حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا هُرَيْمٌ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْتَشِرِ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْجُمُعَةُ حَقٌّ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فِى جَمَاعَةٍ إِلاَّ أَرْبَعَةً عَبْدٌ مَمْلُوكٌ أَوِ امْرَأَةٌ أَوْ صَبِىٌّ أَوْ مَرِيضٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ طَارِقُ بْنُ شِهَابٍ قَدْ رَأَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَسْمَعْ مِنْهُ شَيْئًا]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
8159, D001067
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ حَدَّثَنِى إِسْحَاقُ بْنُ مَنْصُورٍ حَدَّثَنَا هُرَيْمٌ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ الْمُنْتَشِرِ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"الْجُمُعَةُ حَقٌّ وَاجِبٌ عَلَى كُلِّ مُسْلِمٍ فِى جَمَاعَةٍ إِلاَّ أَرْبَعَةً عَبْدٌ مَمْلُوكٌ أَوِ امْرَأَةٌ أَوْ صَبِىٌّ أَوْ مَرِيضٌ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ طَارِقُ بْنُ شِهَابٍ قَدْ رَأَى النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم وَلَمْ يَسْمَعْ مِنْهُ شَيْئًا]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim, ona İshak b. Mansur, ona Hüreym, ona İbrahim b. Muhammed b. Münteşir, ona Kays b. Müslim, ona da Tarık b. Şihâb, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Köle, kadın, çocuk ve hasta (olmak üzere) dört (sınıf insan) dışındaki tüm müslümanların cemaatle Cuma (namazını kılmaları) sabit bir vaciptir."
[Ebu Davud şöyle demiştir: Tarık b. Şihâb, Hz. Peygamber'i (sav) görmüş ancak ondan hadis işitmemiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Salât 216, /249
Senetler:
1. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
2. Ebu Amr Kays b. Müslim el-Cedelî (Kays b. Müslim)
3. İbrahim b. Muhammed el-Hemdani (İbrahim b. Muhammed b. Münteşir b. Ecda')
4. Ebu Muhammed Hüreym b. Süfyan el-Becelî (Hüreym b. Süfyan)
5. İshak b. Mansur es-Selûlî (İshak b. Mansur es-Selûlî)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Cuma Namazı, Cuma namazı
Cuma Namazı, Cuma Namazı Katılanlar/ Katılmayanlar
Cuma Namazı, Kadın, cuma namazına katılmaması
Cuma Namazı, Kadınlar kılmalı mı?
Cuma Namazı, kılma engelleri
Cuma namazı, kılma ve kıldırma şartları
KTB, CUMA
KTB, NAMAZ,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17176, İM001740
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا الضَّحَّاكُ بْنُ مَخْلَدٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ رِفَاعَةَ عَنْ سُهَيْلِ بْنِ أَبِى صَالِحٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَصُومُ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسَ . فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ تَصُومُ يَوْمَ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ فَقَالَ « إِنَّ يَوْمَ الاِثْنَيْنِ وَالْخَمِيسِ يَغْفِرُ اللَّهُ فِيهِمَا لِكُلِّ مُسْلِمٍ إِلاَّ مُهْتَجِرَيْنِ يَقُولُ دَعْهُمَا حَتَّى يَصْطَلِحَا » .
