23 Kayıt Bulundu.
Bize Said b. Amr el-Eş'asî, ona Abser, ona Mutarrif, ona Âmir, ona Şurayh b. Hâni' ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Ravi (Şurayh b. Hâni') dedi ki: Hz. Âişe'nin (r. anhâ) yanına vardım ve şöyle dedim: Ey mü'minlerin annesi! Ebu Hureyre'yi, Rasulullah'tan (sav) bir hadis naklederken duydum. Eğer gerçekten öyleyse helak olduk demektir. Hz. Âişe (r. anhâ) da şöyle karşılık verdi: Şüphesiz helak olan, Allah Rasulü'nün (sav) sözünde helak olacağı bildirilen kimsedir. Neymiş o hadis?. (Ben de şöyle dedim:) Ebu Hureyre dedi Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğu söyledi: "Kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Oysa hiç birimiz kesinlikle ölümü arzu etmeyiz. Bunun üzerine Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle dedi: Muhakkak ki Rasulullah (sav) bu sözü söylemiştir. Ancak bu hadis, senin düşündüğün gibi değildir. Fakat göz bir noktaya çakılıp kaldığı, göğüs hırladığı, cilt diken diken olduğu, parmaklar kasıldığı vakit; işte o vakitte her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Kim Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez.
Bana Züheyr b. Harb, ona Cerir; (T) Bize Said b. Amr el-Eşasî, ona Abser; (T) Bize Yahya b. Habib el-Hârisi ona Halid b. Haris, ona Şube rivayet etti. Bu ravilerin hepsi bu isnadla bu hadisi benzer bir ifade ile rivayet ettiler. "Şube'nin Süleyman'dan rivayetinde Zekvan'dan dinledim ibaresi vardır."
Bize Said b. Amr el-Eş'asî ve Ahmed b. Hanbel ve Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, -Hadisin lafzı, Ahmed'e aittir- el-Eş'asî 'Ahberana' diğerleri 'Haddesenâ' ifadesini kullandılar- onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Ebü'z-Zinâd, ona A'rec, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Allah katında en zelil isim, adı melikü'l-emlâk olan adamın ismidir." İbni Ebu Şeybe'nin rivayetinde 'Allah'tan (cc) başka Mâlik yoktur' cümlesi ziyadedir. Eş'asî şöyle demiştir: 'Süfyân, melikü’l-emlâk kullanımının Şâhân Şah gibi olduğunu söyledi.' Ahmed b. Hanbel şöyle demiştir: 'Ebû Amr'a 'أَخْنَعَ' kelimesinin anlamını sordum. Bana 'en aşağılık' anlamına geldiğini söyledi.
Bize Said b. Amr el-Eş'arî, ona Abser, ona Mutarrif, ona Âmir, ona Şurayh b. Hâni' ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Ravi (Şurayh b. Hâni') dedi ki: Hz. Âişe'nin (r. anhâ) yanına vardım ve şöyle dedim: Ey mü'minlerin annesi! Ebu Hureyre'yi, Rasulullah'tan (sav) bir hadis naklederken duydum. Eğer gerçekten öyleyse helak olduk demektir. Buna karşılık olarak Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle dedi: Şüphesiz helak olan, Allah Rasulü'nün (sav) sözünde helak olacağı bildirilen kimsedir. Neymiş o hadis?. (Ben de:) Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu söyledi: "Her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez." Oysa hiç birimiz kesinlikle ölümü arzu etmeyiz. Bunun üzerine Hz. Âişe (r. anhâ) şöyle dedi: Muhakkak ki Rasulullah (sav) bu sözü söylemiştir. Ancak bu hadis, senin düşündüğün gibi değildir. Fakat göz bir noktaya çakılıp kaldığı, göğüs hırladığı, cilt diken diken olduğu, parmaklar kasıldığı vakit; işte o vakitte her kim Allah'a kavuşmayı arzu ederse, Allah da ona kavuşmayı arzu eder. Her kim de Allah'a kavuşmayı arzu etmezse, Allah da ona kavuşmayı arzu etmez.