Açıklama: İbn Hacer'in ifadesine göre el-İsmâilî, Müstahrec'inde, Ali'nin Sehl'in cenazesinde altı tekbir getirmiştir (Fethu'l-Bârî, I, 304).
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31152, B004004
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ أَخْبَرَنَا ابْنُ عُيَيْنَةَ قَالَ أَنْفَذَهُ لَنَا ابْنُ الأَصْبَهَانِىِّ سَمِعَهُ مِنِ ابْنِ مَعْقِلٍ أَنَّ عَلِيًّا - رضى الله عنه - كَبَّرَ عَلَى سَهْلِ بْنِ حُنَيْفٍ فَقَالَ إِنَّهُ شَهِدَ بَدْرًا .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abbâd, ona İbn Uyeyne, ona da İbn Esbehânî, hadisi baştan sona zikredip İbn Ma'kil'den şöyle nakilde bulunmuştur:
Ali (ra), Sehl b. Huneyf'in (cenazesinde) tekbir getirip ''o, Bedir'de hazır bulunmuştur'' dedi.
Açıklama:
İbn Hacer'in ifadesine göre el-İsmâilî, Müstahrec'inde, Ali'nin Sehl'in cenazesinde altı tekbir getirmiştir (Fethu'l-Bârî, I, 304).
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 12, 2/51
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Velid Abdullah b. Ma'kıl el-Müzenî (Abdullah b. Ma'kıl b. Mukarrin)
3. Abdurrahman b. el-Esbehani el-Cüheni (Abdurrahman b. Abdullah b. el-Esbehani)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Cenaze namazı, tekbirleri
Sahabe, Bedir ehli, fazilet ve diğer yönleriyle
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279231, M000134-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالاَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ عَنْ يَزِيدَ - وَهُوَ ابْنُ كَيْسَانَ - عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِعَمِّهِ عِنْدَ الْمَوْتِ « قُلْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللَّهُ أَشْهَدُ لَكَ بِهَا يَوْمَ الْقِيَامَةِ » . فَأَبَى فَأَنْزَلَ اللَّهُ ( إِنَّكَ لاَ تَهْدِى مَنْ أَحْبَبْتَ ) الآيَةَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abbâd ile İbn Ebî Ömer, onlara Mervan, ona Yezîd b. Keysân, ona Ebû Hâzim, ona da Ebû Hureyre şöyle rivâyet etti:
“Amcası ölüm döşeğinde iken Rasûlüllah (sav.) gelip kendisine; ‘Ailah'tan başka ilâh yoktur diye söyle de bu vesile ile kıyâmet günü ben senin için şahitlik yapayım” dedi. Fakat o buna yanaşmadı. Bunun üzerine Allah, “Kuşkusuz sen istediğini hidayete erdiremezsin. Ama Allah dilediğini hidayete erdirir ve hidayete erecek olanları en iyi O bilir” (el-Kasas, 28/56) meâlindeki âyeti indirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 134, /41
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Yezid b. Keysan el-Yeşküri (Yezid b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
İman
KTB, İMAN
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Talib
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279801, M006518-2
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ جَمِيلِ بْنِ طَرِيفِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الثَّقَفِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ - وَهُوَ ابْنُ إِسْمَاعِيلَ - عَنْ مُعَاوِيَةَ - وَهُوَ ابْنُ أَبِى مُزَرِّدٍ مَوْلَى بَنِى هَاشِمٍ - حَدَّثَنِى عَمِّى أَبُو الْحُبَابِ سَعِيدُ بْنُ يَسَارٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ اللَّهَ خَلَقَ الْخَلْقَ حَتَّى إِذَا فَرَغَ مِنْهُمْ قَامَتِ الرَّحِمُ فَقَالَتْ هَذَا مَقَامُ الْعَائِذِ مِنَ الْقَطِيعَةِ . قَالَ نَعَمْ أَمَا تَرْضَيْنَ أَنْ أَصِلَ مَنْ وَصَلَكِ وَأَقْطَعَ مَنْ قَطَعَكِ قَالَتْ بَلَى . قَالَ فَذَاكَ لَكِ » . ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمْ ( فَهَلْ عَسَيْتُمْ إِنْ تَوَلَّيْتُمْ أَنْ تُفْسِدُوا فِى الأَرْضِ وَتُقَطِّعُوا أَرْحَامَكُمْ * أُولَئِكَ الَّذِينَ لَعَنَهُمُ اللَّهُ فَأَصَمَّهُمْ وَأَعْمَى أَبْصَارَهُمْ * أَفَلاَ يَتَدَبَّرُونَ الْقُرْآنَ أَمْ عَلَى قُلُوبٍ أَقْفَالُهَا ) » .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarîf b. Abdullah es-Sekafî ve Muhammed b. Abbad, onlara Hatim -ki o İbn İsmail'dir-, ona Muaviye -İbn Ebu Müzerrid Mevla Beni Haşim-, ona amcası Ebu Hubab Said b. Yesar, ona Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Şüphesiz Allah mahlukatı yarattıktan sonra rahm kalkıp 'Bu, sıla-i rahmi kesmekten sana sığınanın makamıdır.' dedi. Bunun üzerine Allah, 'Evet. Senden yüz çevirenden yüz çevirmemi, sana sarılana da benim sarılmamı ister misin' dedi. Rahm de 'Evet' dedi. Allah da 'İstediğin sana verilmiştir.' dedi. Daha sonra Hz. Peygamber, 'Dilerseniz 'Demek siz iş başına gelecek olursanız yeryüzünde bozgunculuk çıkaracaksınız ve akrabalık bağlarınızı koparacaksınız öyle mi?' ayetini okuyun.' dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6518, /1061
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hubab Said b. Yesar (Said b. Yesar)
3. Muaviye b. Ebu Müzerrid el-Medeni (Muaviye b. Abdurrahman b. Yesar)
4. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
5. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Akraba, akrabasıyla ilişkisini kesenle Allah ilişkisini keser
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37644, HM001213
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْد اللَّهِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ يَعْنِي الصَّنْعَانِيَّ عَنْ مَعْمَرٍ عَنْ أَبِي إِسْحَاقَ عَنْ عَاصِمِ بْنِ ضَمْرَةَ عَنْ عَلِيٍّ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ
عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ مَنْ سَرَّهُ أَنْ يُمَدَّ لَهُ فِي عُمْرِهِ وَيُوَسَّعَ لَهُ فِي رِزْقِهِ وَيُدْفَعَ عَنْهُ مِيتَةُ السُّوءِ فَلْيَتَّقِ اللَّهَ وَلْيَصِلْ رَحِمَهُ
Tercemesi:
Abdullah bize anlattı. Rivayet zinciri şöyle uzuyor: Muhammed b. Abbâd-Abdullah b. Muâz (San'ânî)-Ma'mer-Ebû İshâk-Âsımb. Damre-Ali.
Efendimiz buyurdular ki: Uzun ömür ve bol rızık isteyen ve kötü ölümden kaçan Allahtan korkup (emirlerini yerine getirsin) ve akrabalık ilişkilerine önem versin"
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Ali b. Ebu Talib 1213, 1/400
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Asım b. Damre es-Selülî (Asım b. Damre)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Abdullah b. Muaz es-San'ânî (Abdullah b. Muaz)
6. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Kulluk, Allah korkusu ve ondan dolayı ağlamak
ثنا القاضي أبو طاهر محمد بن أحمد بن نصر نا محمد بن عبدوس بن كامل نا محمد بن عباد نا أبو سعيد مولى بني هاشم نا حماد بن سلمة : بهذا الإسناد نحوه علي بن زيد ضعيف وأبو رافع لم يثبت سماعه من بن مسعود وليس هذا الحديث في مصنفات حماد بن سلمة وقد رواه أيضا عبد العزيز بن أبي رزمة وليس هو بقوي
Öneri Formu
Hadis Id, No:
183203, DK000248
Hadis:
ثنا القاضي أبو طاهر محمد بن أحمد بن نصر نا محمد بن عبدوس بن كامل نا محمد بن عباد نا أبو سعيد مولى بني هاشم نا حماد بن سلمة : بهذا الإسناد نحوه علي بن زيد ضعيف وأبو رافع لم يثبت سماعه من بن مسعود وليس هذا الحديث في مصنفات حماد بن سلمة وقد رواه أيضا عبد العزيز بن أبي رزمة وليس هو بقوي
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, taharet 248, 1/130
Senetler:
0. Maktu' (Maktu')
1. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
2. Ebu Said Cerdeka el-Basrî (Abdurrahman b. Abdullah b. Ubeyd)
3. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
