حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَرْمَلَةَ بْنِ عِمْرَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ الأَزْدِىِّ قَالَ سَمِعْتُ غَرَفَةَ بْنَ الْحَارِثِ الْكِنْدِىَّ قَالَ شَهِدْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأُتِىَ بِالْبُدْنِ فَقَالَ
"ادْعُوا لِى أَبَا حَسَنٍ." فَدُعِىَ لَهُ عَلِىٌّ - رضى الله عنه - فَقَالَ لَهُ "خُذْ بِأَسْفَلِ الْحَرْبَةِ." وَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِأَعْلاَهَا ثُمَّ طَعَنَ بِهَا فِى الْبُدْنِ فَلَمَّا فَرَغَ رَكِبَ بَغْلَتَهُ وَأَرْدَفَ عَلِيًّا رضى الله عنه .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
11156, D001766
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَاتِمٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَرْمَلَةَ بْنِ عِمْرَانَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْحَارِثِ الأَزْدِىِّ قَالَ سَمِعْتُ غَرَفَةَ بْنَ الْحَارِثِ الْكِنْدِىَّ قَالَ شَهِدْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأُتِىَ بِالْبُدْنِ فَقَالَ
"ادْعُوا لِى أَبَا حَسَنٍ." فَدُعِىَ لَهُ عَلِىٌّ - رضى الله عنه - فَقَالَ لَهُ "خُذْ بِأَسْفَلِ الْحَرْبَةِ." وَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِأَعْلاَهَا ثُمَّ طَعَنَ بِهَا فِى الْبُدْنِ فَلَمَّا فَرَغَ رَكِبَ بَغْلَتَهُ وَأَرْدَفَ عَلِيًّا رضى الله عنه .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Hatim (es-Semîn), ona Abdurrahman b. Mehdî (el-Anberî), ona Abdullah b. Mübarek (el-Hanzalî), ona Harmele b. İmran (et-Tücîbî), ona da Abdullah b. Hâris el-Ezdî rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Ğarafe b Hâris el-Kindî'nin şöyle dediğini duydum: Rasulullah'ı (sav) Veda Haccı'nda gördüm. Hedy develeri getirildi. Bana;
"Ebu Hasan'ı (Hz. Ali) çağırın," buyurdu. Hemen kendisine Ali (ra) çağrıldı. Rasulullah (sav), Ali'ye (ra);
"süngünün alt tarafından tut," buyurdu ve kendisi de süngünün süt tarafınızdan tuttu. Ardından süngüyü kurbanlık develere çaldılar. Rasulullah (sav) kesim işini bitirince katırına bindi ve Ali'yi de (ra) arkasına bindirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Menâsik 19, /412
Senetler:
1. Garefe b. Haris el-Kindî (Garafe b. Haris)
2. Abdullah b. Hâris el-Ezdî (Abdullah b. Hâris)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Hatim es-Semîn (Muhammed b. Hatim b. Meymun)
Konular:
Kurban, hedy kurbanı ve etlerinin yenmesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30575, İM003669
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ الْحَسَنِ الْمَرْوَزِىُّ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ عَنْ حَرْمَلَةَ بْنِ عِمْرَانَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا عُشَانَةَ الْمَعَافِرِىَّ قَالَ سَمِعْتُ عُقْبَةَ بْنَ عَامِرٍ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ كَانَ لَهُ ثَلاَثُ بَنَاتٍ فَصَبَرَ عَلَيْهِنَّ وَأَطْعَمَهُنَّ وَسَقَاهُنَّ وَكَسَاهُنَّ مِنْ جِدَتِهِ - كُنَّ لَهُ حِجَابًا مِنَ النَّارِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ » .
Tercemesi:
Bize Hüseyin b. Hasan el-Mervezî, ona İbn Mübarek, ona Harmele b. İmran, ona Ebu Uşâne el-Meâfirî, ona Ukbe b. Amir, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Kimin üç kız çocuğu olur ve buna sabrederse, onları yedirir, içirir ve giydirirse, kıyamet günü o kız çocukları onun için cehennem ateşine perde olurlar.""