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdülazim el-'Anberî, ona Dahhâk b. Mahled, ona Muhammed b. Rifâ'a, ona Süheyl b. Ebu Sâlih, ona babası (Ebu Sâlih es-Semmân), ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir:
Nebî (sav) pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Ona, ''yâ Rasulullah! Sen pazartesi ve perşembe günü oruç tutuyorsun!'' dediler. Hz. Peygamber (sav), ''Allah, küs olanlar hariç pazartesi ve perşembe günü her müslümanı bağışlar da 'barışıncaya dek onları bırak' buyurur'' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi's-sıyâm 42, /278
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Ebu Yezid Süheyl b. Ebu Salih es-Semmân (Süheyl b. Zekvan)
4. Muhammed b. Rifaa el-Kurazi (Muhammed b. Rifaa b. Sa'lebe)
5. Ebu Âsım Dahhâk b. Mahled en-Nebîl (Dahhâk b. Mahled)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Bilgi, öğrenmek için ehil olanlara sorulmalıdır
KTB, ORUÇ
Mübarek Zamanlar, Pazartesi ve Perşembe Gününün Fazileti
Nafile Oruç, nafile orucun fazileti
Oruç, pazartesi ve perşembe günleri
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَالْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ عُتْبَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْغَرَرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22813, İM002195
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ وَالْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَسْوَدُ بْنُ عَامِرٍ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ بْنُ عُتْبَةَ عَنْ يَحْيَى بْنِ أَبِى كَثِيرٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَنْ بَيْعِ الْغَرَرِ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb ve Abbas b. Abdülazim el-Anberî, onlara Esved b. Amir, ona Eyyüb b. Utbe, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ata (b. Ebu Rebah), ona da İbn Abbas (ra) Rasulullah'ın (sav) haksız kazanca yol açacak ölçüde kapalılık taşıyan alış-veriş akdini (Bey-ı Garar) yasakladığını rivayet etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ticârât 23, /351
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. Ebu Yahya Eyyüb b. Utbe el-Yemami (Eyyüb b. Utbe)
5. Şâzân Esved b. Âmir eş-Şâmî (Esved b. Âmir)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Aldatmak, alış-verişte aldatmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26429, N003085
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ قَالَ أَخْبَرَنَا يُونُسُ عَنِ الزُّهْرِىِّ قَالَ بَلَغَنَا أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ إِذَا رَمَى الْجَمْرَةَ الَّتِى تَلِى الْمَنْحَرَ مَنْحَرَ مِنًى رَمَاهَا بِسَبْعِ حَصَيَاتٍ يُكَبِّرُ كُلَّمَا رَمَى بِحَصَاةٍ ثُمَّ تَقَدَّمَ أَمَامَهَا فَوَقَفَ مُسْتَقْبِلَ الْقِبْلَةِ رَافِعًا يَدَيْهِ يَدْعُو يُطِيلُ الْوُقُوفَ ثُمَّ يَأْتِى الْجَمْرَةَ الثَّانِيَةَ فَيَرْمِيهَا بِسَبْعِ حَصَيَاتٍ يُكَبِّرُ كُلَّمَا رَمَى بِحَصَاةٍ ثُمَّ يَنْحَدِرُ ذَاتَ الشِّمَالِ فَيَقِفُ مُسْتَقْبِلَ الْبَيْتِ رَافِعًا يَدَيْهِ يَدْعُو ثُمَّ يَأْتِى الْجَمْرَةَ الَّتِى عِنْدَ الْعَقَبَةِ فَيَرْمِيهَا بِسَبْعِ حَصَيَاتٍ وَلاَ يَقِفُ عِنْدَهَا . قَالَ الزُّهْرِىُّ سَمِعْتُ سَالِمًا يُحَدِّثُ بِهَذَا عَنْ أَبِيهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَكَانَ ابْنُ عُمَرَ يَفْعَلُهُ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Abdülazim el-Anberî, ona Osman b. Ömer, ona Yunus, ona ez-Zührî’nin şöyle dediğini rivayet etti: Bize ulaştığına göre, Rasulullah (sav) Mina’daki kurban kesme yerinin yakınında bulunan cemreye yedi taş attı. Her bir taş attıkça tekbir getiriyordu. Sonra cemrenin ön tarafına geçti, kıbleye dönüp ellerini kaldırarak durdu, dua etti. Uzunca bir vakfe yaptıktan sonra ikinci cemreye gitti, oraya da yedi taş attı. Her bir taş attıkça tekbir getiriyordu. Daha sonra sol tarafa dönüp ellerini kaldırarak yüzünü Beyt’e doğru dönüp durdu, dua etti. Daha sonra Akabe’nin yakınındaki cemreye gitti, oraya da yedi taş attı fakat yanında durmadı.
Ez-Zührî dedi ki: Ben Salim’in bu hadisi babasından onun da Nebi’den (sav) diye rivayet ettiğini işittim. İbn Ömer de böyle yapardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 230, /2285
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Salim b. Abdullah el-Adevî (Salim b. Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Yunus b. Yezid el-Eyli (Yunus b. Yezid b. Mişkan)
5. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Hac, Şeytan taşlama
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275169, D001588-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى قَالاَ حَدَّثَنَا بِشْرُ بْنُ عُمَرَ عَنْ أَبِى الْغُصْنِ عَنْ صَخْرِ بْنِ إِسْحَاقَ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ جَابِرِ بْنِ عَتِيكٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ
"سَيَأْتِيكُمْ رَكْبٌ مُبَغَّضُونَ فَإِذَا جَاءُوكُمْ فَرَحِّبُوا بِهِمْ وَخَلُّوا بَيْنَهُمْ وَبَيْنَ مَا يَبْتَغُونَ فَإِنْ عَدَلُوا فَلأَنْفُسِهِمْ وَإِنْ ظَلَمُوا فَعَلَيْهَا وَأَرْضُوهُمْ فَإِنَّ تَمَامَ زَكَاتِكُمْ رِضَاهُمْ وَلْيَدْعُوا لَكُمْ."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ أَبُو الْغُصْنِ هُوَ ثَابِتُ بْنُ قَيْسِ بْنِ غُصْنٍ.]
Tercemesi:
Bize Abbas b. Abdulazim (el-Anberî) ve Muhammed b. el-Müsenna, onlara Ebu Muhammed Bişr b. Ömer (ez-Zehraî), ona Ebu Ğusn (Sabit b. Kays), ona Sahr b. İshak, ona Abdurrahman b. Cabir b. Atîk (el-Ensarî), ona da babası (Cabir b. Atîk el-Ensarî), Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti:
"Yakında yanınıza istenmeyen bir kafile gelecek. Yanınıza geldiklerinde onları hoş karşılayın ve (zekât konusundaki) istekleriyle baş başa bırakın. Eğer adil hareket ederlerse kendi lehlerine olur. Zulmederlerse de aleyhlerine olur. Onların gönlünü hoş edin. Şüphesiz zekatınızın (sevabının) kemali, onların rızasına bağlıdır. (Böyle yapın ki) onlar da sizin için (hayır) dua etsinler."
[Ebû Davut dedi ki: (Senette yer alan) Ebu Ğusn, Sabit b. Kays b. Ğusn'dur.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 6, /372
Senetler:
1. Cebr b. Atîk el-Ensarî (Cabir b. Atik b. Kays b. Mürrî b. Ka'b b. Seleme)
2. Abdurrahman b. Cabir el-Ensarî (Abdurrahman b. Cabir b. Atik)
3. Sahr b. İshak el-Gifarî (Sahr b. İshak)
4. Ebu Ğusn Sabit b. Kays el-Gifari (Sabit b. Kays)
5. Ebu Muhammed Bişr b. Ömer ez-Zehraî (Bişr b. Ömer b. Hakem b. Ukbe)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Açıklama: Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10991, İM000864
Hadis:
حَدَّثَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ دَاوُدَ أَبُو أَيُّوبَ الْهَاشِمِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ أَبِى الزِّنَادِ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْفَضْلِ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمَنِ الأَعْرَجِ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى رَافِعٍ عَنْ عَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ قَالَ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا قَامَ إِلَى الصَّلاَةِ الْمَكْتُوبَةِ كَبَّرَ وَرَفَعَ يَدَيْهِ حَتَّى يَكُونَا حَذْوَ مَنْكِبَيْهِ وَإِذَا أَرَادَ أَنْ يَرْكَعَ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ وَإِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ وَإِذَا قَامَ مِنَ السَّجْدَتَيْنِ فَعَلَ مِثْلَ ذَلِكَ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Abdülazim el-Anberî, ona Süleyman b. Davud Ebu Eyyub el-Haşimî, ona Abdurrahman b. Ebu’z-Zinâd, ona Musa b. Ukbe, ona Abdullah b. el-Fadl, ona Abdurrahman el-A‘rec, ona Ubeydullah b. Ebu Rafi‘, ona Ali b. Ebu Talib’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nebi (sav) farz namaz kılmak üzere kalktığında ellerini omuzlarının hizasına gelinceye kadar kaldırıp Allahu Ekber derdi. Rükûa varmak istedi mi aynısını yapar, başını rükûdan kaldırdı mı yine aynısını yapardı. İkinci rekâttan kalkınca da aynısını yapardı.
