا مِنَ الْعَصْرِ ، ثُمَّ أَخَّرَ الْعَصْرَ حَتَّى انْصَرَفَ مِنْهَا وَالْقَائِلُ يَقُولُ احْمَرَّتِ الشَّمْسُ ، ثُمَّ أَخَّرَ الْمَغْرِبَ حَتَّى كَانَ عِنْدَ سُقُوطِ الشَّفَقِ ، ثُمَّ أَخَّرَ الْعِشَاءَ حَتَّى كَانَ ثُلُثُ اللَّيْلِ الأَوَّلُ ، ثُمَّ أَصْبَحَ فَدَعَا السَّائِلَ ثُمَّ قَالَ :« الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ ». لَفْظُ حَدِيثِ ابْنِ يُوسُفَ رَوَاهُ مُسْلِمٌ فِى الصَّحِيحِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ بِهَذَا اللَّفْظِ.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Beyhakî, Sünen-i Kebir, Salât 1754, 3/41
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
5. Ebu Serî Musa b. Hasan el-Ensarî (Musa b. Hasan b. Abbad b. Ebu Abbad)
5. Ebu Kilabe Abdulmelik b. Muhammed er-Rakkaşi (Abdulmelik b. Muhammed b. Abdullah b. Muhammed b. Abdulmelik b. Müslim)
6. Ebu Bekir Ahmed b. Said el-İhmîrî (Ahmed b. Said b. Feradah)
6. Ebu Bekir Ahmed b. Selman en-Neccad (Ahmed b. Selman b. Hasan b. İsrail b. Yunus)
7. Hakim en-Nîsâbûrî (Muhammed b. Abdullah b. Hamdûye b. Nu'aym b. el-Hakem)
7. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Esbehânî (Abdullah b. Yusuf b. Ahmed b. Bâmûye)
Konular:
Namaz, vakti
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276912, N000524-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَبْدَةُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ وَأَحْمَدُ بْنُ سُلَيْمَانَ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو دَاوُدَ عَنْ بَدْرِ بْنِ عُثْمَانَ قَالَ إِمْلاَءً عَلَىَّ حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى مُوسَى عَنْ أَبِيهِ قَالَ أَتَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم سَائِلٌ يَسْأَلُهُ عَنْ مَوَاقِيتِ الصَّلاَةِ فَلَمْ يَرُدَّ عَلَيْهِ شَيْئًا فَأَمَرَ بِلاَلاً فَأَقَامَ بِالْفَجْرِ حِينَ انْشَقَّ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالظُّهْرِ حِينَ زَالَتِ الشَّمْسُ وَالْقَائِلُ يَقُولُ انْتَصَفَ النَّهَارُ وَهُوَ أَعْلَمُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْعَصْرِ وَالشَّمْسُ مُرْتَفِعَةٌ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْمَغْرِبِ حِينَ غَرَبَتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَمَرَهُ فَأَقَامَ بِالْعِشَاءِ حِينَ غَابَ الشَّفَقُ ثُمَّ أَخَّرَ الْفَجْرَ مِنَ الْغَدِ حِينَ انْصَرَفَ وَالْقَائِلُ يَقُولُ طَلَعَتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَخَّرَ الظُّهْرَ إِلَى قَرِيبٍ مِنْ وَقْتِ الْعَصْرِ بِالأَمْسِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعَصْرَ حَتَّى انْصَرَفَ وَالْقَائِلُ يَقُولُ احْمَرَّتِ الشَّمْسُ ثُمَّ أَخَّرَ الْمَغْرِبَ حَتَّى كَانَ عِنْدَ سُقُوطِ الشَّفَقِ ثُمَّ أَخَّرَ الْعِشَاءَ إِلَى ثُلُثِ اللَّيْلِ ثُمَّ قَالَ « الْوَقْتُ فِيمَا بَيْنَ هَذَيْنِ » .
Tercemesi:
Ebû Musa (r.a) babasından aktarıp şöyle dedi: Bir adam Rasûlullah (s.a.v)’e geldi ve namaz vakitlerinden sordu. Rasûlullah (s.a.v) ona cevap vermedi. Şafak sökünce Bilal’e kamet getirmesini emretti. Sonra güneş tepeden batı tarafa kayınca öğle namazı için kamet etmesini emretti. Birisi gündüz yarılandı diyordu. Rasûlullah (s.a.v) ise bunu en iyi şekilde biliyordu. Sonra güneş henüz yüksekte iken ikindi namazı için kamet etmesini emretti. Sonra güneş batınca akşam namazı için kamet etmesini emretti. Sonra ufuktaki kızıllık kaybolunca yatsı namazı için kamet etmesini emretti.
Ertesi gün sabah namazını geciktirdi. Birisi güneş doğmak üzeredir diyordu. Sonra öğle namazını, önceki günün ikindi namazı vaktine kadar geciktirip kıldı. Sonra ikindiyi geciktirip kıldırdı. Birileri güneş sararmış diyordu. Sonra ufuktaki kızıllık kayboluncaya kadar akşam namazını geciktirdi. Sonra gecenin üçte biri geçinceye kadar yatsı namazını geciktirerek kıldı ve: “Namaz vakitleri bu iki vaktin arasıdır” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Mevâkît 524, /2120
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bekir b. Ebu Musa el-Eşarî (Amr b. Abdullah b. Kays)
3. Bedr b. Osman el-Kuraşî (Bedr b. Osman)
4. Ebu Davud Ömer b. Sa'd el-Haferî (Ömer b. Sa'd b. Ubeyd)
5. Ebu Sehl Abde b. Abdullah el-Huzâî (Abde b. Abdullah b. Abde)
Konular:
Namaz, vakti