Açıklama: İlgili rivayet için bkz N002464 numaralı hadis.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22012, N002465
Hadis:
أَخْبَرَنَا هَارُونُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ حَدَّثَنَا رَوْحٌ قَالَ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ أَبِى سُفْيَانَ قَالَ حَدَّثَنِى مُسْلِمُ بْنُ ثَفِنَةَ أَنَّ ابْنَ عَلْقَمَةَ اسْتَعْمَلَ أَبَاهُ عَلَى صَدَقَةِ قَوْمِهِ وَسَاقَ الْحَدِيثَ .
Tercemesi:
Bize Harun b. Abdullah (el-Bezzâz), ona Ravh (b. Ubâde el-Kaysî), ona Zekeriyya b. İshak (el-Mekkî), ona Amr b. Ebu Süfyan (el-Kuraşî), ona da Müslim b. Sefine (el-Bekrî);
"İbn Alkame, Müslim b. Sefine'nin babasını kavminin zekatlarını toplamak üzere görevlendirdi." diyerek ilgili hadisi nakletmiştir.
Açıklama:
İlgili rivayet için bkz N002464 numaralı hadis.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 15, /2247
Senetler:
1. Racülân (Racülân)
2. Ebu Cabir Sa'r b. Sevade el-Âmirî (Sa'r b. Sevade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Harun b. Abdullah el-Bezzâz (Harun b. Abdullah b. Mervan)
Konular:
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10826, D001581
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ إِسْحَاقَ الْمَكِّىِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ الْيَشْكُرِىِّ - قَالَ الْحَسَنُ رَوْحٌ يَقُولُ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ - قَالَ
"اسْتَعْمَلَ نَافِعُ بْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ فَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ قَالَ فَبَعَثَنِى أَبِى فِى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَأَتَيْتُ شَيْخًا كَبِيرًا يُقَالُ لَهُ سَعْرُ بْنُ دَيْسَمٍ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ - يَعْنِى لأُصَدِّقَكَ - قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىَّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا نَتَبَيَّنُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ. قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ لِى إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ. فَقُلْتُ مَا عَلَىَّ فِيهَا فَقَالاَ شَاةٌ. فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا . فَقَالاَ هَذِهِ شَاةُ الشَّافِعِ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا. قُلْتُ فَأَىَّ شَىْءٍ تَأْخُذَانِ قَالاَ عَنَاقًا جَذَعَةً أَوْ ثَنِيَّةً. قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ. وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا. فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ زَكَرِيَّاءَ قَالَ أَيْضًا مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. كَمَا قَالَ رَوْحٌ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Veki', ona Zekeriyya b. İshak el-Mekki, ona Amr b. Ebu Süfyan el-Cumahî, ona da Müslim b. Sefine el-Yeşkurî, -Hasan (b. Ali), Ravh'ın (b. Ubade), Müslim b. Sefine'nin adının Müslim b. Şu'be olduğunu söylediğini nakletmiştir- şöyle demiştir.
"Nafi' b. Alkame, babamı kabilesinin zekatlarını toplamak için zekât memuru olarak atadı. Babam da beni kabileden bir topluluğa gönderdi. Ben de Sa'r b. Desîm olarak anılan ihtiyara gittim ve babam beni zekatını almam için sana gönderdi, dedim. İhtiyar bana kardeşimin oğlu nasıl alıyorsunuz? dedi. Ben de koyunun memelerinin nasıl olduğuna bakıp iyisini seçeriz, dedim. İhtiyar, kardeşimin oğlu, sana anlatayım, benin Hz. Peygamber (sav) zamanında şu vadilerden bir vadide koyunlarım vardı. Deve üzerinde iki adam geldi ve biz koyunlarının zekatını ödemen için Rasulullah'ın (sav) sana gönderdiği elçileriz, dediler. Koyunlardan ne (ödemem) gerekir deyince, bir koyun, dediler. Onlara iyi olduğunu bildiğim, süt ve yağ dolu bir koyunu çıkartmak için niyetlendim. Onlar, o karnında kuzusu olan bir koyundur. Hz. Peygamber (sav) kuzusu olan koyunu almamızı yasakladı, dediler. Neyi alacaksınız deyince, bir yaşında yavru dişi keçi (çebiç), iki yaşında oğlak, dediler. Ben de doğum vakti geldiği halde doğurmamış olan kısır bir keçiye yöneldim ve onlara vermek için çıkardım. Onu bize ver dediler ve bineklerinin üzerine koyup gittiler."
