226 Kayıt Bulundu.
Bana Muhammed b. 'Ar'ara, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona Ebu Seleme, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav), Allah'a en sevimli gelen amelin hangisi olduğu soruldu. O (sav); "az da olsa devamlı olanı" buyurup, "yapabileceğiniz amelleri üstlenin" diye ekledi."
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: أَحَبُّ الأَعْمَالِ إِلَى اللَّهِ تَعَالَى أَدْوَمُهَا وَإِنْ قَلَّ
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Abdullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Sufyân, ona Sa'd, ona Abdullah b. Ka'b, ona da babası (Ka'b b. Malik)'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin, rüzgârın bir aşağı bir yukarı sallar durduğu taze ekin dalı gibidir. Münafık ise kökünden bir defada sökülene ya da kırılana kadar dimdik durmaya devam eden sert ardıç ağacı gibidir. Aynı hadisi bize Zekeriyâ b. Ebu Zaide, ona Sa'd b. İbrahim, ona İbn Kâb, ona da babası (Ka'b b. Malik) Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Zekeriya b. Ebu Zâide arasında inkıta vardır. Benzetmede şu ortak yön dikkat çekmektedir. Mümin Allah'tan gelen musibete, rüzgarın taze dalı eğdiği boyun büküp sabreder, nimete de rüzgarın dalı yukarı kaldırdığı gibi sevinip şükreder. Münafık ise hep aynı halde durup ne şükreder ne de sabreder. sonun yıkılıp helak olup gider.
Bize Abdân, ona Abdullah, ona Şu'be, ona Sa'd b. İbrahim, ona babası İbrahim, şöyle rivayet etmiştir: Oruçlu iken Abdurrahman b. Avf'a iftar sofrası getirilmiş, o da “benden daha hayırlı olan Musab b. Umeyr, şehit olduğunda öyle bir elbise ile kefenlenmişti ki başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açılıyordu” dedi. -ve sanırım şöyle devam etti:- “Benden daha hayırlı olan Hamza şehit oldu, o da (aynı şekilde kefenlendi). Sonra dünya nimetleri önümüze serildi” yahut “bize dünya nimetleri verildi. Şimdi ahiret ikramlarının erkenden dünyada bize verilmiş olmasından endişeliyiz” dedi, ardından ağlamaya başladı, hatta iftar etmeyi bıraktı.
Bize Yesere b. Safvân, ona İbrahim, ona babası (Sa'd b. İbrahim) ona Abdullah b. Şeddâd, ona da Ali b. Ebu Tâlib (ra) şöyle demiştir: Ben, Peygamber'in (sav) Sa'd ibn Mâlik haricinde hiçbir kimseye feda etmek üzere babasını ve anasını bir arada zikrettiğini işitmedim. Ben Peygamber'in (sav) Uhud günü: "ey Sa'd, babam anam sana feda olsun, at" buyurduğunu işittim.
Bize Yahya b. Kazea, ona İbrahim b. Sa'd, ona babası (Sa'd b. İbrahim), ona da Urve'nin rivayet ettiğine göre Hz. Aişe’nin (r.anhâ) şöyle demiştir: Rasul-i Ekrem (sav) ölüm döşeğindeyken kızı Fatıma'yı yanına çağırdı ve ona gizli bir şey söyledi. Fatıma ağladı. Sonra (bir kez daha) çağırıp ona yine gizli bir şey söyledi. Fatıma bu kez güldü. Aişe dedi ki: Sonra ben Fatıma'ya bu (ağlamasının ve gülmesinin) sebebini sordum.