Öneri Formu
Hadis Id, No:
36944, DM000265
Hadis:
أَخْبَرَنَا عُثْمَانُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ مَزْيَدٍ عَنْ أَوْفَى بْنِ دَلْهَمٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ عَنْ عَلِىٍّ قَالَ :
" تَعَلَّمُوا الْعِلْمَ تُعْرَفُوا بِهِ ، وَاعْمَلُوا بِهِ تَكُونُوا مِنْ أَهْلِهِ ، فَإِنَّهُ سَيَأْتِى بَعْدَ هَذَا زَمَانٌ لاَ يَعْرِفُ فِيهِ تِسْعَةُ عَشَرَائِهِمُ الْمَعْرُوفَ وَلاَ يَنْجُو مِنْهُ إِلاَّ كُلُّ نُوَمَةٍ ، فَأُولَئِكَ أَئِمَّةُ الْهُدَى وَمَصَابِيحُ الْعِلْمِ لَيْسُوا بِالْمَسَايِيحِ وَلاَ الْمَذَايِيعِ الْبُذُرِ."
[ قَالَ أَبُو مُحَمَّدٍ : نُوَمَةٌ : غَافِلٌ عَنِ الشَّرِّ ، الْمَذَايِيعُ كَثِيرُ الْكَلاَمِ الْبُذُرِ النمامون]
Tercemesi:
Bize Osman b. Ömer haber verip (dedi ki) bize Ömer b. Yezid, Evfa b. Dilhem'den rivayet etti ki ona (yani Evfa'ya), Ali'den (kerremellahu vecheh), onun şöyle dediği ulaşmış:
"İlmi öğreniniz ki onunla tanınasınız. Onu uygulayınız ki ehlinden olasınız. Zira vaziyet şu ki bundan sonra yakında, (içinde yaşayanlarının) onda dokuzunun ma'rûfu (iyiliği) tanımayacağı bir zaman gelecek. Bu (zamanda yaşayanlar)dan, sadece kötülükden ve kötülerden habersiz, pek önemsenmeyen kimseler kurtuluşa erecek. İşte bunlar kötülükleri dolaştırmayan, yüz kızartıcı şeyler yapmayan, lâfı bol, dedikoducu olmayan hidâyet önderleri ve ilim kandilleridirler."
[ Ebû Muhammed (ed-Dârimi) dedi ki; (Arapça metinde geçen) "nüveme" kelimesi, "kötülükden habersiz", "el-mezâyû'1-buzur" ise "sözü çok" demektir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 27, 1/318
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Evfâ b. Delhem el-Adevî (Evfâ b. Delhem)
3. Ebu Münebbih Ömer b. Münebbih es-Sa'dî (Ömer b. Mezyed)
4. Osman b. Ömer el-Abdî (Osman b. Ömer b. Faris b. Lakît)
Konular:
Bilgi, bilgi ile amel arasındaki ilişki
Bilgi, ilmin kaybolması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24094, T002032
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَكْثَمَ وَالْجَارُودُ بْنُ مُعَاذٍ قَالاَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ وَاقِدٍ عَنْ أَوْفَى بْنِ دَلْهَمٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: صَعِدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمِنْبَرَ فَنَادَى بِصَوْتٍ رَفِيعٍ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ مَنْ قَدْ أَسْلَمَ بِلِسَانِهِ وَلَمْ يُفْضِ الإِيمَانُ إِلَى قَلْبِهِ لاَ تُؤْذُوا الْمُسْلِمِينَ وَلاَ تُعَيِّرُوهُمْ وَلاَ تَتَّبِعُوا عَوْرَاتِهِمْ فَإِنَّهُ مَنْ تَتَبَّعَ عَوْرَةَ أَخِيهِ الْمُسْلِمِ تَتَبَّعَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ وَمَنْ تَتَبَّعَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ يَفْضَحْهُ وَلَوْ فِى جَوْفِ رَحْلِهِ » قَالَ وَنَظَرَ ابْنُ عُمَرَ يَوْمًا إِلَى الْبَيْتِ أَوْ إِلَى الْكَعْبَةِ فَقَالَ : مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ وَالْمُؤْمِنُ أَعْظَمُ حُرْمَةً عِنْدَ اللَّهِ مِنْكِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ الْحُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ . وَرَوَى إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ السَّمَرْقَنْدِىُّ عَنْ حُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ نَحْوَهُ. وَرُوِىَ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eksem ve Carud b. Muaz, onlara Fadl b. Musa, ona Hüseyin b. Vâkıd, ona Evfâ b. Delhem, ona Nafi' (Mevla İbn Ömer), ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav), minbere çıktı ve yüksek sesle şöyle seslendi: "Ey diliyle Müslüman olduğunu söyleyen ve kalbine iman yerleşmemiş kimseler! Müslümanları üzmeyin, onları ayıplamayın. Onların kusurlarını araştırmayın. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını irdelerse Allah da onun ayıbını irdeler. Allah kimin ayıbını irdelerse, kişi bu ayıbı kapalı bir yerde işlemiş olsa da Allah, yaptığını açığa çıkarır." Nafi’ dedi ki: "İbn Ömer bir gün Beytullah'a (veya) Kâbe’ye bakarak şöyle dedi: 'Sen ne büyüksün! Ne kadar saygıya layıksın! İşte mümin(ler), Allah katında senden bile saygındır'"
