Giriş

Bize Yahya b. Muhammed b. Tahlâ, ona Osman b. Abdurrahmanşöyle rivayet etmiştir: Babası (Abdurrahman b. Osman), Ömer b. Hattâb'ın izârı (alt elbise) altından su ile taharetlendiğini işitmiştir. Yahya der ki: Mâlik'e, abdest alıp mazmaza yapmadan (ağzına su vermeden) önce unutarak yüzünü yıkayan ya da yüzünü yıkamadan önce (unutarak) kollarını yıkayan kişi hakkında soruldu. Mâlik “mazmaza yapmadan önce yüzünü yıkayan, mazmaza yapsın ama tekrar yüzünü yıkamasın. Yüzünü yıkamadan önce kollarını yıkayan kimse ise yüzünü yıkayıp kollarını yeniden yıkasın. Böylece kollarını yıkaması yüzden sonra olmuş olur. Ancak bu (durum), abdest aldığı mekanda ya da çok vakit geçmeden geçerlidir” dedi. Yahya der ki: Mâlik'e, mazmaza ve istinşak yapmayı unutup namaz kılan kimsenin durumu soruldu, “namazını iade etmesi gerekmez. Ancak (tekrar aynı abdest ile) namaz kılmak isterse ağzına ve burnuna su verir” dedi.


    Öneri Formu
34215 MU000037 Muvatta, Tahâret, 1


    Öneri Formu
23540 N002819 Nesai, Menâsikü'l-Hac, 78


    Öneri Formu
42472 DM001871 Darimi, Menasik, 22


    Öneri Formu
43252 DM001939 Darimi, Menasik, 59

Bize Yezid b. Halid b. Mevheb ve Ahmed b. Salih, onlara İbn Vehb, ona Amr, ona Bükeyr, ona Yahya b. Abdurrahman b. Hâtıb, ona da Abdurrahman b. Osman et-Teymî; "Rasulullah (sav) hacının kaybettiği malı almayı yasakladı demiştir." [Ravi Ahmed şöyle dedi: İbn Vehb hacının kaybettiği mal konusunda şöyle dedi: Hacının kaybettiği malı bulan kimse, sahibi gelip bulana kadar ona dokunmaz. Hadisin ravilerinden İbn Mevheb, bu hadisi an sigası ile rivayet etmiştir.]


Açıklama: Bazı İslâm âlimleri bu hadise dayanarak hac sırasında hacıların kaybettikleri malı bulan birinin onu almasının câiz olmadığını söylemişlerdir. Ancak ulemanın büyük çoğunluğuna göre ise, böyle bir malı bulan kişinin onu alıp koruması ve sahibini bulmak için de usulüne göre ilan etmesi gerekir. Hanefî, Mâlikî ve Şâfiî fukahası, Mekke’de bulunan bir yitik mal ile başka yerlerde bulunan yitik mal arasında fark bulunmadığı kanaatindedirler. Yitik bir malda asıl sahibinin hakkı esas olduğuna göre bunun Mekke’de bulunması ile başka bir yerde bulunması arasında hiçbir fark yoktur. Aynı hak, her yerde söz konusudur.

    Öneri Formu
11068 D001719 Ebu Davud, Lukata, 1


    Öneri Formu
29074 N004360 Nesai, Sayd ve Zebaih, 36


    Öneri Formu
43406 DM002041 Darimi, Edahi, 26


    Öneri Formu


    Öneri Formu


    Öneri Formu