أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ فِى حَدِيثِهِ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنِ عَاصِمِ بْنِ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا فِى سَفَرٍ فَحَضَرَ الأَضْحَى فَجَعَلَ الرَّجُلُ مِنَّا يَشْتَرِى الْمُسِنَّةَ بِالْجَذَعَتَيْنِ وَالثَّلاَثَةِ فَقَالَ لَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَحَضَرَ هَذَا الْيَوْمُ فَجَعَلَ الرَّجُلُ يَطْلُبُ الْمُسِنَّةَ بِالْجَذَعَتَيْنِ وَالثَّلاَثَةِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْجَذَعَ يُوفِى مِمَّا يُوفِى مِنْهُ الثَّنِىُّ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24926, N004388
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ فِى حَدِيثِهِ عَنْ أَبِى الأَحْوَصِ عَنِ عَاصِمِ بْنِ كُلَيْبٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ كُنَّا فِى سَفَرٍ فَحَضَرَ الأَضْحَى فَجَعَلَ الرَّجُلُ مِنَّا يَشْتَرِى الْمُسِنَّةَ بِالْجَذَعَتَيْنِ وَالثَّلاَثَةِ فَقَالَ لَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ فَحَضَرَ هَذَا الْيَوْمُ فَجَعَلَ الرَّجُلُ يَطْلُبُ الْمُسِنَّةَ بِالْجَذَعَتَيْنِ وَالثَّلاَثَةِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الْجَذَعَ يُوفِى مِمَّا يُوفِى مِنْهُ الثَّنِىُّ » .
Tercemesi:
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona Asım b. Küleyb ona da babası [Küleyb b. Şihab el-Cermî] şöyle rivayet etmiştir:
"Biz bir yolculukta iken Kurban bayramı geldi. Bunun üzerine içimizdekiler 2 yaşını tamamlamış koyunları 2 tane veya 3 tane 1 yaşındaki koyunlara karşılık satın almaya başladılar. Bunun üzerine Müzeyne'den bir adam şöyle dedi: 'Bize Rasulullah (sav) ile beraber bir seferde iken bugün [yani Kurban günü] oldu. İçimizdekiler 2 yaşını tamamlamış koyunları 2 tane veya 3 tane 1 yaşındaki koyunlara karşılık satın almaya koyuldular. Bunun üzerine Rasulullah (sav) '1 yaşını tamamlamış koyun 2 yaşını tamamlamış koyun gibi (kurban için) yeterlidir.' buyurdu.'"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Dahâyâ 13, /2373
Senetler:
1. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
2. Ebu Asım Küleyb b. Şihab el-Cermi (Küleyb b. Şihab b. Mecnun)
3. Asım b. Küleyb el-Cermî (Asım b. Küleyb b. Şihab b. Mecnun)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Kurban, hangi hayvanlardan kurban edilebilir, edilemez
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22874, D003624
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ فَارِسٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ حَدَّثَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ - وَنَحْنُ عِنْدَ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ - عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَعْنِى لِلْيَهُودِ
"أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى أَنْزَلَ التَّوْرَاةَ عَلَى مُوسَى مَا تَجِدُونَ فِى التَّوْرَاةِ عَلَى مَنْ زَنَى." وَسَاقَ الْحَدِيثَ فِى قِصَّةِ الرَّجْمِ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya b. Faris (ez-Zühlî), ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Mamer (b. Raşid), ona (İbn Şihab) ez-Zührî, ona-(Zührî) biz Said b. Müseyyeb'in yanındayken- Müzeyne'den bir adam, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) bir Yahudiye (ondan yemin talep ederken) şöyle dediğini haber vermiştir:
"Musa'ya Tevrat'ı indiren Allah adına yemin et, zina eden kimse hakkında Tevrat'taki hüküm hakkında ne biliyorsun?" (Devamında Ebu Hureyre) Recm kıssasının anlatıldığı hadisi aktarmıştır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Akdiye 27, /837
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Şahitlik, ehl-i kitabın birbiri arasınada
Yargı, Şahitliğe teşvik
Yargı, Şahitliğin önemi
Zina, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33232, D004450