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Hüseyin b. Vâkıd’in rivayetiyle bilmekteyiz. İshâk b. İbrahim es-Semerkandî, Hüseyin b. Vâkid’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Yine aynı şekilde Ebu Berze el-Eslemî’den de buna benzer bir hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 85, 4/378
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Evfâ b. Delhem el-Adevî (Evfâ b. Delhem)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ebu Abdullah Fadl b. Musa es-Sînani (Fadl b. Musa)
6. Ebu Davud Carud b. Muaz es-Sülemî (Carud b. Muaz)
Konular:
KTB, ADAB
Mahremiyet, özel hayatın mahremiyeti
Müslüman, vasıfları
NESLİN KORUNMASI
Öneri Formu
Hadis Id, No:
274632, T002032-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَكْثَمَ وَالْجَارُودُ بْنُ مُعَاذٍ قَالاَ حَدَّثَنَا الْفَضْلُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا الْحُسَيْنُ بْنُ وَاقِدٍ عَنْ أَوْفَى بْنِ دَلْهَمٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ: صَعِدَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمِنْبَرَ فَنَادَى بِصَوْتٍ رَفِيعٍ فَقَالَ « يَا مَعْشَرَ مَنْ قَدْ أَسْلَمَ بِلِسَانِهِ وَلَمْ يُفْضِ الإِيمَانُ إِلَى قَلْبِهِ لاَ تُؤْذُوا الْمُسْلِمِينَ وَلاَ تُعَيِّرُوهُمْ وَلاَ تَتَّبِعُوا عَوْرَاتِهِمْ فَإِنَّهُ مَنْ تَتَبَّعَ عَوْرَةَ أَخِيهِ الْمُسْلِمِ تَتَبَّعَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ وَمَنْ تَتَبَّعَ اللَّهُ عَوْرَتَهُ يَفْضَحْهُ وَلَوْ فِى جَوْفِ رَحْلِهِ » قَالَ وَنَظَرَ ابْنُ عُمَرَ يَوْمًا إِلَى الْبَيْتِ أَوْ إِلَى الْكَعْبَةِ فَقَالَ : مَا أَعْظَمَكِ وَأَعْظَمَ حُرْمَتَكِ وَالْمُؤْمِنُ أَعْظَمُ حُرْمَةً عِنْدَ اللَّهِ مِنْكِ . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ الْحُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ . وَرَوَى إِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ السَّمَرْقَنْدِىُّ عَنْ حُسَيْنِ بْنِ وَاقِدٍ نَحْوَهُ. وَرُوِىَ عَنْ أَبِى بَرْزَةَ الأَسْلَمِىِّ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوُ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eksem ve Carud b. Muaz, onlara Fadl b. Musa, ona Hüseyin b. Vâkıd, ona Evfâ b. Delhem, ona Nafi' (Mevla İbn Ömer), ona da İbn Ömer şöyle demiştir: Rasulullah (sav), minbere çıktı ve yüksek sesle şöyle seslendi: "Ey diliyle Müslüman olduğunu söyleyen ve kalbine iman yerleşmemiş kimseler! Müslümanları üzmeyin, onları ayıplamayın. Onların kusurlarını araştırmayın. Kim Müslüman kardeşinin ayıbını irdelerse Allah da onun ayıbını irdeler. Allah kimin ayıbını irdelerse, kişi bu ayıbı kapalı bir yerde işlemiş olsa da Allah, yaptığını açığa çıkarır." Nafi’ dedi ki: "İbn Ömer bir gün Beytullah'a (veya) Kâbe’ye bakarak şöyle dedi: 'Sen ne büyüksün! Ne kadar saygıya layıksın! İşte mümin(ler), Allah katında senden bile saygındır'"
Tirmizî dedi ki: Bu hadis hasen garibtir. Bu hadisi sadece Hüseyin b. Vâkıd’in rivayetiyle bilmekteyiz. İshâk b. İbrahim es-Semerkandî, Hüseyin b. Vâkid’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Yine aynı şekilde Ebu Berze el-Eslemî’den de buna benzer bir hadis rivayet edilmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 85, 4/378
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Evfâ b. Delhem el-Adevî (Evfâ b. Delhem)
4. Hüseyin b. Vâkid el-Mervezî (Hüseyin b. Vâkid)
5. Ebu Abdullah Fadl b. Musa es-Sînani (Fadl b. Musa)
6. Ebu Muhammed Yahya b. Eksem el-Esedî (Yahya b. Eksem b. Muhammed b. Kattan b. Sem'an)
Konular:
KTB, ADAB
Mahremiyet, özel hayatın mahremiyeti
Müslüman, vasıfları