[Ebû Davud şöyle demiştir. Bu rivayeti Ebu Asım, Zekeriya'dan nakletmiş ve Ravh'ın dediği gibi ravi Müslim'in, Müslim b. Şu'be olduğunu belirtmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
8. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10827, D001582
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُونُسَ النَّسَائِىُّ حَدَّثَنَا رَوْحٌ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّاءُ بْنُ إِسْحَاقَ بِإِسْنَادِهِ بِهَذَا الْحَدِيثِ قَالَ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. قَالَ فِيهِ وَالشَّافِعُ الَّتِى فِى بَطْنِهَا الْوَلَدُ.
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ وَقَرَأْتُ فِى كِتَابِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ سَالِمٍ بِحِمْصَ عِنْدَ آلِ عَمْرِو بْنِ الْحَارِثِ الْحِمْصِىِّ عَنِ الزُّبَيْدِىِّ قَالَ وَأَخْبَرَنِى يَحْيَى بْنُ جَابِرٍ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مُعَاوِيَةَ الْغَاضِرِىِّ - مِنْ غَاضِرَةِ قَيْسٍ - قَالَ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم "ثَلاَثٌ مَنْ فَعَلَهُنَّ فَقَدْ طَعِمَ طَعْمَ الإِيمَانِ مَنْ عَبَدَ اللَّهَ وَحْدَهُ وَأَنَّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ وَأَعْطَى زَكَاةَ مَالِهِ طَيِّبَةً بِهَا نَفْسُهُ رَافِدَةً عَلَيْهِ كُلَّ عَامٍ وَلاَ يُعْطِى الْهَرِمَةَ وَلاَ الدَّرِنَةَ وَلاَ الْمَرِيضَةَ وَلاَ الشَّرَطَ اللَّئِيمَةَ وَلَكِنْ مِنْ وَسَطِ أَمْوَالِكُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لَمْ يَسْأَلْكُمْ خَيْرَهُ وَلَمْ يَأْمُرْكُمْ بِشَرِّهِ."]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yunus en-Nesâî, ona Ravh, ona Zekeriyya b. İshak, bu hadisin isnadı ile Müslim b. Şu'be'nin hadisteki şâfi' ifadesinin karnında yavrusunu taşıyan (canlı) olduğunu ifade etmiştir.
[Ebû Davud şöyle demiştir: Humusta, Amr b. Hâris el-Hımsî ailesinin yanında bulunan Abdullah b. Salim'in ez-Zübeydî'den, onun Yahya b. Cabir'den, onun Cübeyr b. Nüfeyr'den, onun da Kays oğullarına mensub Gâdira kabilesinden Abdullah b. Muaviye el-Gâdirî'den rivayete ettiği kitaptan okuduğuma göre Nebi (sav) şöyle buyurmuştur:
"(Şu) üç şeyi yapan imanın tadını alır: Kendisinden başka ilah olmayan tek Allah'a ibadet eden, gönlü hoş olarak ve her sene itina göstererek malının zekatını veren, (verdiği zaman da) yaşlı, uyuz, hasta, (içlerinden) en kötü ve sütü olmayanı vermeyen, ancak mallarının orta hallisinden veren kimse. Zira Allah, sizden onların ne iyisini istemekte de sizlere onların en şerlisini (vermenizi) emretmektedir."]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /370
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Hasan b. Ali el-Hüzeli (Hasan b. Ali b. Muhammed)
Konular:
İman, Amelle İlişkisi
İnanç, iman-islam İlişkisi
KTB, İMAN
Kulluk, Allah'a kulluk
Zekat, hangi mallardan, ve ne kadar verileceği
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22010, N002464
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ قَالَ حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ قَالَ اسْتَعْمَلَ ابْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ وَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ فَبَعَثَنِى أَبِى إِلَى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ لآتِيَهُ بِصَدَقَتِهِمْ فَخَرَجْتُ حَتَّى أَتَيْتُ عَلَى شَيْخٍ كَبِيرٍ يُقَالُ لَهُ سَعْرٌ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ . قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىُّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا لَنَشْبُرُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ . قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ . قَالَ قُلْتُ وَمَا عَلَىَّ فِيهَا قَالاَ شَاةٌ . فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالَ هَذِهِ الشَّافِعُ . وَالشَّافِعُ الْحَائِلُ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ - وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا - فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا فَرَفَعْتُهَا إِلَيْهِمَا فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا .
Tercemesi:
Bize (Ebu Cafer) Muhammed b. Abdullah b. Mübarek (el-Mahramî), ona (Ebu Süfyan) Veki' (b. Cerrah er-Ruâsî), ona Zekeriyya b. İshak (el-Mekkî), ona da Amr b. Ebu Süfyan (el-Kuraşî), Müslim b. Sefine'nin (el-Bekrî) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"İbn Alkame, babamı kavminin yöneticisi olarak tayin etti ve ödemeleri gereken zekatlarını toplamasını ona emretti. Bunun üzerine babam, zekatlarını alıp getirmek üzere beni, onlardan bir gruba gönderdi. Yola koyuldum. Nihayet (Ebu Cabir) Sa'r (b. Sevade el-Âmirî) denilen yaşlı bir adamın yanına geldim. Ona dedim ki: Babam, koyunlarının zekatını ödemen için beni sana gönderdi. Yaşlı adam dedi ki: 'Ey kardeşimin oğlu! Ne tür koyunları alacaksın?' Şöyle cevap verdim: '[İçlerinden] seçeceğiz. Hatta memelerine varıncaya kadar karış karış ölçeceğiz. Buna karşılık adam [bana] şöyle söyledi: 'Ey kardeşimin oğlu! [Gel] sana bir şey anlatayım. Allah'ın Rasulü (sav) zamanında bu vadilerden birinde koyunlarımın başındaydım. Derken bir devenin üzerinde iki adam bana doğru çıkageldi. 'Bizler, koyunlarının zekatını ödemen için Allah'ın Rasulü'nün (sav) gönderdiği elçileriz.' onlara, bu konuda üzerime düşen nedir? diye sordum. 'Bir koyun.' şeklinde cevap verdiler. Hemen yerini bildiğim sütü bol ve semiz bir koyunu almaya gittim. Onu alıp kendilerine getirdim. Elçi dedi ki: 'Bu çift sayılır, kuzulayacak. Allah'ın Rasulü (sav) kuzulayacak koyunu almamızı bize yasakladı.' Bunun üzerine kuzulayabilecek yaşta olan ancak henüz hamile olmayan bir koyun almaya gittim ve onu alıp kendilerine getirdim. 'Onu, bize verebilirsin.' dediler. Ben de develerinin üzerine doğru koyunu kaldırdım. Koyunu alıp develerinin üzerine yerleştirdiler. Ardından gittiler."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 15, /2247
Senetler:
1. Racülân (Racülân)
2. Ebu Cabir Sa'r b. Sevade el-Âmirî (Sa'r b. Sevade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
7. Ebu Cafer Muhammed b. Abdullah el-Mahrami (Muhammed b. Abdullah b. Mübarek)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
275159, D001581-2
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِىٍّ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ زَكَرِيَّا بْنِ إِسْحَاقَ الْمَكِّىِّ عَنْ عَمْرِو بْنِ أَبِى سُفْيَانَ الْجُمَحِىِّ عَنْ مُسْلِمِ بْنِ ثَفِنَةَ الْيَشْكُرِىِّ - قَالَ الْحَسَنُ رَوْحٌ يَقُولُ مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ - قَالَ
"اسْتَعْمَلَ نَافِعُ بْنُ عَلْقَمَةَ أَبِى عَلَى عِرَافَةِ قَوْمِهِ فَأَمَرَهُ أَنْ يُصَدِّقَهُمْ قَالَ فَبَعَثَنِى أَبِى فِى طَائِفَةٍ مِنْهُمْ فَأَتَيْتُ شَيْخًا كَبِيرًا يُقَالُ لَهُ سَعْرُ بْنُ دَيْسَمٍ فَقُلْتُ إِنَّ أَبِى بَعَثَنِى إِلَيْكَ - يَعْنِى لأُصَدِّقَكَ - قَالَ ابْنَ أَخِى وَأَىَّ نَحْوٍ تَأْخُذُونَ قُلْتُ نَخْتَارُ حَتَّى إِنَّا نَتَبَيَّنُ ضُرُوعَ الْغَنَمِ. قَالَ ابْنَ أَخِى فَإِنِّى أُحَدِّثُكَ أَنِّى كُنْتُ فِى شِعْبٍ مِنْ هَذِهِ الشِّعَابِ عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى غَنَمٍ لِى فَجَاءَنِى رَجُلاَنِ عَلَى بَعِيرٍ فَقَالاَ لِى إِنَّا رَسُولاَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَيْكَ لِتُؤَدِّىَ صَدَقَةَ غَنَمِكَ. فَقُلْتُ مَا عَلَىَّ فِيهَا فَقَالاَ شَاةٌ. فَأَعْمِدُ إِلَى شَاةٍ قَدْ عَرَفْتُ مَكَانَهَا مُمْتَلِئَةً مَحْضًا وَشَحْمًا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا . فَقَالاَ هَذِهِ شَاةُ الشَّافِعِ وَقَدْ نَهَانَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ نَأْخُذَ شَافِعًا. قُلْتُ فَأَىَّ شَىْءٍ تَأْخُذَانِ قَالاَ عَنَاقًا جَذَعَةً أَوْ ثَنِيَّةً. قَالَ فَأَعْمِدُ إِلَى عَنَاقٍ مُعْتَاطٍ. وَالْمُعْتَاطُ الَّتِى لَمْ تَلِدْ وَلَدًا وَقَدْ حَانَ وِلاَدُهَا فَأَخْرَجْتُهَا إِلَيْهِمَا فَقَالاَ نَاوِلْنَاهَا. فَجَعَلاَهَا مَعَهُمَا عَلَى بَعِيرِهِمَا ثُمَّ انْطَلَقَا."