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ قَالَ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ سَمِعْتُ رَجُلاً مِنْ مُزَيْنَةَ مِمَّنْ يَتَّبِعُ الْعِلْمَ وَيَعِيهِ - ثُمَّ اتَّفَقَا - وَنَحْنُ عِنْدَ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فَحَدَّثَنَا عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ مَعْمَرٍ وَهُوَ أَتَمُّ - قَالَ زَنَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ وَامْرَأَةٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ اذْهَبُوا بِنَا إِلَى هَذَا النَّبِىِّ فَإِنَّهُ نَبِىٌّ بُعِثَ بِالتَّخْفِيفِ فَإِنْ أَفْتَانَا بِفُتْيَا دُونَ الرَّجْمِ قَبِلْنَاهَا وَاحْتَجَجْنَا بِهَا عِنْدَ اللَّهِ قُلْنَا فُتْيَا نَبِىٍّ مِنْ أَنْبِيَائِكَ - قَالَ - فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ فِى أَصْحَابِهِ فَقَالُوا يَا أَبَا الْقَاسِمِ مَا تَرَى فِى رَجُلٍ وَامْرَأَةٍ زَنَيَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُمْ كَلِمَةً حَتَّى أَتَى بَيْتَ مِدْرَاسِهِمْ فَقَامَ عَلَى الْبَابِ فَقَالَ
"أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى أَنْزَلَ التَّوْرَاةَ عَلَى مُوسَى مَا تَجِدُونَ فِى التَّوْرَاةِ عَلَى مَنْ زَنَى إِذَا أُحْصِنَ." قَالُوا يُحَمَّمُ وَيُجَبَّهُ وَيُجْلَدُ - وَالتَّجْبِيَةُ أَنْ يُحْمَلَ الزَّانِيَانِ عَلَى حِمَارٍ وَتُقَابَلَ أَقْفِيَتُهُمَا وَيُطَافَ بِهِمَا - قَالَ وَسَكَتَ شَابٌّ مِنْهُمْ فَلَمَّا رَآهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم سَكَتَ أَلَظَّ بِهِ النِّشْدَةَ فَقَالَ اللَّهُمَّ إِذْ نَشَدْتَنَا فَإِنَّا نَجِدُ فِى التَّوْرَاةِ الرَّجْمَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"فَمَا أَوَّلُ مَا ارْتَخَصْتُمْ أَمْرَ اللَّهِ." قَالَ زَنَى ذُو قَرَابَةٍ مَعَ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِنَا فَأَخَّرَ عَنْهُ الرَّجْمَ ثُمَّ زَنَى رَجُلٌ فِى أُسْرَةٍ مِنَ النَّاسِ فَأَرَادَ رَجْمَهُ فَحَالَ قَوْمُهُ دُونَهُ وَقَالُوا لاَ يُرْجَمُ صَاحِبُنَا حَتَّى تَجِىءَ بِصَاحِبِكَ فَتَرْجُمَهُ فَاصْطَلَحُوا عَلَى هَذِهِ الْعُقُوبَةِ بَيْنَهُمْ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"فَإِنِّى أَحْكُمُ بِمَا فِى التَّوْرَاةِ." فَأَمَرَ بِهِمَا فَرُجِمَا. قَالَ الزُّهْرِىُّ فَبَلَغَنَا أَنَّ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِيهِمْ "(إِنَّا أَنْزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا)" كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona bir adam Müzeyne'den; (T)
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona Muhammed b. Müslim'den. Müzine'den ilim peşinde koşan ve ondan haberdar olan bir adam işittim. Sonra anlaştılar- Said b. Musayyib ile birlikteyken, bize söyledi. Ona da Ebu Hureyre (ra) -bu Mamer'in hadisidir ve daha tamdır- şöyle demiştir. Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler. Birbirlerine, şu Peygamber'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen bir Nebi'dir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla Allah katında ihticâc eder ve senin peygamberlerinden birisinin fetvası deriz dediler. Rasulullah (sav) mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler. Ya Ebu'l-Kasım! Zina eden erkek ve kadın hakkında ne dersin? dediler. Rasulullah onların okuma evine gelinceye kadar, kendileri ile bir kelime konuşmadı. (Oraya gelince) kapının yanında durdu:
"Size, Tevrat'ı indiren Allah adı ile soruyorum. Zina eden birisi muhsan olduğu zaman, onun hakkında Tevrat'ta ne ceza buluyorsunuz?" dedi. Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve değnekle dövülür dediler.
Tecbih: Zina edenlerin sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe dirilip, dolaştırılmalarıdır. Ama onlardan bir genç sustu. Rasulullah (sav) onun sustuğunu görünce ona yemin vermekte ısrar etti. Genç, sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz Tevrat'ta recmi buluyoruz dedi. Rasulullah (sav); "Allah'ın emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" dedi. Genç, krallarımızdan birisinin bir akrabası zina etti. Kral onu recm etmeyi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden birisi zina etti, onu recmetmek istedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi ve senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız recmedilemez dediler. Neticede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar, dedi. Rasulullah (sav); "şüphesiz ben, Tevrat'taki ile hükmedeceğim" buyurdu. Recm edilmelerini emretti ve recm edildiler.
(Ravilerden) Zührî şöyle dedi: "Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrat'ı indirdik. Kendisini Allah'a teslim eden Peygamberler onunla hükmeder…" ayetinin bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasulullah da (sav) (onunla hükmeden) Peygamberlerdendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 26, /1015
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Anbese b. Halid el-Kuraşi (Anbese b. Halid b. Yezid b. Ebu Nicad)
6. Ebu Cafer Ahmed b. Salih el-Mısrî (Ahmed b. Salih)
Konular:
Kur'an, Recm ayeti, Tevrat'ta
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275783, D004450-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ حَدَّثَنَا رَجُلٌ مِنْ مُزَيْنَةَ ح
وَحَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ صَالِحٍ حَدَّثَنَا عَنْبَسَةُ حَدَّثَنَا يُونُسُ قَالَ قَالَ مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمٍ سَمِعْتُ رَجُلاً مِنْ مُزَيْنَةَ مِمَّنْ يَتَّبِعُ الْعِلْمَ وَيَعِيهِ - ثُمَّ اتَّفَقَا - وَنَحْنُ عِنْدَ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ فَحَدَّثَنَا عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - وَهَذَا حَدِيثُ مَعْمَرٍ وَهُوَ أَتَمُّ - قَالَ زَنَى رَجُلٌ مِنَ الْيَهُودِ وَامْرَأَةٌ فَقَالَ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ اذْهَبُوا بِنَا إِلَى هَذَا النَّبِىِّ فَإِنَّهُ نَبِىٌّ بُعِثَ بِالتَّخْفِيفِ فَإِنْ أَفْتَانَا بِفُتْيَا دُونَ الرَّجْمِ قَبِلْنَاهَا وَاحْتَجَجْنَا بِهَا عِنْدَ اللَّهِ قُلْنَا فُتْيَا نَبِىٍّ مِنْ أَنْبِيَائِكَ - قَالَ - فَأَتَوُا النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ جَالِسٌ فِى الْمَسْجِدِ فِى أَصْحَابِهِ فَقَالُوا يَا أَبَا الْقَاسِمِ مَا تَرَى فِى رَجُلٍ وَامْرَأَةٍ زَنَيَا فَلَمْ يُكَلِّمْهُمْ كَلِمَةً حَتَّى أَتَى بَيْتَ مِدْرَاسِهِمْ فَقَامَ عَلَى الْبَابِ فَقَالَ
"أَنْشُدُكُمْ بِاللَّهِ الَّذِى أَنْزَلَ التَّوْرَاةَ عَلَى مُوسَى مَا تَجِدُونَ فِى التَّوْرَاةِ عَلَى مَنْ زَنَى إِذَا أُحْصِنَ." قَالُوا يُحَمَّمُ وَيُجَبَّهُ وَيُجْلَدُ - وَالتَّجْبِيَةُ أَنْ يُحْمَلَ الزَّانِيَانِ عَلَى حِمَارٍ وَتُقَابَلَ أَقْفِيَتُهُمَا وَيُطَافَ بِهِمَا - قَالَ وَسَكَتَ شَابٌّ مِنْهُمْ فَلَمَّا رَآهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم سَكَتَ أَلَظَّ بِهِ النِّشْدَةَ فَقَالَ اللَّهُمَّ إِذْ نَشَدْتَنَا فَإِنَّا نَجِدُ فِى التَّوْرَاةِ الرَّجْمَ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"فَمَا أَوَّلُ مَا ارْتَخَصْتُمْ أَمْرَ اللَّهِ." قَالَ زَنَى ذُو قَرَابَةٍ مَعَ مَلِكٍ مِنْ مُلُوكِنَا فَأَخَّرَ عَنْهُ الرَّجْمَ ثُمَّ زَنَى رَجُلٌ فِى أُسْرَةٍ مِنَ النَّاسِ فَأَرَادَ رَجْمَهُ فَحَالَ قَوْمُهُ دُونَهُ وَقَالُوا لاَ يُرْجَمُ صَاحِبُنَا حَتَّى تَجِىءَ بِصَاحِبِكَ فَتَرْجُمَهُ فَاصْطَلَحُوا عَلَى هَذِهِ الْعُقُوبَةِ بَيْنَهُمْ. فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم
"فَإِنِّى أَحْكُمُ بِمَا فِى التَّوْرَاةِ." فَأَمَرَ بِهِمَا فَرُجِمَا. قَالَ الزُّهْرِىُّ فَبَلَغَنَا أَنَّ هَذِهِ الآيَةَ نَزَلَتْ فِيهِمْ "(إِنَّا أَنْزَلْنَا التَّوْرَاةَ فِيهَا هُدًى وَنُورٌ يَحْكُمُ بِهَا النَّبِيُّونَ الَّذِينَ أَسْلَمُوا)" كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مِنْهُمْ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yahya, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona bir adam Müzeyne'den; (T)
Bize Ahmed b. Salih, ona Anbese, ona Yunus, ona Muhammed b. Müslim'den. Müzine'den ilim peşinde koşan ve ondan haberdar olan bir adam işittim. Sonra anlaştılar- Said b. Musayyib ile birlikteyken, bize söyledi. Ona da Ebu Hureyre (ra) -bu Mamer'in hadisidir ve daha tamdır- şöyle demiştir. Yahudilerden bir adamla bir kadın zina ettiler. Birbirlerine, şu Peygamber'e gidelim. Şüphesiz o hafifletmek üzere gönderilen bir Nebi'dir. Eğer bize recimden başka bir fetva verirse kabul ederiz. Onunla Allah katında ihticâc eder ve senin peygamberlerinden birisinin fetvası deriz dediler. Rasulullah (sav) mescidde sahabeleri arasında otururken geldiler. Ya Ebu'l-Kasım! Zina eden erkek ve kadın hakkında ne dersin? dediler. Rasulullah onların okuma evine gelinceye kadar, kendileri ile bir kelime konuşmadı. (Oraya gelince) kapının yanında durdu:
"Size, Tevrat'ı indiren Allah adı ile soruyorum. Zina eden birisi muhsan olduğu zaman, onun hakkında Tevrat'ta ne ceza buluyorsunuz?" dedi. Yüzü kömürle boyanır, tecbih edilir ve değnekle dövülür dediler.
Tecbih: Zina edenlerin sırt sırta gelecek şekilde bir eşeğe dirilip, dolaştırılmalarıdır. Ama onlardan bir genç sustu. Rasulullah (sav) onun sustuğunu görünce ona yemin vermekte ısrar etti. Genç, sen bize yemin verdiğin için söylüyorum: Biz Tevrat'ta recmi buluyoruz dedi. Rasulullah (sav); "Allah'ın emrini yumuşatıp kolaylaştırdığınız ilk olay nedir?" dedi. Genç, krallarımızdan birisinin bir akrabası zina etti. Kral onu recm etmeyi geciktirdi. Sonra, halktan bir aileden birisi zina etti, onu recmetmek istedi. Bunun üzerine tebaası karşısına dikildi ve senin akraban getirilip de recmedilmedikçe bizim arkadaşımız recmedilemez dediler. Neticede, aralarında bu ceza üzerinde anlaştılar, dedi. Rasulullah (sav); "şüphesiz ben, Tevrat'taki ile hükmedeceğim" buyurdu. Recm edilmelerini emretti ve recm edildiler.
(Ravilerden) Zührî şöyle dedi: "Şüphesiz biz, yol gösterici ve nur olarak Tevrat'ı indirdik. Kendisini Allah'a teslim eden Peygamberler onunla hükmeder…" ayetinin bu yahudiler hakkında indiği haberi bize ulaştı. Rasulullah da (sav) (onunla hükmeden) Peygamberlerdendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 26, /1015
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Kur'an, Recm ayeti, Tevrat'ta
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33233, D004451
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الْعَزِيزِ بْنُ يَحْيَى أَبُو الأَصْبَغِ الْحَرَّانِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى مُحَمَّدٌ - يَعْنِى ابْنَ سَلَمَةَ - عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ سَمِعْتُ رَجُلاً مِنْ مُزَيْنَةَ يُحَدِّثُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ زَنَى رَجُلٌ وَامْرَأَةٌ مِنَ الْيَهُودِ وَقَدْ أُحْصِنَا حِينَ قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ وَقَدْ كَانَ الرَّجْمُ مَكْتُوبًا عَلَيْهِمْ فِى التَّوْرَاةِ فَتَرَكُوهُ وَأَخَذُوا بِالتَّجْبِيَةِ يُضْرَبُ مِائَةً بِحَبْلٍ مَطْلِىٍّ بِقَارٍ وَيُحْمَلُ عَلَى حِمَارٍ وَجْهُهُ مِمَّا يَلِى دُبُرَ الْحِمَارِ فَاجْتَمَعَ أَحْبَارٌ مِنْ أَحْبَارِهِمْ فَبَعَثُوا قَوْمًا آخَرِينَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالُوا سَلُوهُ عَنْ حَدِّ الزَّانِى. وَسَاقَ الْحَدِيثَ قَالَ فِيهِ قَالَ وَلَمْ يَكُونُوا مِنْ أَهْلِ دِينِهِ فَيَحْكُمَ بَيْنَهُمْ فَخُيِّرَ فِى ذَلِكَ قَالَ "(فَإِنْ جَاءُوكَ فَاحْكُمْ بَيْنَهُمْ أَوْ أَعْرِضْ عَنْهُمْ)."
Tercemesi:
Bize Abdulaziz b. Yahya Ebu Asbağ el-Harrani, ona Muhammed (İbn Seleme), ona Muhammed b. İshak, ona Zührî, ona Müzeyne'den bir adamın Said b. Müseyyib, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), Medine'ye geldiğinde, Yahudilerden, muhsan olan bir erkekle bir kadın zina ettiler. Tevrat'ta onlara recm emredilmişti. Onu terk ettiler ve eşeğe ters bindirme cezasını koydular, zina edene, kara sakızla boyanmış bir iple yüz kez vurulur ve yüzü eşeğin arkasına gelecek şekilde eşeğe bindirilirdi. Yahudilerin bilginlerinden bazıları toplanıp, başka bir gurubu Rasulullah'a gönderdiler. Ona, zina haddini sorun...dediler.
Ravi (Ebu Hureyre) hadisin devamını zikretti ve onlar, Rasulullah'ın dinine mensup değildiler ki onlar arasında hükmetsin. Onun için Rasulullah muhayyer bırakıldı, dedi. Cenâb-ı Allah şöyle buyurdu:
"Eğer sana gelirlerse ister aralarında hükmet ister onlardan yüz çevir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Hudûd 26, /1016
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. İbn İshak el-Kuraşî (Muhammed b. İshak b. Yesar b. Hıyar)
6. Ebu Abdullah Muhammed b. Seleme el-Bahili (Muhammed b. Seleme b. Abdullah)
7. Ebu Asbağ Abdulaziz b. Yahya el-Bekkâi (Abdulaziz b. Yahya b. Yusuf)
Konular:
Kur'an, Recm ayeti, Tevrat'ta
Recm, cezası
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35629, DM000022
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الأَعْمَشِ عَنْ شِمْرِ بْنِ عَطِيَّةَ عَنْ رَجُلٍ مِنْ مُزَيْنَةَ أَوْ جُهَيْنَةَ قَالَ : صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الْفَجْرَ فَإِذَا هُوَ بِقَرِيبٍ مِنْ مِائَةِ ذِئْبٍ قَدْ أَقْعَيْنَ ، وُفُودُ الذِّئَابِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- :« تَرْضَخُوا لَهُمْ شَيْئاً مِنْ طَعَامِكُمْ وَتَأْمَنُونَ عَلَى مَا سِوَى ذَلِكَ ». فَشَكَوْا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- الْحَاجَةَ قَالَ :« فَآذِنُوهُنَّ ». قَالَ : فَآذَنُوهُنَّ فَخَرَجْنَ وَلَهُنَّ عُوَاءٌ.
Tercemesi:
Bize Mu hamine d b. Yûsuf haber verip (dedi ki) bize Sufyân, el-A'meş'den (o) Şimr b. Atıyye'den, (o da) Muzeyne'li veya Cuheyne'li bir adamdan (naklen) rivayet etti (ki bu adam) şöyle demiş: (Bir gün) Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sabah namazını kıldırmıştı. Sonra ne görsek! O, kurtların oturuşu gibi, oturakları üzerine oturmuş yüz kurdun yakınında! Bunun üzerine Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onlara (yani ashabına); "Onlara yemeğinizden az bir şey verir ve (böylece) bunun dışındaki hususlarda emniyet içinde kalırsınız!" buyurdu. Onlar da Resûlullah'a -sallallahu aleyhi ve sellem- ihtiyaçlarını \ ihtiyaç içinde olduklarını) ilettiler. (O zaman Resûlullah); "Onlara (bunu) bildiriniz!" buyurdu. (Râvi) dedi ki; onlar da (bunu) onlara bedirdiler. Bunun üzerine onlar (yani kurtlar) da uluya uluya çıkıp gittiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 4, 1/171
Senetler:
1. Racul Min Müzeyne (Racul Min Müzeyne)
2. Şimr b. Atiyye el-Esedi (Şimr b. Atiyye b. Abdurrahman)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Geçim, sahabilerin geçim sıkıntıları
Hz. Peygamber, mucizeleri
Merhamet, hayvanlara