Öneri Formu
Hadis Id, No:
21765, T001846
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا قَيْسُ بْنُ الرَّبِيعِ قَالَ: وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْكَرِيمِ الْجُرْجَانِىُّ عَنْ قَيْسِ بْنِ الرَّبِيعِ الْمَعْنَى وَاحِدٌ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ يَعْنِى الرُّمَّانِىَّ عَنْ زَاذَانَ عَنْ سَلْمَانَ قَالَ: قَرَأْتُ فِى التَّوْرَاةِ أَنَّ بَرَكَةَ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ بَعْدَهُ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا قَرَأْتُ فِى التَّوْرَاةِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« بَرَكَةُ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ قَبْلَهُ وَالْوُضُوءُ بَعْدَهُ » . قَالَ :وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :لاَ نَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ قَيْسِ بْنِ الرَّبِيعِ . وَقَيْسُ بْنُ الرَّبِيعِ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ وَأَبُو هَاشِمٍ الرُّمَّانِىُّ اسْمُهُ يَحْيَى بْنُ دِينَارٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Musa, ona Abdullah b. Nümeyr, ona Kays b. er-Rabi’, (T) Bize Kuteybe, ona Abdulkerim el-Cürcânî, ona Kays b. er-Rabi’ (senedi farklı) manası aynı, Kays’a Ebu Haşim er-Rummânî, ona Zâzân Selman’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Tevratta yemeğin bereketinin yemekten sonra elleri yıkamak olduğunu okudum. Sonra bu konuyu Rasul-i Ekrem’e (sav) açarak Tevratta okuduğumu haber verdim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) “Yemeğin bereketi yemekten önce ve sonra elleri yıkamaktır” buyurdu.
Tirmizî: Bu konuda Enes ve Ebu Hüreyre’den de hadis rivayet edilmiştir. Tirmizî: Bu hadisi sadece Kays b. Rabi’in rivayetiyle bilmekteyiz. Kays b. Rabi’in hadiste zayıf olduğu kaydedilmiştir. Ebu Haşim er Rummânî’nin ismi Yahya b. Dinar’dır.
Açıklama:
Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım:
بَرَكَةُ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ قَبْلَهُ وَالْوُضُوءُ بَعْدَهُ
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Et'ime 39, 4/281
Senetler:
1. Selman el-Farisî (Selman b. İslam)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Ebu Haşim Yahya b. Ebu Esved er-Rumanî (Yahya b. Dinar)
4. Kays b. er-Rebi' (Kays b. er-Rebi')
5. Abdülkerim b. Muhammed el-Cürcani (Abdülkerim b. Muhammed)
6. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281956, T001846-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا قَيْسُ بْنُ الرَّبِيعِ قَالَ: وَحَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْكَرِيمِ الْجُرْجَانِىُّ عَنْ قَيْسِ بْنِ الرَّبِيعِ الْمَعْنَى وَاحِدٌ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ يَعْنِى الرُّمَّانِىَّ عَنْ زَاذَانَ عَنْ سَلْمَانَ قَالَ: قَرَأْتُ فِى التَّوْرَاةِ أَنَّ بَرَكَةَ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ بَعْدَهُ فَذَكَرْتُ ذَلِكَ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِمَا قَرَأْتُ فِى التَّوْرَاةِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم :« بَرَكَةُ الطَّعَامِ الْوُضُوءُ قَبْلَهُ وَالْوُضُوءُ بَعْدَهُ » . قَالَ :وَفِى الْبَابِ عَنْ أَنَسٍ وَأَبِى هُرَيْرَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى :لاَ نَعْرِفُ هَذَا الْحَدِيثَ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ قَيْسِ بْنِ الرَّبِيعِ . وَقَيْسُ بْنُ الرَّبِيعِ يُضَعَّفُ فِى الْحَدِيثِ وَأَبُو هَاشِمٍ الرُّمَّانِىُّ اسْمُهُ يَحْيَى بْنُ دِينَارٍ .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Et'ime 39, 4/281
Senetler:
1. Selman el-Farisî (Selman b. İslam)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Ebu Haşim Yahya b. Ebu Esved er-Rumanî (Yahya b. Dinar)
4. Ebu Muhammed Kays b. Rabî' el-Esedî (Kays b. Rabî')