Açıklama:
Elbani bu hadisn hasen sahih olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, İkâmetu's-salât ve's-sünnetü fîhâ 15, /145
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. ibn Ebu Râfi' Ubeydullah b. Eslem el-Medeni (Ubeydullah b. Eslem)
3. Ebu Davud A'rec Abdurrahman b. Hürmüz (Abdurrahman b. Hürmüz)
4. Abdullah b. Fadl el-Kuraşi (Abdullah b. Fadl b. Abbas b. Rabî'a b. Haris)
5. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
6. İbn Ebü'z-Zinad Abdurrahman b. Ebu Zinad el-Kuraşi (Abdurrahman b. Abdullah b. Zekvan)
7. Ebu Eyyub Süleyman b. Davud el-Kuraşi (Süleyman b. Davud b. Davud b. Ali b. Abdullah)
8. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, elleri kaldırmak ref'u'l-yedeyn,
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ فَقُلْتُ أَلاَ تُحَدِّثِينِى عَنْ مَرَضِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَتْ لَمَّا ثَقُلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَصَلَّى النَّاسُ » . فَقُلْنَا لاَ وَهُمْ يَنْتَظِرُونَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « ضَعُوا لِى مَاءً فِى الْمِخْضَبِ » . فَفَعَلْنَا فَاغْتَسَلَ ثُمَّ ذَهَبَ لِيَنُوءَ فَأُغْمِىَ عَلَيْهِ ثُمَّ أَفَاقَ فَقَالَ « أَصَلَّى النَّاسُ » . قُلْنَا لاَ هُمْ يَنْتَظِرُونَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « ضَعُوا لِى مَاءً فِى الْمِخْضَبِ » . فَفَعَلْنَا فَاغْتَسَلَ ثُمَّ ذَهَبَ لِيَنُوءَ ثُمَّ أُغْمِىَ عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ فِى الثَّالِثَةِ مِثْلَ قَوْلِهِ قَالَتْ وَالنَّاسُ عُكُوفٌ فِى الْمَسْجِدِ يَنْتَظِرُونَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِصَلاَةِ الْعِشَاءِ فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَبِى بَكْرٍ « أَنْ صَلِّ بِالنَّاسِ » . فَجَاءَهُ الرَّسُولُ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْمُرُكَ أَنْ تُصَلِّىَ بِالنَّاسِ وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ رَجُلاً رَقِيقًا فَقَالَ يَا عُمَرُ صَلِّ بِالنَّاسِ . فَقَالَ أَنْتَ أَحَقُّ بِذَلِكَ . فَصَلَّى بِهِمْ أَبُو بَكْرٍ تِلْكَ الأَيَّامَ ثُمَّ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَدَ مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَجَاءَ يُهَادَى بَيْنَ رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا الْعَبَّاسُ لِصَلاَةِ الظُّهْرِ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ ذَهَبَ لِيَتَأَخَّرَ فَأَوْمَأَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ لاَ يَتَأَخَّرَ وَأَمَرَهُمَا فَأَجْلَسَاهُ إِلَى جَنْبِهِ فَجَعَلَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى قَائِمًا وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى قَاعِدًا . فَدَخَلْتُ عَلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فَقُلْتُ أَلاَ أَعْرِضُ عَلَيْكَ مَا حَدَّثَتْنِى عَائِشَةُ عَنْ مَرَضِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ نَعَمْ . فَحَدَّثْتُهُ فَمَا أَنْكَرَ مِنْهُ شَيْئًا غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ أَسَمَّتْ لَكَ الرَّجُلَ الَّذِى كَانَ مَعَ الْعَبَّاسِ قُلْتُ لاَ . قَالَ هُوَ عَلِىٌّ كَرَّمَ اللَّهُ وَجْهَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23636, N000835
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ حَدَّثَنَا زَائِدَةُ عَنْ مُوسَى بْنِ أَبِى عَائِشَةَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ دَخَلْتُ عَلَى عَائِشَةَ فَقُلْتُ أَلاَ تُحَدِّثِينِى عَنْ مَرَضِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَتْ لَمَّا ثَقُلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « أَصَلَّى النَّاسُ » . فَقُلْنَا لاَ وَهُمْ يَنْتَظِرُونَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « ضَعُوا لِى مَاءً فِى الْمِخْضَبِ » . فَفَعَلْنَا فَاغْتَسَلَ ثُمَّ ذَهَبَ لِيَنُوءَ فَأُغْمِىَ عَلَيْهِ ثُمَّ أَفَاقَ فَقَالَ « أَصَلَّى النَّاسُ » . قُلْنَا لاَ هُمْ يَنْتَظِرُونَكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَقَالَ « ضَعُوا لِى مَاءً فِى الْمِخْضَبِ » . فَفَعَلْنَا فَاغْتَسَلَ ثُمَّ ذَهَبَ لِيَنُوءَ ثُمَّ أُغْمِىَ عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ فِى الثَّالِثَةِ مِثْلَ قَوْلِهِ قَالَتْ وَالنَّاسُ عُكُوفٌ فِى الْمَسْجِدِ يَنْتَظِرُونَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِصَلاَةِ الْعِشَاءِ فَأَرْسَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَبِى بَكْرٍ « أَنْ صَلِّ بِالنَّاسِ » . فَجَاءَهُ الرَّسُولُ فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَأْمُرُكَ أَنْ تُصَلِّىَ بِالنَّاسِ وَكَانَ أَبُو بَكْرٍ رَجُلاً رَقِيقًا فَقَالَ يَا عُمَرُ صَلِّ بِالنَّاسِ . فَقَالَ أَنْتَ أَحَقُّ بِذَلِكَ . فَصَلَّى بِهِمْ أَبُو بَكْرٍ تِلْكَ الأَيَّامَ ثُمَّ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَدَ مِنْ نَفْسِهِ خِفَّةً فَجَاءَ يُهَادَى بَيْنَ رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا الْعَبَّاسُ لِصَلاَةِ الظُّهْرِ فَلَمَّا رَآهُ أَبُو بَكْرٍ ذَهَبَ لِيَتَأَخَّرَ فَأَوْمَأَ إِلَيْهِ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ لاَ يَتَأَخَّرَ وَأَمَرَهُمَا فَأَجْلَسَاهُ إِلَى جَنْبِهِ فَجَعَلَ أَبُو بَكْرٍ يُصَلِّى قَائِمًا وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ بِصَلاَةِ أَبِى بَكْرٍ وَرَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى قَاعِدًا . فَدَخَلْتُ عَلَى ابْنِ عَبَّاسٍ فَقُلْتُ أَلاَ أَعْرِضُ عَلَيْكَ مَا حَدَّثَتْنِى عَائِشَةُ عَنْ مَرَضِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ نَعَمْ . فَحَدَّثْتُهُ فَمَا أَنْكَرَ مِنْهُ شَيْئًا غَيْرَ أَنَّهُ قَالَ أَسَمَّتْ لَكَ الرَّجُلَ الَّذِى كَانَ مَعَ الْعَبَّاسِ قُلْتُ لاَ . قَالَ هُوَ عَلِىٌّ كَرَّمَ اللَّهُ وَجْهَهُ .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Abdülazim el-Anberi, ona Abdurrahman b. Mahdî, ona Zâide, ona Musa b. Ebu Aişe, ona da Ubeydullah b. Abdullah'tan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Aişe'nin yanına vardım. Bana, Rasulullah'ın (sav) hastalığından bahsetmeyecek misin?' dedim. O da şunları anlattı: 'Rasulullah'ın (sav) hastalığı ağırlaşınca:
"Cemaat namaz kıldı mı?" diye sordu. Biz: 'Hayır, Ey Allah'ın Rasulü! Seni bekliyorlar dedik.' O zaman, Rasulullah (sav) bana:
"Leğen içerisinde su hazırlayın”," dedi. Biz de hazırladık gusletti, kalkmaya davranırken tekrar bayıldı sonra ayılınca:
"Cemaat namazı kıldı mı?" buyurdu. Bizde hayır seni bekliyorlar dedik. Bana leğende biraz su getirin buyurdu. Getirdik tekrar yıkandı kalkmaya davranırken tekrar bayıldı. Üçüncü defa aynı şeyler oldu. Cemaat ise mescidde yatsı namazı için Rasulullah'ı (sav) bekliyorlardı. Rasulullah (sav) cemaate namaz kıldırması için Ebu Bekir'e haber gönderdi. Haberci Ebu Bekir'e gelip: Rasulullah (sav) sana cemaate namaz kıldırmanı emrediyor dedi. Ebu Bekir yufka yürekliydi. Ömer'e cemaate namazı sen kıldır dedi. Ömer cevaben: 'Sen bu işe benden daha layıksın,' dedi. Rasulullah'ın (sav) hastalık günlerinde cemaate namazı Ebu Bekir kıldırdı. Sonradan Rasulullah (sav), vücudunda hafiflik hissetti ve iki adam arasında -ki biri Abbas idi- öğle namazı için çıktı. Ebu Bekir Rasulullah'ı (sav) görünce geri çekilmek istedi. Fakat Rasulullah (sav) geri çekilmemesi için işaret etti ve yanındaki iki kişiye de Ebu Bekir'in yanına oturtmalarını emretti. Ebu Bekir ayakta namaz kıldırıyor insanlarda ona uyuyorlardı. Rasulullah (sav) da oturduğu yerde namaz kılıyordu. Ravi diyor ki: İbn Abbas'ın yanına girdim; 'Aişe'nin, Rasulullah'ın (sav) hastalığına dair anlattıklarını sana da anlatayım mı?' dedim. 'Peki anlat,' dedi. Ona anlattığında hepsini doğruladı sadece Aişe, Abbas'la birlikte Rasulullah'ın (sav) yürümesine yardım eden diğer kimsenin ismini söyledi mi?' dedi.
