Giriş

Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Abbâd, onlar Hâtim -b. İsmail-, ona Ca'd b. Abdurrahman, ona Sâib b. Yezid şöyle rivayet etmiştir: "Teyzem beni Rasûlüllah'a (sav) götürüp 'Ey Allah'ın Rasûlü! Kız kardeşimin (şu) oğlunun çok ağrısı (rahatsızlığı) var.' dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, başımı sıvazladı ve benim için bereket diledi (bana hayır duada bulundu). Sonra abdest aldı. Ben de onun abdest suyundan (geri kalanını) içtim. Sonra arkasında durdum ve omuzlarının arasındaki çadır düğmesi (veya keklik yumurtası) gibi mührüne baktım."


    Öneri Formu
7037 M006087 Müslim, Fadâil, 111

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve İbn Ebu Ömer, onlara Süfyân b. Uyeyne, ona Zührî (T) Bize Muhammed b. Abbâd, ona Süfyân, -bu rivayeti besmele gibi ezbere bilirim demiştir-, ona Zührî, ona Âmir b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkâs) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir Müslümanın Müslümanlara karşı en büyük kötülüğü, bir meseleyi sorması sebebiyle o meselenin insanlara haram kılınmasıdır."


    Öneri Formu
278817 M006117-3 Müslim, Fadâil, 133


Açıklama: Hadis oldukça zayıftır. İsnad, ferd-i mutlaktır (garip). İsnadda ismi verilmeyen kişiler başka rivayetlerden istifadeyle şöyledir: Ebu'l-Anbes - Ebu'l-Adebbes - Ebu Merzuk - Ebu Galib. Bu isnaddaki isimlerin belirsizliği bir zaafiyettir. Diğer rivayetlerden tespit edilen isimlerden bir kısmı hadis alanında zayıf sayılmışlardır. İsnadda yer alan ve ismi bilinmeyen Ebu Merzuk hakkında (bir başka isnadda hocası konumundaki Ebu Galib ile birlikte) "Güvenilir ravilerin hadislerine aykırı hadis naklederken sika ravilerce desteklenmeyip ferd kaldıkları için hadisleri delil olmaz" (İbn Hibban, Mecruhin, III, 159), "Zayıftır (leyyin" ve "İsmi bilinmemektedir" (İbn Hacer, Takribü't-Tehzib, s. 672) denilmiştir. Ravilerden Ebü'l-Adebbes'in adı Tübey' b. Süleyman'dır. (İbn Ebi Hatim, el-Cerh ve't-ta'dil, II, 447). "Tanınmayan bir ravi" olarak nitelenmiştir (Zehebi, el-Muğni fi'd-duafa, s. 118). Ebu'l-Adebbes Meni b. Süleyman el-Esedi olduğu da söylenmiştir (İbn Hibban, Sikat, VI, 177). Kaynaklarda ilk görüş daha fazla yer almaktadır.

    Öneri Formu
71176 HM022535 Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXXVI, 518.


    Öneri Formu
162 M007515 Müslim, Zühd ve Rekâik, 74


    Öneri Formu
163 M007516 Müslim, Zühd ve Rekâik, 74


    Öneri Formu
165 M007518 Müslim, Zühd ve Rekâik, 74


    Öneri Formu
137385 BS000668 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, I, 203

Bize Muhammed b. Abbâd (el-Mekkî), ona Hatim b. İsmail (el-Harisî), ona Bükeyr b. Mismar (el-Kuraşî), ona da Amir b. Sa'd (el-Kuraşî), babasının (Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî) şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Peygamber (sav) Uhud gazvesinde benim için (babam anam sana feda olsun diyerek) annesi ile babasını bir arada zikretmiştir. Sa'd (olayın devamını) şöyle anlatmıştır: Müşriklerden bir adam Müslümanları kırıp geçiriyordu. Bunun üzerine Peygamber (sav) bana "Haydi at şuna! Babam-anam sana feda olsun!" buyurdu. Sa'd şöyle devam etti: Ben de müşrike ucunda temreni bulunmayan bir ok attım ve onu yan tarafından vurdum. Adam hemen yere düştü ve avret yeri açıldı. Bunun üzerine Resulullah (sav) öyle güldü ki azı dişlerini gördüm.


    Öneri Formu
7349 M006237 Müslim, Fadâilu's Sahabe, 42


Açıklama: Sahih hadistir. Ancak "و إنه تنقطع يوم القيامة الأنساب ...نسبي و سببي" kısmı bunun haricindedir. Bu kısım şevahid rivayetleriyle hasendir.

    Öneri Formu
66849 HM019138 İbn Hanbel, IV, 332


    Öneri Formu
1480 M004286 Müslim, Eyman, 23