5. Ebu Hişam Abdullah b. Nümeyr el-Hemdânî (Abdullah b. Nümeyr b. Abdullah b. Ebu Hayye)
6. Ebu Zekeriyya Yahya b. Musa el-Huddanî (Yahya b. Musa b. Abdirabbihi b. Salim)
Konular:
Adab, yeme - içme adabı
Ehl-i Kitab, Ehl-i kitap ile ilişkiler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33736, D004753
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ - وَهَذَا لَفْظُ هَنَّادٍ - عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمِنْهَالِ عَنْ زَاذَانَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ: خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى جَنَازَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ، فَانْتَهَيْنَا إِلَى الْقَبْرِ وَلَمَّا يُلْحَدْ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ كَأَنَّمَا عَلَى رُءُوسِنَا الطَّيْرُ، وَفِى يَدِهِ عُودٌ يَنْكُتُ بِهِ فِى الأَرْضِ، فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ:
"اسْتَعِيذُوا بِاللَّهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ." مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا - زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ هَا هُنَا - وَقَالَ:
"وَإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِهِمْ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ حِينَ يُقَالُ لَهُ: يَا هَذَا مَنْ رَبُّكَ وَمَا دِينُكَ وَمَنْ نَبِيُّكَ."
قَالَ هَنَّادٌ قَالَ: "وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: رَبِّىَ اللَّهُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: دِينِى الإِسْلاَمُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ قَالَ فَيَقُولُ: هُوَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَيَقُولاَنِ: وَمَا يُدْرِيكَ فَيَقُولُ: قَرَأْتُ كِتَابَ اللَّهِ فَآمَنْتُ بِهِ وَصَدَّقْتُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ: فَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا)." الآيَةَ. ثُمَّ اتَّفَقَا قَالَ: "فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ قَدْ صَدَقَ عَبْدِى فَأَفْرِشُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى الْجَنَّةِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ رَوْحِهَا وَطِيبِهَا. قَالَ: وَيُفْتَحُ لَهُ فِيهَا مَدَّ بَصَرِهِ. قَالَ: وَإِنَّ الْكَافِرَ. فَذَكَرَ مَوْتَهُ قَالَ: وَتُعَادُ رُوحُهُ فِى جَسَدِهِ وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ كَذَبَ فَأَفْرِشُوهُ مِنَ النَّارِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ النَّارِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى النَّارِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ حَرِّهَا وَسَمُومِهَا. قَالَ: وَيُضَيَّقُ عَلَيْهِ قَبْرُهُ حَتَّى تَخْتَلِفَ فِيهِ أَضْلاَعُهُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ قَالَ: "ثُمَّ يُقَيَّضُ لَهُ أَعْمَى أَبْكَمُ مَعَهُ مِرْزَبَّةٌ مِنْ حَدِيدٍ، لَوْ ضُرِبَ بِهَا جَبَلٌ لَصَارَ تُرَابًا. قَالَ: فَيَضْرِبُهُ بِهَا ضَرْبَةً يَسْمَعُهَا مَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ إِلاَّ الثَّقَلَيْنِ فَيَصِيرُ تُرَابًا. قَالَ: ثُمَّ تُعَادُ فِيهِ الرُّوحُ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T)
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Bu Hennâd'ın sözü), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazan, ona da Bera b. Azib'den demiştir ki: Rasulullah (sav) ile ensardan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Hz. Peygamber) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa "kabir azabından Allah'a sığınınız" buyurdu. Cerir'in rivayetinde burada (şu) ilave vardır: Ve (Hz. Peygamber şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki (ölü kendisini defnedenler) dönüp giderlerken (soru meleği tarafından) kendisine: Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir? diye sorulduğu sırada (onların) ayak seslerini duyar."
