6 Kayıt Bulundu.
Bize Raca b. el-Muracca, ona Nadr b. Şümeyl, ona Musa b. Servan, ona Talha b. Ubeydullah b. Kerîz, ona da Ümmü Derda'nın naklettiğine göre eşi Ebu Derdâ Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Bir adam kardeşine, gıyabında dua ederse melekler de ona âmin, Allah (cc) sana da aynısını versin, derler."
Bize Raca b. Muracca, ona Ebu Hemmâm Muhammed b. Muhabbeb ed-Dellâl, ona Said b. Saib, ona Muhammed b. Abdullah b. İyad, ona da Osman b. Ebu Âs şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav), ona, Tâif mescidini kendilerine tapılan putların bulunduğu yere inşa etmesini emretti."
Açıklama: Yahudilik ve Hiristiyalık gibi din olarak kabul edilen inançların mabedine dokunulmazken, putperestlik inanç olarak kabul etmediği için, insan hafızasında ona çağrışım yapabilecek alametler de yok edilmiştir. Suret konusunda da dikkat çeken bu yaklaşım, Hz. Peygamber'in beyanlarında açık bir şekilde görülmektedir.
Bize Ebû Ammâr, ona el-Velid, ona Ebû Muhammed Recâ, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm el-Mu'aytî, ona da Ma'dân b. Talha el-Ya'merî şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav)'ın âzâdlısı Sevbân ile karşılaştım. Ona; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni faydalandırıp cennete sokacağı bir amel söyle!" dedim. Bir müddet sessiz kaldı, ardından bana dönüp, "- Secdelere önem ver. Zira ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Cenâb-ı Hak, kendi rızası için secde eden kulunu bir derece yükseltir ve bir günahını siler."
Ma'dân b. Talha şöyle demiştir: Ebû'd-Derdâ ile karşılaştım, Sevban'a sorduğumu ona da sordum. O da, "Secdeye sarıl, çünkü ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Allah için secde eden kulu Cenâb-ı Hak bir derece yükseltir ve onun bir günahını da siler." Ebû İsa şöyle demiştir: Ma'dân b. Talha el-Ya'merî'ye İbn Ebî Talha da denir. Bu konuda Ebû Hureyre, Ebû Ümâme ve Ebû Fatıma'dan da hadis rivayet edilmiştir. Yine Ebû İsa şöyle dedi: Rukû ve secdelerin çokça yapılmasına dair Sevbân ve Ebû'd-Derdâ hadisleri, hasen-sahih hadislerdir. İlim ehli bu konuda ihtilaf etmiştir. Bir kısmı, "Namazda kıyamı uzun tutmak, rukû ve secdeleri çok yapmaktan daha faziletlidir" derken, bir kısmı da, "Rukû ve secdeleri çokça yapmak, kıyamı uzun tutmaktan daha faziletlidir" demiştir. Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: "Bu konuda Hz. Peygamber'den (sav) iki hadis rivayet edilmiştir, ancak Rasûlullah (sav) bu hususta nihaî bir hüküm vermemiştir." İshak ise şöyle demiştir: "Gündüzleyin rukû ve secdeleri çok yapmak, geceleyin ise kıyamı uzun tutmak daha faziletlidir. Ancak insan, geceleyin bir cüz Kur'ân okumayı alışkanlık haline getirmiş ise, onun rukû ve secdeleri çokça yapması bana daha sevimlidir. Çünkü o, zaten Kur'ân cüzünü okumuştur, (buna ilaveten) rukû ve secdeleri çokça yapmanın sevabını da almış olur." Yine Ebû İsa şöyle demiştir: İshak, bu sözünü Hz. Peygamber'in (sav) geleceyin namazı bu şekilde kıldığı, kıyamı uzun tuttuğu rivâyet edildiği için söylemiştir. Gündüz (kıldığı namaza gelince, onu gece kıldığı namaz gibi kıyamının uzun olmadığı ifade edilmiştir.