[قَالَ أَبُو دَاوُدَ رَوَاهُ أَبُو عَاصِمٍ عَنْ زَكَرِيَّاءَ قَالَ أَيْضًا مُسْلِمُ بْنُ شُعْبَةَ. كَمَا قَالَ رَوْحٌ.]
Tercemesi:
Bize Hasan b. Ali, ona Veki', ona Zekeriyya b. İshak el-Mekki, ona Amr b. Ebu Süfyan el-Cumahî, ona da Müslim b. Sefine el-Yeşkurî, -Hasan (b. Ali), Ravh'ın (b. Ubade), Müslim b. Sefine'nin adının Müslim b. Şu'be olduğunu söylediğini nakletmiştir- şöyle demiştir.
"Nafi' b. Alkame, babamı kabilesinin zekatlarını toplamak için zekât memuru olarak atadı. Babam da beni kabileden bir topluluğa gönderdi. Ben de Sa'r b. Desîm olarak anılan ihtiyara gittim ve babam beni zekatını almam için sana gönderdi, dedim. İhtiyar bana kardeşimin oğlu nasıl alıyorsunuz? dedi. Ben de koyunun memelerinin nasıl olduğuna bakıp iyisini seçeriz, dedim. İhtiyar, kardeşimin oğlu, sana anlatayım, benin Hz. Peygamber (sav) zamanında şu vadilerden bir vadide koyunlarım vardı. Deve üzerinde iki adam geldi ve biz koyunlarının zekatını ödemen için Rasulullah'ın (sav) sana gönderdiği elçileriz, dediler. Koyunlardan ne (ödemem) gerekir deyince, bir koyun, dediler. Onlara iyi olduğunu bildiğim, süt ve yağ dolu bir koyunu çıkartmak için niyetlendim. Onlar, o karnında kuzusu olan bir koyundur. Hz. Peygamber (sav) kuzusu olan koyunu almamızı yasakladı, dediler. Neyi alacaksınız deyince, bir yaşında yavru dişi keçi (çebiç), iki yaşında oğlak, dediler. Ben de doğum vakti geldiği halde doğurmamış olan kısır bir keçiye yöneldim ve onlara vermek için çıkardım. Onu bize ver dediler ve bineklerinin üzerine koyup gittiler."
[Ebû Davud şöyle demiştir. Bu rivayeti Ebu Asım, Zekeriya'dan nakletmiş ve Ravh'ın dediği gibi ravi Müslim'in, Müslim b. Şu'be olduğunu belirtmiştir.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Zekât 5, /369
Senetler:
1. Racül (Racül)
2. Ebu Cabir Si'r b. Süvade el-Amirî (Si'r b. Süvade)
3. Müslim b. Sefine el-Bekri (Müslim b. Sefine)
4. ibn Ebu Süfyan Amr b. Ebu Süfyan el-Kuraşî (Amr b. Ebu Süfyan b. Abdurrahman b. Safvan b. Ümeyye)
5. Zekeriyya b. İshak el-Mekki (Zekeriyya b. İshak)
6. Ebu Muhammed Ravh b. Ubade el-Kaysî (Ravh b. Ubade b. Alâ b. Hasan b. Amr b. Mersed)
7. Muhammed b. Yunus en-Nesai (Muhammed b. Yunus)
Konular:
Zekat, kimlere zekat verilebilir?
Zekat, memurunun adil olması
Zekat, zekat alma veya verme adabı
Zekat, zekat memuruna iyi davranmak