Hennâd (da hadisin bundan sonraki kısmını şöyle) rivayet etti: (Hz. Peygamber sözlerine devam ederek şöyle) dedi:
"Ve ona iki melek gelir. Onu oturtarak ona Rabbin kimdir? derler: Rabbim Allah'tır, der sonra ona cinin nedir? derler. Dinim İslam'dır, der. Sonra şu size gönderilen adam da kimdir? diye sorarlar."
"Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür, cevabını verir. Sonra bunu sana öğreten nedir? derler; (o da) ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve (onu) tasdik ettim der."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardı: "Bu (nu bana öğreten şey) Aziz ve Celil olan Allah'ın (şu) sözüdür: Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder." (İbrahim (14) 27)
(Bu hadisin bundan) sonra (ki kısmında hadisin ravileri olan Cerir ile Ebu Muaviye rivayetlerinde) birleşerek hadisin kalan kısmını şöyle rivayet ettiler: (Hz. Peygamber sözlerine devamla şöyle) buyurdu:
"Bunun üzerine gökten bir münadi kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete (açılan) bir kapı açınız. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku gözünün alabildiği kadarınca açılıp genişler. Kafire gelince..." (Hz. Peygamber hadisin bu kısmında) kafirin ölümünü anlattı. (Onun ölümün nasıl zor ve şiddetli olduğunu açıkladıktan sonra şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine Rabbin kimdir? derler O (korkusundan): hık-mık edip bilmiyorum, cevabını verir. Bunun üzerine dinin nedir? derler (yine) hık-mık ederek bilmiyorum der. Sonra size gönderilen adam da ne oluyor? derler, (yine) hık-mık edip bilmiyorum cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir bir münadi; yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme (açılan kapılardan) bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltılır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardır: "Sonra ona yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebani) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebanı) o tokmağı o kafire öyle bir vurur ki, o vuruşu (n sesini) insanla cinden başka şark ve garb arası (nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kafir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir, sonra (azabın devam etmesi için o kafirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 27, /1084
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Minhal b. Amr el-Esedî (Minhal b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Kabir, soruları ve suali
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
124821, MŞ032379
Hadis:
حَدَّثَنَا وَكِيعٌ ، عَنْ سُفْيَانَ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ بن السَائب ، عَنْ زَاذَانَ ، عَنْ عَبْدِ اللهِ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إنَّ لِلَّهِ مَلاَئِكَةً سَيَّاحِينَ فِي الأَرْضِ يُبَلِّغُونَنِي عَنْ أُمَّتِي السَّلاَمَ.
Tercemesi:
Bize Vekî’, Süfyân, ona Abdullah b. es-Sâib, ona Zâzân, ona da Abdullah Peygamber (s.a.v.)’den onun şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’ın yeryüzünde sürekli dolaşan melekleri vardır, onlar bana ümmetimden selam ulaştırırlar”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Ebî Şeybe, Musannef-i İbn Ebû Şeybe, Fedâil 32379, 16/458
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Abdullah b. Saib el-Kindî (Abdullah b. Saib)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, SELAM
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Selam, Hz. Peygamber'e selam göndermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
273324, D004753-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ ح
وَحَدَّثَنَا هَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ حَدَّثَنَا أَبُو مُعَاوِيَةَ - وَهَذَا لَفْظُ هَنَّادٍ - عَنِ الأَعْمَشِ عَنِ الْمِنْهَالِ عَنْ زَاذَانَ عَنِ الْبَرَاءِ بْنِ عَازِبٍ قَالَ: خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى جَنَازَةِ رَجُلٍ مِنَ الأَنْصَارِ، فَانْتَهَيْنَا إِلَى الْقَبْرِ وَلَمَّا يُلْحَدْ، فَجَلَسَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَجَلَسْنَا حَوْلَهُ كَأَنَّمَا عَلَى رُءُوسِنَا الطَّيْرُ، وَفِى يَدِهِ عُودٌ يَنْكُتُ بِهِ فِى الأَرْضِ، فَرَفَعَ رَأْسَهُ فَقَالَ:
"اسْتَعِيذُوا بِاللَّهِ مِنْ عَذَابِ الْقَبْرِ." مَرَّتَيْنِ أَوْ ثَلاَثًا - زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ هَا هُنَا - وَقَالَ:
"وَإِنَّهُ لَيَسْمَعُ خَفْقَ نِعَالِهِمْ إِذَا وَلَّوْا مُدْبِرِينَ حِينَ يُقَالُ لَهُ: يَا هَذَا مَنْ رَبُّكَ وَمَا دِينُكَ وَمَنْ نَبِيُّكَ."