4. Muhammed b. Abdülcebbar el-Ensari (Muhammed b. Abdülcebbar)
5. Ebu Tahir Muhammed b. Ahmed ez-Züheli (Muhammed b. Ahmed b. Abdullah)
Konular:
Abdest, nebiz ile
KTB, ABDEST
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ قَالَ كَانَ مُعَاذٌ يُصَلِّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ يَأْتِى فَيَؤُمُّ قَوْمَهُ فَصَلَّى لَيْلَةً مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى قَوْمَهُ فَأَمَّهُمْ فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ فَانْحَرَفَ رَجُلٌ فَسَلَّمَ ثُمَّ صَلَّى وَحْدَهُ وَانْصَرَفَ فَقَالُوا لَهُ أَنَافَقْتَ يَا فُلاَنُ قَالَ لاَ وَاللَّهِ وَلآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلأُخْبِرَنَّهُ. فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَصْحَابُ نَوَاضِحَ نَعْمَلُ بِالنَّهَارِ وَإِنَّ مُعَاذًا صَلَّى مَعَكَ الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ. فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى مُعَاذٍ فَقَالَ
"يَا مُعَاذُ أَفَتَّانٌ أَنْتَ اقْرَأْ بِكَذَا وَاقْرَأْ بِكَذَا."
قَالَ سُفْيَانُ فَقُلْتُ لِعَمْرٍو إِنَّ أَبَا الزُّبَيْرِ حَدَّثَنَا عَنْ جَابِرٍ أَنَّهُ قَالَ
"اقْرَأْ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا. وَالضُّحَى. وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى. وَسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى."
[فَقَالَ عَمْرٌو نَحْوَ هَذَا.]
Öneri Formu
Hadis Id, No:
3832, M001040
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ قَالَ كَانَ مُعَاذٌ يُصَلِّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ يَأْتِى فَيَؤُمُّ قَوْمَهُ فَصَلَّى لَيْلَةً مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى قَوْمَهُ فَأَمَّهُمْ فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ فَانْحَرَفَ رَجُلٌ فَسَلَّمَ ثُمَّ صَلَّى وَحْدَهُ وَانْصَرَفَ فَقَالُوا لَهُ أَنَافَقْتَ يَا فُلاَنُ قَالَ لاَ وَاللَّهِ وَلآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلأُخْبِرَنَّهُ. فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَصْحَابُ نَوَاضِحَ نَعْمَلُ بِالنَّهَارِ وَإِنَّ مُعَاذًا صَلَّى مَعَكَ الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ. فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى مُعَاذٍ فَقَالَ
"يَا مُعَاذُ أَفَتَّانٌ أَنْتَ اقْرَأْ بِكَذَا وَاقْرَأْ بِكَذَا."
قَالَ سُفْيَانُ فَقُلْتُ لِعَمْرٍو إِنَّ أَبَا الزُّبَيْرِ حَدَّثَنَا عَنْ جَابِرٍ أَنَّهُ قَالَ
"اقْرَأْ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا. وَالضُّحَى. وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى. وَسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى."
[فَقَالَ عَمْرٌو نَحْوَ هَذَا.]
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abbad, ona Süfyan b. Amr, ona Cabir'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Muaz, Nebi (sav) ile namaz kıldıktan sonra gidip kavmine imamlık yapıyordu. Bir gece Nebi (sav) ile yatsı namazını kıldıktan sonra kavminin yanına gitti ve onlara imam oldu. Bakara suresini okumaya başladı. Bir adam bir kenara çekilerek selam verdi, sonra bir başına namazını kılıp gitti. Ona; ey filan kişi münafık mı oldun? dediler. O; Allah'a yemin olsun hayır, öyle değil. Mutlaka Rasulullah'a (sav) gidip ona (durumu) haber vereceğim diyerek Rasulullah'a (sav) gidip şunları söyledi: Ey Allah'ın Rasulü! Biz develeri sulayan kimseleriz. Gündüzün çalışırız. Muaz ise seninle yatsı namazını kıldıktan sonra (bize) geldi ve Fatiha suresinden okumaya başladı, dedi. Bu sefer Rasulullah (sav) Muaz'a dönerek şöyle dedi:
"Ey Muaz sen fitneye düşüren birisi mi olacaksın? Şu sureyi, şu sureyi oku" buyurdu.