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Edeb 3, /591
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Uşşane Hay b. Yü'min el-Meafiri (Hay b. Yü'min b. Huceyl b. Hudeyc b. Es'ad)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
5. Hüseyin b. Hasan es-Sülemî (Hüseyin b. Hasan b. Harb)
Konular:
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
KTB, ADAB
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33669, D004728
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ نَصْرٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ يُونُسَ النَّسَائِىُّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ الْمُقْرِئُ حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ - يَعْنِى ابْنَ عِمْرَانَ - حَدَّثَنِى أَبُو يُونُسَ سُلَيْمُ بْنُ جُبَيْرٍ مَوْلَى أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقْرَأُ هَذِهِ الآيَةَ "(إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا)" إِلَى قَوْلِهِ تَعَالَى "(سَمِيعًا بَصِيرًا)" قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَضَعُ إِبْهَامَهُ عَلَى أُذُنِهِ وَالَّتِى تَلِيهَا عَلَى عَيْنِهِ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ. رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَؤُهَا وَيَضَعُ إِصْبَعَيْهِ قَالَ ابْنُ يُونُسَ قَالَ الْمُقْرِئُ يَعْنِى "(إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ)" يَعْنِى أَنَّ لِلَّهِ سَمْعًا وَبَصَرًا.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا رَدٌّ عَلَى الْجَهْمِيَّةِ.]
Tercemesi:
Bize Ali b. Nasr ve Muhammed b. Yunus en-Nesai –aynı manada- oikisine Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Harmele –yani İbn İmran- ona Ebu Hureyre'nin azatlısı Ebu Yunus Süleym b. Cübeyr'in şöyle dediğini rivayet etti: Ben Ebu Hureyre'yi; "şüphesiz Allah size emanetleri ehline tastamam teslim etmenizi emreder" ayetini "şüphe yok ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir" (Nisa, 4/58) buyruğuna kadar okuduğunu işittim. (Ebu Hureyre) dedi ki: Ben Rasulullah'ı (sav) başparmağını kulağının üzerine, ona bitişik olanını da (şehadet parmağını) gözü üzerine koyduğunu gördüm. Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah'ı (sav) bu ayeti okuyup iki parmağını koyarken gördüm. İbn Yunus dedi ki: El-Mukrî dedi ki: Yani "muhakkak Allah her şeyi işitendir, her şeyi görendir." Yani Allah’ın bir işitmesi ve bir görmesi vardır.
[Ebû Davud dedi ki: Bu hadis (Cehmiyye’nin) bu husustaki kanaatlerini reddetmektedir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1078
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Yunus Süleym b. Cübeyr ed-Devsi (Süleym b. Cübeyr)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
5. Ebu Hasan Ali b. Nasr es-Sağîr (Ali b. Nasr b. Ali b. Nasr b. Ali b. Suhbân b. Ebu el-Cehdamî)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Hitabet, beden dili
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273097, D004728-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ نَصْرٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ يُونُسَ النَّسَائِىُّ - الْمَعْنَى - قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ الْمُقْرِئُ حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ - يَعْنِى ابْنَ عِمْرَانَ - حَدَّثَنِى أَبُو يُونُسَ سُلَيْمُ بْنُ جُبَيْرٍ مَوْلَى أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقْرَأُ هَذِهِ الآيَةَ "(إِنَّ اللَّهَ يَأْمُرُكُمْ أَنْ تُؤَدُّوا الأَمَانَاتِ إِلَى أَهْلِهَا)" إِلَى قَوْلِهِ تَعَالَى "(سَمِيعًا بَصِيرًا)" قَالَ رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَضَعُ إِبْهَامَهُ عَلَى أُذُنِهِ وَالَّتِى تَلِيهَا عَلَى عَيْنِهِ قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ. رَأَيْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقْرَؤُهَا وَيَضَعُ إِصْبَعَيْهِ قَالَ ابْنُ يُونُسَ قَالَ الْمُقْرِئُ يَعْنِى "(إِنَّ اللَّهَ سَمِيعٌ بَصِيرٌ)" يَعْنِى أَنَّ لِلَّهِ سَمْعًا وَبَصَرًا.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَهَذَا رَدٌّ عَلَى الْجَهْمِيَّةِ.]