قَالَ هَنَّادٌ قَالَ: "وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: رَبِّىَ اللَّهُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: دِينِى الإِسْلاَمُ. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ قَالَ فَيَقُولُ: هُوَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم. فَيَقُولاَنِ: وَمَا يُدْرِيكَ فَيَقُولُ: قَرَأْتُ كِتَابَ اللَّهِ فَآمَنْتُ بِهِ وَصَدَّقْتُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ: فَذَلِكَ قَوْلُ اللَّهِ عَزَّ وَجَلَّ "(يُثَبِّتُ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا)." الآيَةَ. ثُمَّ اتَّفَقَا قَالَ: "فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ قَدْ صَدَقَ عَبْدِى فَأَفْرِشُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى الْجَنَّةِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ الْجَنَّةِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ رَوْحِهَا وَطِيبِهَا. قَالَ: وَيُفْتَحُ لَهُ فِيهَا مَدَّ بَصَرِهِ. قَالَ: وَإِنَّ الْكَافِرَ. فَذَكَرَ مَوْتَهُ قَالَ: وَتُعَادُ رُوحُهُ فِى جَسَدِهِ وَيَأْتِيهِ مَلَكَانِ فَيُجْلِسَانِهِ فَيَقُولاَنِ: مَنْ رَبُّكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ لَهُ: مَا دِينُكَ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيَقُولاَنِ: مَا هَذَا الرَّجُلُ الَّذِى بُعِثَ فِيكُمْ فَيَقُولُ: هَاهْ هَاهْ لاَ أَدْرِى. فَيُنَادِى مُنَادٍ مِنَ السَّمَاءِ: أَنْ كَذَبَ فَأَفْرِشُوهُ مِنَ النَّارِ وَأَلْبِسُوهُ مِنَ النَّارِ، وَافْتَحُوا لَهُ بَابًا إِلَى النَّارِ. قَالَ: فَيَأْتِيهِ مِنْ حَرِّهَا وَسَمُومِهَا. قَالَ: وَيُضَيَّقُ عَلَيْهِ قَبْرُهُ حَتَّى تَخْتَلِفَ فِيهِ أَضْلاَعُهُ."
زَادَ فِى حَدِيثِ جَرِيرٍ قَالَ: "ثُمَّ يُقَيَّضُ لَهُ أَعْمَى أَبْكَمُ مَعَهُ مِرْزَبَّةٌ مِنْ حَدِيدٍ، لَوْ ضُرِبَ بِهَا جَبَلٌ لَصَارَ تُرَابًا. قَالَ: فَيَضْرِبُهُ بِهَا ضَرْبَةً يَسْمَعُهَا مَا بَيْنَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ إِلاَّ الثَّقَلَيْنِ فَيَصِيرُ تُرَابًا. قَالَ: ثُمَّ تُعَادُ فِيهِ الرُّوحُ."
Tercemesi:
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerir; (T)
Bize Hennâd b. Serî, ona Ebu Muaviye, (Bu Hennâd'ın sözü), ona el-A'meş, ona Minhal, ona Zazan, ona da Bera b. Azib'den demiştir ki: Rasulullah (sav) ile ensardan bir adamın cenazesinde bulunarak defnetmek üzere Baki mezarlığına doğru yola çıktık. Daha kabrin kazılması tamamlanmadan kabre vardık. Rasulullah (sav) oturdu, kabrin etrafına biz de oturduk. Sanki başlarımızın üzerinde birer kuş varmış gibi (sakin duruyor) idik. (Hz. Peygamber) elindeki bir çöple yeri karıştırıyordu. Derken başını kaldırıp iki ya da üç defa "kabir azabından Allah'a sığınınız" buyurdu. Cerir'in rivayetinde burada (şu) ilave vardır: Ve (Hz. Peygamber şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki (ölü kendisini defnedenler) dönüp giderlerken (soru meleği tarafından) kendisine: Rabbin kimdir? Dinin nedir, peygamberin kimdir? diye sorulduğu sırada (onların) ayak seslerini duyar."
Hennâd (da hadisin bundan sonraki kısmını şöyle) rivayet etti: (Hz. Peygamber sözlerine devam ederek şöyle) dedi:
"Ve ona iki melek gelir. Onu oturtarak ona Rabbin kimdir? derler: Rabbim Allah'tır, der sonra ona cinin nedir? derler. Dinim İslam'dır, der. Sonra şu size gönderilen adam da kimdir? diye sorarlar."
"Salat ve selam üzerine olsun, O Allah'ın Rasulü'dür, cevabını verir. Sonra bunu sana öğreten nedir? derler; (o da) ben Allah'ın Kitabını okudum, ona inandım ve (onu) tasdik ettim der."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardı: "Bu (nu bana öğreten şey) Aziz ve Celil olan Allah'ın (şu) sözüdür: Allah inananları dünya hayatında da ahirette de sağlam bir sözle tespit eder." (İbrahim (14) 27)
(Bu hadisin bundan) sonra (ki kısmında hadisin ravileri olan Cerir ile Ebu Muaviye rivayetlerinde) birleşerek hadisin kalan kısmını şöyle rivayet ettiler: (Hz. Peygamber sözlerine devamla şöyle) buyurdu:
"Bunun üzerine gökten bir münadi kulum doğru söyledi. Ona cennetten bir yer hazırlayınız ve ona cennete (açılan) bir kapı açınız. Hemen arkasından o kula (cennetin) esintisi ve hoş kokusu gelmeye başlar ve daha kabrinde iken ufku gözünün alabildiği kadarınca açılıp genişler. Kafire gelince..." (Hz. Peygamber hadisin bu kısmında) kafirin ölümünü anlattı. (Onun ölümün nasıl zor ve şiddetli olduğunu açıkladıktan sonra şöyle) buyurdu:
"Muhakkak ki kafirin ruhu da cesedine iade edilir. Sonra ona iki melek gelip onu oturtarak kendisine Rabbin kimdir? derler O (korkusundan): hık-mık edip bilmiyorum, cevabını verir. Bunun üzerine dinin nedir? derler (yine) hık-mık ederek bilmiyorum der. Sonra size gönderilen adam da ne oluyor? derler, (yine) hık-mık edip bilmiyorum cevabını verir. Bunun üzerine gökten bir bir münadi; yalan söylüyor, ona cehennemden bir yer hazırlayınız. Cehennem elbiselerinden bir elbise giydirin. Ve ona Cehenneme (açılan kapılardan) bir kapı açınız diye seslenir. O sırada (cehennemin) sıcağı yakıcı havası kendisine gelmeye başlar. Kabri kendisine (öyle bir) daraltılır (ki) kaburga kemikleri birbirine girer."
Cerir'in rivayetinde (şu) ilave vardır: "Sonra ona yanında demirden bir tokmak olan kör ve dilsiz (bir zebani) musallat edilir. Eğer o (tokmak) dağa vurulsa (dağ) toz haline gelir. (Zebanı) o tokmağı o kafire öyle bir vurur ki, o vuruşu (n sesini) insanla cinden başka şark ve garb arası (nda bulunan tüm varlıklar) işitir. (O kafir de yediği bu darbe ile) toz haline gelir, sonra (azabın devam etmesi için o kafirin) ruh(u tekrar) kendisine iade edilir."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Sünne 27, /1084
Senetler:
1. Ebu Umare Bera b. Azib el-Ensarî (Bera b. Azib b. Haris b.Adî b. Cüşem)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Minhal b. Amr el-Esedî (Minhal b. Amr)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu Muaviye Muhammed b. Hâzim el-A'mâ ed-Darîr (Muhammed b. Hazim)
6. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Dua, duanın kader ile ilişkisi
Kabir, soruları ve suali
KTB, KADER
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23811, T001986
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو كُرَيْبٍ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ عَنْ سُفْيَانَ عَنْ أَبِى الْيَقْظَانِ عَنْ زَاذَانَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « ثَلاَثَةٌ عَلَى كُثْبَانِ الْمِسْكِ أُرَاهُ قَالَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَبْدٌ أَدَّى حَقَّ اللَّهِ وَحَقَّ مَوَالِيهِ وَرَجُلٌ أَمَّ قَوْمًا وَهُمْ بِهِ رَاضُونَ وَرَجُلٌ يُنَادِى بِالصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ فِى كُلِّ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ » . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ لاَ نَعْرِفُهُ مِنْ حَدِيثِ سُفْيَانَ الثَّوْرِىِّ عَنْ أَبِى الْيَقْظَانِ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ وَكِيعٍ وَأَبُو الْيَقْظَانِ اسْمُهُ عُثْمَانُ بْنُ قَيْسٍ وَيُقَالُ ابْنُ عُمَيْرٍ وَهُوَ أَشْهَرُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Küreyb, ona Veki', ona Süfyan, ona Ebu Yekzân, ona Zâzân, ona da (Abdullah) b. Ömer şöyle demiştir:
Hz. Peygamber (sav) şöyle demiştir: "Üç kişi misk yığınının (tepesinin) üzerindedir." Ravi dedi ki: Sanıyorum ki bunun "kıyamet gününde" olduğunu söylemişti. "Bu üç kişi şunlardır:
1- Allah'ın ve efendilerinin haklarını yerine getiren köle,
2- Cemaatin kendisinden razı olduğu imam,
3- Her gün ve gecede insanları namaza çağıran müezzin."
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu hasen garip bir hadistir. Bu hadisin sadece Süfyan es-Sevrî'nin Ebu Yekzân'dan ve Veki'den almış olduğu rivayeti biliyoruz. Ebu Yekzân'ın ismi Osman b. Kays'tır. Kendisine İbn Umeyr de denilir ki meşhur olanı da budur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Birr ve's-sıla 54, 4/355
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Osman b. Umeyr el-Beceli (Osman b. Umeyr b. Kays)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Küreyb Muhammed b. Alâ el-Hemdânî (Muhammed b. Alâ b. Kureyb)
Konular:
Ezan, mesajı
Ezan, Müezzinlik, müezzinliğin fazileti
İmamet, Namaz, imamette ehliyet
Köle, kölenin mükafatı
KTB, EZAN
Müslüman, Hakka riayet etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
171185, MK010528
Hadis:
حَدَّثَنَا هَاشِمُ بن مَرْثَدٍ الطَّبَرَانِيُّ، حَدَّثَنَا أَبُو صَالِحٍ الْفَرَّاءُ، حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ الْفَزَارِيُّ، عَنِ الأَعْمَشِ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن السَّائِبِ، عَنْ زَاذَانَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن مَسْعُودٍ رَضِيَ اللَّهُ تَعَالَى عَنْهُ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ فِي الأَرْضِ مَلائِكَةً سَيَّاحِينَ يُبَلِّغُونَ عَنْ أُمَّتِي السَّلامَ.
Tercemesi:
Bize Hişâm b. Mersed et-Taberânî, ona Ebû Sâlih el-Ferrâ, ona Ebû İshâk el-Fezârî, ona A‘meş, ona Abdullah b. es-Sâib, ona Zâzân, ona da Abdullah b. Mes‘ûd (r.a.) Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’ın (a.c.) yeryüzünde sürekli dolaşan melekleri vardır, onlar (bana) ümmetimden selam ulaştırırlar”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cemu'l Kebir, Abdullah b. Mesud el-Hüzeli 10528, 8/2637
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Abdullah b. Saib el-Kindî (Abdullah b. Saib)
4. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
5. Ebu İshak İbrahim b. Muhammed el-Fezârî (İbrahim b. Muhammed b. Hâris b. Esma b. Harice)
6. Mahbub b. Musa el-Antâkî (Mahbub b. Musa)
7. Haşim b. Mersed et-Taberani (Haşim b. Mersed b. Süleyman b. Abdussamed)
Konular:
KTB, SELAM
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Selam, Hz. Peygamber'e selam göndermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
171186, MK010529
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بن إِبْرَاهِيمَ الدَّبَرِيُّ، وَإِبْرَاهِيمُ بن مُحَمَّدِ بن بَرَّةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ، عَنِ الثَّوْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن السَّائِبِ، عَنْ زَاذَانَ، عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مَلائِكَةً سَيَّاحِينَ فِي الأَرْضِ يُبَلِّغُونِي عَنْ أُمَّتِي السَّلامَ.