Süfyan dedi ki: Ben Amr'a dedim ki: Ebu Zübeyr'in rivayetine göre, Cabir şöyle demiştir: "Sen, Ant olsun güneşe ve aydınlığına" (Şems 91/1) (diye başlayan Şems) suresini; "Andolsun örtüp bürüdüğü zaman geceye" (Leyl 92/1) (diye başlayan Leyl) suresini; "O en yüce Rabbinin ismini tesbih et" (Â’la 87/1) (diye başlayan Â’lâ) suresini oku diye buyurdu.
[Amr da buna yakın sözler söyledi.]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1040, /191
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kısaltmak/uzatmamak, Çocuk/kadın/yaşlı/yorgunluktan dolayı
Namaz, namazı kolaylaştırmak, namazı hafifletmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
2767, M004668
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ وَمُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ - وَاللَّفْظُ لاِبْنِ عَبَّادٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا حَاتِمٌ - وَهُوَ ابْنُ إِسْمَاعِيلَ - عَنْ يَزِيدَ بْنِ أَبِى عُبَيْدٍ مَوْلَى سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ الأَكْوَعِ قَالَ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى خَيْبَرَ فَتَسَيَّرْنَا لَيْلاً فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ لِعَامِرِ بْنِ الأَكْوَعِ أَلاَ تُسْمِعُنَا مِنْ هُنَيْهَاتِكَ وَكَانَ عَامِرٌ رَجُلاً شَاعِرًا فَنَزَلَ يَحْدُو بِالْقَوْمِ يَقُولُ اللَّهُمَّ لَوْلاَ أَنْتَ مَا اهْتَدَيْنَا وَلاَ تَصَدَّقْنَا وَلاَ صَلَّيْنَا فَاغْفِرْ فِدَاءً لَكَ مَا اقْتَفَيْنَا وَثَبِّتِ الأَقْدَامَ إِنْ لاَقَيْنَا وَأَلْقِيَنْ سَكِينَةً عَلَيْنَا إِنَّا إِذَا صِيحَ بِنَا أَتَيْنَا وَبِالصِّيَاحِ عَوَّلُوا عَلَيْنَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ هَذَا السَّائِقُ » . قَالُوا عَامِرٌ . قَالَ « يَرْحَمُهُ اللَّهُ » . فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ وَجَبَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ لَوْلاَ أَمْتَعْتَنَا بِهِ . قَالَ فَأَتَيْنَا خَيْبَرَ فَحَصَرْنَاهُمْ حَتَّى أَصَابَتْنَا مَخْمَصَةٌ شَدِيدَةٌ ثُمَّ قَالَ « إِنَّ اللَّهَ فَتَحَهَا عَلَيْكُمْ » . قَالَ فَلَمَّا أَمْسَى النَّاسُ مَسَاءَ الْيَوْمِ الَّذِى فُتِحَتْ عَلَيْهِمْ أَوْقَدُوا نِيرَانًا كَثِيرَةً فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا هَذِهِ النِّيرَانُ عَلَى أَىِّ شَىْءٍ تُوقِدُونَ » . فَقَالُوا عَلَى لَحْمٍ . قَالَ « أَىُّ لَحْمٍ » . قَالُوا لَحْمُ حُمُرِ الإِنْسِيَّةِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « أَهْرِيقُوهَا وَاكْسِرُوهَا » . فَقَالَ رَجُلٌ أَوْ يُهَرِيقُوهَا وَيَغْسِلُوهَا فَقَالَ « أَوْ ذَاكَ » . قَالَ فَلَمَّا تَصَافَّ الْقَوْمُ كَانَ سَيْفُ عَامِرٍ فِيهِ قِصَرٌ فَتَنَاوَلَ بِهِ سَاقَ يَهُودِىٍّ لِيَضْرِبَهُ وَيَرْجِعُ ذُبَابُ سَيْفِهِ فَأَصَابَ رُكْبَةَ عَامِرٍ فَمَاتَ مِنْهُ قَالَ فَلَمَّا قَفَلُوا قَالَ سَلَمَةُ وَهُوَ آخِذٌ بِيَدِى قَالَ فَلَمَّا رَآنِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم سَاكِتًا قَالَ « مَا لَكَ » . قُلْتُ لَهُ فِدَاكَ أَبِى وَأُمِّى زَعَمُوا أَنَّ عَامِرًا حَبِطَ عَمَلُهُ قَالَ « مَنْ قَالَهُ » . قُلْتُ فُلاَنٌ وَفُلاَنٌ وَأُسَيْدُ بْنُ حُضَيْرٍ الأَنْصَارِىُّ فَقَالَ « كَذَبَ مَنْ قَالَهُ إِنَّ لَهُ لأَجْرَيْنِ » . وَجَمَعَ بَيْنَ إِصْبَعَيْهِ « إِنَّهُ لَجَاهِدٌ مُجَاهِدٌ قَلَّ عَرَبِىٌّ مَشَى بِهَا مِثْلَهُ » . وَخَالَفَ قُتَيْبَةُ مُحَمَّدًا فِى الْحَدِيثِ فِى حَرْفَيْنِ وَفِى رِوَايَةِ ابْنِ عَبَّادٍ وَأَلْقِ سَكِينَةً عَلَيْنَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Abbâd, -lafız, İbn Abbâd'a aittir- onlara Hâtim b. İsmail, ona Yezid b. Ebu Ubeyd mevlâ Seleme b. Ekva', ona da Seleme b. Ekva' şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber Hayber'e (gazâya) çıktık da (yola) geceleyin koyulduk. Topluluk içinden biri Âmir b. Ekva'ya "Şiirlerinden bize okumaz mısın?" dedi. Âmir, şair biriydi. O da indi ve topluluğu hareketlendirmeye başladı. "Allah'ım! Sen olmasaydın ne hidayet bulur, ne infak eder ne de namaz kılardık! Canlar sana feda olsun! Hatalarımızı bağışla! (Düşmanla) karşılaşırsak ayakları(mızı) sabit kıl, üzerimize huzuru (sekinet) indir. Biz (savaşa) çağrıldığımızda (koşar) geliriz. Onlarsa bağıra çağıra üzerimize geldiler!" diyordu. Rasulullah (sav), "Topluluğu önüne katan da kim?" buyurdu. "Âmir!" dediler. Nebî (sav), "Allah ona rahmet etsin!" buyurdu. Topluluktan biri de "Yâ Rasulullah! (Şehadet) ona vâcip oldu! Bizi ondan (daha da) faydalandıramaz mıydın!" dedi. Hayber'e gelip onları kuşatmaya aldık. Neticede şiddetli bir vuruşma oldu. Ardından Rasulullah (sav), "Allah, Hayber'in fethini size müyesser kıldı! buyurdu. İnsanlar fethin müyesser olduğu günün akşamına erdiklerinde pek çok ateş yaktılar. Hz. Peygamber (sav), "Bu ateşler de neyin nesi? Ne için yaktınız?" buyurdu. "Et için" dediler. "Hangi et?" buyurdu. "Evcil eşek etleri" dediler. Nebî (sav), "Onları dökün ve (kapları da) kırın!" buyurdu. Bir adam da "Ya da onları döküp (kapları) yıkasınlar!" dedi. Hz. Peygamber (sav), "Bu da olur" buyurdu. Ordu(lar) karşı karşıya geldiğinde Âmir'in kılıcında bir kısalık vardı. Bir yahudiye darbe indirmek adına (kılıcı) salladı ve kılıcının üst tarafı dönüverip Âmir'in dizine isabet etti. Bundan dolayı da can verdi. (Seleme benim elimden tutmuş bir vaziyette sözlerine devam etti: (Müslümanlar Hayber'den) döndüklerinde Rasulullah (sav), beni suskun bir vaziyette gördü de "Neyin var?" buyurdu. Ona, "Anam-babam sana feda olsun! Âmir'in amelinin boşa gittiğini iddia ediyorlar" dedim. "Onu kim dedi?" buyurdu. Ben, "Falanca, falanca ve Üseyd b. Hudayr el-Ensârî" dedim. Rasulullah (sav), "Onu söyleyen yanılmıştır! Ona iki sevap vardır" buyurdu ve iki parmağını birleştirip "O çabalayan bir mücahittir! Onun gibi Arab'ı pek az bulursun!" buyurdu.