Hayır dedim. 'O, Ali'dir (ra)' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İmâmet 40, /2140
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Abdullah Ubeydullah b. Abdullah el-Hüzeli (Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mesud b. Gâfil)
3. Musa b. Ebu Aişe el-Hemdânî (Musa b. Ebu Aişe)
4. Zâide b. Kudame es-Sekafî (Zâide b. Kudame)
5. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Namaz, Namazda imamet, duruşu, kişi sayısı vs
Namaz, oturarak ya da uzanarak namaz kılmak
Siyer, Hz. Peygamber'in son günleri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
27456, N001626
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ قَالَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ يُونُسَ قَالَ حَدَّثَنَا عِكْرِمَةُ بْنُ عَمَّارٍ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى بْنُ أَبِى كَثِيرٍ قَالَ حَدَّثَنِى أَبُو سَلَمَةَ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ قَالَ سَأَلْتُ عَائِشَةَ بِأَىِّ شَىْءٍ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَفْتَتِحُ صَلاَتَهُ قَالَتْ كَانَ إِذَا قَامَ مِنَ اللَّيْلِ افْتَتَحَ صَلاَتَهُ قَالَ « اللَّهُمَّ رَبَّ جِبْرِيلَ وَمِيكَائِيلَ وَإِسْرَافِيلَ فَاطِرَ السَّمَوَاتِ وَالأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ اللَّهُمَّ اهْدِنِى لِمَا اخْتُلِفَ فِيهِ مِنَ الْحَقِّ إِنَّكَ تَهْدِى مَنْ تَشَاءُ إِلَى صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ » .
Tercemesi:
Bize el-Abbas b. Abdülazim, ona Ömer b. Yunus, ona İkrme b. Ammar, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahman'dan (ra) rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: 'Aişe'ye; Rasulullah'ın (sav) gece namazına nasıl başladığını sordum. O da şu cevabı verdi: 'Namaza şöyle başlardı:
"Allah'ım! Ey Cebrail'in, Mikail'in ve İsrafil'in Rabbi, gökleri ve yeri yaratan! Görüneni ve görünmeyeni her şeyi bilen, kullarının arasında gerçek hükmü veren sensin. Allah'ım! Beni daima hidayette kıl, Sen dilediğine dosdoğru yolu gösterensin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Kıyâmü'l-leyl ve tatavvu'ü'n-nehâr 12, /2196
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
4. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
5. Ebu Hafs Ömer b. Yunus el-Hanefî (Ömer b. Yunus b. Kasım)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Dua, hidayet istemek
KTB, DUA
Namaz, Teheccüt namazı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
28747, N003887
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ قَالَ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ ابْنِ طَاوُسٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ رَفَعَهُ « قَالَ سُلَيْمَانُ لأَطُوفَنَّ اللَّيْلَةَ عَلَى تِسْعِينَ امْرَأَةً تَلِدُ كُلُّ امْرَأَةٍ مِنْهُنَّ غُلاَمًا يُقَاتِلُ فِى سَبِيلِ اللَّهِ فَقِيلَ لَهُ قُلْ إِنْ شَاءَ اللَّهُ . فَلَمْ يَقُلْ فَطَافَ بِهِنَّ فَلَمْ تَلِدْ مِنْهُنَّ إِلاَّ امْرَأَةٌ وَاحِدَةٌ نِصْفَ إِنْسَانٍ » . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَوْ قَالَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ لَمْ يَحْنَثْ وَكَانَ دَرَكًا لِحَاجَتِهِ » .