Tercemesi:
Bize İshâk b İbrâhîm ed-Deberî ve İbrâhîm b. Muhammed b. Berre, ona Abdürrezzâk, ona Sevrî, ona Abdullah b. es-Sâib, ona Zâzân, ona da Abdullah b. Mes‘ûd, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’ın (a.c) yeryüzünde sürekli dolaşan melekleri vardır, onlar bana ümmetimden selam ulaştırırlar”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cemu'l Kebir, Abdullah b. Mesud el-Hüzeli 10529, 8/2637
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Abdullah b. Saib el-Kindî (Abdullah b. Saib)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. İbrahim b. Berre es-San'ani (İbrahim b. Muhammed b. Berre)
Konular:
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, SELAM
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Selam, Hz. Peygamber'e selam göndermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
235820, EYM005213
Hadis:
5213 - وَعَنْ وَكِيعٍ، عَنْ سُفْيَانَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ السَّائِبِ، عَنْ زَاذَانَ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: «إِنَّ لِلَّهِ مَلَائِكَةً سَيَّاحِينَ فِي الْأَرْضِ يُبَلِّغُونِي عَنْ أُمَّتِي السَّلَامَ»
Tercemesi:
Bize Vekî‘, ona Süfyân, ona Abdullah b. es-Sâib, ona da Zâzân, Abdullah (r.a.)’tan Rasûlullah (s.a.v.)’ın şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’ın yeryüzünde sürekli dolaşan melekleri vardır, onlar bana ümmetimden selam ulaştırırlar”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Ya'lâ el-Mevsılî, Müsned-i Ebû Ya'la, Abdullah b. Mes'ud 5213, 9/137
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Abdullah b. Saib el-Kindî (Abdullah b. Saib)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
KTB, SELAM
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Selam, Hz. Peygamber'e selam göndermek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271467, MK010529-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْحَاقُ بن إِبْرَاهِيمَ الدَّبَرِيُّ، وَإِبْرَاهِيمُ بن مُحَمَّدِ بن بَرَّةَ، عَنْ عَبْدِ الرَّزَّاقِ، عَنِ الثَّوْرِيِّ، عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بن السَّائِبِ، عَنْ زَاذَانَ، عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:إِنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ مَلائِكَةً سَيَّاحِينَ فِي الأَرْضِ يُبَلِّغُونِي عَنْ أُمَّتِي السَّلامَ.
Tercemesi:
Bize İshâk b İbrâhîm ed-Deberî ve İbrâhîm b. Muhammed b. Berre, ona Abdürrezzâk, ona Sevrî, ona Abdullah b. es-Sâib, ona Zâzân, ona da Abdullah b. Mes‘ûd, Peygamber (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu rivayet etti:
“Allah’ın (a.c) yeryüzünde sürekli dolaşan melekleri vardır, onlar bana ümmetimden selam ulaştırırlar”.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Taberânî, Mu'cemu'l Kebir, Abdullah b. Mesud el-Hüzeli 10529, 8/2637
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Ömer Zazan el-Kindi (Zâzân)
3. Abdullah b. Saib el-Kindî (Abdullah b. Saib)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. İshak b. İbrahim ed-Deberî (İshak b. İbrahim b. Abbad)
Konular:
İman, Melekler, Melek-insan ilişkisi
KTB, İMAN
KTB, SELAM
Salavat, Dua, Hz. Peygamber'e
Selam, Hz. Peygamber'e selam göndermek