حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ زَيْنَبَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - شَكَوْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ يَحْيَى بْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ الْغَسَّانِىُّ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَهْوَ بِمَكَّةَ ، وَأَرَادَ الْخُرُوجَ ، وَلَمْ تَكُنْ أُمُّ سَلَمَةَ طَافَتْ بِالْبَيْتِ وَأَرَادَتِ الْخُرُوجَ ، فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا أُقِيمَتْ صَلاَةُ الصُّبْحِ فَطُوفِى عَلَى بَعِيرِكِ ، وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ » . فَفَعَلَتْ ذَلِكَ ، فَلَمْ تُصَلِّ حَتَّى خَرَجَتْ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278738, B001626-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ زَيْنَبَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - شَكَوْتُ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ يَحْيَى بْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ الْغَسَّانِىُّ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ وَهْوَ بِمَكَّةَ ، وَأَرَادَ الْخُرُوجَ ، وَلَمْ تَكُنْ أُمُّ سَلَمَةَ طَافَتْ بِالْبَيْتِ وَأَرَادَتِ الْخُرُوجَ ، فَقَالَ لَهَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِذَا أُقِيمَتْ صَلاَةُ الصُّبْحِ فَطُوفِى عَلَى بَعِيرِكِ ، وَالنَّاسُ يُصَلُّونَ » . فَفَعَلَتْ ذَلِكَ ، فَلَمْ تُصَلِّ حَتَّى خَرَجَتْ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona Urve, ona Zeyneb, ona da Ümmü Seleme (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah'a (sav) rahatsızlığımı arzettim...
Bana Muhammed b. Harb, ona Ebu Mervan Yahya b. Ebu Zekeriyya el-Ğassânî, ona Hişam, ona babası Urve, ona da Peygamber'in zevcesi Ümmü Seleme (r.anha) şöyle rivayet etti:
Rasulullah Mekke'de iken Ümmü Seleme de (rahatsızlığı sebebiyle) henüz tavaf etmemişken, Rasulullah ve Ümmü Seleme (Harem'den veya Mekke'den) çıkmak istediklerinde, Rasulullah Ümmü Seleme'ye:
"Sabah namazı için kamet getirilip insanlar namaz kılarlarken, sen devenin üzerinde tavaf et!" buyurdu.
Ümmü Seleme böyle yaptı ve tavaf namazı kılmadan dışarı çıktı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 71, 1/512
Senetler:
1. Ümmü Seleme Zevcü'n Nebi (Hind bt. Huzeyfe b. Muğire)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Mervan Yahya b. Ebu Zekeriyya el-Gassanî (Yahya b. Yahya)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb en-Neşaî (Muhammed b. Harb b. Harbân)
Konular:
Hac, Hasta, hasta kimsenin
Hac, Tavaf, Sa'y, hayvan / binek üzerinde
Hz. Peygamber, hanımları, Ümmü Seleme
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى أَخِى عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ نِسَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كُنَّ حِزْبَيْنِ فَحِزْبٌ فِيهِ عَائِشَةُ وَحَفْصَةُ وَصَفِيَّةُ وَسَوْدَةُ ، وَالْحِزْبُ الآخَرُ أُمُّ سَلَمَةَ وَسَائِرُ نِسَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَكَانَ الْمُسْلِمُونَ قَدْ عَلِمُوا حُبَّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَائِشَةَ ، فَإِذَا كَانَتْ عِنْدَ أَحَدِهِمْ هَدِيَّةٌ يُرِيدُ أَنْ يُهْدِيَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَخَّرَهَا ، حَتَّى إِذَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِ عَائِشَةَ بَعَثَ صَاحِبُ الْهَدِيَّةِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِ عَائِشَةَ ، فَكَلَّمَ حِزْبُ أُمِّ سَلَمَةَ ، فَقُلْنَ لَهَا كَلِّمِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُكَلِّمُ النَّاسَ ، فَيَقُولُ مَنْ أَرَادَ أَنْ يُهْدِىَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم هَدِيَّةً فَلْيُهْدِهِ إِلَيْهِ حَيْثُ كَانَ مِنْ بُيُوتِ نِسَائِهِ ، فَكَلَّمَتْهُ أُمُّ سَلَمَةَ بِمَا قُلْنَ ، فَلَمْ يَقُلْ لَهَا شَيْئًا ، فَسَأَلْنَهَا . فَقَالَتْ مَا قَالَ لِى شَيْئًا . فَقُلْنَ لَهَا فَكَلِّمِيهِ . قَالَتْ فَكَلَّمَتْهُ حِينَ دَارَ إِلَيْهَا أَيْضًا ، فَلَمْ يَقُلْ لَهَا شَيْئًا ، فَسَأَلْنَهَا . فَقَالَتْ مَا قَالَ لِى شَيْئًا . فَقُلْنَ لَهَا كَلِّمِيهِ حَتَّى يُكَلِّمَكِ . فَدَارَ إِلَيْهَا فَكَلَّمَتْهُ . فَقَالَ لَهَا « لاَ تُؤْذِينِى فِى عَائِشَةَ ، فَإِنَّ الْوَحْىَ لَمْ يَأْتِنِى ، وَأَنَا فِى ثَوْبِ امْرَأَةٍ إِلاَّ عَائِشَةَ » . قَالَتْ فَقَالَتْ أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ مِنْ أَذَاكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . ثُمَّ إِنَّهُنَّ دَعَوْنَ فَاطِمَةَ بِنْتَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَرْسَلْنَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ إِنَّ نِسَاءَكَ يَنْشُدْنَكَ اللَّهَ الْعَدْلَ فِى بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ . فَكَلَّمَتْهُ . فَقَالَ « يَا بُنَيَّةُ ، أَلاَ تُحِبِّينَ مَا أُحِبُّ » . قَالَتْ بَلَى . فَرَجَعَتْ إِلَيْهِنَّ ، فَأَخْبَرَتْهُنَّ . فَقُلْنَ ارْجِعِى إِلَيْهِ . فَأَبَتْ أَنْ تَرْجِعَ ، فَأَرْسَلْنَ زَيْنَبَ بِنْتَ جَحْشٍ ، فَأَتَتْهُ فَأَغْلَظَتْ ، وَقَالَتْ إِنَّ نِسَاءَكَ يَنْشُدْنَكَ اللَّهَ الْعَدْلَ فِى بِنْتِ ابْنِ أَبِى قُحَافَةَ . فَرَفَعَتْ صَوْتَهَا ، حَتَّى تَنَاوَلَتْ عَائِشَةَ . وَهْىَ قَاعِدَةٌ ، فَسَبَّتْهَا حَتَّى إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيَنْظُرُ إِلَى عَائِشَةَ هَلْ تَكَلَّمُ قَالَ فَتَكَلَّمَتْ عَائِشَةُ تَرُدُّ عَلَى زَيْنَبَ ، حَتَّى أَسْكَتَتْهَا . قَالَتْ فَنَظَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَائِشَةَ ، وَقَالَ « إِنَّهَا بِنْتُ أَبِى بَكْرٍ » . قَالَ الْبُخَارِىُّ الْكَلاَمُ الأَخِيرُ قِصَّةُ فَاطِمَةَ يُذْكَرُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ رَجُلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ . وَقَالَ أَبُو مَرْوَانَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ كَانَ النَّاسُ يَتَحَرَّوْنَ بِهَدَايَاهُمْ يَوْمَ عَائِشَةَ . وَعَنْ هِشَامٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ قُرَيْشٍ ، وَرَجُلٍ مِنَ الْمَوَالِى ، عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ قَالَتْ عَائِشَةُ كُنْتُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَأْذَنَتْ فَاطِمَةُ .
Bize İsmail, ona kardeşi (Abdülhamid b. Ebu Üveys), ona Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Ayeşe (r.anha) şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber'in (sav) eşleri iki gruba ayrılmışlardı. Bir grupta ben, Hafsa, Safiyye ve Sevde bulunuyorduk. Diğer grupta ise Ümmü Seleme ile Hz. Peygamber'in (sav)öteki eşleri bulunuyorlardı. Müslümanlar, Hz.peygamber'in (sav) Ayşe'yi (beni) sevdiğini biliyorlardı. Birisinin yanında Hz. Peygamber'e (sav) vermek istediği bir hediyesi bulunursa, onu erteler ve Hz.peygamber,(sav) Ayşe'nin (benim) evimde iken gönderirdi. Bu nedenle Ümmü Seleme grubu bu konuyu gündeme getirip Ümmü Seleme’ye “Sen Hz. Peygamber'e (sav) söyle insanlarla konuşsun onlara ‘Her kim Hz.peygamber'e (sav) bir hediye vermek isterse Hz. Peygamber (sav) eşlerinden hangisinin evinde bulunursa bulunsun, hediyesini versin!’ diye söylesin” dediler. Ümmü Seleme kadınların kendisine söyledikleri bu sözü Hz. Peygamber’e iletti. Fakat Hz.peygamber (sav) ona hiçbir cevap vermedi. Ümmü Seleme grubundaki kadınlar, Ümmü Seleme’ye vaziyeti sorduklarında, o da “Hz.peygamber bana birşey söylemedi” diye cevap verdi. Onlar da kendisine “Hz. Peygamber ile bir kez daha konuş” dediler. O da Hz. Peygamber'in nöbeti kendisine geldiğinde, meseleyi Rasulullah’a arzetti. Fakat Hz. Peygamber bu sefer de ona bir şey söylemedi. Ümmü Seleme grubundaki kadınlar durumu Ümmü Seleme’ye sordular o da “Hz. Peygamber bana bir şey söylemedi” dedi. Onlar da Ümmü Seleme’ye “Hz. Peygamber sana bir cevap verinceye kadar konuş onunla” dediler. Ümmü Seleme’nin nöbeti gelip de Hz. Peygamber evine girince bu konuyu ona açtı. Bu defa Hz. Peygamber, Ümmü Seleme’ye “Sakın Ayşe hakkında söylenip de bana eziyet etme, bana Ayşe hariç hiç bir kadının örtüsü (yorganı) altında bulunduğum sırada vahiy gelmez” buyurdu. Hz. Ayşe şöyle devam etti: Ümmü Seleme “Yâ Rasûlallah, ben de sana ezâ vermekten Allah'a tevbe ediyorum” dedi. Sonra Ümmü Seleme grubundaki kadınlar Hz. Peygamber'in kızı Fatma’ya müracaat ettiler ve onu Hz. Peygamber'e gönderip “Yâ Rasulullah! Eşlerin Allah adına Ebu Bekir’in kızı hakkında senden adalet istiyorlar” demesini rica ettiler. Fatma da Hz. Peygamber’e bunları söyledi. Hz. Peygamber: “Ey kızcağızım! Benim her sevdiğimi sen sevmez misin?” diye sordu. Fatma da “Evet severim” dedi. Fatma kadınlara geri döndü ve onlara olup biteni haber verdi. Kadınlar “Ona tekrar müracaat et” dedilerse de o buna yanaşmadı. Bunun üzerine Ümmü Seleme grubu Zeyneb bt. Cahş’ı gönderdiler. Zeyneb, Rasulullah’a geldi ve ağır sözler sarf edip “Yâ Rasûlallah! Eşlerin Allah adına İbn Ebu Kuhâfe’nin kızı hakkında senden adalet istiyorlar” dedi. Ve sesini yükselterek, o sırada oturmakta olan Ayşe’ye saldırıya kadar ileri gitti de ona sövdü. Nihayet Rasulullah, karşılık verecek mi diye Ayşe’ye bakmaya başladı. Ravi Urve dedi ki: Bu sırada Ayşe, Zeyneb’e cevap vermek için söze başladı ve neticede onu susturdu. Aşye dedi ki: Bunun üzerine Peygamber (sav) bana baktı ve “Muhakkak ki o, Ebu Bekir’in kızıdır” dedi.
Buhârî şöyle dedi: Fatma’nın kıssası olan son söz, Hişâm b. Urve, bir adam, ez-Zührî senediyle Muhammed b. Abdurrahman’dan zikredilmektedir. Ebu Mervan’ın Hişâm’dan nakline göre Urve “İnsanlar hediyelerini vermek için Ayşe’nin nöbet gününü araştırıyorlardı” demiştir. Ve yine Hişâm’ın, hem Kureyş'ten bir adam, hem de kölelerden bir adam vasıtası ile ez-Zührî’den nakline göre Muhammed b. Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişam şöyle demiştir: “Ayşe, ben Hz. Peygamber’in yanında iken Fatma izin istedi dedi.”
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Mervan arasında inkıta vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276830, B002581-3
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى أَخِى عَنْ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّ نِسَاءَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كُنَّ حِزْبَيْنِ فَحِزْبٌ فِيهِ عَائِشَةُ وَحَفْصَةُ وَصَفِيَّةُ وَسَوْدَةُ ، وَالْحِزْبُ الآخَرُ أُمُّ سَلَمَةَ وَسَائِرُ نِسَاءِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ، وَكَانَ الْمُسْلِمُونَ قَدْ عَلِمُوا حُبَّ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَائِشَةَ ، فَإِذَا كَانَتْ عِنْدَ أَحَدِهِمْ هَدِيَّةٌ يُرِيدُ أَنْ يُهْدِيَهَا إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَخَّرَهَا ، حَتَّى إِذَا كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِ عَائِشَةَ بَعَثَ صَاحِبُ الْهَدِيَّةِ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى بَيْتِ عَائِشَةَ ، فَكَلَّمَ حِزْبُ أُمِّ سَلَمَةَ ، فَقُلْنَ لَهَا كَلِّمِى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُكَلِّمُ النَّاسَ ، فَيَقُولُ مَنْ أَرَادَ أَنْ يُهْدِىَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم هَدِيَّةً فَلْيُهْدِهِ إِلَيْهِ حَيْثُ كَانَ مِنْ بُيُوتِ نِسَائِهِ ، فَكَلَّمَتْهُ أُمُّ سَلَمَةَ بِمَا قُلْنَ ، فَلَمْ يَقُلْ لَهَا شَيْئًا ، فَسَأَلْنَهَا . فَقَالَتْ مَا قَالَ لِى شَيْئًا . فَقُلْنَ لَهَا فَكَلِّمِيهِ . قَالَتْ فَكَلَّمَتْهُ حِينَ دَارَ إِلَيْهَا أَيْضًا ، فَلَمْ يَقُلْ لَهَا شَيْئًا ، فَسَأَلْنَهَا . فَقَالَتْ مَا قَالَ لِى شَيْئًا . فَقُلْنَ لَهَا كَلِّمِيهِ حَتَّى يُكَلِّمَكِ . فَدَارَ إِلَيْهَا فَكَلَّمَتْهُ . فَقَالَ لَهَا « لاَ تُؤْذِينِى فِى عَائِشَةَ ، فَإِنَّ الْوَحْىَ لَمْ يَأْتِنِى ، وَأَنَا فِى ثَوْبِ امْرَأَةٍ إِلاَّ عَائِشَةَ » . قَالَتْ فَقَالَتْ أَتُوبُ إِلَى اللَّهِ مِنْ أَذَاكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . ثُمَّ إِنَّهُنَّ دَعَوْنَ فَاطِمَةَ بِنْتَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَرْسَلْنَ إِلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَقُولُ إِنَّ نِسَاءَكَ يَنْشُدْنَكَ اللَّهَ الْعَدْلَ فِى بِنْتِ أَبِى بَكْرٍ . فَكَلَّمَتْهُ . فَقَالَ « يَا بُنَيَّةُ ، أَلاَ تُحِبِّينَ مَا أُحِبُّ » . قَالَتْ بَلَى . فَرَجَعَتْ إِلَيْهِنَّ ، فَأَخْبَرَتْهُنَّ . فَقُلْنَ ارْجِعِى إِلَيْهِ . فَأَبَتْ أَنْ تَرْجِعَ ، فَأَرْسَلْنَ زَيْنَبَ بِنْتَ جَحْشٍ ، فَأَتَتْهُ فَأَغْلَظَتْ ، وَقَالَتْ إِنَّ نِسَاءَكَ يَنْشُدْنَكَ اللَّهَ الْعَدْلَ فِى بِنْتِ ابْنِ أَبِى قُحَافَةَ . فَرَفَعَتْ صَوْتَهَا ، حَتَّى تَنَاوَلَتْ عَائِشَةَ . وَهْىَ قَاعِدَةٌ ، فَسَبَّتْهَا حَتَّى إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيَنْظُرُ إِلَى عَائِشَةَ هَلْ تَكَلَّمُ قَالَ فَتَكَلَّمَتْ عَائِشَةُ تَرُدُّ عَلَى زَيْنَبَ ، حَتَّى أَسْكَتَتْهَا . قَالَتْ فَنَظَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى عَائِشَةَ ، وَقَالَ « إِنَّهَا بِنْتُ أَبِى بَكْرٍ » . قَالَ الْبُخَارِىُّ الْكَلاَمُ الأَخِيرُ قِصَّةُ فَاطِمَةَ يُذْكَرُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ رَجُلٍ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ . وَقَالَ أَبُو مَرْوَانَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ كَانَ النَّاسُ يَتَحَرَّوْنَ بِهَدَايَاهُمْ يَوْمَ عَائِشَةَ . وَعَنْ هِشَامٍ عَنْ رَجُلٍ مِنْ قُرَيْشٍ ، وَرَجُلٍ مِنَ الْمَوَالِى ، عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ قَالَتْ عَائِشَةُ كُنْتُ عِنْدَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَاسْتَأْذَنَتْ فَاطِمَةُ .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona kardeşi (Abdülhamid b. Ebu Üveys), ona Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Hz. Ayeşe (r.anha) şöyle rivayet etti:
Hz. Peygamber'in (sav) eşleri iki gruba ayrılmışlardı. Bir grupta ben, Hafsa, Safiyye ve Sevde bulunuyorduk. Diğer grupta ise Ümmü Seleme ile Hz. Peygamber'in (sav)öteki eşleri bulunuyorlardı. Müslümanlar, Hz.peygamber'in (sav) Ayşe'yi (beni) sevdiğini biliyorlardı. Birisinin yanında Hz. Peygamber'e (sav) vermek istediği bir hediyesi bulunursa, onu erteler ve Hz.peygamber,(sav) Ayşe'nin (benim) evimde iken gönderirdi. Bu nedenle Ümmü Seleme grubu bu konuyu gündeme getirip Ümmü Seleme’ye “Sen Hz. Peygamber'e (sav) söyle insanlarla konuşsun onlara ‘Her kim Hz.peygamber'e (sav) bir hediye vermek isterse Hz. Peygamber (sav) eşlerinden hangisinin evinde bulunursa bulunsun, hediyesini versin!’ diye söylesin” dediler. Ümmü Seleme kadınların kendisine söyledikleri bu sözü Hz. Peygamber’e iletti. Fakat Hz.peygamber (sav) ona hiçbir cevap vermedi. Ümmü Seleme grubundaki kadınlar, Ümmü Seleme’ye vaziyeti sorduklarında, o da “Hz.peygamber bana birşey söylemedi” diye cevap verdi. Onlar da kendisine “Hz. Peygamber ile bir kez daha konuş” dediler. O da Hz. Peygamber'in nöbeti kendisine geldiğinde, meseleyi Rasulullah’a arzetti. Fakat Hz. Peygamber bu sefer de ona bir şey söylemedi. Ümmü Seleme grubundaki kadınlar durumu Ümmü Seleme’ye sordular o da “Hz. Peygamber bana bir şey söylemedi” dedi. Onlar da Ümmü Seleme’ye “Hz. Peygamber sana bir cevap verinceye kadar konuş onunla” dediler. Ümmü Seleme’nin nöbeti gelip de Hz. Peygamber evine girince bu konuyu ona açtı. Bu defa Hz. Peygamber, Ümmü Seleme’ye “Sakın Ayşe hakkında söylenip de bana eziyet etme, bana Ayşe hariç hiç bir kadının örtüsü (yorganı) altında bulunduğum sırada vahiy gelmez” buyurdu. Hz. Ayşe şöyle devam etti: Ümmü Seleme “Yâ Rasûlallah, ben de sana ezâ vermekten Allah'a tevbe ediyorum” dedi. Sonra Ümmü Seleme grubundaki kadınlar Hz. Peygamber'in kızı Fatma’ya müracaat ettiler ve onu Hz. Peygamber'e gönderip “Yâ Rasulullah! Eşlerin Allah adına Ebu Bekir’in kızı hakkında senden adalet istiyorlar” demesini rica ettiler. Fatma da Hz. Peygamber’e bunları söyledi. Hz. Peygamber: “Ey kızcağızım! Benim her sevdiğimi sen sevmez misin?” diye sordu. Fatma da “Evet severim” dedi. Fatma kadınlara geri döndü ve onlara olup biteni haber verdi. Kadınlar “Ona tekrar müracaat et” dedilerse de o buna yanaşmadı. Bunun üzerine Ümmü Seleme grubu Zeyneb bt. Cahş’ı gönderdiler. Zeyneb, Rasulullah’a geldi ve ağır sözler sarf edip “Yâ Rasûlallah! Eşlerin Allah adına İbn Ebu Kuhâfe’nin kızı hakkında senden adalet istiyorlar” dedi. Ve sesini yükselterek, o sırada oturmakta olan Ayşe’ye saldırıya kadar ileri gitti de ona sövdü. Nihayet Rasulullah, karşılık verecek mi diye Ayşe’ye bakmaya başladı. Ravi Urve dedi ki: Bu sırada Ayşe, Zeyneb’e cevap vermek için söze başladı ve neticede onu susturdu. Aşye dedi ki: Bunun üzerine Peygamber (sav) bana baktı ve “Muhakkak ki o, Ebu Bekir’in kızıdır” dedi.
Buhârî şöyle dedi: Fatma’nın kıssası olan son söz, Hişâm b. Urve, bir adam, ez-Zührî senediyle Muhammed b. Abdurrahman’dan zikredilmektedir. Ebu Mervan’ın Hişâm’dan nakline göre Urve “İnsanlar hediyelerini vermek için Ayşe’nin nöbet gününü araştırıyorlardı” demiştir. Ve yine Hişâm’ın, hem Kureyş'ten bir adam, hem de kölelerden bir adam vasıtası ile ez-Zührî’den nakline göre Muhammed b. Abdurrahman b. el-Hâris b. Hişam şöyle demiştir: “Ayşe, ben Hz. Peygamber’in yanında iken Fatma izin istedi dedi.”
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Ebu Mervan arasında inkıta vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hibe ve Fazlihe ve't-Tahrîzi aleyhe 8, 1/703
Senetler:
1. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
2. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
3. Ebu Mervan Yahya b. Ebu Zekeriyya el-Gassanî (Yahya b. Yahya)
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Fatıma evliliği, miras talebi vs
Evlilik, eşler arası ilişkiler
Hediye, Hediyeleşmek
Hz. Peygamber, ailesi
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Hz. Peygamber, hanımlarıyla ilişkileri
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, HEDİYELEŞMEK
Müslüman, peygamber sevgisi
Bize Ferve, ona Ali b. Müshir, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Müşrikler Uhud günü hezimete uğradılar.
Bize Muhammed b. Harb, ona Ebu Mervân Yahya b. Ebu Zekriyyâ, ona Hişâm, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
İblis, Uhud günü insanlar içinde "Ey Allah'ın kulları! ardınızı kollayın" diye bağırdı. Bunun üzerine ön saftakiler dönüp arka saftakilerle vuruştu ve Huzeyfe'nin "O benim babam" diye feryadına rağmen (o kargaşada hatayla) Yemân'ı öldürdüler. Huzeyfe, "Allah sizi affetsin" dedi.
Râvi der ki: Müşriklerden bir topluluk bozguna uğramış, Tâif'e sığınmışlardı.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
26914, B006883
Hadis:
حَدَّثَنَا فَرْوَةُ حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُسْهِرٍ عَنْ هِشَامٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ هُزِمَ الْمُشْرِكُونَ يَوْمَ أُحُدٍ . وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ يَحْيَى بْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ صَرَخَ إِبْلِيسُ يَوْمَ أُحُدٍ فِى النَّاسِ يَا عِبَادَ اللَّهِ أُخْرَاكُمْ . فَرَجَعَتْ أُولاَهُمْ عَلَى أُخْرَاهُمْ حَتَّى قَتَلُوا الْيَمَانَ فَقَالَ حُذَيْفَةُ أَبِى أَبِى . فَقَتَلُوهُ ، فَقَالَ حُذَيْفَةُ غَفَرَ اللَّهُ لَكُمْ . قَالَ وَقَدْ كَانَ انْهَزَمَ مِنْهُمْ قَوْمٌ حَتَّى لَحِقُوا بِالطَّائِفِ .
Tercemesi:
Bize Ferve, ona Ali b. Müshir, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Müşrikler Uhud günü hezimete uğradılar.
Bize Muhammed b. Harb, ona Ebu Mervân Yahya b. Ebu Zekriyyâ, ona Hişâm, ona Urve, ona da Aişe (r.anha) şöyle rivayet etmiştir:
İblis, Uhud günü insanlar içinde "Ey Allah'ın kulları! ardınızı kollayın" diye bağırdı. Bunun üzerine ön saftakiler dönüp arka saftakilerle vuruştu ve Huzeyfe'nin "O benim babam" diye feryadına rağmen (o kargaşada hatayla) Yemân'ı öldürdüler. Huzeyfe, "Allah sizi affetsin" dedi.
Râvi der ki: Müşriklerden bir topluluk bozguna uğramış, Tâif'e sığınmışlardı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Diyât 10, 2/645
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Mervan Yahya b. Ebu Zekeriyya el-Gassanî (Yahya b. Yahya)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb en-Neşaî (Muhammed b. Harb b. Harbân)
Konular:
KTB, ŞEYTAN, İBLİS
Şeytan, aldatıcılığı
Siyer, Uhud savaşı / gazvesi
Yargı, hata ile Öldürme,
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278637, B001389-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنِى سُلَيْمَانُ عَنْ هِشَامٍ وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا أَبُو مَرْوَانَ يَحْيَى بْنُ أَبِى زَكَرِيَّاءَ عَنْ هِشَامٍ عَنْ عُرْوَةَ عَنْ عَائِشَةَ قَالَتْ إِنْ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَيَتَعَذَّرُ فِى مَرَضِهِ « أَيْنَ أَنَا الْيَوْمَ أَيْنَ أَنَا غَدًا » اسْتِبْطَاءً لِيَوْمِ عَائِشَةَ ، فَلَمَّا كَانَ يَوْمِى قَبَضَهُ اللَّهُ بَيْنَ سَحْرِى وَنَحْرِى ، وَدُفِنَ فِى بَيْتِى .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Süleyman, ona Hişam; (T) Bize Muhammed b. Harb, ona Ebu Mervân Yahya b. Ebu Zekeriyya, ona Hişam b. Urve, ona da Aişe rivayet etmiştir:
Peygamber (sav) ölüm hastalığında yakaldığında, Aişe gününün geç kaldığından şikayet ederek: Ben bugün kimin sırasındayım? Yarın kimin sırasında olacağım? der (ve benim günümü özlediğinden dolayı) diğer kadınlarına özür beyan ederdi. Benim sıramda olduğu zaman Allah Peygamber'in ruhunu benim göğsüm ile gerdanım arasında kabzedip aldı. Ve bedeni de benim odamın içine gömüldü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Cenâiz 96, 1/462
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Mervan Yahya b. Ebu Zekeriyya el-Gassanî (Yahya b. Yahya)
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb en-Neşaî (Muhammed b. Harb b. Harbân)
Konular:
Hz. Peygamber, hanımları