Kuteybe, Muhammed'e hadiste; iki kelime hususunda muhalefet etmiştir. İbn Abbâd rivayetinde "Bize huzuru (sekinet) ilkâ et" bilgisi bulunmaktadır.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cihâd ve's-Siyer 4668, /769
Senetler:
1. Ebu İyas Seleme b. Ekva' (Seleme b. Amr b. Sinan b. Abdullah)
2. Ebu Halid Yezid b. Ebu Ubeyd el-Eslemî (Yezid b. Ebu Ubeyd)
3. Ebu İsmail Hatim b. İsmail el-Harisî (Hatim b. İsmail b. Muhammed)
4. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
4. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
EĞLENCE KÜLTÜRÜ
Siyer, Hayber günü
Yiyecekler, Eşek (evcil) etinin yasaklanması
Yiyecekler, eti yenmeyen hayvanlar
وَحَدَّثَنَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مِسْعَرٍ كِلاَهُمَا عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَيْنَمَا رَجُلٌ يَسُوقُ بَقَرَةً لَهُ قَدْ حَمَلَ عَلَيْهَا الْتَفَتَتْ إِلَيْهِ الْبَقَرَةُ فَقَالَتْ إِنِّى لَمْ أُخْلَقْ لِهَذَا وَلَكِنِّى إِنَّمَا خُلِقْتُ لِلْحَرْثِ » . فَقَالَ النَّاسُ سُبْحَانَ اللَّهِ . تَعَجُّبًا وَفَزَعًا . أَبَقَرَةٌ تَكَلَّمُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنِّى أُومِنُ بِهِ وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ » . قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَيْنَا رَاعٍ فِى غَنَمِهِ عَدَا عَلَيْهِ الذِّئْبُ فَأَخَذَ مِنْهَا شَاةً فَطَلَبَهُ الرَّاعِى حَتَّى اسْتَنْقَذَهَا مِنْهُ فَالْتَفَتَ إِلَيْهِ الذِّئْبُ فَقَالَ لَهُ مَنْ لَهَا يَوْمَ السَّبُعِ يَوْمَ لَيْسَ لَهَا رَاعٍ غَيْرِى » . فَقَالَ النَّاسُ سُبْحَانَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنِّى أُومِنُ بِذَلِكَ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ »].
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279211, M006186-3
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ مُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ جَعْفَرٍ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ مِسْعَرٍ كِلاَهُمَا عَنْ سَعْدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم [قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَيْنَمَا رَجُلٌ يَسُوقُ بَقَرَةً لَهُ قَدْ حَمَلَ عَلَيْهَا الْتَفَتَتْ إِلَيْهِ الْبَقَرَةُ فَقَالَتْ إِنِّى لَمْ أُخْلَقْ لِهَذَا وَلَكِنِّى إِنَّمَا خُلِقْتُ لِلْحَرْثِ » . فَقَالَ النَّاسُ سُبْحَانَ اللَّهِ . تَعَجُّبًا وَفَزَعًا . أَبَقَرَةٌ تَكَلَّمُ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنِّى أُومِنُ بِهِ وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ » . قَالَ أَبُو هُرَيْرَةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « بَيْنَا رَاعٍ فِى غَنَمِهِ عَدَا عَلَيْهِ الذِّئْبُ فَأَخَذَ مِنْهَا شَاةً فَطَلَبَهُ الرَّاعِى حَتَّى اسْتَنْقَذَهَا مِنْهُ فَالْتَفَتَ إِلَيْهِ الذِّئْبُ فَقَالَ لَهُ مَنْ لَهَا يَوْمَ السَّبُعِ يَوْمَ لَيْسَ لَهَا رَاعٍ غَيْرِى » . فَقَالَ النَّاسُ سُبْحَانَ اللَّهِ . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَإِنِّى أُومِنُ بِذَلِكَ أَنَا وَأَبُو بَكْرٍ وَعُمَرُ »].
Tercemesi:
Bize bu hadisi Muhammed b. el-Müsennâ ile İbn Beşşâr, onlara Muhammed b. Cafer, ona da Şu'be rivayet etti. (T) Yine bize Muhammed b. Abbâd, ona Süfyân b. Uyeyne, ona Mis'ar, bu ikisine de Sa'd b. İbrahim, ona Ebû Seleme, ona da Ebû Hureyre (ra.), Hz. Peygamber’den (sav.) rivâyet etti: [Rasûlullah (sav.) şöyle buyurdu:
“Bir adam, ineğini sevk ediyordu; ineğe yük de vurmuştu. İnek adama dönüp;
“- Ben bunun için yaratılmadım! Ben ancak çift sürmek için yaratıldım” dedi. Bunun üzerine insanlar korku ve hayretle;
“- Sübhânellâh! İnek konuşur mu?” dediler. Hz. Peygamber de;
“- Ben buna inanıyorum, Ebû Bekir ve Ömer de inanıyorlar!” dedi.
Ebû Hureyre, Rasûlullah’ın (as) şunu da söylediğini ekledi:
“Vaktiyle bir çoban, sürüsünü otlatırken, bir kurt saldırarak koyunlardan birini kapar. Çoban, kurdu kovalar ve koyunu kurtarır. Kurt, çobana döner, dile gelir ve;
“- Benden başka çobanın bulunmayacağı parçalama gününde bu koyunlara kim bakacak?” der. Bunun üzerine insanlar;
“- Sübhânellâh!” diyerek hayretlerini ifâde ettiler. O zaman Rasûlullah (as.) şöyle dedi:
“- Ben buna inanıyorum, Ebû Bekir ve Ömer de inanıyorlar!”]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Fedâilü's-sahâbe 6186, /1000
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu İshak Sa'd b. İbrahim el-Kuraşi (Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
4. Ebu Seleme Misar b. Kidam el-Âmirî (Misar b. Kidam b. Zuheyr b. Ubeyde b. Haris)
5. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
6. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
İman
KTB, İMAN
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279738, M006613-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ وَابْنُ أَبِى عُمَرَ قَالاَ حَدَّثَنَا مَرْوَانُ - يَعْنِيَانِ الْفَزَارِىَّ - عَنْ يَزِيدَ - وَهُوَ ابْنُ كَيْسَانَ - عَنْ أَبِى حَازِمٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ادْعُ عَلَى الْمُشْرِكِينَ قَالَ « إِنِّى لَمْ أُبْعَثْ لَعَّانًا وَإِنَّمَا بُعِثْتُ رَحْمَةً » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abbad ve İbn Ebu Ömer, onlara Mervan -yani el-Fezârî-, ona Yezid -yani İbn Keysan-, ona Ebu Hazim, ona Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber'e 'Ya Resulullah! Müşriklere beddua et.' denildi. Bunun üzerine Hz. Peygamber 'Ben lanet etmek için gönderilmedim. Bilakis ancak rahmet olarak gönderildim.' dedi."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6613, /1074
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hazim Selman Mevla Azze (Selman)
3. Yezid b. Keysan el-Yeşküri (Yezid b. Keysan)
4. Ebu Abdullah Mervan b. Muaviye el-Fezârî (Mervan b. Muaviye b. Haris b. Esma b. Harice)
5. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
HZ. PEYGAMBER'İN DUALARI
KTB, ADAB
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ قَالَ كَانَ مُعَاذٌ يُصَلِّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ يَأْتِى فَيَؤُمُّ قَوْمَهُ فَصَلَّى لَيْلَةً مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى قَوْمَهُ فَأَمَّهُمْ فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ فَانْحَرَفَ رَجُلٌ فَسَلَّمَ ثُمَّ صَلَّى وَحْدَهُ وَانْصَرَفَ فَقَالُوا لَهُ أَنَافَقْتَ يَا فُلاَنُ قَالَ لاَ وَاللَّهِ وَلآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلأُخْبِرَنَّهُ . فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَصْحَابُ نَوَاضِحَ نَعْمَلُ بِالنَّهَارِ وَإِنَّ مُعَاذًا صَلَّى مَعَكَ الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ . فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى مُعَاذٍ فَقَالَ « يَا مُعَاذُ أَفَتَّانٌ أَنْتَ اقْرَأْ بِكَذَا وَاقْرَأْ بِكَذَا » . قَالَ سُفْيَانُ فَقُلْتُ لِعَمْرٍو إِنَّ أَبَا الزُّبَيْرِ حَدَّثَنَا عَنْ جَابِرٍ أَنَّهُ قَالَ « اقْرَأْ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا . وَالضُّحَى . وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى . وَسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى » . فَقَالَ عَمْرٌو نَحْوَ هَذَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281525, M001040-2
Hadis:
حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبَّادٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ عَمْرٍو عَنْ جَابِرٍ قَالَ كَانَ مُعَاذٌ يُصَلِّى مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم ثُمَّ يَأْتِى فَيَؤُمُّ قَوْمَهُ فَصَلَّى لَيْلَةً مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى قَوْمَهُ فَأَمَّهُمْ فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ فَانْحَرَفَ رَجُلٌ فَسَلَّمَ ثُمَّ صَلَّى وَحْدَهُ وَانْصَرَفَ فَقَالُوا لَهُ أَنَافَقْتَ يَا فُلاَنُ قَالَ لاَ وَاللَّهِ وَلآتِيَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلأُخْبِرَنَّهُ . فَأَتَى رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّا أَصْحَابُ نَوَاضِحَ نَعْمَلُ بِالنَّهَارِ وَإِنَّ مُعَاذًا صَلَّى مَعَكَ الْعِشَاءَ ثُمَّ أَتَى فَافْتَتَحَ بِسُورَةِ الْبَقَرَةِ . فَأَقْبَلَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى مُعَاذٍ فَقَالَ « يَا مُعَاذُ أَفَتَّانٌ أَنْتَ اقْرَأْ بِكَذَا وَاقْرَأْ بِكَذَا » . قَالَ سُفْيَانُ فَقُلْتُ لِعَمْرٍو إِنَّ أَبَا الزُّبَيْرِ حَدَّثَنَا عَنْ جَابِرٍ أَنَّهُ قَالَ « اقْرَأْ وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا . وَالضُّحَى . وَاللَّيْلِ إِذَا يَغْشَى . وَسَبِّحِ اسْمَ رَبِّكَ الأَعْلَى » . فَقَالَ عَمْرٌو نَحْوَ هَذَا .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abbad, ona Süfyan, ona Amr, ona Cabir’in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Muaz, Nebi (sav) ile birlikte namaz kıldıktan sonra (mahallesine) gider ve kendi kavmine imam olurdu. Bir gece Nebi (sav) ile birlikte yatsıyı kıldıktan sonra kavminin yanına giderek onlara imam oldu. Bakara suresini okumaya başladı. Bir adam selam vererek bir kenara çekildikten sonra tek başına namaz kılıp gitti. Ona:
-Ey filan kişi münafıklık mı ettin? dediler. O:
-Vallahi hayır. Yemin ederim Rasulullah’a (sav) gidip ona (bunu) haber vereceğim diyerek Rasulullah’ın (sav) yanına gitti ve:
-Ey Allah’ın Rasulü, bizler develeri sulayan kimseleriz. Gündüzün çalışırız. Muaz da seninle birlikte yatsı namazını kıldıktan sonra geldi ve (bize namaz kıldırırken) Bakara suresini okumaya başladı. Rasulullah (sav) da Muaz’a dönerek: “Sen fitneye düşüren birisi misin Ey Muaz! Şunu oku, şunu oku,” buyurdu.
Süfyan dedi ki: Ben Amr’a dedim ki: Ebu Zübeyr’in bize rivayet ettiğine göre, Cabir dedi ki: Allah Rasulü: “Andolsun güneşe ve aydınlığına” (Şems 91/1) suresini; “Andolsun kuşluk vaktine” (Duha 93/1); “Andolsun örtüp bürüdüğü zaman geceye” (Leyl 92/1) suresini ve “O en yüce Rabbinin ismini tesbih et”(Â’la 87/1) suresini oku,” buyurdu.
Amr buna yakın rivayet etti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Salât 1040, /191
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Kuraşi (Muhammed b. Müslim b. Tedrus)
3. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
4. Muhammed b. Abbad el-Mekkî (Muhammed b. Abbad b. Zibrikan)
Konular:
KTB, NAMAZ,
Namaz, kısaltmak/uzatmamak, Çocuk/kadın/yaşlı/yorgunluktan dolayı
Namaz, namazı kolaylaştırmak, namazı hafifletmek