Tercemesi:
Ebu Hüreyre (r.a)’den rivâyete göre, Süleyman (a.s) bu gece doksan hanımımı dolaşacağım ve hepside Allah yolunda savaşacak birer erkek çocuğu doğuracaklar deyince kendisine inşallah = Allah dilerse, de dediler. Fakat Süleyman inşallah demeden kadınlarını bir gecede dolaştı. Onlardan sadece bir tanesi doğum yaptı doğan çocukta yarım idi. Daha sonra Rasûlullah (s.a.v): “Eğer inşallah deseydi yemini yerini bulmuş olurdu ve istediğine kavuşurdu.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Eymân ve'n-Nuzûr 43, /2341
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Abdurrahman Tâvus b. Keysan el-Yemanî (Tâvus b. Keysan)
3. Ebu Muhammed Abdullah b. Tavus el-Yemanî (Abdullah b. Tâvus b. Keysan)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Peygamberler, Hz. Süleyman
Zihin inşası, İnşaallah demek, istisna etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
29607, N003660
Hadis:
أَخْبَرَنَا الْعَبَّاسُ بْنُ عَبْدِ الْعَظِيمِ الْعَنْبَرِىُّ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْكَبِيرِ بْنُ عَبْدِ الْمَجِيدِ قَالَ حَدَّثَنَا بُكَيْرُ بْنُ مِسْمَارٍ قَالَ سَمِعْتُ عَامِرَ بْنَ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ اشْتَكَى بِمَكَّةَ فَجَاءَهُ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمَّا رَآهُ سَعْدٌ بَكَى وَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَمُوتُ بِالأَرْضِ الَّتِى هَاجَرْتَ مِنْهَا قَالَ « لاَ إِنْ شَاءَ اللَّهُ » . وَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ أُوصِى بِمَالِى كُلِّهِ فِى سَبِيلِ اللَّهِ قَالَ « لاَ » . قَالَ يَعْنِى بِثُلُثَيْهِ قَالَ « لاَ » . قَالَ فَنِصْفَهُ قَالَ « لاَ » . قَالَ فَثُلُثَهُ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الثُّلُثَ وَالثُّلُثُ كَثِيرٌ إِنَّكَ أَنْ تَتْرُكَ بَنِيكَ أَغْنِيَاءَ خَيْرٌ مِنْ أَنْ تَتْرُكَهُمْ عَالَةً يَتَكَفَّفُونَ النَّاسَ » .
Tercemesi:
Bükeyr b. Mismar (r.a)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Amir b. Sa’d tan işittim. O da babasından şöyle aktarmıştı: “Sa’d hastalanmıştı Rasûlullah (s.a.v) ziyaret için yanına girmişti. Sa’d, Rasûlullah (s.a.v)’i görünce ağladı ve: “Ey Allah’ın Rasûlü! Vaktiyle hicret ettiğim yerde öleceğim” dedi. “Rasûlullah (s.a.v) hayır inşallah iyileşirsin” buyurdu. Sa’d: “Malımın hepsini Allah yolunda vasiyet etmek istiyorum” dedi. Rasûlullah (s.a.v): “Hayır öyle yapma” buyurdu. “Sa’d üçte ikisini mi vasiyet edeyim” deyince, yine: “Hayır öyle yapma” buyurdu. Yarısını mı deyince, yine: “Hayır olmaz” dedi. “Ya üçte birine ne dersin?” deyince Rasûlullah (s.a.v): “Üçte bir… üçte birde çoktur, çocuklarını zengin bırakman onları başkalarına el açacak şekilde fakir bırakmandan hayırlıdır” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Vesâyâ 3, /2328
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. İbn Ebu Vakkas Amir b. Sa'd el-Kuraşî (Amir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. Ebu Muhammed Bükeyr b. Mismâr el-Kuraşi (Bükeyr b. Mismâr)
4. Ebu Bekir Abdulkebir b. Abdulmecid el-Basri (Abdulkebir b. Abdulmecid b. Ubeydullah)
5. Abbas b. Abdulazim el-Anberi (Abbas b. Abdulazim b. İsmail)
Konular:
Vasiyet, malın ne kadarı?