Tercemesi:
Bize Ali b. Nasr ve Muhammed b. Yunus en-Nesai –aynı manada- oikisine Abdullah b. Yezid el-Mukrî, ona Harmele –yani İbn İmran- ona Ebu Hureyre'nin azatlısı Ebu Yunus Süleym b. Cübeyr'in şöyle dediğini rivayet etti: Ben Ebu Hureyre'yi; "şüphesiz Allah size emanetleri ehline tastamam teslim etmenizi emreder" ayetini "şüphe yok ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir" (Nisa, 4/58) buyruğuna kadar okuduğunu işittim. (Ebu Hureyre) dedi ki: Ben Rasulullah'ı (sav) başparmağını kulağının üzerine, ona bitişik olanını da (şehadet parmağını) gözü üzerine koyduğunu gördüm. Ebu Hureyre dedi ki: Rasulullah'ı (sav) bu ayeti okuyup iki parmağını koyarken gördüm. İbn Yunus dedi ki: El-Mukrî dedi ki: Yani "muhakkak Allah her şeyi işitendir, her şeyi görendir." Yani Allah’ın bir işitmesi ve bir görmesi vardır.
[Ebû Davud dedi ki: Bu hadis (Cehmiyye’nin) bu husustaki kanaatlerini reddetmektedir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 19, /1078
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Yunus Süleym b. Cübeyr ed-Devsi (Süleym b. Cübeyr)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
5. Muhammed b. Yunus en-Nesai (Muhammed b. Yunus)
Konular:
Allah İnancı, varlığı ve birliği
Hitabet, beden dili
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب عن حرملة عن محمد بن على القرشي عن نافع قال : كان بن عمر إذا دخل على مريض يسأله كيف هو فإذا قام من عنده قال خار الله لك ولم يزده عليه
Öneri Formu
Hadis Id, No:
164767, EM000527
Hadis:
حدثنا أحمد بن عيسى قال حدثنا عبد الله بن وهب عن حرملة عن محمد بن على القرشي عن نافع قال : كان بن عمر إذا دخل على مريض يسأله كيف هو فإذا قام من عنده قال خار الله لك ولم يزده عليه
Tercemesi:
— (125-s.) Nafi' demiştir ki, «İbni Ömer bir hastayı ziyarete gidince:
«— Nasılsın?» diye halini sorardı. Yanından kalkınca da:
«— Allah, hakkında hayırlısını versin!» derdi ve buna ilâve (söz) etmezdi.»[1025]
Ashab-ı kiram Hz. Peygamber'den aldıkları yüksek edeb uyarınca, hastanın halini sorup, onun hakkında hayır dua ediyor ve hasta yanında fazla söz söylemiyorlardı. Lüzumlu bir ihtiyaç olmaksızın hasta yanında fazla beklememe; ve çok konuşmamak icab eder.[1026]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 527, /424
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Muhammed b. Ali el-Kuraşî (Muhammed b. Ali)
4. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
5. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
6. Ahmed b. Ebu Musa el-Mısri (Ahmed b. İsa b. Hassan)
Konular:
Dua, hastalar için dua etmek
Hasta, ziyareti
KTB, ADAB
KTB, HASTA, HASTALIK
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا حرملة بن عمران أبو حفص التجيبي عن أبى عشانة المعافري عن عقبة بن عامر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من كان له ثلاث بنات وصبر عليهن وكساهن من جدته كن له حجابا من النار
Öneri Formu
Hadis Id, No:
163403, EM000076
Hadis:
حدثنا عبد الله بن يزيد قال حدثنا حرملة بن عمران أبو حفص التجيبي عن أبى عشانة المعافري عن عقبة بن عامر قال سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول : من كان له ثلاث بنات وصبر عليهن وكساهن من جدته كن له حجابا من النار
Tercemesi:
— Ukbe îbni Âmir dedi ki:
— Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle dediğini işittim:
— Kim üç kızı olur da bunlara sabrederse ve varlığından onlara gİydlrirse, ona, ateşten koruyucu bir perde olurlar.»[152]
Erkek çocukların dışında kız çocuklara bakmanın sevâb ve faziletine işaret buyurması, kızların künye ve gelişme bakımından erkeklerden daha çok bakıma ve korunmaya muhtaç olmalarındandır. Yine İslâm'dan önce mevcut kız Çocuklara hor bakma ve onları hiçe sayma geleneği yıkılmış oluyor. Aksine kız çocukları yetiştirmek, giyim ve iaşelerini temin etmek, erkeklere bakmaktan daha sevâb oluyor. Öyle ki, kıyamette kendilerini gö-zetîp geçindirenler için Cehennem ateşine karşı birer engel perde olacaklardır. Şüphe yok ki, bunların terbiye ve yetişmelerinde islâm inanç ve ahlâkını esas tutmak şarttır. İslâm inacı olmadıktan sonra, maddî yardımların âhirette bir faydası olmaz. O halde çocukları İslâm terbiyesi altında büyütmek ve maddî ihtiyaçlarını, zenginlik durumuna göre karşılamak gerektir.
Böyle hareket edildiği takdirde, âhirette va'd buyurulan sevaba ancak ka-vusulabİlir. Evlenmek veya başka bir sebeple ihtiyaçtan kurtuluncaya kadar kızlara yardımın devamı ve bu bakımın elden geldiği kadar iyi olmasına çalışılması halinde Omid edilen sevaba erişilir.
Ravİ Ukbe ibni Âmir kimdir?:
Ashabı kiramın-meşhurlarından plufi, pek çok hqdîs-İ ^erîf kendisinden rivayet edilmiştir. Feraiz ilmini bilen fakiri, kâtip, şair, edib ve kurra idi. Hz. Osman 'm Kur'ân tertibinden başka kendi eliyle toplayıp yazdığı Kur'an’ı Kerîrn'in Mısır kütüphanesinde bulunduğu söylenir. İlk hicrete çıkanlarla islâm'ı ilk kabul edenlerden biridir. Siffîn vak'asmda Hz. M u a v İ -ye ile beraber bulunduğundan, doha sonraları Hz. M u a v i y e onu Mısır Emîr'lİğine tayin etti ve bir müddet sonra 6a kendisini bu görevden ayırdı. Bu hadise Hicretin 47. yılına tesadüf eder. Yine Hz, M u a v i y e 'nin hilâfeti zamanında hicrî 58 tarihinde vefat etti. Allah ondan razı olsun.[153]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 76, /114
Senetler:
1. Ebu Amr Ukbe b. Âmir el-Cühenî (Ukbe b. Âmir b. Abs b. Amr b. Adî)
2. Ebu Uşşane Hay b. Yü'min el-Meafiri (Hay b. Yü'min b. Huceyl b. Hudeyc b. Es'ad)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
Konular:
Aile, Çocuk, cennete girme vesilesi
Cehennem, toplanma yeri
Cennet, Sevkeden İşler, Sözler, Davranışlar
Çocuk, Kız Çocuğu, kızın değeri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
240407, İHS006676
Hadis:
6676 - أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْحَسَنِ بْنِ قُتَيْبَةَ، قَالَ: حَدَّثَنَا حَرْمَلَةُ بْنُ يَحْيَى، قَالَ: حَدَّثَنَا ابْنُ وَهْبٍ، قَالَ: أَخْبَرَنِي حَرْمَلَةُ بْنُ عِمْرَانَ، عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ شِمَاسَةَ الْمَهْرِيِّ، قَالَ: سَمِعْتُ أَبَا ذَرٍّ، يَقُولُ: قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّكُمْ سَتَفْتَحُونَ أَرْضًا يُذْكَرُ فِيهَا الْقِيرَاطُ، فَاسْتَوْصُوا بِأَهْلِهَا خَيْرًا، فَإِنَّ لَهُمْ ذِمَّةً وَرَحِمًا» قَالَ حَرْمَلَةُ: «يَعْنِي بِالْقِيرَاطِ: أَنَّ قِبْطَ مِصْرَ يُسَمُّونَ أَعْيَادَهُمْ، وَكُلَّ مَجْمَعٍ لَهُمُ الْقِيرَاطَ، يَقُولُونَ: نَشْهَدُ الْقِيرَاطَ
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Hibban, Sahih-i İbn Hibban, Tarih 6676, 15/67
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Abdurrahman b. Şimase el-Mehrî (Abdurrahman b. Şimase)
3. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
4. Abdullah b. Vehb el-Kuraşî (Abdullah b. Vehb b. Müslim)
5. Ebu Hafs Harmele b. Yahya et-Tücibi (Harmele b. Yahya b. Abdullah)
6. Ebu Abbas Muhammed b. Hasan b. Kuteybe el-Lahmî (Muhammed b. Hasan b. Kuteybe b. Ziyade b. Tufeyl)
Konular:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني حرملة بن عمران عن سفيان بن منقذ عن أبيه قال كان أكثر جلوس عبد الله بن عمر وهو مستقبل القبلة فقرأ يزيد بن عبد الله بن سليط سجدة بعد طلوع الشمس فسجد وسجدوا إلا عبد الله بن عمر فلما طلعت الشمس حل عبد الله حبوته ثم سجد وقال : ألم تر سجدة أصحابك انهم سجدوا في غير حين صلاة
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165962, EM001137
Hadis:
حدثنا عبد الله بن صالح قال حدثني حرملة بن عمران عن سفيان بن منقذ عن أبيه قال كان أكثر جلوس عبد الله بن عمر وهو مستقبل القبلة فقرأ يزيد بن عبد الله بن سليط سجدة بعد طلوع الشمس فسجد وسجدوا إلا عبد الله بن عمر فلما طلعت الشمس حل عبد الله حبوته ثم سجد وقال : ألم تر سجدة أصحابك انهم سجدوا في غير حين صلاة
Tercemesi:
Süfyan ibni Münkiz babasından rivayet ettiğine göre, babası şöyle demiştir:
— Abdullah sbnî Ömer'in oturuşlarının çoğu, kıbleye dönmüş halde idi. Yezîd ibni Abdullah ibni Kuseyt. güneş doğduktan sonra secde âyetini okudu da. kendisi secde etti ve (yanında işitenler) secde ettiler; yalnız Abdullah ibni Ömer secde etmedi. Ne zaman ki, güneş doğup yükseldi, Abdullah dizlerini birbirine bağlamış bulunan ellerini çözdü, sonra secde etti ve şöyle dedi:
«Arkadaşlarının secdesini görmedin mi? Onlar namaz vakti dışında secde ettiler.»[1004]
Allah Tealâ Hazretleri Kabe'yi mübarek bir yer kıldı ve onu ziyaret et-meyİ zengin roüsiümanlara farz kıldı. Namaz sorumluluğunu taşıyan her müminin de ibadetinde oraya yönelmesini de hürmet olarak şart kıldı. Bu itibarla ibadet zamanlan dışında da oraya doğru yönelmek ve arka vermemek edebe uygun bir harekettir. Zarurî haller dışında kıbleye yönelmiş bulunarak oturmak en güzel bir oturuştur. Büyük ve küçük abdestlerde İse hürmetsizlik olmasın dîye ön ve arkayı kıbleye çevirmemelidir. Bunda ke-rahef vardır.
Kerahet vakîi diye anılan üç vakitte namaz kılmak, tilâvet secdesi yapmak, cenaze namazı kılmak mekruhtur. Bu üç vakit, güneşin doğuşundan itibaren güneş yükselinceye kadar (kırk beş dakikalık bir müddet), güneşin istiva halinden alçalmaya geçiş vaktinde (az bir müddet) ve güneş batarken olan zamanlardır. İşte AbduIJah ibni Ömer bu kerahet vakitlerinden biri olan güneş doğrno zamanında secde yapılmaması gerektiğini bildirmiş ve kendisi de güneş yükseldikten sonra, tifâvet secdesini yaparak hazırda bulunanları ikaz etmiştir ve güneş doğma vaktinin namaz ile secde vakfı olmadığım bildirmiştir.
(Bu haber için başka bir kaynak bulunamamıştır.).[1005]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1137, /863
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Münkiz b. Kays el-Mısrî (Münkiz b. Kays)
3. Süfyan b. Münkiz el-Mısrî (Süfyan b. Münkiz b. Kays)
4. Ebu Hafs Harmele b. İmran et-Tücîbî (Harmele b. İmran b. Kirâd)
5. Ebu Salih Abdullah b. Salih el-Cüheni (Abdullah b. Salih b. Muhammed b. Müslim)
Konular:
Adab, oturma adabı
Namaz, mekruh vakitler
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları