91 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Habib el-Harisi, ona Halid -b. Haris-, ona Şube, ona Süleyman, ona Münzir, ona Muhammed b. Ali rivayet ettiğine göre Hz. Ali şöyle demiştir: Fatıma (hanımım olması) sebebiyle Hz. Peygamber'e (sav) mezi konusunda soru sormaya utandım. Mikdad'a sormasını emrettim. O da Hz. Peygamber'e (sav) sordu. Bunun üzerine Allah Rasulu; "meziden dolayı abdest lazım gelir" buyurdu.
Bize Yahya b. Habib Arabi el-Basrî, ona Halid b. Haris, ona Muhammed b. Aclan, ona Nafi, ona da Abdullah b. Ömer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), dört kişiye beddua ederdi. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi. Daha sonra Allah onlara Müslüman olmayı nasip etti." [Ebu İsa (et-Tirmizî) der ki: Bu hadis hasen garib sahihtir. Nafi'in, İbn Ömer'den yaptığı rivayet bu tarikiyle garib sayılmıştır. Bu hadisi Yahya b. Eyyub, İbn Aclan'dan rivâyet etmiştir.]
Bize Ebû'l-Hasan Ali b. Muhammed b. Ali el-Mukrî, ona el-Hasan b. Muhammed b. İshak, ona Yusuf b. Yakub el-Kadî, ona Muhammed b. Ebî Bekir ile Yahya b. Habîb b. Arabî, onlara Hammâd b. Zeyd, ona Ebû Cehdam Musa b. Salim, ona Abdullah b. Ubeydullah b. el-Abbas şöyle rivâyet etti: "Benû Hâşim fitnesi sırasında İbn Abbas'ın (ra) huzurunda oturuyorduk. Bir ara şöyle dedi: Vallahi Rasûlullah (sav), diğer insanlardan farklı, sadece bize mahsus olan üç şeyden söz etti: Bize (ehl-i beytine) abdest uzuvlarımızı yıkarken geniş tutmayı, sadaka malını yememeyi ve eşeği ata çekmemeyi emretti."
Açıklama: Ulemadan bazıları bu rivâyete dayanarask eşeği ata çekmeyi mekruh görmüşlerdir. Ancak çoğunluk bunu caiz görür ve eşeği ata çekmek caiz olmasaydı, bu ilişkiden doğacak olan katıra binmek de caiz olmazdı, halbuki böyle bir şey söz konusu değildir, derler.
Bize Yahya b. Habib el-Harisi, ona Halid -yani İbn el-Haris-, ona Şube'nin şöyle dediğini rivayet etti: Katade'ye mescitte tükürmeye dair soru sordum da o Enes b. Malik Rasulullah'ın (sav); "mescitte tükürmek bir küçük günahtır, kefareti ise onu gömmektir" buyururken dinledim dedi.
Bize Yahya b. Habib, ona Halid b. Haris, ona Muhammed b. Aclân, ona Ubeydullah b. Miksem, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Kendisi Muaz kıssasını nakledip Nebi'nin (sav) bir gence "ey kardeşimin oğlu! Namaz kıldığında nasıl dua ediyorsun" dediğini aktarmış. (Genç), Fatiha suresini okuyorum, Allah'tan cenneti istiyorum, cehennemden de ona sığınıyorum. Ben, senin ve Muaz'ın dualarını ise bilmiyorum' demiş. Rasulullah (sav) ise, "ben ve Muaz, bu ikisine benzer şeyler (söylüyoruz)" buyurmuş. Ya da buna benzer bir şey demiştir.
Bana Yahya b. Habib b. Arabî, ona Musa b. İbrahim b. Kesîr el-Ensârî, ona da Talha b. Hirâş, Câbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) benimle karşılaştı ve 'Ey Câbir! Seni biraz kırgın görüyorum' buyurdu. Ben de 'Ey Allah’ın Rasulü (sav)! Uhud gününde babam şehit oldu, geriye de bakıma muhtaç çocuklar ve ödenmesi gereken borçlar bıraktı' dedim. 'O zaman sana babanı Allah Teala'nın nasıl karşıladığı müjdesini vereyim mi?' dediğinde, 'Buyur, ey Allah’ın Rasulü (sav)!' dedim. Şöyle buyurdu 'Allah (cc) şimdiye dek herkesle perde arkasından konuşmuştur. Ama senin babanı diriltti ve onunla karşı karşıya gelerek konuştu. Ona dedi ki 'Kulum, benden ne istersen iste, ben de sana istediğini vereyim.' Baban 'Rabbim! Beni diriltmeni, senin uğrunda ikinci defa öldürülmeyi isterim' dedi. Allah (cc) 'Benim tarafımdan önceden verilmiş olan; ölen kimseler bir daha geriye asla döndürülmeyecekler hükmü vardır' buyurdu. Hz. Peygamber (sav), bunun üzerine şu ayet-i kerimenin nâzil olduğunu söylemiştir: (Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma...)(Âli İmrân, 3/169)" [Ebu İsa (Tirmizi) hadis hakkında şöyle demiştir: Bu hadis, bu isnadla hasen-garibdir. Ayrıca Abdullah b. Muhammed b. Akîl de Câbir'den bu hadisin bir kısmını rivayet etmiştir. Biz bu hadisin ancak Musa b. İbrahim tarafından gelen senedini biliyoruz. Ayrıca bu hadisi Musa b. İbrahim'den, Ali b. Abdullah b. el-Medînî ve hadis ehlinin büyüklerinden daha pek çok kimse de nakletmiştir.]