Bize Muhammed b. Abdül'a'lâ, ona Muhammed b. Sevr, ona Ma'nmer, ona Asım, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivâyet etmiştir:
"Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
"- Ey Allah’ın elçisi; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!" dedim.
"- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!" dedi. Sonra Hz. Peygamber;
"- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak" buyurdu. Sonra da, "Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler…" (Secde, 32/16-19) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
"- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim mi?" diye sordu. Ben de;
"- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!" dedim. Şöyle devam etti:
"- İşin başı İslâm’dır. Direği namazdır, zirvesi de cihâddır." Müteakiben,
"- Sana, bütün bunların can damarını haber vereyim mi?" dedi. Ben yine;
"- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!" dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
"- Buna sahip ol!" buyurdu. Ben;
"- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?" diye sordum.
"- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü –veya burunları üzerinde, dedi- cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?" buyurdu.
Açıklama: Muâz’ın sözünü ettiği sefer, Tebük seferidir.
"Oruç kalkandır" ifâdesi, oruç cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır.
"İşin aslı İslâm’dır" cümlesi, dinin aslı İslâm’dır anlamındadır. Bundan maksat da tevhid inancıdır. Nasıl ki başsız vücut olmazsa, tevhidsiz İslâm da olmaz demektir.
"Direği namazdır" ifâdesinde bir benzetme yapılmaktadır. Nasıl ki evleri ayakta tutan direkler ise, İslâm dinini ayakta tutan en temel ibadet de namazdır anlamındadır. Direksiz ev ayakta duramayacağı gibi, namazsız İslâm da yaşayamaz demektir.
"Zirvesi cihâddır" cümlesi de; cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermektedir. Cihâd sayesinde insan dinini hem de kendini yüceltir ve kuvvetlendirir.
"İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri" cümlesi teşbihî bir ifadedir; insanların pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan gibi pek çok büyük günahı dil ile işlenmektedir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
256433, NS11330
Hadis:
11330 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى، حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ ثَوْرٍ، عَنْ مَعْمَرٍ، عَنْ عَاصِمٍ، عَنْ أَبِي وَائِلٍ، عَنْ مُعَاذِ بْنِ جَبَلٍ، قَالَ: كُنْتُ مَعَ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَصْبَحْتُ قَرِيبًا مِنْهُ وَنَحْنُ نَسِيرُ، فَقُلْتُ: يَا نَبِيَّ اللهِ، أَخْبِرْنِي بِعَمَلٍ يُدْخِلُنِي الْجَنَّةَ، وَيُبْعِدُنِي عَنِ النَّارِ، قَالَ: «لَقَدْ سَأَلْتَ عَنْ عَظِيمٍ، وَإِنَّهُ لَيَسِيرٌ عَلَى مَنْ يَسَّرَهُ اللهُ عَلَيْهِ، تُقِيمُ الصَّلَاةَ، وَتُؤْتِي الزَّكَاةَ، وَتَصُومُ رَمَضَانَ، وَتَحُجُّ الْبَيْتَ» , ثُمَّ قَالَ: «أَلَا أَدُلُّكَ عَلَى أَبْوَابِ الْخَيْرِ؟ الصَّوْمُ جُنَّةٌ، وَالصَّدَقَةُ تُطْفِئُ الْخَطِيئَةَ كَمَا يُطْفِئُ الْمَاءُ النَّارَ، وَصَلَاةُ الرَّجُلِ مِنْ جَوْفِ اللَّيْلِ» , ثُمَّ تَلَا {تَتَجَافَى جُنُوبُهُمْ عَنِ الْمَضَاجِعِ} [السجدة: 16] حَتَّى {يَعْمَلُونَ} [السجدة: 17] ثُمَّ قَالَ: «أَلَا أُخْبِرُكَ بِرَأْسِ الْأَمْرِ وَعَمُودِهِ وَذِرْوَةِ سَنَامِهِ؟» , قُلْتُ: بَلَى يَا رَسُولَ اللهِ، قَالَ: «رَأْسُ الْأَمْرِ الْإِسْلَامُ، وَعَمُودُهُ الصَّلَاةُ، وَذِرْوَةُ سَنَامِهِ الْجِهَادُ» , ثُمَّ قَالَ: «أَلَا أُخْبِرُكَ بِمِلَاكِ ذَلِكَ كُلِّهِ؟» , قُلْتُ: بَلَى يَا رَسُولَ اللهِ، فَأَخَذَ بِلِسَانِهِ فَقَالَ: «كُفَّ عَلَيْكَ هَذَا» , قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ، وَإِنَّا لَمُؤَاخَذُونَ بِمَا نَتَكَلَّمُ بِهِ؟ , قَالَ: " ثَكِلَتْكَ أُمُّكَ يَا مُعَاذُ، وَهَلْ يَكُبُّ النَّاسَ فِي النَّارِ عَلَى وُجُوهِهِمْ - أَوْ قَالَ: عَلَى مَنَاخِرِهِمْ - إِلَّا حَصَائِدُ أَلْسِنَتِهِمْ؟ "
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdül'a'lâ, ona Muhammed b. Sevr, ona Ma'nmer, ona Asım, ona Ebû Vâil, ona da Muâz b. Cebel (ra) şöyle rivâyet etmiştir:
"Bir yolculukta Rasûlullah’la (sav) beraberdim. Seyahat esnasında bir gün O’nun yakınında bulundum. Bunu fırsat bilerek;
"- Ey Allah’ın elçisi; beni cennete sokacak ve cehennemden uzaklaştıracak bir amel söyle!" dedim.
"- Benden büyük bir şey istedin. Ama bu, şüphesiz Allah’ın kolaylaştırdığı kimse için kolaydır: Namazı kılar, zekâtı verir, Ramazan orucunu tutar, Kâbe’yi haccedersin!" dedi. Sonra Hz. Peygamber;
"- Şimdi sana hayır kapılarını göstereyim mi? Oruç kalkandır. Su ateşi söndürdüğü gibi, sadaka da hataları söndürür. Bir de gece karanlığında namaz kılmak" buyurdu. Sonra da, "Onlar, yataklarından kalkıp korku ve ümit içinde Rablerine ibâdet ederler…" (Secde, 32/16-19) meâlindeki âyeti okudu. Sonra da;
"- Sana işin başını, direğini ve zirvesini söyleyeyim mi?" diye sordu. Ben de;
"- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!" dedim. Şöyle devam etti:
"- İşin başı İslâm’dır. Direği namazdır, zirvesi de cihâddır." Müteakiben,
"- Sana, bütün bunların can damarını haber vereyim mi?" dedi. Ben yine;
"- Buyur, ey Allah’ın Rasûlü!" dedim. Hz. Peygamber dilini göstererek;
"- Buna sahip ol!" buyurdu. Ben;
"- Ey Allah’ın Rasûlü; konuştuklarımızdan dolayı da muâheze edilecek miyiz?" diye sordum.
"- Anası ağlayasıca Muâz! İnsanları yüz üstü –veya burunları üzerinde, dedi- cehenneme sürükleyen, dillerinin hasâdından başka bir şey midir?" buyurdu.
Açıklama:
Muâz’ın sözünü ettiği sefer, Tebük seferidir.
"Oruç kalkandır" ifâdesi, oruç cehenneme karşı koruyucudur veya günah işlemeye mani olucudur anlamındadır.
"İşin aslı İslâm’dır" cümlesi, dinin aslı İslâm’dır anlamındadır. Bundan maksat da tevhid inancıdır. Nasıl ki başsız vücut olmazsa, tevhidsiz İslâm da olmaz demektir.
"Direği namazdır" ifâdesinde bir benzetme yapılmaktadır. Nasıl ki evleri ayakta tutan direkler ise, İslâm dinini ayakta tutan en temel ibadet de namazdır anlamındadır. Direksiz ev ayakta duramayacağı gibi, namazsız İslâm da yaşayamaz demektir.
"Zirvesi cihâddır" cümlesi de; cihâdın zorluğunu ve onun diğer amellere olan üstünlüğünü göstermektedir. Cihâd sayesinde insan dinini hem de kendini yüceltir ve kuvvetlendirir.
"İnsanların dilleri yüzünden cehenneme sürüklenmeleri" cümlesi teşbihî bir ifadedir; insanların pek çok günahı dilleriyle işlediklerini göstermektedir. Küfür, hakaret, iftirâ, yalan gibi pek çok büyük günahı dil ile işlenmektedir.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Kübra, Tefsîr 11330, 10/214
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Muaz b. Cebel el-Ensarî (Muaz b. Cebel b. Amr b. Evs b. Âiz)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Asım b. Ebu Necûd el-Esedî (Âsım b. Behdele)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Sevr es-San'ai (Muhammed b. Sevr)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Adab, sohbet adabı
حَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالاَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ حَدَّثَنِى بَكْرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ أَبِيهِ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَسَحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ وَمُقَدَّمِ رَأْسِهِ وَعَلَى عِمَامَتِهِ."
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1952, M000634
Hadis:
حَدَّثَنَا أُمَيَّةُ بْنُ بِسْطَامَ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالاَ حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ حَدَّثَنِى بَكْرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ عَنِ ابْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ أَبِيهِ
"أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم مَسَحَ عَلَى الْخُفَّيْنِ وَمُقَدَّمِ رَأْسِهِ وَعَلَى عِمَامَتِهِ."
Tercemesi:
Bize Ümeyye b. Bistâm ve Muhammed b. Abdüla'lâ, o ikisine el-Mu'temir, ona babası, ona Bekir b. Abdullah, ona İbn Muğira, ona babası (Mugîra) rivayet ettiğine göre; "Hz. Peygamber (sav) mestlerinin, başının ön tarafının ve sarığının üzerine mesh etmiştir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tahâret 634, /130
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Ya'fur Urve b. Muğira es-Sekafi (Urve b. Muğira b. Şube)
3. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
4. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Abdest, Mesh, sarık ve başörtüsünün üzerine
Abdest, mestler üzerine mesh
KTB, ABDEST
KTB, TAHARET
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ بَكْرٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ ابْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
1959, M000635
Hadis:
وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى حَدَّثَنَا الْمُعْتَمِرُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ بَكْرٍ عَنِ الْحَسَنِ عَنِ ابْنِ الْمُغِيرَةِ عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم بِمِثْلِهِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdüla'la, ona Mu'temir, ona babası, ona Bekir, ona Hasan, ona İbn Muğîra, Hz. Peygamber'den (sav) bu hadisin benzerini nakletmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Tahâret 635, /130
Senetler:
1. Ebu Abdullah Muğîra b. Şube es-Sekafî (Mugîra b. Şube b. Ebu Amir b. Mesud b. Muattib)
2. Ebu Ya'fur Urve b. Muğira es-Sekafi (Urve b. Muğira b. Şube)
3. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
4. Bekir b. Abdullah el-Müzenî (Bekir b. Abdullah b. Amr b. Hilal)
5. Ebu Mu'temir Süleyman b. Tarhân et-Teymî (Süleyman b. Tarhân)
6. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
7. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Abdest, Mesh, sarık ve başörtüsünün üzerine
Abdest, mestler üzerine mesh
KTB, ABDEST
KTB, TAHARET
Öneri Formu
Hadis Id, No:
14740, İM001487
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى الصَّنْعَانِىُّ أَنْبَأَنَا مُعْتَمِرُ بْنُ سُلَيْمَانَ قَالَ قَرَأْتُ عَلَى الْفُضَيْلِ بْنِ مَيْسَرَةَ عَنْ أَبِى حَرِيزٍ أَنَّ أَبَا بُرْدَةَ حَدَّثَهُ قَالَ أَوْصَى أَبُو مُوسَى الأَشْعَرِىُّ حِينَ حَضَرَهُ الْمَوْتُ فَقَالَ لاَ تُتْبِعُونِى بِمِجْمَرٍ . قَالُوا لَهُ أَوَ سَمِعْتَ فِيهِ شَيْئًا قَالَ نَعَمْ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdüa'la es-San'anî, ona Mutemir b. Süleyman (b. Tarhan), -Mutemir, bu rivayeti Fudayl b. Meysere'ye okuduğunu söylemiştir.-, ona Ebu Hariz (Abduşşah b. Hüseyin), ona da Ebu Bürde (Amir b. Abdulah b. Kays b. Süleym) şöyle rivayet etmiştir: Ebu Musa el-Eşarî, vefat edeceğinde "Benim arkamdan micmer (denilen, içerisinde güzel kokuların yakılıp cenazenin tütsülendiği kabı) dolaştırmayın." diye vasiyet etti. Etrafındakiler "Bu konuda (birinden) her hangi bir şey işittin mi?" diye sordular. O da "Evet, Rasulullah'tan (sav) işittim." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi'-cenâiz 18, /240
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Ebu Hariz Abdullah b. Hasan el-Ezdî (Abdullah b. Hüseyin)
4. Ebu Muaz Fudayl b. Meysere el-Ezdi (Fudayl b. Meysere)
5. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Cenaze, mevta götürülürken meşale taşımak
Cenaze, takip etme ve taşıma
Öneri Formu
Hadis Id, No:
245244, NS002330
Hadis:
2330 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى الْبَصْرِيُّ الصَّنْعَانِيُّ قَالَ: حَدَّثَنَا خَالِدٌ يَعْنِي ابْنَ الْحَارِثِ قَالَ: حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، قَالَ: أَخْبَرَنِي ابْنُ أَبِي بُرْدَةَ، قَالَ: سَمِعْتُ أَبِي يُحَدِّثُ عَنْ أَبِي مُوسَى، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ صَدَقَةٌ» قِيلَ: أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَجِدْهَا؟ قَالَ: «يَعْتَمِلُ بِيَدِهِ فَيَنْفَعُ نَفْسَهُ وَيَتَصَدَّقُ» قِيلَ: أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَفْعَلْ؟ قَالَ: «يُعِينُ ذَا الْحَاجَةِ الْمَلْهُوفَ» قِيلَ: فَإِنْ لَمْ يَفْعَلْ؟ قَالَ: «يَأْمُرُ بِالْخَيْرِ» قَالَ: أَرَأَيْتَ إِنْ لَمْ يَفْعَلْ؟ قَالَ: «يُمْسِكُ عَنِ الشَّرِّ فَإِنَّهَا صَدَقَةٌ»
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Kübra, Zekât 2330, 3/52
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Bürde b. Ebu Musa el-Eş'arî (Amir b. Abdullah b. Kays b. Süleym)
3. Said b. Ebu Bürde el-Eşari (Said b. Amir b. Abdullah b. Kays)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Adab, sohbet adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
253763, NS010147
Hadis:
10147 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى قَالَ: حَدَّثَنَا خَالِدٌ قَالَ: حَدَّثَنَا شُعْبَةُ، عَنْ قَتَادَةَ، عَنْ أَنَسٍ قَالَ: قَالَ أَصْحَابُ رَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لِرَسُولِ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: " إِنَّ أَهْلَ الْكِتَابِ يُسَلِّمُونَ عَلَيْنَا، فَكَيْفَ نَقُولُ؟ قَالَ: " قُولُوا: وَعَلَيْكُمْ "
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Kübra, Amelü'l-yevmi ve'l-leyleti 10147, 9/150
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
5. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
KTB, SELAM
Selam, Ehli kitaba, müşriğe vs.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
256343, NS011241
Hadis:
11241 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الْأَعْلَى، حَدَّثَنَا خَالِدٌ، حَدَّثَنَا حَاتِمٌ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ أَبِي مُلَيْكَةَ، قَالَ: حَدَّثَنِي الْقَاسِمُ بْنُ مُحَمَّدٍ: أَنَّ عَائِشَةَ، قَالَتْ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «تُحْشَرُونَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ حُفَاةً عُرَاةً غُرْلًا» قَالَتْ عَائِشَةُ: قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ، الرِّجَالُ وَالنِّسَاءُ يَنْظُرُ بَعْضُهُمْ إِلَى بَعْضٍ؟ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «الْأَمْرُ أَشَدُّ مِنْ أَنْ يُهِمَّهُمْ»
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Kübra, Tefsîr 11241, 10/158
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Muhammed Kasım b. Muhammed et-Teymî (Kasım b. Muhammed b. Ebu Bekir es-Sıddîk)
3. Abdullah b. Ebu Müleyke el-Kureşî (Abdullah b. Ubeydullah b. Züheyr b. Abdullah)
4. Ebu Yunus Hatim b. Ebu Sağira el-Kuşeyri (Hatim b. Müslim)
5. Halid b. Haris el-Hüceymî (Halid b. Haris b. Selim b. Süleyman)
6. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
حدثنا محمد بن عبد الأعلى الصنعاني، حدثنا المعتمر ابن سليمان، عن يونس هو ابن عبيد، حدثنا الحسن، عن عبد الرحمن ابن سمرة قال: قال رسول الله صلى الله عليه و سلم يا عبد الرحمن لا تسأل الإمارة فإنك إن أتتك عن مسألة وُكَلت إليها، وإن أتتك عن غير مسألة أُعِنت عليها، و إذا حلفت على يمين فرأيت غيرها خيرا منها فائت الذي هو خير و لتكفر عن يمينك. و في الباب عن علي و جابر و عدي بن حاتم و أبي الدرداء و أنس و عائشة و عبد الله بن عمرو وأبي هريرة و أم سلمة و أبي موسى. قال أبو عيسى حديث عبد الرحمن بن سمرة حديث حسن صحيح.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
269780, T001529
Hadis:
حدثنا محمد بن عبد الأعلى الصنعاني، حدثنا المعتمر ابن سليمان، عن يونس هو ابن عبيد، حدثنا الحسن، عن عبد الرحمن ابن سمرة قال: قال رسول الله صلى الله عليه و سلم يا عبد الرحمن لا تسأل الإمارة فإنك إن أتتك عن مسألة وُكَلت إليها، وإن أتتك عن غير مسألة أُعِنت عليها، و إذا حلفت على يمين فرأيت غيرها خيرا منها فائت الذي هو خير و لتكفر عن يمينك. و في الباب عن علي و جابر و عدي بن حاتم و أبي الدرداء و أنس و عائشة و عبد الله بن عمرو وأبي هريرة و أم سلمة و أبي موسى. قال أبو عيسى حديث عبد الرحمن بن سمرة حديث حسن صحيح.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Eymân ve'n-Nuzûr 5, 4/106
Senetler:
1. Abdurrahman b. Semure el-Kuraşi (Abdurrahman b. Semure b. Habib b. Abduşems)
2. Ebu Said Hasan el-Basrî (Hasan b. Yesâr)
3. Ebu Abdullah Yunus b. Ubeyd el-Abdî (Yunus b. Ubeyd b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular: