Öneri Formu
Hadis Id, No:
22437, N002580
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِىٍّ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ ح وَأَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ هَارُونَ عَنْ كِنَانَةَ بْنِ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ قَالَ تَحَمَّلْتُ حَمَالَةً فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلْتُهُ فِيهَا فَقَالَ « إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لِثَلاَثَةٍ رَجُلٍ تَحَمَّلَ بِحَمَالَةٍ بَيْنَ قَوْمٍ فَسَأَلَ فِيهَا حَتَّى يُؤَدِّيَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habib b. Arabî, ona Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Harun b. Riâb, ona Kinâne b. Nuaym T Bize Ali b. Hucr -ki lafızlar ona aittir-, ona İsmail (b. Uleyye el-Esedî), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Harun (b. Riâb), ona Kinâne b. Nuaym, ona da Kabîsa b. Muhârik (el-Hilalî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Bir olayda kefil olmuştum. Bu konuda yardım istemek üzere Hz. Peygamber'e (sav) geldim. Bunun üzerine şöyle buyurdu; 'Şüphesiz sadaka istemek sadece üç kişiye helal olur. Bir topluluğun arasını bulmak için kefalet borcu yüklenip de ödeyebilmek için bu konuda yardım isteyen kişiye ki böyle bir kişi, ihtiyacı karşılandıktan sonra istemeyi bırakacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 80, /2255
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Yahya b. Habib el-Harisi (Yahya b. Habib b. Arabi)
Konular:
Borç, bir başkasının borcunu ödemek
Borç, borca kefil olma, kefil olanın durumu
Borç, borçluya kolaylık, afet sebebiyle
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Hz. Peygamber, cömertliği
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Ticaret, kefil olmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
41563, DM001720
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُسَدَّدٌ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ الْهِلاَلِىِّ قَالَ : تَحَمَّلْتُ بِحَمَالَةٍ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- أَسْأَلُهُ فِيهَا ، فَقَالَ :« أَقِمْ يَا قَبِيصَةُ حَتَّى تَأْتِيَنَا الصَّدَقَةُ فَنَأْمُرَ لَكَ بِهَا ». ثُمَّ قَالَ :« يَا قَبِيصَةُ إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لأَحَدِ ثَلاَثَةٍ : رَجُلٍ تَحَمَّلَ حَمَالَةً فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ جَائِحَةٌ فَاجْتَاحَتْ مَالَهُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ قَالَ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ فَاقَةٌ حَتَّى يَقُولَ ثَلاَثَةٌ مِنْ ذَوِى الْحِجَى مِنْ قَوْمِهِ قَدْ أَصَابَ فُلاَناً الْفَاقَةُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَمَا سِوَاهُنَّ مِنَ الْمَسْأَلَةِ سُحْتٌ يَا قَبِيصَةُ يَأْكُلُهَا صَاحِبُهَا سُحْتاً ».
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esdî) ve Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara Hammad b. Zeyd, ona Harun b. Riab, ona Kinane b. Nuaym ona da Kabîsa b. Muhârik el-Hilâlî şöyle rivayet etti:
Ben (kan davasını önlemek niyetiyle) birinin diyetini üstlendim. Bunun üzerine ödemede yardım talep etmek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. O (sav) şöyle buyurdu: "Bize zekat malları gelinceye kadar bekle ki sana ondan verelim." ve ekledi "Ya Kabîsa, dilenmek kesinlikle helal değildir, ancak şu üç kişi (bundan) müstesnadır: Başkasının diyet borcunu üstlenen kişi ki ona dilenmek borcu kapatana dek caizdir, ancak sonra dilenmekten kaçınır; Doğal afete duçar olup malını kaybeden kişi ki ona da dilenmek caizdir, ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin; (Zenginken) fakirliğe duçar olmuş kişi ki toplumundan üç aklı başında kişi hakkında "falanca fakirliğe duçar oldu" desin, ona da dilenmek caizdir ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin, ancak sonra dilenmekten kaçınır. Bunların dışında dilenmek haramdır Ya Kabîsa, yapan kişi haram lokma yer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 37, 2/1044
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Ticaret, kefil olmak
Zekat, borçlunun durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274859, DM001720-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُسَدَّدٌ وَأَبُو نُعَيْمٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ الْهِلاَلِىِّ قَالَ : تَحَمَّلْتُ بِحَمَالَةٍ فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ -صلى الله عليه وسلم- أَسْأَلُهُ فِيهَا ، فَقَالَ :« أَقِمْ يَا قَبِيصَةُ حَتَّى تَأْتِيَنَا الصَّدَقَةُ فَنَأْمُرَ لَكَ بِهَا ». ثُمَّ قَالَ :« يَا قَبِيصَةُ إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لأَحَدِ ثَلاَثَةٍ : رَجُلٍ تَحَمَّلَ حَمَالَةً فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ جَائِحَةٌ فَاجْتَاحَتْ مَالَهُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ قَالَ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ، وَرَجُلٍ أَصَابَتْهُ فَاقَةٌ حَتَّى يَقُولَ ثَلاَثَةٌ مِنْ ذَوِى الْحِجَى مِنْ قَوْمِهِ قَدْ أَصَابَ فُلاَناً الْفَاقَةُ فَحَلَّتْ لَهُ الْمَسْأَلَةُ فَسَأَلَ حَتَّى يُصِيبَ قِوَاماً مِنْ عَيْشٍ أَوْ سِدَاداً مِنْ عَيْشٍ ثُمَّ يُمْسِكَ ، وَمَا سِوَاهُنَّ مِنَ الْمَسْأَلَةِ سُحْتٌ يَا قَبِيصَةُ يَأْكُلُهَا صَاحِبُهَا سُحْتاً ».
Tercemesi:
Bize Müsedded (b. Müserhed el-Esdî) ve Ebu Nuaym (Fadl b. Dükeyn el-Mülâî), onlara Hammad b. Zeyd, ona Harun b. Riab, ona Kinane b. Nuaym ona da Kabîsa b. Muhârik el-Hilâlî şöyle rivayet etti:
Ben (kan davasını önlemek niyetiyle) birinin diyetini üstlendim. Bunun üzerine ödemede yardım talep etmek için Hz. Peygamber'in (sav) yanına vardım. O (sav) şöyle buyurdu: "Bize zekat malları gelinceye kadar bekle ki sana ondan verelim." ve ekledi "Ya Kabîsa, dilenmek kesinlikle helal değildir, ancak şu üç kişi (bundan) müstesnadır: Başkasının diyet borcunu üstlenen kişi ki ona dilenmek borcu kapatana dek caizdir, ancak sonra dilenmekten kaçınır; Doğal afete duçar olup malını kaybeden kişi ki ona da dilenmek caizdir, ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin; (Zenginken) fakirliğe duçar olmuş kişi ki toplumundan üç aklı başında kişi hakkında "falanca fakirliğe duçar oldu" desin, ona da dilenmek caizdir ta ki yaşamak için zaruri ihtiyaçlarını giderebilsin- yahut fakirliği def edebilsin, ancak sonra dilenmekten kaçınır. Bunların dışında dilenmek haramdır Ya Kabîsa, yapan kişi haram lokma yer."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Zekât 37, 2/1044
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Müsedded b. Müserhed el-Esedî (Müsedded b. Müserhed b. Müserbel b. Şerik)
Konular:
Borç, Hz. Peygamber borç konusunda çok hassas idi
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
KTB, BORÇ, BORÇLANMA
Ticaret, kefil olmak
Zekat, borçlunun durumu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
277637, N002580-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَحْيَى بْنُ حَبِيبِ بْنِ عَرَبِىٍّ عَنْ حَمَّادٍ عَنْ هَارُونَ بْنِ رِئَابٍ قَالَ حَدَّثَنِى كِنَانَةُ بْنُ نُعَيْمٍ ح وَأَخْبَرَنَا عَلِىُّ بْنُ حُجْرٍ - وَاللَّفْظُ لَهُ - قَالَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ هَارُونَ عَنْ كِنَانَةَ بْنِ نُعَيْمٍ عَنْ قَبِيصَةَ بْنِ مُخَارِقٍ قَالَ تَحَمَّلْتُ حَمَالَةً فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَسَأَلْتُهُ فِيهَا فَقَالَ « إِنَّ الْمَسْأَلَةَ لاَ تَحِلُّ إِلاَّ لِثَلاَثَةٍ رَجُلٍ تَحَمَّلَ بِحَمَالَةٍ بَيْنَ قَوْمٍ فَسَأَلَ فِيهَا حَتَّى يُؤَدِّيَهَا ثُمَّ يُمْسِكَ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Habib b. Arabî, ona Hammad (b. Zeyd el-Ezdî), ona Harun b. Riâb, ona Kinâne b. Nuaym T Bize Ali b. Hucr -ki lafızlar ona aittir-, ona İsmail (b. Uleyye el-Esedî), ona Eyyüb (es-Sahtiyânî), ona Harun (b. Riâb), ona Kinâne b. Nuaym, ona da Kabîsa b. Muhârik (el-Hilalî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Bir olayda kefil olmuştum. Bu konuda yardım istemek üzere Hz. Peygamber'e (sav) geldim. Bunun üzerine şöyle buyurdu; 'Şüphesiz sadaka istemek sadece üç kişiye helal olur. Bir topluluğun arasını bulmak için kefalet borcu yüklenip de ödeyebilmek için bu konuda yardım isteyen kişiye ki böyle bir kişi, ihtiyacı karşılandıktan sonra istemeyi bırakacaktır."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 80, /2225
Senetler:
1. Kabîsa b. Muhârik el-Hilali (Kabîsa b. Muhârik b. Abdullah b. Şeddad b. Ebu Rabi'a)
2. Ebu Bekir Kinane b. Nuaym el-Adevi (Kinane b. Nuaym)
3. Ebu Hasan Harun b. Riab et-Temimî (Harun b. Riab)
4. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Hasan Ali b. Hucr es-Sa'dî (Ali b. Hucr b. İyas b. Mukatil)
Konular:
Borç, bir başkasının borcunu ödemek
Borç, borca kefil olma, kefil olanın durumu
Borç, borçluya kolaylık, afet sebebiyle
Fakir, Yoksul, fakirlik, yoksulluk
Geçim, dilencilikle geçim sağlamak
Hz. Peygamber, cömertliği
Sadaka, verilecek yerler
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Ticaret, kefil olmak